Dolar
42.09
Euro
48.37
Altın
3,932.04
ETH/USDT
3,258.50
BTC/USDT
101,392.00
BIST 100
10,914.10
Dünya

Fransız şirketi Lafarge'ın "terör örgütünü finanse etmekten" yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi

Fransız çimento şirketi Lafarge'ın "terör örgütünü finanse etmekten" yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.

Esra Taşkın, Şeyma Yiğit  | 04.11.2025 - Güncelleme : 04.11.2025
Fransız şirketi Lafarge'ın "terör örgütünü finanse etmekten" yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi

Paris

Lafarge'ın, Suriye'deki faaliyetleri kapsamında "terör örgütünü finanse etmek" ve "uluslararası yaptırım kararlarına uymamak"tan yargılandığı davanın ilk duruşması yerel saatle 14.00 sularında Paris Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

Tüzel kişi sıfatıyla Lafarge şirketi ile 8 kişinin "terör örgütünü finanse etmekten" Paris Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın ilk duruşmasında sanıklara yöneltilen suçlamalar okundu, davalı taraf hakkında tanıklık yapmak isteyen kişilerin bilgileri açıklandı.

Hakim İsabelle Prevost-Desprez'in başkanlık ettiği davanın, 16 Aralık'a kadar devam etmesi bekleniyor.

Sivil tarafın avukatlarından Elise Le Gall, duruşmada yaptığı konuşmada, terör saldırısı mağdurlarının bir davada sivil taraf olabildiğini, dolayısıyla bu durumun terör finansmanı mağdurları için de geçerli olması gerektiğini vurguladı.

Le Gall, şirket çalışanlarının Lafarge'ın terör örgütü finansmanı nedeniyle mağdur olduklarını kaydederek, şirketin terör örgütlerine yaptığı ödemeler nedeniyle çalışanlarının bu örgütlerin denetimindeki kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakıldığını ve bu esnada örgüt tarafından kaçırılan çalışanların olduğunu dile getirdi.

Sivil tarafın avukatlarından Joseph Breham da "Sivil taraflar yıllardır bir dava olması için mücadele ediyor." dedi.

Sanıkları temsil eden avukatlar ise bir eylemin terör eylemi olarak nitelendirilmesi için bunu yapanın terör eylemi işleme niyetiyle hareket etmiş olması gerektiği değerlendirmesinde bulunarak, terör örgütünü finanse etmeyi istemekle, bunu yapmaya zorunlu kalmak arasında fark olduğunu savundu.

Davanın sivil taraflarından uluslararası yolsuzlukla mücadele eden sivil toplum kuruluşu Sherpa ve Berlin merkezli Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi'nden (ECCHR) üyeler de duruşmaya katıldı.

Sherpa üyesi Anna Kiefer AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bu önemli bir dava." diyerek, basının bu davaya ciddi bir ilgi gösterdiğini kaydetti.

Kiefer, yargılanan sanıkların hepsinin duruşmaya gelmediğini belirterek, ilk duruşmaya Lafarge'ın 4 eski yöneticisi, şirketin 1 eski güvenlik personeli ve bir kişinin de şirketi temsilen katıldığını aktardı.

"Terörü finanse etmek, bu suç, belirli bir niyet gerektirmiyor." diyen Kiefer, bir terör örgütüne fon sağlamak veya bu fonları iletmek için tavsiyede bulunmuş olmanın, suçlu sayılmak için yeterli olduğunu vurguladı.

Kiefer, Fransa'da Lafarge hakkındaki insanlığa karşı suça iştirakten yürütülen soruşturmanın da devam ettiğini söyledi.

ECCHR bünyesinde Firmalar ve İnsan Hakları Birimi Eş Müdürü Cannelle Lavite, terör örgütü finansmanının 2013-2014 yılında şirket çalışanlarını mağdur ettiğini yineledi. Lavite, bu finansmanlar sırasında çalışanların örgütün elindeki kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakıldığını ve işverenleri tarafından baskı altında tutulduğunu vurguladı.

Lavite, "Ve bu hukuki eşitsizlik, olayların yaşandığı dönemde de karşımıza çıkıyor. Yani 2012'de, Lafarge'ın Suriye'deki fabrikasının çevresinde durum çok karmaşık ve tehlikeli hale geldiğinde Temmuz 2012'den itibaren şirketin kararıyla yabancı çalışanlar tahliye ediliyor. Buna karşılık Suriyeli çalışanlar işverenleri için çalışmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla bugün, çok teknik bir hukuki tartışma yapılmış olsa da, bunun 2013 ila 2014 yıllarında Lafarge'ın Suriye'deki eski çalışanlarının maruz kaldığı eşitsizlik ve farklı muamelenin bir yansıması olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

"Çok uluslu şirketlerin sorumluluğunu incelemesi açısından eşsiz bir fırsat olduğu" 

Uluslararası yolsuzlukla mücadele eden sivil toplum kuruluşu Sherpa ve Berlin merkezli Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezinden (ECCHR) yaklaşık 9 yıllık hukuki sürecin ardından açılan davaya ilişkin yapılan ortak yazılı açıklamada, bu davanın "Fransız yargısının çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin sorumluluğunu incelemesi açısından eşsiz bir fırsat olduğu" belirtildi.

