
İSTANBUL
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Büyükçekmece Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, seçime 22 gün kaldığını ve Büyükçekmece'yi bugüne kadar hiç böyle görmediğini ifade etti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Görüyorum ki siz kararı vermişsiniz ama 22 gün kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Gençler var mıyız? Hanım kardeşlerim var mıyız? Beyler var mıyız? Tabii bu ara bir de ablalar icat oldu kapıları filan dolaşıyorlar. Pensilvanya'dan idare edilen ablalar ama bizim ablalarımız burada, bizim ablalarımız bu noktada inanıyorum ki, gereken çalışmayı yapmak suretiyle gereken dersi inşallah 30 Mart'ta verecekler. Bir de onların ağabeyleri varmış, bizim ağabeylerimiz de burada. İnşallah ağabeyler de bizimkiler evvelallah Türkiye'de elele, omuz omuza... Biz Ankara'dan, onlar Pensilvanya'dan yönetiliyor fark bu. Bizim bir de gençlerimiz var evvelallah gençlerimiz de bu yolda yağmur demediler, çamur demediler koştular."
"Bize biliyorsunuz çok komplolar kurdular"
Başbakan Erdoğan, kendilerine çok komplolar kurulduğunun altını çizerek, ama hiçbirinin tutmadığını ve yine tutmayacağını ifade etti.
Erdoğan, halka şöyle seslendi:
"CHP'nin, MHP'nin, Pensilvanya'nın böyle üç kafadarın bir araya gelmesi burada sökmez, sökmez... Bu üç kafadarlara karşı millet var millet. Milletin iradesini, hiçbir irade haktan başka mağlup edemez bunu böyle bileceğiz. Şu anda hesaplar yapıyorlar, nedir? Kızlar hesap yapmışlar diyorlar ki '17 Aralık'ta bunları devirelim.' Olmadı deviremediler, '25 Aralık'ta deneyelim' dediler yine olmadı. 'Şimdi 30 Mart'ta yüzde 35’in altına indirelim, nisanda da hükümeti kuralım' dediler. Bunlar bu işi ne zannediyor ya. Yani bunlar adeta herhalde tavla zarı atıyorlar, biz siyaset yapıyoruz siyaset. Biz milletle beraber yürüyoruz bu yolda ve milletle beraber yürüyeceğiz."
"Nerede yıkmak varsa, orada CHP var"
"Biz eser siyaseti yapıyoruz, CHP dedikodu siyaseti, iftira siyaseti yapıyor, MHP hakaret siyaseti yapıyor. Başka konuşmaya gerek var mı?" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim, bu kardeşiniz İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını kimden aldı? CHP'den aldı ve İSKİ biliyorsunuz yolsuzluklar kurumuydu, böyle bir genel müdürlüktü ve yolsuzluktan da mahkum oldu. Ey Kılıçdaroğlu, sen kime iftira ediyorsun be, önce sen aynaya bak aynaya. Sizin geçmişiniz kirli ya. 2,5 milyar dolar borçla devraldım o zaman 1,2 milyar dolar borçla devrettim."
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının, "Bu, İstanbul'un siluetini bozuyor" dediğini anımsatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir de şu ifadeyi kullanmış. Diyor ki, 'Ben gelirsem, (geleceği de yok ya) burayı yıkacağım'. İnanın bu şekilde ortaya çıkmış kişiler popülizmin tamamen daniskasıdır. Çünkü zaten CHP'nin ruhunda yıkmak var, yapmak yok, bunlarda inşa etmek yok. Nerede yıkmak varsa orada CHP var. Çok enteresan, oradan da gidiyor Galata Köprüsüne, oradan orayı gösteriyor, diyor ki 'silueti bozuk'. Bir diğer taraftan da orada kendisine bir olta veriyorlar, balık tutmaya başlıyor. Oradan da bir poz veriyor, artistik rolleri bayağı iyidir. Senin o balık tuttuğun Haliç, balığı malığı olmayan bir Haliç'ti. Balık oraya bizim Haliç'e olan müdahalemizle geldi, Haliç şimdi temiz oldu."
