Nobel ödüllü Kuzey İrlandalı Mairead Corrigan Maguire'nin 2024 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiği Myanmarlı insan hakları aktivisti ve soykırım uzmanı Dr. Maung Zarni, bundan mutluluk duyduğunu fakat "mükemmel bir ödül" görmediği Nobel'in tartışmalı olduğunu ifade etti.

❝Mairead gibi biri, "Sizi bu ödüle aday gösterebilir miyim?" dediğinde çok mutlu oldum ancak bu Nobel Barış Ödülü'nü mükemmel bir ödül olarak gördüğüm anlamına gelmiyor❞

❝Nobel Komitesi, savaş suçlusu olduğu düşünülen kişilere de bu ödülü verdi❞

Nobel ödüllü Kuzey İrlandalı… pic.twitter.com/H3fC05sEAX

— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) April 18, 2024

Aktivist Maguire, Nobel Barış Komitesine yazdığı mektupta, barış ve uyum için 30 yılı aşkındır sürdürdüğü etkili ve yorulmak bilmeyen aktivizmi dolayısıyla Zarni'yi aday göstermek istediğini açıkladı.

1976 Nobel Barış Ödülü sahibi Maguire, mektubunda Zarni'nin ülkesi Myanmar dışında Tibet, Doğu Timor, Nijerya, Hindistan, Tayland, Filistin ve Yahudi diasporasından barış ve özgürlük için şiddet karşıtı kampanya yürütenlere danışmanlık yaptığını, bu kişilerle dayanışma içinde çalışarak destek olduğunu bildirdi.

Maguire, barış için aktivizmin, Zarni'nin kimliğini teşkil ettiğini, ilkeli aktivizmiyle dünyanın dört bir yanındaki sayısız aktivist ve gence de ilham olduğunu belirtti.

İngiltere'nin Kent şehrinde yaşayan Zarni, 2024 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmesini, Nobel'e yönelik eleştirilerini ve soykırım alanında yaptığı çok sayıda araştırma ve saha incelemesi bağlamında Gazze'de yaşananları AA muhabirine değerlendirdi.

"Nobel Komitesi, savaş suçlusu olduğu düşünülen kişilere de bu ödülü verdi"

Zarni, Kuzey İrlandalı barış aktivisti Maguire'yi takdir ettiğini ve saygı duyduğunu dile getirerek, onun tarafından Nobel'e aday gösterilmekten heyecan ve mutluluk duyduğunu söyledi.

Maguire'nin, Myanmar, Bangladeş, Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere pek çok savaş ve çatışma bölgesinde bulunduğunu, mülteci kamplarını ziyaret ettiğini belirten Zarni, dünya genelinde her türlü baskıya karşı yorulmak bilmeyen bir ses olduğunu dile getirdi.

Aktivist Zarni, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle, Mairead gibi biri, "Sizi bu ödüle aday gösterebilir miyim?" dediğinde çok mutlu oldum ancak bu Nobel Barış Ödülü'nü mükemmel bir ödül olarak gördüğüm anlamına gelmiyor çünkü Nobel Komitesi, geçmişte Henry Kissinger ve diğer birçok korkunç kişiye de ödül verdi. Dünya çapında pek çok aktivist, bu kişilerin savaş suçlusu olduğunu düşünüyor."

Zarni, son dönemde silahlı çatışmaların arttığı Myanmar'da bugünlerde geleneksel yeni yılın kutlandığını anımsatarak, "Myanmar halkı ve özel olarak da aktivistlerle bazı olumlu haberlerin paylaşılabileceğini düşündüm ve bu nedenle adaylığımı basına da duyurmaya karar verdim." dedi.

"BM Güvenlik Konseyi, ahlaki amacını yitirmiştir"

Zarni, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in, 2021'de ordunun yönetime el koyduğu Myanmar'da siyasi çözümü desteklemek için Avustralya'da uzun yıllar önemli siyasi görevler yapmış olan Julie Bishop'ı özel temsilci atamasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Bu atamanın siyasi çözüm için herhangi bir faydasının bulunmayacağını düşündüğünü ve umutlu olmadığını belirten Zarni, Guterres'in farklı bölgelerdeki jeopolitik çatışmaları, insan haklarını ve baskıları etkileme gücünün sıfır olduğunu savundu.

Zarni, "Esasen, sadece Genel Sekreter değil BM Güvenlik Konseyinin kendisi de ahlaki amacını yitirmiştir. Bütünlüğünü kaybetmiştir. Bunun nedeni de veto sisteminin antidemokratik şekilde örgütlenmiş olmasıdır." yorumunu yaptı.

Daha önce çok sayıda elçi atandığını fakat herhangi bir sonucun alınamadığını kaydeden Zarni, bu kişilerin sicilinin de iyi olmadığını dile getirdi.

Zarni, "BM Özel Temsilcisi'nin Myanmar'da siyasi diyalog ve çözüme aracılık etme konusundaki sicili, BM Güvenlik Konseyinin sicilini yansıtmaktadır. Bu nedenle, Myanmar’ın durumu açısından umut teşkil edeceğini sanmıyorum." dedi.

"İsrail rejimi, aşırı sağ mesihçi faşistler"

Bosna Hersek, Kamboçya, Almanya ve Avusturya gibi çok sayıda ülkede soykırım üzerine çalışmalar yapan ve mülteci kamplarını gezen Zarni, İsrail'in Gazze’deki eylemlerini "soykırım" olarak niteledi.

Zarni, "Avusturya'dan yeni döndüm ve başkent Viyana'nın yaklaşık 160 kilometre dışındaki Mauthausen adlı en büyük Nazi toplama kamplarından birini ziyaret ettim. İsrail'in Filistinlilere yaptıkları aslında Nazilerin yaptıklarından çok daha kötü." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail rejimini, "aşırı sağ mesihçi faşistler" olarak niteleyen Zarni, tanınmış İsrailli gazeteci ve profesörlerin de aynı görüşü paylaştığını dile getirdi.

Zarni, "Bu kelimeleri ben icat etmedim. Bunlar, vicdan ve merhamet sahibi İsraillilerin sözleri. (Gazeteci) Gideon Levy, Oxford Üniversitesinden Prof. Avi Shlaim ve Exeter Üniversitesinden Ilan Pappe gibi isimler ki bunlar çok ünlü İsrailli akademisyen ve gazeteci, kendileri de İsrail devletinin faşistleştiğini söylüyorlar." dedi.

"Batılı güçlerin ortaklaşa gerçekleştirdiği soykırım"

Myanmarlı uzman Zarni, İsrail'in soykırımı ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi Batılı ülkelerin yardımıyla gerçekleştirdiğini belirtti.

Zarni, şunları kaydetti:

"İsrail'in tüm yıkım ve öldürmeyi gerçekleştirdiği bu soykırım, Batılı güçlerin ortaklaşa gerçekleştirdiği soykırımdır. En azından Naziler bağımsızdı. Bunu kendi başlarına yapıyorlardı. İsrail ise birçoğu NATO üyesi ya da NATO'ya liderlik eden dış Batılı güçlere bel bağlıyor. Dolayısıyla bu, çok rahatsız edici."