Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Önümüzdeki sürecin gündemi söylenen sözlerin, verilen kararların hayata geçirilmesi
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Bu yeni aşamada en önemli husus tabii terör örgütü kendisini feshetti ama bunun uygulanması. Dolayısıyla önümüzdeki sürecin gündemi aslında bu söylenen sözlerin, verilen kararların hayata geçirilmesi süreci." dedi.

Ankara
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TRT Haber canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi.
"Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin soruya cevap veren Yılmaz, Türkiye Yüzyılı vizyonunun huzurun, kardeşliğin ve birliğin yüzyılı olacağını belirterek, terörsüz Türkiye hedefinin ana çerçevesini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği üzere iç cepheyi ve milli birliği güçlendirme, pekiştirme ihtiyacının oluşturduğunu söyledi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı tarihi çağrıyla birlikte terörsüz Türkiye sürecinin büyük bir ivme kazandığını dile getirerek, "Ardından terör örgütünün kurucusu, kurduğu örgüte 'kendinizi feshedin, silahları bırakın' çağrısı yaptı. Bununla yeni bir aşamaya gelindi ve en sonunda da geçtiğimiz günlerde terör örgütünün kendisi bir karar verdi. 'Kendimi feshediyorum' dedi terör örgütü ve 'silahları bırakacağım' dedi. Bu kararını açıkladı. Bu kararla birlikte tabii bu süreç yeni bir aşamaya gelmiş oldu. Çok önemli bir aşamaya girilmiş oldu." diye konuştu.
Yılmaz, gelinen aşamanın uzun yıllardır yürütülen kapsamlı mücadelenin bir sonucu olduğunu belirterek, özellikle son 20 yılda AK Parti ve Cumhur İttifakı döneminde önemli reformlar gerçekleştirildiğini, demokratikleşme ve hukuk alanında atılımlar yaşandığını söyledi. Yılmaz, bu reformlarla, geçmişte terörün istismar ettiği birçok konunun artık Türkiye'nin gündeminden çıktığını vurguladı.
Yeni teknolojilerin ve etkin koordinasyonun kullanımıyla Türkiye'nin terörle mücadelede çok başarılı dönem yaşadığını ifade eden Yılmaz, birden fazla terör örgütüne karşı eş zamanlı yürütülen etkili mücadele sayesinde, bugün çok farklı bir güvenlik ortamının oluştuğunu belirtti.
Cevdet Yılmaz, "Terörle mücadelemizdeki başarı, demokratik standartlarımızın yükselmesi, kalkınma süreçlerimizin Türkiye'yi farklı bir boyuta getirmesiyle artık terörü gündemimizden tamamen çıkaracak şekilde terörsüz Türkiye hedefini önümüze koymuş durumdayız." dedi.
Şehitleri rahmetle andığını, şehit yakınlarına minnet ve saygılarını, gaziler ile güvenlik güçleri başta olmak üzere mücadele eden herkese şükranlarını sunduğunu belirten Yılmaz, "Bir taraftan da Türkiye'deki bu değişim ve dönüşüme liderlik eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, siyasi hesap yapmadan ülkenin geleceği adına tarihi çağrıyı yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye şükranlarımızı sunuyoruz." şeklinde konuştu.
"Artık bir devlet politikası terörsüz Türkiye"
Türkiye'nin uzun yıllardır terörle mücadelede ağır bedeller ödediğini, en büyük zararın ise terörden doğrudan etkilenen bölgelerde yaşayan insanların gördüğünü belirten Yılmaz, terör ortamının oluşturduğu koşullarda sadece can kaybı yaşanmadığını, aynı zamanda ekonomik olarak da ciddi kayıpların ortaya çıktığını söyledi.
Yılmaz, terörün ortadan kalkacağı bir ortama ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:
"Terörsüz Türkiye de en fazla bölgede yaşayan insanlara yarar getirecek. Tüm Türkiye'ye yarar getirecek, tüm Türkiye'ye fayda üretecek. Demokraside, kalkınmada yeni imkanlar açacak ama en büyük fayda yine bölgede yaşayan insanlar açısından olacak. Hem yaşam koşulları açısından hem de ekonomik koşulları açısından her bakımdan, dolayısıyla bölgede daha büyük bir heyecan var. Türkiye'de duyulandan daha büyük bir heyecan olduğunu ifade edebilirim."
Sürecin yeni bir aşamaya geldiğini, titiz ve hassas bir şekilde yürüdüğünü bildiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bu yeni aşamada en önemli husus tabii terör örgütü kendisini feshetti, silahları bırakacağını söyledi ama bunun uygulanması, hayata geçirilmesi. Dolayısıyla önümüzdeki sürecin gündemi aslında bu söylenen sözlerin, verilen kararların hayata geçirilmesi süreci. Bu da tabii ki kendine özel şartları olan bir süreç. Bu süreci hassasiyetle takip edeceğiz. Kurumlarımız nasıl ki bugüne kadar hassas bir şekilde tüm bu süreçlerde devletimiz, kurumlarımız üzerlerine düşen görevi yaptıysa, bundan sonra da en önemli mesele bu alınan kararların hayata geçiriliş sürecini takip etmek olacaktır. İşte güvenlik kurumlarımız, istihbarat kurumlarımız, bu konularda yetkili kurumlarımız bu süreci hassasiyetle takip edeceklerdir, teyit edeceklerdir.
Bu artık bir devlet politikası terörsüz Türkiye. Cumhurbaşkanımızın da güçlü iradesiyle bir devlet politikası. Dolayısıyla devletimiz, devletimizin kurumları bu süreci hassas bir şekilde izleyecektir, takip edecektir. Sonuçlarını da Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletimizin karar alma kurumlarına ileteceklerdir. Ümit ediyoruz ki bu süreç hızlı bir şekilde hayata geçsin. Çünkü bunlar hassas süreçler. Bir taraftan da bu tür süreçlere çomak sokmak isteyenler de çok olur içeriden, dışarıdan. Türkiye'nin bu başındaki belalar kaybolmasın, sorunlarla uğraşmaya devam etsin diye isteyenler, mutlaka bu süreçlerde rahatsızlık duyacaklardır. Çomak sokmak isteyenler, engel olmak isteyenler olacaktır. Bunlara karşı da çok hassas, uyanık olmamız gereken bir süreç."
"Kurumlarımız üzerlerine düşeni yapacaklardır"
Cevdet Yılmaz, provokasyonlara, dezenformasyonlara ve süreci engellemeye yönelik girişimlere karşı herkesin uyanık olması gerektiğini vurgulayarak, bu tür çabaların halkın desteğini azaltmak amacıyla kullanılabileceğini, süreci bozmak isteyenlerin çıkabileceğini ve tüm bunlara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Terörsüz Türkiye sadece Türkiye içinde değil tüm bölgemizde aslında terörün etkisini kaybetmesi, tüm bölgemizin istikrarı, huzuru açısından çok çok kıymetli." ifadesini kullandı.
"PKK'nın elindeki silahlar ne olacak? Süreç nasıl yürütülecek? Terör örgütü üyelerinin teslim süreci nasıl işleyecek? Yurt dışındaki teröristlerin durumu ne olacak? Yargısal bir süreç işleyecek mi?" sorularına Yılmaz, şu yanıtı verdi:
"Bütün bu konular devlet kurumlarımızın vaziyet edeceği hususlar. Bir hukuk devletiyiz biz. Hukuki bir çerçeve içinde kurumlarımız her biri kendi görev alanlarıyla ilgili olarak çalışmalarını yürüteceklerdir. Özellikle tabii bu tür süreçlerde takdir edersiniz ki Milli İstihbarat Teşkilatımız, güvenlik kurumlarımız, adli kurumlarımız önemli bir role sahip. Bütün bu süreçlerde hukuki bir çerçeve içinde, süreçleri takip edeceklerdir. En önemlisi dediğiniz gibi sahada bu silahların bırakılması ve bu tasfiyenin gerçekleşmesi. Bunu da yakından takip edeceklerdir. Bu takip mekanizmalarının detaylarına girmemize gerek yok diye inanıyorum. Ama bunun devlet ciddiyeti içinde, kurumsal sorumluluk içinde hassasiyetle yapılacağından vatandaşlarımızın emin olması lazım. Türkiye Cumhuriyeti tecrübeli bir ülke, kurumsal yapısı güçlü bir ülke, terörle mücadelede büyük deneyimlere sahip bir ülke, sahaya da bölgeye de son derece hakim bir konumda. Dolayısıyla kurumlarımız üzerlerine düşeni yapacaklardır. Bu teyit mekanizmasını, izleme mekanizmasını hassas, etkili bir şekilde yerine getireceklerdir."