Burada devlet hastanesinin temelinin atıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Derdimiz ne? İstanbul'un zaten iki tane şehir hastanesi olacak. Bir tanesinin temelini attık, biliyorsunuz. Atatürk Olimpiyat Stadı'nın yanında dev bir temel attık. Bu hastanenin içinde yok yok. Her şey orada. Çeşitli hastaneler orada. Sedye üzerinde hastaları dolaştırmak olmayacak. Hasta girdi mi, hastanenin içinde her şey orada görülecek. Böyle bir hastane. Bir tanesini de Asya yakasında yapıyoruz. Onun da temelini yakın zamanda atacağız. Böylece İstanbul'un iki tane dev şehir hastanesi olacak. Bunların ortalama büyüklükleri, oturdukları alan itibariyle söylüyorum, 750 bin metrekare her biri. Büyükçekmece'de yapılan hastane ise burada ilk acil müdahaleler noktasında sizin müracaat edeceğiniz hastanedir."
Büyükçekmecelilere seslenen Erdoğan, "Eğitimde artık bir sıkıntı çekiyor musunuz? Çocuklarınızın ders kitaplarını sıraların üzerinde buluyor musunuz? Artık tablet bilgisayarlar gelmeye başladı mı? Etkileşimli tahtalar okullarımıza monte edilmeye başladı mı? Vah kardeşlerim! Bizden öncekiler niye bunu yapmadı? İstediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alıyor musun? Ey Kılıçdaroğlu! SSK'nın genel müdürüydün. Ne çileler çektirdin bize ne çileler? Hastanelerin kapısında az mı kuyrukta beklettin bizi. Bunlar kuyrukçu, kuyrukçu... Bunlar insana değer vermezler" diye konuştu.
AK Parti'nin Büyükçekmece Belediye Başkan adayı Celal Babayiğit ile vatandaşları selamlayan Erdoğan, "Onun için biz şimdi buraya bir tane 'babayiğit' gönderdik. İçinizden biri. Boyuna posuna bakmayın ha... Boyuna posuna bakmayın, yüreğine bakın yüreğine, bir de beynine. Bunlar çok önemli" ifadelerini kullandı.
Kendisine tezahüratta bulunan Çatalcalıları da selamlayan Erdoğan, "Bu seçimde inşallah Çatalca'yı da alacağız. Çünkü oralara hizmetin gitmesi lazım. Bugüne kadar oralara hizmet gitmedi, sadece dedikodu gitti. Çünkü CHP'nin olduğu yerde hizmet olmaz, oralarda iftira olur. İşte, son günlerde ne diyor; yolsuzluk da yolsuzluk, montaj da montaj, dublaj da dublaj. Bunu konuşuyor. Kılıçdaroğlu; bir de hizmetten bahset, ne yaptınız bu ülkede bir onu anlatın. Yok anlatamaz" dedi.
Erdoğan, 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, AK Parti hükümetlerinin ise 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptığını kaydederek, şöyle devam etti:
"Düşünebiliyor musunuz, 230 milyar dolarla aldık biz milli geliri? Şu anda bunun üzerine 570 milyar dolar ilave ettik, 800 milyar dolara yükselttik. Bizim borcumuz ne biliyor musunuz? Biz geldiğimizde bu MHP ile bu CHP'nin yavrusu DSP'den neyle aldık biliyor musunuz? Milli gelirin yüzde 73'ü borçtu, şimdi yüzde 35'i borç. Bak nereden nereye düşürdük. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 idi. Şimdi devletin borçlanma faizi tek haneli rakama düştü. Reel faiz yüzde 2. Buraya düştü. Enflasyon yüzde 30'du geldiğimizde, şimdi yüzde 8. Bu MHP-DSP, bunlar IMF'ye 23,5 milyar dolar borçlanmıştı. Şimdi sıfırladık, borcumuz yok. Onlar bizden borç istiyor. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? 126 milyar dolar. Bunların olduğu bir ülkede hangi yüzle kalkıp da yolsuzluktan bahsediyorsun? İşine gelmiyor terbiyesizce bir de merhum anneciğime hakaret ediyor, terbiyesizce çocuklarıma hakaret ediyor. Yandaş medyalarıyla beraber saldırıyorlar. Ama 30 Mart'ta ben inanıyorum ki benim milletim, bunlara gereken dersi en güzel şekilde verecek."
