Çocukken eline bulaşan kille başladığı yolculuğu minyatüre dönüştü
İstanbul'da yaşayan 67 yaşındaki minyatür sanatçısı Ufuk Akkafa, çocukluğunda başlayan bu tutkusunu yarım asrı aşkın sürede büyük koleksiyona dönüştürdü.

İstanbul
İlkokula gittiği zamanlarda öğretmeninin kilden geometrik şekiller yaptırmasıyla küçük objelere ilgisini fark eden Ufuk Akkafa, minyatüre olan sevgisini yıllar içinde geliştirdi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Dünyayı gezerken ülkelerde gördüğü objelerin minyatürünü kendi kurduğu atölyesinde yapan Akkafa, AA muhabirine, minyatür sevgisinin çok küçük yaşlarda başladığını söyledi.
Akkafa, kilden geometrik şekillerle ilkokul öğretmeni Bilge Saydam'ın sayesinde tanıştığını dile getirerek, "Öğretmenim, matematik dersinde bize kilden geometrik şekiller yapmamızı istemişti. Evimizin aşağısında bir yer vardı. Buradan çamur ve kil çıkıyordu. Oradan kil toplayarak geometrik olarak piramit, silindir ve küre gibi ufak modeller yaparak minyatüre başladım." dedi.
Okuldan çıktıktan sonra basit modeller yapmaya devam ettiğini, bunu yaparken çamurun parmağına bulaşmasının çok hoşuna gittiğini, kilden bir şey yapabilmenin ve bunları kontrol edebilmenin kendisini mutlu ettiğini aktaran Akkafa, "Evde elimde kalan kil parçalarını temizleyip buradan çıkanlarla minik modeller yaptım. Ben de o zamanlar tabii daha ilkel ve basit şekilde kaplumbağa ile yılan gibi basit modelleri çamurdan yaptım." diye konuştu.
"Küçük olunca daha sevimli, daha şirin, daha sevilecek hale geliyor"
Akkafa, küçükken yanlarında kalan anneannesinin canlı nesneler yapmaması konusunda kendisini uyardığını kaydetti.
Bu nedenle cansız modellere yöneldiğine dikkati çeken Akkafa, şöyle devam etti:
"Küçük olmama rağmen ahşaptan yapılan her şeyi yapmaya başladım. Çok hoşuma gitti. Bu bende o zamandan beri devam eden sevgi. Bu sevdaya düşeli 45-50 seneyi geçti. Bu süre içinde de birçok şey yaptım. Hala da yapmaya devam ediyorum. Yeter ki karakterli bir eşya olsun. Küçük şeyler çok hoş çünkü sempatik oluyor. Nasıl ki kedi veya köpek yavrusu küçükken çok daha sevimli oluyor, büyüdükçe garip bir şekilde sempatiklikleri kayboluyor. Ben de yaptığımda bunu fark ettim. Küçük olunca daha sevimli, daha şirin, daha sevilecek bir hale geliyor. O yüzden küçük şeyler yapmaya gayret ettim."
Akkafa, minyatürünü yaptığı nesneleri ilk olarak kafasında küçültmeye başladığını, bilgisayar kullanan modellemecilerin yaptığı gibi bazı işlemlerden geçirdiğini söyledi.
"En küçük parçasını nesnenin orijinaline en yakın şekilde tasarlayabiliyorsam o zaman yapmaya başlıyorum." diyen Akkafa, prototipi hoşuna gittiğinde çalışmalarına devam ettiğini dile getirdi.
Akkafa, "Gerçeğini yaptıktan sonra da garip bir şekilde onu daha da küçültme isteği geliyor. Prototip üzerinden en azından yüzde 50 daha küçültme yapıyorum. Üzerinde çalıştığım nesneye göre yapım süresi değişiyor." ifadelerini kullandı.
"Torna makinelerinin olduğu bir dükkan hayalim de var"
En büyük hayalinin Süleymaniye Camisi'nin minyatürünü yapmak olduğunu vurgulayan Akkafa, şunları kaydetti:
"Torna makinelerinin olduğu bir dükkan hayalim de var. Orada en azından 8-10 parça var. Onu yapmak istiyorum ama en büyük hayalim Süleymaniye Camisi'ni yapmak ve Kültür ve Turizm Bakanlığına hediye etmek. Bu caminin rölövesini (bir yapının mevcut durumunun detaylı şekilde ölçülerek belgelendirilmesi işlemi) bulamadım. Bu olmazsa detayları yapamıyorsunuz. Her şeyi hazırladım. Süleymaniye Camisi'nin taşlarını kestik. Küfeki taşından yaptık. Orada bir ölçek vardı. En küçük nesne caminin kandilleri. Süleymaniye Camisi'ni o kadar küçültürsek 4 metrekarelik bir alan ediyor. Ağaçlarını sipariş verdik. Her şey birebir orijinal olacaktı ama hala rölövesini bulamadığım için yapamadım."
Minyatür sanatçısı Akkafa, atölyeyi kurduğu sırada sadece bıçağı ve zımparası olduğunu anlattı.
Atölyedeki diğer aletlerin gelmesinin ihtiyaçlarla alakalı olduğuna değinen Akkafa, "En pahalı aleti 3 ila 5 bin lira arasındaki bir fiyata alabilirsiniz. Bir bıçak bile bütün her şeyi size yaptırabilir. Alet kullanacağınız şeyler çok spesifik ürünler olursa o zaman zorlanıyorsunuz." dedi.
Ufuk Akkafa, minyatüre hevesi, merakı bulunan gençlere şunları tavsiye etti:
"Birileri heves etsin buraya gelsin. Ben onlara her konuda maddi manevi yardımcı olurum. 'Başaramadık, o kaliteyi tutturamadık.' demesinler. Onunki kadar güzel olmadığı gibi bir düşünceye kapılmasınlar. 45 senedir yaptığım için benim minyatürlerim bu halde. Başarı beceriyle alakalı değil. Tekrarladıkça sanatın kalitesi artıyor. Bu hastalığa bulaşana kadar ilk zamanlarda ailecek zorlanıyorduk fakat ailemdeki herkes küçük objeleri sevmeye başladığı için artık problem kalmadı. Tozlandığı, kirlendiği zaman onlara bırakmadığım ve kendim temizlediğim için zor olmuyor."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.