Maldivler Dışişleri Bakanı Halil: Ülkeler diplomatik kanalları doğru kullanabilirse farklılıklar minimize edilebilir
Maldivler Dışişleri Bakanı Abdulla Halil, "Eğer ülkeler diplomatik kanalları, diyaloğu ve uluslararası sistemleri doğru şekilde kullanabilirse farklılıklar giderilebilir veya minimize edilebilir." dedi.

Antalya
Antalya Diplomasi Forumu'nda düzenlenen "Asya-Pasifik'te Jeopolitik Dinamikler" başlıklı panelde, jeopolitik gerilimlerin ve askeri gruplaşmaların arttığı bir dönemde, bölgede güvenlik riskleri ele alındı.
Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu 2025 kapsamında, moderatörlüğünü TRT World programcısı Reagan Desvignes'nin üstlendiği, Maldivler Dışişleri Bakanı Abdulla Halil, Japonya'dan Sasakawa Barış Vakfı Başkanı Atsuşi Sunami ve Stockholm Güney Asya ve Hint-Pasifik İlişkileri Araştırma Merkezi (SCSA-SPA) Direktörü ve Güvenlik ve Kalkınma Politikası Enstitüsü (PDA) Editörü Jagannath Panda'nın katıldığı panel düzenlendi.
Desvignes, Asya-Pasifik bölgesinde son yıllarda güvenlik gruplaşmalarının arttığını, ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya arasındaki Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (Quad) kurulduğunu, Filipinler'e ve Güney Kore'ye de katılma çağrıları yapıldığını, bu arada Çin'in denizlerdeki faaliyetlerini artırdığını ve yakın zaman önce Tayvan Boğazı'nda ve Avustralya'nın münhasır ekonomik bölgesinde düzenlediği askeri tatbikatların gerilimlere sebep olduğuna işaret ederek, bölgede açık bir savaş tehlikesinin olup olmadığını katılımcılara sordu.
Maldivler Dışişleri Bakanı Halil ise her türlü anlaşmazlığın çözümünde diyalogun tek seçenek olması gerektiğini vurgulayarak, dünyanın giderek savaşa sürüklendiğini ve bunun temel nedeninin çok taraflılık yerine tek taraflılığın baskın hale gelmesi olduğunu ifade etti.
Dünya siyasetinde çok taraflılığın giderek önemsiz hale geldiğine, Birleşmiş Milletler (BM) sisteminin ve bölgesel mekanizmaların, çatışmaların çözümü için kullanılamadığına dikkati çeken Halil, "Ülkeler diplomatik kanalları, diyaloğu ve uluslararası sistemleri doğru şekilde kullanabilirse farklılıklar giderilebilir veya minimize edilebilir." dedi.
Halil, turizme dayalı ekonomilere sahip ada ülkelerinin küresel çatışmalardan ciddi şekilde etkilendiğini belirterek, bu ülkelerin kalkınmasının uluslararası işbirlikleriyle mümkün olduğunu ve savaşların ada ülkelerini uzun vadeli gerilemelere sürüklediğini kaydetti.
"Çin, bölgesel ihtilaflarda şeffaf bir diplomasi izlemiyor"
SCSA-SPA Direktörü Panda da BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkelerin, çatışmaların önlenmesindeki sorumluluğuna dikkati çekti.
Çin'in hem Kovid-19 döneminde hem de sonrasında bölgede "sorumsuz" bir tutum içinde olduğunu savunan Panda, Çin'in bölgedeki faaliyetlerinin ve politika planlamasının bölgede istikrarsızlığa yol açmanın yanında daha küçük ülkelerin geleceğine de gölge düşürür nitelikte olduğunu ileri sürdü.
Panda, Çin'in diplomasisinde hesap verilebilirliğin ve şeffaflığın eksik olduğunu, Güney Çin Denizi'nde kıyıdaş ülkelerle, Doğu Çin Denizi'nde Japonya ile egemenlik ihtilaflarında, Hindistan ile sınır anlaşmazlığında bir harita yayımlayıp ikna edici nitelikte veya diyaloğun ve işbirliğinin yolunu açabilecek bir uluslararası pozisyonu hala benimsemediğini ve kanıtlara dayalı şeffaf bir diplomasi izlemediğini dile getirdi.
Jagannath Panda, Çin'in yaklaşımının ihtilafları gidermeyi değil, tek taraflı olarak domine etmeyi amaçladığı yorumunda bulundu.
Panda, "Küresel Güney" olarak adlandırılan gelişmekte olan büyük ve küçük ülkeler grubunun uluslararası arenada daha fazla temsil edilmesi amacıyla bir platform oluşturulmasının gündeme geldiğini ve bu konuda Çin ile Hindistan'ın iki farklı yaklaşımı temsil ettiğini hatırlattı.
Jagannath Panda, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çin'in yaklaşımı Küresel Güney forumlarına hakim olmaya yönelik. Uzun zamandır Küresel Güney için tekil bir liderlik öngörüyor. Oysa Hindistan'a bakın. Son 2-3 yılda Afrika Birliğini (AfB) G20'ye davet etti, üye olmasının yolunu açtı. Hindistan ise Küresel Güney'in ortak liderliğinden, daha fazla paylaşıma dayalı bir platformdan bahsediyor."
"Diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var"
Sasakawa Barış Vakfı Başkanı Sunami ise ABD'de Donald Trump'ın yeni döneminin bölgedeki etkilerini ancak "belirsizlik" sözcüğüyle tanımlayabileceğini belirterek, Trump'ın stratejileri hakkında tahmin yürütmenin zor olduğunu ve henüz sağlam bir öngörüde bulunulamadığını aktardı. Sunami, "Trump dönemiyle oluşan belirsizlik, bölgedeki diğer dostlarımızla daha fazla konuşmamız gerektiğini ve diplomasiye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuzu hatırlatıyor." ifadesini kullandı.
Sunami, Çin'in yükselişinin yarattığı zorlukların yanı sıra, Rusya-Ukrayna savaşının Doğu Asya'da daha fazla işlevsizlik ve Çin ile Rusya arasındaki işbirliğinin artmasına yol açtığını belirtti. Sunami ayrıca Kuzey Kore'nin nükleer programıyla ilgili sorunun hala çözüme kavuşturulamadığını, ancak bunun yalnızca çok taraflı diplomasiyle çözülebileceğini vurguladı.
ABD ile Çin arasındaki rekabete karşı Japonya ve Hindistan'ın ortak çıkarlarını izleyebileceğini anlatan Sunami, Pasifik ada ülkelerinin ve Maldivler gibi Hint Okyanusu'ndaki ada ülkelerinin iklim krizi, denizlerde su seviyesinin yükselmesi gibi kendilerini doğrudan ilgilendiren konularda çok taraflı bir diplomasinin parçasını oluşturabileceğinin altını çizdi.
Bu türden dinamiklerin, diplomasiyi, silahlı çatışma ve diğer ihtilaflardan daha önemli hale getirmesini umduğunu dile getiren Sunami, "Askeri işgallerin veya uluslararası düzeni güç yoluyla değiştirmeyi maliyetli hale getirmeli, buna teşebbüs edeceklerin yüksek bir bedel ödeyeceğinden emin olmalıyız." diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.