Seçime 22 gün kaldığına değinen Erdoğan, alandakilere "22 gün gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?" diye sordu. Vatandaşlardan "Varız" yanıtını alınca Erdoğan, "Bu iş bitmiştir" dedi.
"Başbakana beddua seansları yapıyorlar"
Erdoğan, partisinin Beylikdüzü'nde Fatih Sultan Mehmet Camisi yanında düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada da vatandaşların tezahüratları üzerine, "Biz sizinle gurur duymayacağız da kimlerle duyacağız? Siz bize istikamet verdiniz. Siz bize 'yürüyün' dediniz. 'Yürüyün, arkanızdayız' dediniz. Elhamdülillah yürüdük, 12 yıldır sizlerle beraber yürüdük" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye büyüyor, Türkiye değişiyor. Bütün engellemelere rağmen, Gezicilere rağmen gelişiyor. Pensilvanyacılara rağmen gelişiyor. Bunlar o kadar ileri gittiler ki, yavrularımızı evlerinden atıyorlar. Yurtlarından atıyorlar ve gece seansları yapıyorlar. Kaldırıyorlar kız çocuklarını, gece seansları yapıyorlar. Ne seansı? Beddua seansı yapıyorlar. Kime? Başbakana, ailesine, bakanlarına... Ne olacak, kainatın imamı, televizyonlarda izlediniz, kalkar da beddua sallarsa onun arkasından gelenler ne yapar? Aynısını yapar. Bununla da kalmadılar. Sevgili Peygamberimizi Miraç'tan indirdiler, kamyonete bindirdiler, kamyonette yürüttüler. Ya böyle bir şey olabilir mi? Bununla da kalmadılar. Rüyada tweet atıyorlar. Peygamberimizi görmüş, Peygamberimiz demiş ki, 'Bir kat daha artırın tweetleri'. Ve onu kalkıyor Pensilvanya'ya soruyor. O da diyor ki, 'İyi olur, tweetleri iki kat artırın'. Ya böyle saçmalık olu mu? Bu nasıl bir şeydir. Bunlar iyice istikametlerini şaşırmışlar. Bunlar akıllarını kiraya vermişler. Bunlar iradelerini kiraya vermişler."
İstanbul'a suyu 180 kilometre uzaktan Istranca dağlarından getirdiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim biz hizmet üretiyoruz, eser üretiyoruz, onlar iftira, hakaret siyaseti üretiyorlar. Aramızdaki fark bu. Onun için diyorum ki, şu kalan 22 gün, bugünü saymazsak 21 gün, gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız? Çok çalışacağız, yani 30 Mart akşamı 'Ah şu eve de gitseydim' demeyelim."
Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile bu yola devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yusuf Uzun ve Kadir Topbaş kardeşimi sizlere emanet ediyorum. Şunu bilmenizi istiyorum. Birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz çok önemli. Kardeşlerim, birliğimizi bozmaya çalışanlar var. Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Pomağıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla, aklınıza ne gelirse tek milletiz. Yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Tek millet... İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır, hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız şehidimizin simgesidir. Mithat Cemal Kuntay öyle diyor. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Onun için üçüncüsü 'tek vatan' diyoruz. Ama sadece Batı değil, 780 bin kilometrekare ile... Batısı da Doğusu da, Karadeniz'i de Akdeniz'i de, Orta Anadolu'su da Marmara'sı da. Tamamı 780 bin kilometrekare. Dört, tek devlet. Devlet içinde devlet asla... Paralel yapı olmaz, paralel devlet olmaz, kim buna tevessül ederse karşısında bizi bulacaktır. Onlara 30 Mart'ta gereken dersi vermek için var mıyız? Çok çalışacağız, çünkü ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalara karşı gereken dersi 30 Mart'ta vermeliyiz."
