Dolar
39.22
Euro
44.69
Altın
3,314.94
ETH/USDT
2,492.40
BTC/USDT
104,650.00
BIST 100
9,486.56
arşiv

Mektubun tam metni

27.10.2011 - Güncelleme : 27.10.2011
Mektubun tam metni


Saygıdeğer OANA Üyeleri,

Libya lideri Muammer Kaddafi’nin vurularak öldürülüşünü gösteren insanlık onurunu zedeleyen görsellerinin dünya medyası tarafından filtre uygulanmadan geniş biçimde kullanılması, dağıtılması ve yayımlanması son derece rahatsız edici, medya ahlak kurallarını  çiğneyen bir harekettir.
Zalim ya da diktatör, her insan ölümünde kişisel mahremiyet hakkına sahiptir. Dünya çapında benimsenmiş medya etik ilkeleri, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Lahey Adalet Divanı, ABD 1994 Uluslararası Basın Etik Kuralları, Yugoslavya savaş suçları mahkemesi kararları, tüm dinler ve inançlar, bir insana bu asgari saygıyı gösterilmesi gerekliliğine işaret eder.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, ‘Hiç kimseye işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz ve ceza verilemez’ demektedir. Savaşta bile herkese, kendisine yöneltilen suçlara karşı adil ve açık bir mahkemede savunma hakkı verilmiştir.
Uluslararası birçok medya kuruluşunun yayın ilkelerinde kişilerin mahremiyetinin korunması ve ölülerin onuruna saygı öngörülmektedir.

Medya kuruluşları, idam cezalarının infazını, insanların öldürülüşünü gösteren sahnelerin yayınlanmasını doğru bulmazken, ‘yüzlerin, ağır yaraların ya da diğer şiddet izlerinin yakın çekimlerini göstermekten kesinlikle kaçınılmalı’ demektedir.

Yıllar önce Kaddafi’nin Lockerbie faciasındaki kurbanlarının insanın kanını donduran fotoğraf ve görüntüleri medyanın ortak aklı ve insan mahremiyetine saygı ilkesinden hareketle kamuoyuna aktarılmamış ve yayınlanmamıştı.

Ancak aynı kurallar şimdi Kaddafi’nin ölümünü gösteren görseller için uygulanmadı. Medya kuruluşlarının evrensel olduğunu iddia ettiği ilkelere ne oldu ve Kaddafi ile çocuklarının linç görüntüleri söz konusu olduğunda neden uygulanmadı?

“Ölüm pornografisi” diye nitelendirilebilecek görseller, dünya çapında birçok önde gelen gazetenin baş sayfalarında, televizyon kanallarında geniş biçimde yayınlandı. Maalesef uluslararası haber ajansları da rekabet yarışı içinde bu görsellerin dağıtım ve yayılmasına yardımcı oldu.

Anadolu Ajansı olarak biz, bu fotoğraf ve görüntüleri yayınlamayı reddettik. Bizler, bu görselleri aşırı rahatsız edici, insan hakları ve medya ahlakına aykırı gördük.

Görsel imajlar insanlık tarihinin ortak hafızasının biçimlenmesinde önemli etkendirler. Kan, vahşet ve insanlığa yakışmayan görüntüler, hem haberin odak noktasını değiştirmekte hem de insan yaşamını değersizleştirmektedir. Bu tür görseller insanları nefrete ve daha fazla şiddete yönlendirmektedir.

Bu görselleri kültürel yönden de duyarsız ve hakaret edici bulmakta ve tüm dünyada Müslümanları gayri-medeni, vahşi ve barbar olarak göstermeye çalışan haksız ve yanlış anlayışı zihinlere pekiştirme gayreti olarak görmekteyiz.

OANA Başkanı olarak, tüm bu konuları Tayland’ın başkenti Bangkok’ta Aralık ayında yapacağımız 50. kuruluş yıldönümü toplantısında tartışmamız ve yeni yayın ilkeleri belirlememiz gerektiğine inanıyorum.

Haber ajansları olarak son yıllarda tartışmalarımız hep yeni teknolojiler ve yeni medya platformları üzerinde yoğunlaştı. Ancak yeniden, asıl ana işimiz olan habercilik konusuna dönerek terör, şiddet, ayaklanmalar, farklı etnik ve dini gruplar arasında savaşlar ve doğal felaketler karşısındaki tavrımızı, habercilik anlayışımızı ele almamızın zamanı gelmiştir.


Saygılarımla,

                               Kemal Öztürk
OANA Başkanı
 
Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı
Genel Müdür

 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın