Numan Kurtulmuş: Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bütün partilerin ortak iradesiyle oluşmuştur
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin, "Bu komisyon sadece oradaki 51 üyenin değil bütün partilerin siyasi kadrolarının ortak iradesiyle oluşmuş bir komisyondur." dedi.

TBMM
Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin, "Bu komisyon çözümsüzlük için komisyona havale edilen meselelerden birisine sahip değildir. Çözmek iradesiyle, sadece oradaki 51 üyenin değil bütün partilerin siyasi kadrolarının ortak iradesiyle oluşmuş bir komisyondur ve çözecektir. Benim her toplantıdan sonra işin gerçekten çözülebileceğine ilişkin kanaatim kuvvetleniyor. Doğru istikamette yürüyoruz." dedi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Kurtulmuş, Macaristan'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında A Haber "Özel Röportaj" yayınına konuk oldu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TBMM'nin her yıl 1 Ekim'de yasama faaliyetlerine başladığını anımsatan Kurtulmuş, "üslub-u beyan aynıyla insan" sözüne atıfta bulunarak, "Ben, bu yasama yılının demokratik olgunluk içerisinde zor meselelerin tartışıp karara bağlandığı önemli bir çalışma dönemi olmasını temenni ederim." diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nun yeni yasama yılı açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağını hatırlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi siyasi perspektiflerini, ülkenin genel perspektiflerini parlamentoya ifade etmiş oluyor. Bu bakımdan da fevkalade önemli. Yani yürütme ile yasama arasındaki senkronizasyonun sağlanması bakımından da önemli. Bir de sembolik değeri var. Türkiye'nin bir tane Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı'mız parlamentoya geldiği zaman parlamentodaki siyasi partilerin, Cumhurbaşkanı'mızı gerçekten olgunlukla karşılamaları ve 'AK Parti Genel Başkanlığı' sıfatı dolayısıyla farklı kanaatlere ve fikirlere sahip olsalar bile 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla Cumhurbaşkanı'mızı parlamentoda ağırlamaları, Cumhurbaşkanı'nın katıldığı törende onların da yer alması doğru olandır. Demokrasi bakımından şık olandır. Gönlümüz arzu eder ki bütün siyasi partiler 1 Ekim'deki açılış törenine gelsinler ve yerlerini alsınlar."
"TBMM'nin yarınki yeni yasama yılı açılışına katılmama kararı alan CHP'li yetkililerle görüşüp görüşmediğine" yönelik soru üzerine Kurtulmuş, "Yurt dışında olduğum için henüz bir irtibat kuramadık ama hatırlayın geçen seneki Meclis töreninde bütün siyasi partiler, Cumhuriyet Halk Partisi dahil geldiler, katıldılar. Cumhurbaşkanı'mızı ayakta karşıladılar. Bir kısmı alkışlayarak karşıladı. Ve ondan sonra da istedikleri siyasi fikirleri söylediler. Doğrusu budur. Ümit ederim ki Cumhuriyet Halk Partisi de bu kararını gözden geçirir." ifadelerini kullandı.
"Bu tabii ki birtakım yasal düzenlemeleri de gerektirecek"
"Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda yaz boyunca çok sıkı bir çalışma sürdürdüklerini anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin yaklaşık 50 yılını mahvetmiş olan terörden kurtulabilmesi, bu prangayı ayaklarından kırıp atması için TBMM'nin önemli inisiyatif aldığını kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışma takvimine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, "Bu komisyon, Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin en zor meselesini konuşan, tartışan bir komisyon. Tabii ki tek başına komisyondaki gelişmeler bu süreci belirleyecek değil. Ama komisyon millet adına, milli irade adına sürece vaziyet eden, burada tabiri caizse sürecin nasıl işleyeceğine öncülük eden, gözcülük eden bir fonksiyon icra ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütü PKK'ya yönelik silah bırakma ve kendini feshetme çağrısına işaret eden Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki örgüt silahlarını bıraksın, örgüt üyeleri bir şekilde kendilerini bütün yapılarıyla birlikte feshettiklerini ilan etsin. Tabii bunun nasıl olduğunu takip etmek Meclis'in yapacağı bir iş değil. Bu, devletin güvenlik birimleri, Milli İstihbarat Teşkilatımız ve Genelkurmay Başkanlığımızın kontrolünde, gözetiminde tamamlanacak bir süreçtir." diye konuştu.
Terör örgütünün silahlarının bırakılıp teslim edildiğinin tescil ve tespiti ile birlikte PKK diye bir örgütün artık Türkiye'de var olmadığının ortaya konulmuş olacağını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu tabii ki birtakım yasal düzenlemeleri de gerektirecek. Teslim olan örgüt üyelerinin durumunun ne olacağı, özellikle herhangi bir şekilde olaylara karışmamış, birtakım cinayetleri, birtakım suçun içine bulaşmamış olanlarla ilgili süreçler söz konusu olacak. Örgütün üst düzey yöneticileriyle ilgili birtakım teklifler gündeme gelecek. Bunlarla ilgili ben şu anda somut bir şey söylemek istemiyorum çünkü komisyonumuz bütün çalışmalarını açık ve şeffaf bir şekilde yürütüyor. İçişleri Bakanımızın, Milli Savunma Bakanımızın ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımızın dinlendiği toplantı dışında bütün toplantılar basına açık oldu. Bütün tutanaklar orta yerdedir. Örgütün kendisini feshettiğinin tespit ve tescilinin ortaya çıkmasıyla birlikte sürecin gerektirdiği birtakım düzenlemeler neler olabilir, bunlarla ilgili zaten partiler çalışmalarını sürdürüyor. Partilerimizin çalışmaları sonrasında da bu komisyon yasa hazırlayacak değil ama hangi alanlarda yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu, hangi alanlarda birtakım uygulamaya dönük işlemlerin yapılması gerektiğine dair bir tavsiye raporunu, çerçeve raporunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunacak. Zaten burada karar da ittifakla, 5'te 3 çoğunlukla alınacağı için bu, siyasi partiler de bu işe 'evet' diyor demektir. Böylece parlamentoda çok kısa bir süre içerisinde yasal süreçlerin tamamlanması mümkün olur."
"Türkiye modeli' diyerek tarihe mal edebileceğimiz yeni bir barış çözümlemesini ortaya koyacak"
Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceğine yönelik soru üzerine, "Henüz belirlenmedi. Bu da komisyondaki milletvekillerinin nitelikli çoğunluğuyla alınacak bir karardır. Nasıl olacak, ne şekilde olacak, bunlar konuşulduktan sonra tespit edilir." dedi.
Komisyonla ilgili iki temel yanlış yaklaşım bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, bunlardan birisinin komisyonun itibarsızlaştırılmasını ve değersizleştirilmesini düşünen yaklaşımlar olduğunu söyledi. Komisyonun fevkalade değerli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, başka örneklerde 5 ila 9 yılda gelinen seviyeye Türkiye'nin yaklaşık 9 aylık sürede geldiğini söyledi.
Bunun büyük bir kazanım olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Komisyon marifeti ile Türkiye, 'Türkiye modeli' diyerek tarihe mal edebileceğimiz yeni bir barış çözümlemesini ortaya koyacak. Bu bakımdan fevkalade değerlidir." diye konuştu.
Bir taraftan da "bütün sorunların çözümü bu komisyonda olacak" gibi çok yüksek bir beklenti olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Çok şükür zamanla bu makul bir seviyeye geldi. Bu ikisini dengelememiz lazım. Komisyon Türkiye'nin bütün sorunlarının çözüm yeri değildir. Ama aynı zamanda komisyonu değersizleştirmeye kimsenin hakkı yoktur." ifadelerini kullandı.
Komisyonun kendi gündemine hakim olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu komisyon çözümsüzlük için komisyona havale edilen meselelerden birisine sahip değildir. Çözmek iradesiyle, sadece oradaki 51 üyenin değil bütün partilerin siyasi kadrolarının ortak iradesiyle oluşmuş bir komisyondur ve çözecektir. Benim her toplantıdan sonra işin gerçekten çözülebileceğine ilişkin kanaatim kuvvetleniyor. Doğru istikamette yürüyoruz. Kimsenin komisyon üzerinden siyasi pazarlık yapması ya da kendi siyasi konumunu tahkim etmesine de çok fazla fırsat vermeden yolumuza devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun şimdiye kadar aldığı üç kararı da ittifakla aldığının altını çizen Kurtulmuş, "Bunlar, Türkiye demokrasisi bakımından önemlidir. Allah nazardan saklasın. Bu işin olmasını isteyenler çok olduğu gibi az sayıda olmamasını isteyenlerin de fitne fücurlarına fırsat vermemek lazım. Yolunda devam ediyor. Her şeyin bir vakti var. Her şey olması gerektiği şekilde devam eder, icra edilir." şeklinde konuştu.
"Kimse bir başka tarafa ödev vermesin"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, komisyonun belli bir çalışma takviminin olduğuna dair açıklaması hatırlatılarak raporunun ne zaman çıkacağının sorulması üzerine, bugüne kadar komisyonda Türkiye'nin çok farklı kesimlerinden fikri olan herkesin gelip görüşünü anlattığını söyledi.
Bugüne kadar bir kişinin bile "ben barış istemiyorum", "ben bu memlekette artık terörsüz bir Türkiye olsun istemiyorum" demediğine dikkati çeken Kurtulmuş, bunun büyük bir kazanım olduğunu, herkesin sürece katkı sunmaya çalıştığını ve çözüm için gayret ettiğini de aktardı.
Kurtulmuş, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısını anımsattı.
Türkiye dışındaki gelişmelerin Türk-Kürt kardeşliğine halel getirebilecek tehlikeler arz ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Dolayısıyla tam da zamanıdır. Örgüt bu açıklamayı yapmışken ümit ederiz ki Suriye'deki bileşenleriyle birlikte örgütün bütün kısımları silah bırakmayı kabul eder. Onun için diyorum, 'önce şu yasalar çıksın, biz ondan sonra silah bırakırız' değil. Ayağınızın birisini kaldırıp diğeri ile pedalı çeviremezsiniz." diye konuştu.
Sürecin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı ile başladığına, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sürece sahip çıkmasıyla meselenin bir devlet politikası haline geldiğine işaret eden Kurtulmuş, komisyonun ise bunu bir "millet politikası" haline getirmek için gayret ettiğini belirtti.
Kurtulmuş, bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması çağrısında bulunarak, "Kimse bir başka tarafa ödev vermesin. Burada herkes kendi ödevini doğru bir şekilde ve zamanında yaparsa süreci kazasız belasız sonlandırırız." diye konuştu.
Komisyonun rapor hazırlama çalışmalarına da değinen Kurtulmuş, komisyonun 31 Aralık'a kadar çalışmasının kararlaştırıldığını anımsattı. Kurtulmuş, komisyonun hazırlayacağı raporun ardından bu konuda TBMM Genel Kurulu'nun görevinin başlayacağını belirtti.
"İnsanlık cephesi Batı ülkelerinin İsrail'e, siyonizme desteğine rağmen kazanmıştır"
ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 maddelik Gazze planı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bununla ilgili açıklaması anımsatılarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Kurtulmuş, "Eğer ABD, İsrail'in arkasında durmasaydı, İsrail bir gün bile bu katliamlarını sürdüremezdi." dedi.
Kurtulmuş, 7 Ekim 2023'ten bu yana 70 binden fazla insanın öldürülmesinin İsrail'e verilen destekler yüzünden gerçekleştiğini ifade ederek, "Dolayısıyla bu desteğin artık sona ermiş olduğunu görmek memnuniyet verici. Aslında İsrail için sürecin başarısızlıkla sonuçlandığının ilanı, sembolik göstergesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Netanyahu konuşurken salonun neredeyse bomboş hale gelmesidir. İnsanlık cephesi kurulmuştur ve insanlık cephesi Batı ülkelerinin İsrail'e, siyonizme desteğine rağmen kazanmıştır." ifadelerini kullandı.
İngiltere, Kanada, Fransa, Avustralya'nın Filistin Devleti'ni tanıma kararını hatırlatan Kurtulmuş, bu ülkelerin geçmişte, içlerindeki siyonist lobinin baskısı dolayısıyla bunu yapamayacağına işaret etti. Kurtulmuş, "Ama şimdi insanlık cephesinin baskısı, siyonist lobinin baskısının önüne geçmiştir." diye konuştu.
Yasaklamalara rağmen Batı'da neredeyse her hafta sonu binlerce, on binlerce, bazen de yüzbinlerce insanın sokaklara çıkarak caddeleri, meydanları doldurduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Her tarafta 'Viva Palestina' sesleri yankılanmıştır. Bu, insanlık cephesinin kazandığının, Filistin davasının kazanılmaya başladığının işaretidir." değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, bundan sonra yapılacak ilk işin hemen ateşkesin sağlanması olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Ben de bu açıklamadan ümitli olduğumu ifade etmek isterim ama şunu da hatırlatmak isterim, şimdiye kadar 6-7 kere Hamas ile İsrail arasında anlaşma sağlandı. Hamas ne zaman kabul etse İsrail daha yukarıda talepler gündeme getirdi ve uygulanamadı. Ümit ederiz ki bu uygulanabilir. Gazze toprakları, Filistin halkının topraklarıdır. Eğer o halk siz istediniz diye oradan göç edip gidecek olsaydı 2 sene evvel giderdi. On binlerce şehit vermesine rağmen kımıldamayan o halkı takdirle, şükranla, saygıyla görmemiz lazım. Eninde sonunda Filistin kazanacak. Burada bir barış ümidinin ortaya çıktığını düşünüyorum."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.