"Bu çirkin oyunu 30 Mart akşamı hep birlikte bozacağız"
Erdoğan, partisince Avcılar'da gerçekleştirilen mitingde alandaki coşku üzerine, "Avcılar, bu ne hal Avcılar... Bu ne muhabbet Avcılar. Rabbim muhabbetinizi daim etsin. Kardeşliğimizi daim etsin. Bir olduk, iri olduk, diri olduk, kardeş olduk, hep birlikte Türkiye olduk" diyerek sözlerine başladı.
Erdoğan, "Bu çirkin oyunu 30 Mart akşamı hep birlikte bozacağız. Bu defa görüyorum çok farklı bozacağız, buradan çok enteresan kişiler ders alacak" diye konuştu.
Yola çıkarken "eğitim, sağlık, adalet ve emniyet" dediklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rabia... Ama bir şey daha söyledik; tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Rabia... Niye tek millet? Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Boşnağıyla, Arnavutuyla, Pomağıyla biriz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye'yiz ve biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Parasından, pulundan, makamından dolayı değil. Ey Avcılar ne olacak ya bir gün gelecek ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Benim boy 1.85, dolayısıyla 2 metreküplük bir mezara beni de gömecekler. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, trilyoner olsan ne yazar. Gelecekler, seni de o kabire koyacaklar. Hocaefendi kabre gelmeden önce musallanın önünde ne diyecek? 'Er kişi niyetine' diyecek, 'cumhurbaşkanı niyetine' demeyecek, 'başbakan niyetine' demeyecek, 'filanca zengin niyetine' demeyecek, 'er kişi niyetine, hatun kişi niyetine' diyecek. Ondan sonra gelecekler mezara gömecekler, ondan sonra da eyvallah."
"Bunlar olsa olsa terörist olur"
Üniversite harçlarını da kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fakat, tabi gençler türedi... Geziciler... Elinde molotoflu gençler.... Taşlı sopalı gençler. Kılıçdaroğlu ne diyor? 'Onlar benim sevgili gençlerimdir' diyor. Sen o sevgili gençlerinle beraber yola devam et. Bizim öyle sevgili gençlerimiz yok. Bizim sevgili gençlerimiz elinde bilgisayarıyla, tablet bilgisayarıyla, kitabıyla, kalemiyle geleceğin aydınlık Türkiyesi'ne koşan gençliktir. Bizim gençliğimiz, esnafımızın camını, çerçevesini indiren gençlik değildir. Molotofkokteyliyle vatandaşımızın arabasını yakan yıkan değildir. Devletin mallarına zarar veren değildir. Bunlar olsa olsa terörist olur. Bunlar olsa olsa anarşist olur. Sen onlarla beraber yola devam et Kılıçdaroğlu. Biz böyle bir gençlik tanımıyoruz."
Kılıçdaroğlu'nun, SSK'da genel müdür olduğu dönemde insanların hastanelerde kuyruğa girdiğini, vatandaşların ilaçlarını alamadığını söyleyen Erdoğan, "Bu Kılıçdaroğlu kuyrukçu, kuyrukçu... Kuyruklarda ne sefaletler çektirdi bize bunlar. İlacını bile o gün alamıyordu benim vatandaşım. Şimdi istediğin hastaneye gidiyor musun? İlaçların tamamını alıyor musun? Niye? Biz sizi seviyoruz. biz size sevdalıyız. Dertliyiz biz dertli. Kardeşlerim! Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, biz bu millete hizmetkar olmaya geldik" ifadelerini kullandı.
Muhabir: Muharrem Aksakallı / Halil İbrahim Başer / Sibel Kurtoğlu
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.