Ülkesine dönen Suriyeliler
Yılmaz, Türkiye'nin her platformda, Avrupa ile müzakerelerde, Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmelerde Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerektiğini her fırsatta vurguladığını belirterek, "En son bugün güzel bir haber aldık. Gerçekten ben de çok sevindim bu habere. Amerika Birleşik Devletleri yaptırımları kaldırma kararı aldı. Bunu alırken de Sayın Trump, Sayın Cumhurbaşkanımız ile yaptığı görüşmeye de referans vererek bunu açıkladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki telkinlerine, bu yöndeki tavsiyelerine aslında Amerika'nın değer verdiğini ve bu doğrultuda adım attığını ifade etmiş oldu." dedi.
Suriye'de güvenli bölgelerin oluşturulmasından bu yana yaklaşık 1 milyon, devrimin başladığı günden itibaren ise 220 binden fazla Suriyelinin ülkesine döndüğünü bildiren Yılmaz, "Suriye'de daha güvenli bir ortam, gelişmiş ve kapsayıcı bir kurumsal yapı ile huzur ve yatırım iklimi oluştuğunda, Suriyelilerin önemli bir bölümünün gönüllü ve onurlu bir şekilde ülkelerine döneceğine inanıyorum." dedi.
Terörle mücadelenin ekonomik boyutları ve bölgesel kalkınmaya etkilerine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Yılmaz, ekonomik analizlerde terörün hem doğrudan hem de dolaylı maliyetleriyle ele alınması gerektiğini belirtti. Doğrudan maliyetlerin güvenlik harcamaları ve altyapı tahribatını kapsadığını ifade eden Yılmaz, asıl büyük etkinin ise dolaylı maliyetlerde ortaya çıktığını vurguladı.
Cevdet Yılmaz, şöyle devam etti:
"Terör var diye yapılamayan işler, gelişmeyen tarım, yapılmayan yatırımlar, terör var diye gitmeyen turist, terör var diye tutamadığınız nitelikli eleman, bütün bunlar aslında büyük maliyeti oluşturuyor. Asıl ekonomik maliyeti bu dolaylı kalemler oluşturuyor. Bu da büyümemizi aşağıya çekiyor. Potansiyelinizi tam olarak kullanmanıza mani oluyor. Bunun çeşitli hesaplamaları var. 2 trilyon dolara yakın maliyet hesaplayanlar var bu konuda, bakılabilir, güncellenebilir. Terörden kurtulmanın da getireceği faydalar var. Şimdi terörden kurtulmanın dolaylı faydalarını yaşayacağımız bir döneme girmiş durumdayız. Bu çok çok kıymetli. Halkımızın refahını, hem genel anlamda ülkenin hem özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizin ekonomik kalkınması açısından çok kıymetli."
"Bölgede artık özel sektör zamanı"
Bölgede sağlanan huzur ve güven ortamının önemine işaret eden Yılmaz, bundan sonra kalkınmanın yeni bir aşamaya geçeceğini belirtti.
"Hükümet olarak teröre rağmen bölge kalkınsın diye bütün gayretimizi sarf ettik." diyen Yılmaz, bölgede kamu yatırımlarının sürdüğünü, ancak özel sektörün uzun yıllar yeterince aktif olamadığını ifade etti.
Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:
"Özel sektör, terörün gölgesinden daha fazla çekiniyor. Siz devlet olarak yatırımlarınızı yapsanız da bırakın Doğu'daki özel sermayenin kendi bölgesine yatırım yapmasını, oradaki sermaye başka bölgelere gidip yatırım yaptı. Huzur ve güven ortamı şu anda çok şükür var. Terörsüz Türkiye tamamlandığında bölgedeki potansiyeli en üst düzeyde yaşayacağız. Uzun yıllar oradaki potansiyel kullanılmadığından, Türkiye ortalamasından daha hızlı bir şekilde Doğu ve Güneydoğu'nun büyüdüğünü, geliştiğini de görmüş olacağız. Bölgede artık özel sektör zamanı. İstihdamı, ihracatı, teknolojik seviyeyi artıracak yatırımlar yapılacaktır."
"Bölgenin tarım potansiyelini üst düzeyde değerlendireceğiz"
GAP Projesi'nin yeni bir anlayışla ele alınması gerektiğini dile getiren Yılmaz, bu kapsamda "kültürel turizm", "organik tarım" ve "yenilenebilir enerji" alanlarının ön plana çıktığını ifade etti.
Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde bölgede sulama yatırımlarını hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bölgenin tarım potansiyelini üst düzeyde değerlendireceğiz. Bu gıda fiyatlarının daha olumlu noktaya gelmesine vesile olacak. Göçü azaltacağız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'mız uzun süredir teşvik sistemi üzerinde çalışıyor. Yakında o da açıklanacaktır." dedi.
"Yeni bir GAP anlayışının gelişmesi gerekiyor." diyen Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:
"Nedir yeni GAP dediğimiz? Kültürel turizm, organik tarım ve yenilenebilir enerji. Aslında bu üç unsur bence yeni GAP'ta çok kıymetli. Yeni ortamda enerjinin harekete geçtiğini göreceğiz. Yenilenebilir enerjiyle ilgili Meclisimiz önemli bir paket görüşüyor, tüm ülke için ama bölgenin potansiyeli kullanılmadığı için bu bölgelere daha fazla yarayacak. Süreçleri iyileştiren, bürokrasiyi azaltan bir enerji paketi gruplarımızın gündeminde. Yakın zamanda teklife dönüşeceğine inanıyorum."
Bölgedeki güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji potansiyeline işaret eden Yılmaz, ayrıca Gabar'da günlük 80 bin varilin üzerinde petrol üretimine ulaşıldığına dikkati çekti.
Yılmaz, kültürel miras ve doğal güzellikleriyle bölgenin ciddi bir turizm potansiyeli taşıdığını, bu potansiyelin artık daha güçlü biçimde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Gaziantep'in turizmde son yıllarda öne çıktığını belirten Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl sadece bu 4 ilde 2,6 milyon konaklama oldu ve bir önceki yıla göre yüzde 18 artış yaşandı." dedi.
Bölgeye dair eski olumsuz algıların değişmesi gerektiğini belirterek, vatandaşları bölgeyi doğrudan görmeye davet eden Cevdet Yılmaz, "Zihinler gerçeklikten daha inatçı. Gerçekler daha dinamik, zihinlerin değişmesi biraz zaman alıyor. İnsanlarımız bölgeye medya ortamı üzerinden bakmasınlar gitsinler, Doğu'da, Güneydoğu'da muhteşem bir zenginlik var ve kültürel bir miras var. Medyada bölgenin tanıtımı çok önemli." diye konuştu.
"Terörsüz Türkiye dünyanın gündeminde"
Yılmaz, "Terörsüz Türkiye" hedefinin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gündeminde önemli bir yer tuttuğunu dile getirdi.
Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terörsüz Türkiye sadece Türkiye'nin gündeminde değil, dünyada da çok önemli bir gündem oluşturdu. Dolayısıyla Türkiye'ye bakışı da değiştirecektir bu. Türkiye'nin 'Terörsüz Türkiye' hedefini başarması, Türkiye'nin genel turizmine de katkıda bulunacaktır. Özel olarak da bunun bölgenin turizmine ciddi katkısı olacağına inanıyorum. Muazzam bir kültürel miras var burada. Bütün insanlık tarihini ilgilendiren bir miras var. Dolayısıyla mutlaka yabancı turist sayısı da artacaktır, yabancı öğrenci de artacaktır.
