Dolar
32.26
Euro
34.74
Altın
2,360.56
ETH/USDT
2,928.60
BTC/USDT
61,112.00
BIST 100
10,218.58
Dünya

Aliyev, Türkiye ile Azerbaycan'ın bölgesel ve küresel rolünü değerlendirdi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ülkesinin ve Türkiye'nin ilerleyen yıllarda sadece bölgede değil global olarak da daha önemli rol oynayacağını belirtti.

Ruslan Rehimov  | 21.07.2023 - Güncelleme : 21.07.2023
Aliyev, Türkiye ile Azerbaycan'ın bölgesel ve küresel rolünü değerlendirdi

Bakü

Aliyev, Karabağ'ın sembol şehri Şuşa'da düzenlenen "4. Sanayi Devrimi Döneminde Yeni Medya" başlıklı Global Media Forumu'un açılışında konuştu.

Konuşmasına, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilere değinerek başlayan Aliyev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kişisel dostluğunun, bölgesel kalkınma ve istikrar için önemli bir faktör olduğunu söyledi.

Aliyev, Türkiye ve Azerbaycan halklarının ilişkisinin uzun süreli dostluk ve kardeşlik temelinde kurulduğunu, iki ülkenin bu temel üzerinde geliştiğini ve birbirini desteklediğini dile getirdi.

2. Karabağ Savaşı'nın ilk saatlerinden itibaren Türk halkı ve devletinin Azerbaycan ile omuz omuza olduğunu vurgulayan Aliyev, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savaşın ilk saatlerinde yaptığı 'Azerbaycan yalnız değildir.' açıklaması, bizim için büyük destek oldu. Biz, 44 günlük savaş döneminde kardeşlerimizin manevi desteğini hissettik. Erdoğan, birkaç kez açık şekilde Türkiye'nin tutumunu beyan etti. Diğer devlet yetkilileri de konuya ilişkin görüşlerini belirtti. Bu bizim için çok büyük siyasi ve manevi destek oldu."

Aliyev, zafer sonrasında Türkiye ile Şuşa Beyannamesi'ni imzalayarak ilişkileri müttefiklik düzeyine yükselttiklerine işaret ederek, "Şuşa Beyannamesi devletlerimiz için büyük başarı ve servettir. Bu beyanname bizim için yeni ufuklar açtı." dedi.

Türkiye'de yapılan seçimlere de değinen Aliyev, "Kardeşim Erdoğan'ın yeniden seçileceğine hiçbir şüphem yoktu. Çünkü o 20 yıllık yönetimi döneminde, ülkesine sadakatini defalarca göstermiştir. Bugün Türkiye, global lider ülkelerden biridir. Türkiye'nin uluslararası nüfuzu yıldan yıla artıyor. Azerbaycan'da, Türkiye'deki seçimlerin sonuçlarından memnun olmayan birisini bulmak çok zordur. Önümüzdeki 5 yılda da sıkı işbirliğimizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Dünyada ve bölgede durumun değiştiğine dikkati çeken Aliyev, "Güney Kafkasya'da durumu istikrara kavuşturmalıyız. Sürdürülebilir barış elde etmeliyiz. Gelecek için güvenlik temin edilmelidir. Hem global konularda hem de bölgemizde Türkiye'nin rolü çok önemlidir. Türkiye, istikrar sağlayıcı rol oynuyor. Türkiye'nin politikası bölgesel istikrar ve güvenliğin temin edilmesine yöneliktir ve Azerbaycan bu politikayı takdir etmektedir." dedi.

Aliyev, Erdoğan'ın Azerbaycan'a, kendisinin de Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerden bahsederek, "Tüm konuları açıklamak istemiyorum fakat Azerbaycan ve Türkiye önümüzdeki yıllarda sadece bölgede değil global olarak daha önemli rol oynayacaktır." ifadelerini kullandı.

Ülkesinin Rusya ile ilişkilerine değinen Aliyev, "Her iki ülke tarafından yürütülen çalışmaların hacmine bakıldığında, her iki tarafın da işbirliğini güçlendirmeye ve belirli sonuçlara yönelik işbirliğine odaklandığı görülmektedir. Bu ilişkilerin derinliğini çok iyi biliyoruz. Karşılıklı ilişkilerimizin alanı oldukça geniştir." ifadelerini kullandı.

Aliyev, Güney Kafkasya'da bölgesel kalkınmanın Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi ile bağlantılı olduğunu belirterek, "Şu anda, bir dizi uluslararası kuruluş, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm bulmamıza yardımcı olmaya çalışıyor. İyi ki artık tüm uluslararası kuruluşlar çözümün uluslararası hukuka dayanması gerektiğini anlamış durumda. 2. Karabağ Savaşı'nın üzerinden neredeyse üç yıl geçti. Karabağ'ın Azerbaycan'ın bir parçası olduğuna dair doğrudan ifadeleri giderek daha fazla duyuyoruz. İşgal sırasında bu tür açıklamalar yapılmış olsaydı muhtemelen savaş olmayacaktı." değerlendirmesinde bulundu.

Karabağ ve Doğu Zengezur'a her geldiğinde büyük gurur yaşadığını vurgulayan Aliyev, "Önümüzdeki üç yılda 150 binden fazla insanı Karabağ ve Doğu Zengezur bölgelerine geri getireceğiz. Sadece Karabağ bölgesinde 2026 yılına kadar 140 bin kişinin geri dönmesi bekleniyor." diye konuştu.

Aliyev, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki normalleşme sürecine ABD, Rusya ve Avrupa Birliği'nin yardımcı olmaya çalıştığını, Azerbaycan'ın da bu sürece içtenlikle katılarak sonuç odaklı bir yaklaşım sergilediğini kaydetti.

Müzakerelerden henüz sonuç alınmadığını söyleyen Aliyev, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ermenistan'ın son bir adım atması gerektiğini düşünüyorum. Savaştan sonra zaten bir dizi adım attılar ve bu adımların gönüllü olarak atıldığını söyleyemem. Son 2,5 yılda birçok önemli olay yaşandı. Bu olaylar gösterdi ki onlar bizim toprak bütünlüğümüzü tanımazlarsa bizim de onların toprak bütünlüklerini tanımayacağız. Bunun onlar için ne anlama geldiği çok açık. Karabağ'ın Azerbaycan toprağı olduğunu zaten kabul ettiler, açıkça ilan ettiler ve artık anlaşmayı imzalama aşamasına geldiler. İşte bu son noktadır. Ermenistan, Azerbaycan'a karşı toprak iddialarından vazgeçerse barış anlaşması yıl sonuna kadar imzalana bilir. Fakat bu olmazsa barış da olmayacak. Bu da bölge için iyi bir senaryo olmayacak."

"Uzun yıllar mayın tehlikesini hissedeceğiz"

Ermenistan'ın işgal döneminde döşediği mayınların neden olduğu sorunlara da değinen Aliyev, "300'den fazla insanımız bu mayınların kurbanı oldu. Bölgede milyondan fazla mayın var. Gece gündüz çalışma yapılıyor mayınların temizlenmesi için. Bu uzun bir süreç. Maalesef gelecekte de kurbanlar olacaktır. Uzun yıllar mayın tehlikesini hissedeceğiz." şeklindeki değerlendirmelerini paylaştı.

İşgalden kurtarılan bölgelerdeki imar ve ihya çalışmalarından da bahseden Aliyev, "Karabağ ve Doğu Zengezur'un imar ve ihyası için harcanan para yıl sonuna kadar 7 milyar dolara ulaşacak. İlk aşamada 8 şehir ve 100 köyü yeniden kurmayı planlıyoruz." dedi.

Aliyev, Karabağ'daki Ermeni nüfusun durumuna ilişkin ise "Karabağ'daki Ermenilerin sözde liderleri halkı adeta rehine tutuyor. Karabağ Ermenilerinin entegrasyonu kendilerini rehin tutan cuntadan kurtulduğunda mümkün olacak. Ermenilerin hakları bizim anayasa ile korunacak. Azerbaycan çok kültürlü ülkedir. Bu da bizim servetimizdir. Tüm etnik gruplar aynı haklara sahiptir. Herhangi bir grup diğerinden üstün olmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Üç gün devam edecek forumda, 50 ülkeden 250'den fazla katılımcı yer alıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.