Açıklamada, bu davanın ayrıca, Lafarge nedeniyle mağdur olan eski çalışanların sesini duyurmak için "kilit bir aşama" olduğu kaydedilirken, şirket için eskiden çalışmış olan birçok Suriyeli çalışanın da neler yaşadıklarını anlatmak için davaya katılacağı ifade edildi.

Lafarge hakkında "insanlığa karşı suça iştirak etmekten" açılan soruşturmanın sürdüğü vurgulanan açıklamada, bu durumun dünyada bir ilki teşkil ettiği kaydedildi.

Davada yargılanan 8 kişi, "terör örgütünü finanse etmekten" 10 yıl hapis ve 225 bin avro para cezası riskiyle karşı karşıya bulunurken, "tüzel kişi" sıfatıyla yargılanan Lafarge ise 1 milyon 125 bin avro para cezası ve ek cezalara mahkum edilebilir.

Öte yandan, Lafarge "uluslararası finansal yaptırım kararlarına uymamaktan" suçlu bulunursa, ihlale konu olan tutarın 10 katına kadar (yaklaşık 46 milyon avro) para cezasına çarptırılabilir.

Lafarge'a bağlı eski yöneticiler ise aynı suçtan 5 yıl hapis ve para cezasının yanı sıra ihlal sonucu elde edilen mal varlıklarına el konulmasıyla karşı karşıya kalabilir.

AA, Lafarge'ın DEAŞ'ı finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamıştı

Anadolu Ajansı, 7 Eylül 2021'de Fransız şirketi Lafarge'ın, terör örgütü DEAŞ'ı Fransız istihbaratının bilgisi dahilinde finanse ettiğini kanıtlayan belgeleri yayımlamış, bu belgeler, dünya genelinde geniş yankı bulmuştu.

Belgelere göre Lafarge, terör örgütü DEAŞ ile ilişkisi konusunda Fransız istihbarat servislerini sürekli bilgilendirdi. Fransız istihbarat ve devlet kurumları, Lafarge'ı terörü finanse ederek insanlığa karşı suç işlediği konusunda uyarmadı ve bu durumu gizli tutanaklarda itiraf etti. DEAŞ, Lafarge'dan aldığı çimentoları sığınak ve tünel yapımında kullandı.

Şirket hakkında Haziran 2017'de açılan soruşturma kapsamında Lafarge'ın Yönetim Kurulu Başkanı Bruno Lafont'un da aralarında bulunduğu bazı üst düzey yöneticiler, "teröre finansman sağlamakla" suçlanmıştı.

Haziran 2018'de şirkete yöneltilen "insanlığa karşı suçlara ortak olmak" suçlaması, Kasım 2019'da düşürülmüştü.

Davaya müdahil sivil taraflar, yolsuzlukla mücadele sivil toplum kuruluşu Sherpa ile Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi, suçlamanın düşürülmesine itiraz ederek Yargıtaya başvurmuştu.

Fransa Yargıtayı, 7 Eylül 2021'de Lafarge'ın Suriye'de DEAŞ'lı teröristleri finanse etmesi nedeniyle "insanlığa karşı suça ortak olmak" suçlamasının yöneltilebilmesinin önünü açan kararı almıştı.

Paris Temyiz Mahkemesi de 18 Mayıs 2022'de Suriye'de terör örgütü DEAŞ'a finansman sağladığı AA'nın ulaştığı belgelerle ispatlanan Fransız çimento şirketi Lafarge'a "insanlığa karşı suça ortak olduğu" iddiasıyla soruşturma açılmasını onaylamıştı.

Ocak 2024'te Fransız Yargıtayı, çimento devi Lafarge'a yöneltilen "insanlığa karşı suça ortaklık" suçlamalarının düşürülmesine ilişkin talebi reddederek soruşturmanın devamına karar vermişti.

Soruşturmadan sorumlu 3 sorgu hakimi, 16 Ekim 2024'te Lafarge grubunun ve şirketin 4 eski yöneticisinin, terör örgütünü finanse ettikleri ve DEAŞ dahil terör örgütleri ile her türlü finansal ve ticari ilişkiyi yasaklayan Avrupa Birliği'nin (AB) ambargosunu ihlal ettikleri suçlamalarıyla yargılanmasına karar vermişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.