Bir taraftan da buralara şehir hastaneleri yaptık, yapıyoruz. Komşu ülkeler başta olmak üzere sağlık turizmine çok ciddi etkileri olacaktır. Bütün boyutlarıyla baktığınız zaman turizm, iç veya dış turizm bu bölge için çok önemli bir değer olacaktır. Dizilerin de buna büyük faydası var gerçekten. İşte orada gördükleri sahneleri insanlar gelip yerinde görmek istiyorlar. Bu Türkiye'nin güçlerinden biri aslında. Şehirlerimizi de bir anlamda dünyaya tanıtmış oluyor, bu tür, özellikle şehirleri plato olarak kullanan diziler."
İstanbul'daki Rusya-Ukrayna barış müzakereleri
Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da Rusya ile Ukrayna arasında yapılacak barış müzakerelerine değinen Yılmaz, "Sayın Cumhurbaşkanı'mız çok doğru bir pozisyon belirledi. Ukrayna-Rusya savaşı çıktığında, içeriden bazı çevreler 'işte taraf tutalım, onu tutalım, bunu tutalım' dediklerinde, Cumhurbaşkanı'mız son derece dengeli, tecrübeli bir lider olarak, iki tarafla da diyalog kapılarını açık tutarak, iki tarafla da liderler diplomasisi yürüten son derece güzel, aslında diplomasi tarihine de yazılması gereken bir tutum ortaya koydu." diye konuştu.
Yılmaz, Türkiye'nin bu dengeli tutumu sayesinde her iki ülkeyle de iyi diyalogları olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın barış adına bu gücünü kullandığını belirtti.
"Bir barış yapma söz konusu olduğunda, iki tarafı bir araya getirme tartışması olduğunda ilk akla gelen ülkelerden biri Türkiye, ilk akla gelen lider Sayın Cumhurbaşkanı'mız." diyen Yılmaz, Türkiye'nin sadece Ukrayna-Rusya çatışmasında değil, Somali ile Etiyopya ve Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimin düşürülmesinde de rol üstlendiğini hatırlattı.
Gazze'deki duruma da değinen Yılmaz, "Bizim temennimiz Ukrayna ile Rusya arasında da bir an önce ateşkesin sağlanması. Gazze'de de tabii ki aynısını temenni ediyoruz. Orada da büyük bir insanlık dramı yaşanıyor." dedi.
Ekonomi politikaları
Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Sayın (ABD Başkanı Donald) Trump'ın açıkladığı yeni ticaret politikası belirsizlikleri daha da artırdı. Bu da risk faktörünü artırıyor ve sermaye daha gelişmiş ülkelere doğru hareketlendi. Bunun getirdiği sıkıntılar var. Bizim kendi içimizde ise yaşadığımız deprem. Deprem yaşandı bitti gibi bir algı oluştu belki. Ama şunu hatırlatmamız lazım, asıl büyük yük depremi, depremin yaralarını sararken ortaya çıkıyor. Son 2 yıldır 2023 ve 2024'te yıllık 35 milyar dolarlık harcama yaptık depremin yaralarını sarmak için. Toplamda 70 milyar dolar civarında. Bu yıl yapacaklarımızla 100 milyar doları aşan bir harcama söz konusu."
Yılmaz, küresel ekonomik zorluklara ve ABD'nin ticaret politikalarının getirdiği belirsizliklere rağmen Türkiye'nin olumlu bir konumda olduğunu belirtti.
Cevdet Yılmaz, "Türkiye olumlu tarafta duran bir ülke, fırsatları olan bir ülke. Siyasi istikrarımızla, koordineli politikalarımızla, güçlü programımızla bu fırsatları halkımızın lehine dönüştüreceğiz. Gereksiz tartışmalara girmeden, ülkemizi kutuplaştırmadan, gerilimlere sürüklemeden, birtakım popülist söylemlere savrulmadan doğru politikalarla, kararlı politikalarla yolumuza devam edeceğiz. Bunun sonucunda da tüm ülkemiz, tüm milletimiz kazanacak inşallah." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.