Çocuklarının ölü mü, esir mi olduğunu bilmeyen Gazzeli anne, kayıpların en zorunu yaşıyor
Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde yaşayan ve yaklaşık 2 yıldır çocuklarını arayan anne Tahrir Muhammed Ebu Musa, kayıpların en zorunu yaşadığını söyledi.
Gazze
Anne Tahrir'in, lise bitirme sınavlarına hazırlanan oğlu Yusuf ve hemşirelik okuyan kızı Melek Ebu Madi, İsrail saldırıları sürerken, 23 Şubat 2024'te, eşyalarını almak için evlerine gitti. Ancak İsrail ordusunun aniden kara saldırısı başlatmasıyla evden bir daha dışarı çıkamadı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Birkaç gün sonra eve geldiğinde evi ve içinde 4 cesedi yanmış halde bulan anne, o tarihten bu yana çocuklarının ölü mü yoksa İsrail elinde esir mi olduğunu bilmiyor.
Çocuklarının akıbetini bilmemenin büyük bir acı olduğunu vurgulayan Filistinli anne, bir gün gelirler umuduyla evinin duvarlarına sabırla ilgili cümleler yazıyor, kitaplarını, defterlerini ve fotoğraflarını hatıra olarak saklıyor.
Evde kimliği tespit edilemeyen 4 ceset bulundu
İsrail, saldırılarını sürdürdüğü 2 yıl boyunca Gazze'de on binlerce insanı sadece öldürmekle kalmadı. Hayatta kalanları, yakınlarının akıbetini öğrenme ve onları son yolculuklarına uğurlama hakkından da mahrum etti. Anne Tahrir de böyle bir mahrumiyet yaşıyor.
Yaşadığı acının ölümle gelen kayıptan bile daha büyük olduğunu söyleyen anne, saldırıdan 4 gün sonra adli tıp, insan hakları kuruluşları, sivil savunma ve gazetecilerin eşliğinde eve geldiklerini dile getirdi.
Saldırı anında evde kaynı, eltisi, onların 2 kızı, kendi kızı ve oğlu olmak üzere 6 kişi olduğunu aktaran anne Tahrir, evde 4 yanmış ceset ve kapının önünde de kelepçeler bulduklarını paylaştı.
Evdeki cesetlerin yanmış olduğu için kimliklerinin tespit edilemediğini belirten Tahrir, "Cesetlerin kadınlara ait olduğunu varsayacaklarını, Yusuf ve Halid Ebu Madi'yi (kaynı) de esir kabul edeceklerini söylediler. Çünkü kapının önünde de tanktan düşmüş kelepçeler bulmuştuk." dedi.
Ölmüş olmalarını temenni edecek kadar büyük acı çekiyor
Anne Tahrir, cesetlerin yanmış olduğu için kimliklerinin tespit edilemeyişinden ve kapı önünde bulunan kelepçelerden ötürü çocuklarının akıbetiyle ilgili kesin bir yargıya ulaşamıyor. Bu bilinmemezlik de bir anne olarak onu yiyip bitiriyor.
Çocuklarının 1 yıl 10 aydır kayıp olduğunu hatırlatan anne, "Yerdeler mi gökteler mi, öldüler mi kaldılar mı bilmiyorum. Bir anne için çocuğunun şehit olduğunu bilmesi ve onu toprağa vermesi, akıbetinin ne olduğunu bilmemesinden iyidir. Ben kayıpların en zorunu yaşıyorum. Bu, ölmüş olmalarını temenni edecek kadar büyük bir acı." dedi.
Anne Tahrir, bu kadar uzun bekleyişten sonra bir umut ışığı görmek, çocuklarının akıbetinin ne olduğunu bilip kalbinin huzur bulmasını istediğini söyledi ve bu konuda uluslararası kurumlara yardım çağrısı yaptı.
