Dolar
39.24
Euro
44.51
Altın
3,296.14
ETH/USDT
2,587.80
BTC/USDT
104,900.00
BIST 100
9,076.52
Kültür

Tarihi mekanlar ve camiler iki nakkaşın motifleriyle süsleniyor

Bursa'da yaşayan nakkaşlar, kalem işi ve hat sanatıyla Türkiye'nin dört bir yanındaki camileri motiflerle güzelleştirerek, tarihi eserlerin süslemelerini restore ediyor.

Büşra Nur Yılmaz  | 29.05.2025 - Güncelleme : 29.05.2025
Tarihi mekanlar ve camiler iki nakkaşın motifleriyle süsleniyor Fotoğraf: Saliha Nur Köksal/AA

Bursa

Genç yaşta mesleği icra etmeye başlayan Ammar Yasir Güler (33) ve Bilal Deliktaş (41), yüzyıllardır süregelen nakkaşlık sanatını, tarihi mekanlar ve camilerde icra ederek, bu kültürü gelecek nesillere taşıyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Desen tasarımları da yapan Güler ve Deliktaş, camilerin ve tarihi eserlerin el değmeyecek kadar yükseklikteki kısımlarını, ince uçlu, uzun saplı fırçalar kullanarak, çeşitli motiflerle beziyor.

İki nakkaş, dikkat ve sabır gerektiren bu sanatı son olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, Bursa'nın simgelerinden Aziz Mahmud Hüdayi'nin şeyhi, mutasavvıf, şair Mehmed Muhyiddin Üftade'nin türbesinin kitabesindeki restorasyon işinde icra ediyor.

"Hem yeni camilerde hem de tarihi eserlerde çalışıyoruz"

Ammar Yasir Güler (33), AA muhabirine, okula gittiği yıllarda yaz tatillerinde bir akrabasının yanında başlayıp öğrendiği bu işin zamanla gönlüne düştüğünü, uzun yıllardır kalem işi ve kalem işi restorasyonu yaptığını söyledi.

Meslek hayatına, 2007'de Eskişehir'de Tepebaşı Fatih Camisi'nde başladığını belirten Güler, o günlerden bu zamana mesleğin sevilerek yapılması gerektiğini anladığını vurguladı.

Güler, Eskişehir'de başladığı yolculuğun kendisini Mehmed Muhyiddin Üftade Türbesi'ne getirdiğini anlatarak, "Yaptığımız işin hakkını vererek, sanata katkıda bulunma niyetiyle yaklaşınca Bursa Mevlevihanesi, Bursa Ulu Cami mihrabı, Hüdavendigar Cami kitabesinde çalışma fırsatı bulduk. Bizim meslekte iş neredeyse siz de oradasınız. Dolayısıyla sadece Bursa değil, Türkiye'nin her yerine hizmet etme fırsatımız oluyor. Hem yeni camilerde hem de tarihi eserlerde çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

Sıfırdan süslemesini yaptıkları camilerde öncelikle bir üslup seçtiklerini anlatan Güler, "Buna göre bir tasarım yapıyoruz, kubbeden tavana kadar. Ufkunuzun geniş olması lazım. Tasarım sonrasında çalışma alanının ölçeğini belirliyoruz. Renkler, motifler belirleniyor. Motiflerimizi elle çizerek hazırlıyoruz ve kubbenin göbeğinde başlayan süreç, tavanlara kadar devam ediyor. Bunu, şablon kullanarak yapıyoruz. Kıl fırçalarımız var. Uzun, ince fırçalarla gördüğünüz eserler ortaya çıkıyor." diye konuştu.

Güler, özellikle kubbeli ve yüksek yapılarda işin zorlaştığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Kubbenin göbeğinde çalışırken değil tavanlarda zorlanıyoruz. Hep yukarı bakarak çalışıyoruz. Boyun ve bel ağrısı, maalesef bunlar bizim işimizin gereği. Amaç, eser üretmek olduğu için bunları gözümüz görmüyor. Bu anlamda hizmeti verebiliyorsak o yorgunluk bir şekilde geçiyor. Amacımız, bu kadim medeniyetin kültürel mirasına mümkünse bir eser üretmek. Bu benim için bir sevinç kaynağı, müthiş bir mutluluk. Bu kültürel mirasa emek verip eser üretemiyorsak da en azından mevcut eserleri koruma anlamında da hizmet edebiliriz. Biz, şu an bunu yapıyoruz."

Her camide özgün ve birbirinden farklı süslemeler

Bilal Deliktaş da 2009'dan beri nakkaşlık mesleğini icra ettiğini, restorasyon ile başladığı meslekte daha sonra sıfırdan cami süslemeleri de yapmaya başladığını anlattı.

Küçüklüğünden beri okul defterlerinin arkasına çizimler yaptığını belirten Deliktaş, "Daha sonra hat sanatına yöneldim. Devamında da süslemeler dikkatimi çekmeye başladı. Ardından kalem işi restorasyon eğitimi aldım ve bu eğitimden sonra da bu işleri icra etmeye başladım." dedi.

Deliktaş, Türkiye'nin birçok yerinde ve yurt dışında işler yaptıklarını, her caminin özgün ve birbirinden farklı süslemelerle bezenmesini kural edindiğini aktararak, "Ammar kardeşimle yaptığımız eserlerin hiçbirinin birbirine benzememesi adına kendimize söz verdik ve bu şekilde faaliyet gösterdik." diye konuştu.

Yaptıkları tarihi eser restorasyonlarına değinen Deliktaş, "Bu eserlere gönül bağımızdan dolayı ayrı bir ihtimam gösteriyoruz. Bir iş olarak bakmıyoruz da büyüklerimize, bize yol gösteren, bizim yolumuzu aydınlatan kişilere bir hizmet olarak düşünerek hareket ettiğimiz için bu işleri maddi boyutundan ziyade manevi boyutuyla icra ediyoruz." ifadesini kullandı.

Deliktaş, 12, 18 ya da 30 metre üstü tavanlı camilerde çalıştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Yukarıya doğru bakmaktan boynumuz ağrıyor. Hatta tavanlarda daha çok ağrıyor, tam 90 derece yukarı baktığımız için. Akşam istirahat ederken o ağrıyla cebelleşiyoruz. Bu işten zevk almazsan yapamazsın. Severek yaptığım için bana zor gelmiyor. Oraya çıkmaktan ziyade oraya yaptığım şekli aşağıdan inip bakıp gönlüme sindirmek, geçmiş dönemden bize miras kalan bu kültürü devam ettirmek, sanatsal bir şeyi ortaya koyabilmek hazzı, bizi motive ediyor."

Klasik Osmanlı desenleri çalışmayı sevdiğini belirten Deliktaş, Emir Sultan Cami, Yeşil Cami, Fabrika-i Hümayun, İnebey Yazma Eserler Kütüphanesi, İsmail Hakkı Bursevi kabri restorasyonu gibi Bursa'da birçok önemli tarihi eserde vazife aldığını da sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın