Sanat tarihçisi Yasin Saygılı Yavuz'un Türk-İslam kültürüne katkılarını anlattı
Akademisyen ve sanat tarihçisi Yasin Saygılı, Osmanlı Devleti'nin 9. padişahı Yavuz Sultan Selim'in Safeviler ve Memlükler'e karşı kazandığı zaferlerin yanı sıra Tebriz'den ve Kahire'den pek çok sanatçı ve zanaatkarı İstanbul'a getirdiğini söyledi.

İstanbul
Osmanlı Devleti'nin 9. padişahı Yavuz Sultan Selim'in hem Safeviler hem Memlükler'e karşı kazandığı zaferlerin yanı sıra Tebriz'den ve Kahire'den pek çok sanatçıyı ve zanaatkarı İstanbul'a getirdiğini ifade eden akademisyen ve sanat tarihçisi Saygılı, Topkapı Sarayı'na Doğu'dan ciddi manada bir takviye olduğunu, sonraki dönemde "Osmanlı klasik üslubu"nun onun getirdiği sanatçılar sayesinde gerçekleştiğini anlattı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Saygılı, Yavuz Sultan Selim'in Osmanlı padişahları arasındaki önemini, yaptığı fetihleri ve kendisinden sonra şekillen kültürel mirası AA muhabirine anlattı.
Yavuz Sultan Selim'in yeniçerilerin sevdiği şehzade olarak babasından tahtı aldığını, cihangir, muzaffer ve başarılı bir padişah olduğunu dile getiren Saygılı, 2. Bayezid'in oğlu Yavuz Sultan Selim'e "Ömrün de kılıcın gibi keskin ve kısa olsun." diye dua ettiğinin rivayet edildiğini anlattı.
"Hakikaten de Yavuz Sultan Selim 8 yıl gibi kısa ve keskin bir sürede vefat etti." ifadesini kullanan Saygılı, Osmanlı Devleti'nin yükselişinin Fatih Sultan Mehmet'le başladığını, Yavuz Sultan Selim'le perçinlendiğini, Kanuni Sultan Süleyman'la da zirveye çıktığını kaydetti.
Saygılı, Memlüklerin Türk devleti olarak bilindiğine ve Orta Çağ'ın süper gücü olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kutsal toprakların hakimi unvanı da var. O bakımdan iktidarları önemli bölgeleri içerdiği için hem prestij olarak hem kültür olarak öndeler. Safeviler ise askeri olarak çok güçlüler. Sanatın da merkezi orası. Özellikle 1. Bayezid'in Timur'a karşı aldığı yenilgi sonrası Osmanlı sanatı Doğu'dan bayağı etkileniyor. Yavuz Sultan Selim, hem Safeviler hem Memlükler'e karşı kazandığı zaferlerin yanı sıra Tebriz'den, Kahire'den pek çok sanatçıyı ve zanaatkarı İstanbul'a getiriyor. Topkapı Sarayı'ndaki sanatçı ve zanaatkarlara Doğu'dan ciddi manada bir takviye oluyor. Bizim sonraki dönemde 'Osmanlı klasik üslubu' olarak adlandırdığımız anlayış Yavuz'un getirdiği sanatçılar sayesinde gerçekleşiyor." diye konuştu.
Yasin Saygılı, Yavuz'un kendi adına yaptırdığı caminin sadece başlangıcını görebildiğini, oğlu Kanuni'nin bu camiyi tamamladığını dile getirdi.
Bu caminin İstanbul'da üçüncü selatin külliye olarak, Fatih Cami ve Bayezid Cami'den sonra yapıldığını vurgulayan Saygılı, "İstanbul'un beşinci tepesinde olan bir yer. İstanbul'un ana aksı Ayasofya'dan başlar, Fatih Camisi'nden devam eder, Edirnekapı'da biter. Padişahların cülus törenlerinde kılıç kuşanmak için gidip geldiği ana aks da budur. Yavuz, İstanbul'un o dönemki ana aksı dışında bir aks oluşturuyor. Kimilerine göre insanlardan uzak bir köşeyi tercih etmek istediği de söylenir." ifadelerine verdi.
Sanat tarihçisi Yasin Saygılı, Mimar Sinan'ın İstanbul siluetinin tamamlayıcı ve ana noktalarını oluşturan kişi olduğundan bahsederek, Mimar Sinan'ın Doğu ve İslam dünyasından aldığı mimari kültürün Yavuz Sultan Selim döneminde oluşmaya başladığını söyledi.
Yavuz döneminde özellikle Doğu'dan gelen sanatkarların yıllar içinde Osmanlı klasik üslubunu oluşturduğunun altını çizen Saygılı, şunları belirtti:
"Özellikle Mısır'ın fethi, Suriye ve Haremeyn bölgesi vakıflara ekonomik olarak çok büyük katkı sağlıyor. Sonraki dönemde yapılan selatin külliyelerin büyük bir kısmı fetihlerden gelen ekonomik akarın etkisiyle yapılıyor. Bu fetihlerin kültür adetleri olarak da bir katkısı var. Mesela ramazan ayının 15'inde Osmanlı Sarayı'nda Hırka-i Şerif ziyareti vardır. Hicaz'ı fethettiği zaman cuma hutbesini Hakim'ül Haremeyn'den Hadim'ül Haremeyn olarak düzenlettiriyor. Oradan getirilen Sancak-ı Şerif, Sakalı-ı Şerif ve Hırka-ı Şerif, Topkapı Sarayı'ndaki 'Mukaddes Emanetler Dairesi'ni oluşturuyor. Yavuz Sultan Selim'in 300-400 yıllık bir geleneğin oluşmasında çok büyük bir etkisi var."
Saygılı, Kanuni Sultan Süleyman'ın "Muhteşem Yüzyılı" yaşatmasının en önemli sebebini Yavuz'un ekonomik anlamda Osmanlı hazinesini doldurması olduğuna işaret etti.
"Aynı zamanda kalem eğitimi de alıyorlardı"
Osmanlı padişahlarının vuran, kıran, parçalayan, sadece savaşa çıkan, büyük fetihler yapan adamlar olarak tanındıklarını fakat onların komutanlık ve devlet yöneticiliğinin yanı sıra çelebi insanlar olduğu aktaran Saygılı, "Onlar, münevver yahut entelektüel insanlardı. Bu insanlar aynı zamanda şehzadelikten itibaren edebiyat, şiir, dil kültür eğitimi alıyorlardı. Sadece kılıç kalkanla değil, aynı zamanda kalem eğitimi de alıyorlardı ve hepsi bir şairdi." diye konuştu.
Saygılı, Yavuz Sultan Selim'in ihtişamlı giyinmeyi sevmediğini, sade ve mütevazı kıyafetleri tercih ettiğini de turlarında sıklıkla anlattığını sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.