İsrail'in saldırarak alıkoyduğu Sumud Filosu’ndaki aktivistler Türkiye'de
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistleri getiren Türk Hava Yolları uçağı İstanbul Havalimanı'na indi.

Ankara
İsrail'in Eilat kentindeki Ramon Havalimanı'ndan hareket eden THY uçağı saat 15.50'de havalimanına ulaştı.
Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 36'sı Türk, 23'ü Malezyalının olduğu toplam 137 kişi bu seferle İstanbul'a geldi.
Aktivistler, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda bazı yetkililer ve çok sayıda kişi tarafından karşılandı.
Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Dışişleri Bakan Yardımcısı Musa Kulaklıkaya, TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, THY yetkilileri, İstanbul Havalimanı yetkilileri ve gazeteciler, aktivistleri karşılamak için apronda hazır bulunurken, vatandaşlar ise aktivistleri apronun dışındaki alanda bekledi.
İsrail'in propaganda amacıyla tek tip kıyafetle salıverdiği aktivistler, üzerlerini piste inen uçağa taşınan kıyafetlerle değiştirdi.
Omuzlarında Filistin kefiyesiyle uçaktan inen aktivistler, "Özgür Filistin" diye slogan atarken, bir aktivist "Biz kazandık" diye bağırdı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Musa Kulaklıkaya, alkışlar ve sloganlar eşliğinde uçaktan inen aktivistleri çiçekle karşıladı.
Küresel Sumud Filosu'nda yer alan gazeteci Ersin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in kendilerine insanlık dışı muamelede bulunduğunu söyledi.
Hem fiziksel hem de psikolojik şiddete uğradıklarını kaydeden Çelik, "Bazı arkadaşlarımızı yaraladılar, yemek vermediler, su vermediler, onların artıklarını içmemizi istediler, kabul etmedik. Neticede devletimiz bizi getirdi. Ablukayı kaldırdığımızı düşünüyoruz çünkü İsrail'de moraller çok bozuk. İnanılmaz öfkeliler, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini görmeye başladılar. 3 gün önce ablukayı kırdık ve kırılmanın etkisini 3 gün boyunca İsrailli siyonist askerlerin ve polislerin yüzlerinden net şekilde okuduk." diye konuştu.
— Greta’ya çok ağır işkence yaptılar gözlerimizin önünde
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) October 4, 2025
— Greta'ya zulmettiler
— Onu süründürdüler, İsrail bayrağını öptürdüler, yani Naziler ne yaptıysa aynısını yaptılar
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan… pic.twitter.com/46hVElHl7U
"Greta'ya çok ağır işkenceler yaptılar"
Ersin Çelik, CNN Türk canlı yayınında da İsrail askerlerinin kendilerine yönelik muamelelerine dikkati çekti.
Çelik, "(İsrailliler) Greta'ya (İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg) çok ağır işkenceler yaptılar gözlerimizin önünde. Greta'ya zulmettiler, küçücük çocuk daha Greta. Onu süründürdüler, İsrail bayrağını öptürdüler. Naziler ne yaptıysa aynısını yaptılar." dedi.
Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Tunus Saha Sorumlusu Davut Daşkıran da Türkiye'ye kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti.
Bazı Türk aktivistlerin hala İsrail'de alıkonulduğunu bildiren Daşkıran, "Elçiliklerimiz bu kişileri bize tekrar ulaştıracağını söyledi. Biz başardık, ablukayı kırdık, bütün dünyaya İsrail’in ne kadar zalim olduğunu gösterdik. İki hedefimizden biri buydu, başardık arkadaşlar." şeklinde konuştu.
"İsrail'in bu soykırımının sonunu göreceğiz"
Aktivistlerden Siyer Vakfı Kurucu Başkanı Muhammed Emin Yıldırım da Gazze'deki soykırıma dikkati çekmek için Sumud Filosu'na katıldığını belirterek, "Belki Gazze'ye varamadık ama Gazze'nin sesini dünyaya duyurmak adına bir adım oldu. Yüreklerimizde Gazze'ye varamamanın bir kırgınlığı var ama nihayetinde bu ses dalga dalga yükselecek ve inşallah İsrail'in soykırımının sonunu göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, İsrail tarafından insani bir davranış görmediklerini aktararak, "Gemilerimizi ablukaya aldılar sonraki süreçlerde de çok aşağılanmalara maruz bırakıldık. Yaşadıklarımızı görünce, yıllardır Filistinlilerin neler yaşadığını biraz daha iyi anlamış oluyoruz. Normal bir su bile vermediler. 3 gün boyunca içme suyundan mahrum bırakılacak şekilde, ibadet haklarımıza engel olacak tavırları vardı. İsrail'in şimdiye kadar yaptıklarına yakışır bir tavırla karşı karşıya kaldık." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in alıkonuldukları yere geldiğinde rezil olduğunu kaydeden Yıldırım, "İnsanlar, yüzlerine karşı terörist olduklarını söylediler. Asıl teröristin Gazze'de soykırım yapanlar olduğunu söylediler. Hiçbir şey söyleyemeden çok kızgın ve rezil olmuş şekilde orayı terk etmek zorunda kaldı." dedi.
Yıldırım, ülkesine döndüğünden mutlu olduğunu vurgulayarak, yetkililere de teşekkür etti.
Aktivistlerden Prof. Dr. Haşmet Yazıcı da duygularını, "Gazze'ye gitmek nasip olmadı. İsrail bizi uluslararası sularda alıkoydu ve 3 gün kadar bize terörist muamelesi yapıp, hapishanede kalmak mecburiyetinde bırakarak fiziksel ve psikolojik mobinge maruz bıraktı. Allah razı olsun devletimiz bizi oralardan aldı." diyerek ifade etti.
Yazıcı, her gemide aktivistlere farklı muameleler yapıldığını bazı arkadaşlarının 16 saat boyunca plastik kelepçelerle yolculuk etmek zorunda kaldığını dile getirdi.
"Ağlamamızı istediler ama hiç ağlamadık"
İtalyan milletvekiliyle aynı koğuşta kaldığını dile getiren Gürpınar, şöyle devam etti:
"Bir gecede odası bir inanın 3-4 kere değiştirilir mi? Geliyorlar, o koğuştan o koğuşa, o koğuştan o koğuşa ve hayvan gibi sesler çıkarıyorlar. Özellikle İsrailli kadın askerler, erkeklerden çok daha zalimlerdi. Bize olmadık şeyler yaptılar. Köpek muamelesi yaptılar. Ağlamamızı istediler ama hiç ağlamadık, bilakis güldük. Şarkılar söyledik, ilahiler okuduk. Onlar şoka girdi, 'Bunlar nasıl hala böyle mutlu olabiliyorlar?' diye. Bizi aç bıraktılar. 14 kişilik odaya bir tabak bir şey veriyorlar, bir kaşık düşmez, öyle diyeyim ve sıfır kalorili şeyler.
Allah'ıma şükürler olsun, Rabb'im karnımızı acıktırtmadı. Çok susamadıkça da su içmedik çünkü su tuvaletteki suydu. Tuvalet musluğundan akan suyla susuzluğumuzu gidermeye çalıştık. Yalvarmamıza rağmen su vermediler. İlaçlarımızın hepsini aldılar. Gözümüzün içine baka baka çöpe attılar. Her şeyimizi çaldılar. Askerler kendi çantalarına notebookları, telefonları koydu, powerbankleri çaldı. Adamların varoluş sebebi o, hırsızlık. Vatanlarını çaldılar onların (Filistinlilerin)."
Gürpınar, İsrail'in artık sona geldiğini ve bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini vurgulayarak, "İtalyan milletvekili, 'Siz çok nankörsünüz. Tarihinize bakarsanız geçmişte sizi biz koruduk. Gidince gerçek yüzünüzü herkese anlatacağım.' dedi. Herkes bilenmiş vaziyette. Herkes memleketine döndüğü andan itibaren İsrail antipropagandası yapacak inşallah." diye konuştu.
"İsrail, kendi sonunun başlangıcını histeri nöbetleriyle getirdi"
Aktivist Zeynep Dilek Tekocak da İsrail'in 72 milletin olduğu bir yerde bu kadar histeri nöbeti geçirmesini beklemediklerini kaydetti.
Gözaltına alınmalarının ardından bazı kişilere şiddet uygulandığını aktaran Tekocak, "Soykırım Bakanı Itamar Ben-Gvir'in konuşmasında protestodan sonra şiddetin dozunu artırdılar zaten. Biz slogan attık, konuşturmadık onu çok fazla. Bayağı sinirlendi, açık söyleyeyim. Kendi askerlerinin çocuklarının onların yolunu gözlediğini falan söyledi. Ama çok da konuşturmadık. Buna çok öfkelendi, sinirlendi anladığımız kadarıyla çünkü ondan sonraki süreçte psikolojik baskı daha fazla yapmaya çalıştılar." ifadelerini kullandı.
Tekocak, Gazze'ye çok yakın bir bölgedeki hapishaneye gönderildiklerini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Öncesinde toplama alanı vardı. O toplama alanında diğer gemilerdeki hanımların olduğu yerde bir araya geldik. Ondan sonra bizi yeni yapılan hapishaneye götürdüler. Götürürken bize, 'Sizi zaten Gazze'ye götürüyoruz. Gazze'ye çok yakın bir yere götürüyoruz.' dediler. Dalga geçtiler yani akıllarınca. Ama şunu hesap edemediler bir türlü: 72 milletten insan vardı. Birçok milletvekili, sendika başkanları, aktivistler, avukatlar, her meslek grubundan insan vardı. Aynı koğuşta kaldığımız zaman onların söylediği tek şey, 'Ülkelerimize gittiğimiz zaman İsrail'in gerçek yüzünü anlatacağız.' Bunu belki Türkiye olarak biliyorduk ama Avrupa'da çok farklı tanınıyorlardı. Bundan sonra İsrail'in bütün imajı yerle bir oldu. İsrail, kendi sonunun başlangıcını histeri nöbetleriyle getirdi."
"Tepkimizi gösterince şiddetlerini daha çok artırdılar"
Aktivist Osman Çetinkaya ise Amiral gemisinde olduğunu, ilk bu geminin durdurulduğundan bahsetti.
Gemi durdurulduktan sonra İsrail askerlerinin gemiyi kendi limanlarına çektiğini ifade eden Çetinkaya, "Limanlara çektikten sonra baskı şeklinde, ellerimizi kelepçeleyerek bizi sözde kendilerince aşağılayabileceklerini sandılar. Biz tepkimizi gösterince şiddetlerini daha çok artırdılar. Daha sonra bizi toplama kampına alıp cezaevine gönderdiler. En önemlisi bizim kişisel eşyalarımızı bir nevi çaldılar, bizden aldılar." dedi.
Çetinkaya, hapishanede de sürekli baskı altında tutulmaya çalıştıklarını, gece boyu kaldırıldıklarını ve yerlerinin değiştirildiğini söyledi.
"Biz elimizden geldiğince tepkilerimizi, onlardan korkmadığımızı gösterdik ve bunu hissettirdiğimizi düşünüyorum. Onların da gözlerinden zaten okunuyordu." diyen Çetinkaya, Gazze'ye tam ulaşamadıklarını ama tüm dünyaya İsrail'in iç yüzünü gösterdiklerini anlattı.
"Son derece ahlaksızca işler yaptılar"
Aktivistlerden Ayçin Kantoğlu, "Yapılması gerekeni yaptık ve geldik. Korkmuyoruz onlardan. Son derece ahlaksızca işler yaptılar. Bizi yani kadın mahkumları koydukları yere büyük bir bez pankart hazırlatmışlar. Üzerine Gazze'nin son halini bastırmışlar. 'Gazze'ye hoş geldiniz' yazmışlar, bu kadar ahlaksızca bir işti. Adeta suçlarını üzerlerinde taşıyorlar." diye konuştu.
Kantoğlu, müdahaleden sonra limana indirildiklerini ve kendilerini oldukça iyi Türkçe konuşan kişilerin karşıladığını belirtti.
Bu kişilerden biriyle aralarında geçen diyaloğu aktaran Kantoğlu, "Biri bana, nereden geldiğimizi ve nerede olduğumuzu sordu, Muğla'dan geldiğimi söyledim. 'Şimdi nerede olduğunu biliyor musun?' dedi. 'Beni kaçıran sensin. Dolayısıyla nerede olduğumu senin söylemen lazım, neredeyiz?' dedim. 'İsrail'desin, artık Gazze Mazze yok farkında mısın?' dedi. Ben de şöyle bir müstehzi (alaycı) ona güldüm." ifadelerini kullandı.
İsrail'in saldırarak alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu’ndaki aktivistler İstanbul'a ulaştı. Aktivistler İsrail tarafından alıkonuldukları sürede yaşadıklarını anlattı ⤵️
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) October 4, 2025
Ayçin Kantoğlu:
— “Şimdi nerede olduğunu biliyor musun?” dedi. “Vallahi beni kaçıran sensin dolayısıyla nerede… pic.twitter.com/24JFEafILH
Kantoğlu, aynı günün akşamı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in kendilerini görmeye geldiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Bizi bir kafese kapatmışlardı. Gerçekten bir hayvan, bir köpek kafesiydi, kadınlar hep beraber orada duruyorduk. Ben-Gvir yanımıza gazetecilerle geldi ve beyanat vermeye çalıştı. Anlayabildiğim kadarıyla 'Bunlar Kudüs'ün çocuklarına acımıyor.' vesaire dedi. Biz, Ben-Gvir'i 'O koca çeneni kapat soykırımcı pislik.' diyerek protesto ettik. O, hapishane koşullarımızı daha çetrefilli hale getiren bir slogandı. Hiç pişman değilim o sloganı attığımız için. Bence doğrusunu yaptık. 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldık. Duvarlarda kanla yazılmış yazılar vardı, hepsini okuduk. Annelerin, hücrelerin duvarlarına evlatlarının ismini yazdığını gördük. Aslında Filistinlilerin yaşamış olduğu şeyleri bir nebze olsun yaşamış olduk. Temiz su vermediler, tuvaletlerden su içmemizi söylediler, 40 saate yakın yemek almadık."
Kantoğlu, İsrail askerlerinin kendileriyle birlikte alıkonulan iklim aktivisti Greta Thunberg'e vurduğunu görenlerin olduğunu, Thunberg'in elleri arkadan İsrail bayrağıyla bağlanarak yürütüldüğünü aktardı.
"Çıplak arama da yapıldı"
İsrail askerlerinin alıkonulan başörtülü kadınların başlarını açmaya çalıştığı iddialarının sorulması üzerine Kantoğlu, şunları kaydetti:
"Çıplak arama da yapıldı, her şeyi çıkardılar. Hemen hemen her kontrol noktasında defalarca arandık. Ağzımızın içine, dişlerimizin arasına baktılar. Bize terörist muamelesi yapmaya çalıştılar ama bizler suçlu olmadığımızı her seferinde onların yüzlerine haykırdık. Bizlerin suçlu olmadığını, herhangi bir yasayı çiğnemediğimizi, aksine yasayı çiğneyen tarafın onlar olduğunu, bizi kaçırdıklarını yüzlerine söyledik. Eğer arzu ettikleri bizi sindirmekse o konuda başarılı olamadılar. Son ana kadar sloganları kesmedik. Bizi attıkları yerin yüksek korunaklı bir cezaevi olduğu söyleniyor. Orayı da sloganlarla inlettik."
Küresel Sumud Filosu’ndaki aktivistlerden Bekir Develi, aktivist Tommy’nin Müslüman olduğu anları anlattı
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) October 4, 2025
İsrail'in saldırarak alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu’ndaki aktivistler İstanbul'a ulaştı
— Tommy hapishane arabasının içinde benim söylediğimi tekrar etti ve Müslüman oldu… pic.twitter.com/2QdX21gehf
Küresel Sumud Filosu'nda yer alan Türkiye Delegasyonu üyesi Ramazan Tunç, havalimanında gazetecilere yaptığı açıklamada, başardıklarını, tek bir gemiyle bile olsa surda delik açtıklarını söyledi.
Son gelen bilgilere göre, filodaki Mikeno gemisinin Gazze sularına ulaşmak suretiyle ablukayı kırmış bulunduğunu ifade eden Tunç, "Filomuzdaki tüm gemilerimiz son gücüne kadar İsrail işgal güçleriyle mücadele ederek Gazze'ye ulaşmak konusunda en üst düzeyde fedakarlık gösterdi. Başardık. İsrail'in barbarlığını, hukuksuzluğunu, mutlak kötülüğünü tüm dünyaya Sumud Filosu gösterdi. Tüm dünyaya nefretin, hukuksuzluğun, insanlık düşmanlığının değişmez temsilcisi olduğunu gösterdi." ifadelerini kullandı.
Tunç, yaşadıklarının İsrail için artık sonun başlangıcı olduğunu kaydederek, "Devletlerin, orduların, güç sahiplerinin adım atamadığı bir ortamda sivil bir organizasyon olarak İsrail'in karşısına çıktık ve hiçbir korku duymadan cesaretle ilerledik arkadaşlar. Başardık. Sivil inisiyatifler olarak stratejik fikirlerle, kolektif çalışmalarla, tecrübelerimize dayanarak şekillendirdiğimiz yeni misyonlarla dünya tarihinin akışını ve uluslararası denklemleri değiştirecek hamleler yapabileceğimiz ispatladık. Bu misyonların asıl dinamik gücünü oluşturan Gazzeli kardeşlerimizin onurlu direnişine en büyük umut verici, destekçi olduk." diye konuştu.
Dört bir taraftan ölüm, yıkım ve acıyla kuşatılan Gazze'de umut filizlerinin yeşermesine vesile olduklarını vurgulayan Tunç, "Dünyadaki büyük Gazze direnişini, büyük Gazze ittifakını kurmuş bulunmaktayız. Mahşer gününde Rabbimizin huzuruna çıkıp hesap vereceğimiz an için bir mazeret ortaya koyduk arkadaşlar. Elimizden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalıştık. Bizler, bizden önceki tüm misyonlarda olduğu gibi Gazze ablukasını kırma misyonundaki tecrübelerin üzerine büyük bir taş daha koymuş olduk." ifadelerini kullandı.
Tunç, Gazze direnişinin bayrağını en ileri noktaya taşıdıklarını belirtti.
Aktivistlerden Zeynep Dilek Tekocak ise bütün halkların bir araya gelerek bir devrimi başardığını belirterek, "İsrail'in imajı yerle bir oldu. Yemin ediyorum ki bugün değilse yarın, İsrail'in kendinin de yerle bir olduğunu göreceğiz. Biz başardık." ifadelerini kullandı.
Tekocak, 3 gün boyunca Gazze'ye çok yakın bir hapishanede tutulduklarını belirterek, "Gazzelilerle aynı gökyüzüne baktık, en yakın zamanda Gazzelilerle aynı sofraya oturacağız. Yıllardır 'Kahrolsun İsrail' sloganı atıyorduk, bu filoyla İsrail'i kahredecek bir iş yaptık. İsrail kahroldu, kahroldu." diye konuştu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in ziyaretiyle ilgili Tekocak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O geldiği zaman onu protestolarla, sloganlarla hiç kimse konuşturtmadı. O kadar kızdı ki ondan sonra bize şiddeti artırmaya başladılar. Bize 3 gün boyunca su vermediler ama emin olun ki Avrupalılar dahi onlardan bir yudum su istemedi. Doğru düzgün yemek vermediler, kimse onlardan yemek istemedi. Birçok insan orada açlık grevine başladı. Bizi gözaltına aldıklarında, büyük bir alana götürdüler yerlere oturttular. Aramızdan belli belirsiz kişileri hırpaladılar ancak hiç kimse onlardan hiçbir şey istemeyince daha çok kızdılar. Gvir geldikten sonra yapılan protestolar onlara histeri nöbeti yaşattı. Emin olun ki basiretleri bağlandı. Şu anda dünyaya rezil olmuş durumdalar."
Tekocak, "Orada beraber yolculuk yaptığımız birçok milletvekili, 'Biz ülkelerimize döndüğümüz zaman İsrail'in gerçek yüzünü herkese anlatacağız, bütün dünya artık bunu bilecek.' dediler. Bugün nasıl imajları yerle bir olduysa, kendileri de yerin dibine geçecek ve biz bunun çok yakın olduğunu biliyoruz." dedi.
Tekocak, yeni bir filo olması halinde tüm aktivistlerin yine koşa koşa Gazze'ye gideceklerini söyledi.
"Bizi güvenli şekilde evimize getirdikleri için Türkiye'ye teşekkür etmeliyiz"
Arjantinli aktivist Gonzalo Di Pretoro, İsraillilerin kendilerine kaba davrandığını söyledi.
Sağ ayağından ampütasyon geçirdiğini aktaran Pretoro, "Özel ayakkabıya ihtiyacım olduğunu söyledim. Bana basit ayakkabı getirdiler. Ayrıca, buna (özel ayakkabı) ihtiyacım olduğunu söylediğimde beni itip kaktılar. Bize karşı çok agresiflerdi." ifadelerini kullandı.
Fas asıllı Fransız vatandaşı Yasin Benjelloyn da İsraillilerin orada kendilerine sergiledikleri davranışların Filistinlilere ne yaptıklarını hayal etmelerini sağladığını ifade ederek, "Bize yaptıkları şey, ilaca ihtiyacı olanların ilaç almasını engellemekti. 32 saat sonra bize sadece su verdiler. Neredeyse hiç yiyeceğimiz yoktu. Sabah saat 03.00'te köpekler ve keskin nişancılar odamıza girerek bizi uyandırdılar. Uyumamızı engellemek için her iki saatte bir bizi uyandırdılar. Bunu bize, vatandaşlara, masum sivillere yapıyorlar. Bu, bizim Filistinlilere ne yaptıklarını sadece hayal etmemizi sağlıyor." diye konuştu.
Benjelloyn, "Bizi güvenli şekilde evimize getirdikleri için Türkiye'ye teşekkür etmeliyiz." dedi.
"Her fırsatı değerlendirip hepimizi aşağıladılar"
İtalyan gazeteci Lorenzo Agostino ise uluslararası sularda kaçırıldıktan sonra karaya çıkarıldıklarını belirterek, "Karaya çıktıktan sonra terörist grup gibi davrandılar. İnsanları tekmelediler. İki günden fazla süre boyunca temiz su vermediler. Her fırsatı değerlendirip hepimizi aşağıladılar. Greta Thunberg, sadece 22 yaşında cesur bir kadın. Aşağılanarak İsrail bayrağına sarıldı ve bir ödül gibi sergilendi. Gerçekten barbarca bir yerde olduğumu hissettim ve bu barbarlığın bir an önce sona ermesini umuyorum." ifadelerini kullandı.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, Aşdod Limanı'na vardıklarında salonun dışında olduğunu aktaran Agostino, "Sanki biz teröristmişiz gibi davranılmasını sağlıyordu çünkü bizi terörist sanıyordu." dedi.
Agostino, maruz kaldıkları şiddeti, "Polis bize çok sıkı kelepçe taktı ve bu da durumumuzu daha kötü yaptı. Gözlerimizi bağladılar ve neredeyse hiç giysimiz olmadan, çok düşük sıcaklıkta bir minibüse bindirdiler. Donacak gibiydik. Bizi orada yaklaşık 3 saat kadar tuttular." sözleriyle anlattı.
"Bize yapamadıklarını Gazze'de yapıyorlar"
Kuveyt vatandaşı Mohammad Jamal ise kendilerine yapılan operasyona İsrailli 700 kadar özel kuvvetin katıldığını söyledi.
İçinde bulunduğu teknenin sabah saat 06.00'da 20 asker tarafından ele geçirildiğini aktaran Jamal, "Ele geçirildiğimiz yerden Aşdod Limanı'na kadar 12 saat boyunca güneşin altında tutulduk. Orada bize çok kötü davrandılar. Bu süre boyunca hiç yemek yemedik ve sadece su içmemize izin verildi. Su içip tuvalete gittik. Aşdod'a vardığımızda polis bize çok kötü davrandı." diye konuştu.
Jamal, "Sizi dövdüler mi?" sorusuna, "Bazı arkadaşlarımız dövüldü ama daha çok küfür edildi. Dünya kamuoyunun baskısı altında oldukları anlaşılıyordu. Dünya kamuoyu, onların kendi planladıklarından daha iyi davranmalarını sağladı. Bize karşı o kadar öfke ve kızgınlık duyuyorlardı ki kamuoyu yüzünden hiçbir şey yapamadılar. İnsanlar bizi gösteri yaparak ve gözetleyerek korudu." yanıtını verdi.
Tüm eşyalarının ellerinden alındığını anlatan Jamal, "Bizi eşyalarımız olmadan gönderdiler. Hiçbir şeyimiz yoktu, sadece pasaportlarımız vardı. Üç gün boyunca hapiste susuz kaldık. Sadece temizlenmek için su vardı. Bize, 'Yıkandığınız suyu için.' dediler. Duş yoktu, yemek çok azdı, doktor yoktu. Bazıları kalp ilacı, epilepsi ilacı kullanıyordu, ilaçlarını alamadılar. Tekrar vurgulamak istiyorum ki, sizlerin, medyanın, Türk halkının, Avrupa ve tüm dünyadaki insanların baskısı çoktu. Bu yüzden herkese teşekkür ediyoruz. Gazze'yi gözlemlemeye devam etmeliyiz çünkü bize yapamadıklarını Gazze'de yapıyorlar." şeklinde konuştu.
KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistleri İstanbul Havalimanı'nda karşıladı
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) October 4, 2025
— Öyle büyük bir zulüm öyle büyük bir haksızlık ki ve o kadar uzun… pic.twitter.com/CDF22rvspQ
Sümeyye Erdoğan Bayraktar: İnanılmaz bir cesaret örneği gösterdiler
Aktivistleri karşılayanlardan KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail'in zulmü karşısında bütün dünyanın ayağa kalktığını, Sumud Filosu'nun da bu ayağa kalkışın bir tezahürü olduğunu kaydetti.
Bayraktar, aktivistler arasında kendi arkadaşlarının da bulunduğunu belirterek, "Gün gün onlarla yatıp, onlarla kalktık ve onlarca ülkeden yüzlerce aktivist tamamen barışçıl bir şekilde çok kutlu bir yolculuğa çıktılar. Çok zor şartlarda ama hiç korkmadan ve bir an olsun şüphe etmeden sadece hedeflerine kilitlendiler. İnanılmaz bir cesaret örneği gösterdiler ve biz bu cesareti Gazzelilerden öğrendik. Gerçek cesaretin ne olduğunu bütün dünyaya Filistinliler öğretti. Bu arkadaşlarımız da onlara destek olmak, İsrail'in hukuksuz, haksız, zalimce uyguladığı ablukayı yıkmak için ve belki bir umut Gazzelilere el uzatabilmek için bu yola çıkmışlardı." ifadelerini kullandı.
Filodakilere sağ salim ulaştıkları için çok mutlu olduğunu dile getiren Bayraktar, aktivistlerin geri gelmesi için yapılan organizasyonu da tebrik ederek, şunları söyledi:
"Bütün duamız o ki yarın bir gün Gazzeli kardeşlerimizle de böyle kavuşalım. Türk, Türk olmayan, Müslüman, Müslüman olmayan demeden Türkiye her zaman barışın ve halklara, insanlara yardım etmenin peşinde oldu. Filistin davasının her zaman yanında olduk. Allah devletimize zeval vermesin. Öyle büyük bir zulüm, öyle büyük bir haksızlık ki ve o kadar uzun süredir devam ediyor ki gerçekten artık hiçbir şekilde insanlar bunu kabul etmiyor, alışmıyor, normalleştirmiyor. Alışmamalıyız, unutmamalıyız da. İsrail muhtemelen çok da korkuyor ve onlar zaten bunca yaptıkları zulüm karşısında tüm ömürlerini de korkarak geçirecekler ama Gazzeliler, Filistinliler hiçbir zaman korkmayacak. Ömürleri boyunca gururla ve cesaretle yaşayacaklar. Dua ediyoruz, inşallah daha güzel günler göreceğiz."
Dışişleri Bakan Yardımcısı Musa Kulaklıkaya, İstanbul Havalimanı'nda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Gazze'deki ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla 51 vatandaşın Küresel Sumud Filosu'na katıldığını, insani saikler ve barışçıl amaçlarla hareket eden filonun 1 Ekim'de uluslararası kara sularında İsrail kuvvetlerinin hukuksuz saldırısına uğradığını dile getiren Kulaklıkaya, vatandaşların diğer ülkelerden aktivistlerle 2 Ekim sabahından itibaren Aşdod Limanı'nda karaya çıkarıldığını anlattı.
Kulaklıkaya, vatandaşların İsrail'in güneyindeki gözaltı merkezine kademeli transfer edildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın sağlık başta olmak üzere bütün durumları sürecin başından itibaren yakından takip edilmiş, bu bağlamda avukatlarıyla görüşülmüş ve İsrail'deki diğer ülkelerin diplomatik misyonlarıyla koordinasyon halinde hareket edilmiştir. Bu süreçte vatandaşlarımızın sağlık durumları ve güvenlikleri hep ön planda tutulmuş ve ilgili İsrail makamları nezdinde sürekli girişimlerde bulunulmuştur. Son olarak Telaviv Büyükelçiliğimizce dün, 3 Ekim 2025 tarihinde vatandaşlarımız Ketziot Merkezi'nde ziyaret edilmiş ve gerekli konsolosluk erişimi sağlanmıştır. Yaptığımız planlamalar ve girişimler neticesinde bugün tahsis edilen bir THY uçağı, İsrail'in güneyindeki Ramon Havalimanı'na giderek vatandaşlarımızı ve diğer ülkelerden gelen toplam 137 kişiyi ülkemize getirmiştir."
Vatandaşların salimen ve hızlı şekilde ülkeye dönmelerinden memnuniyet duyduğunu anlatan Kulaklıkaya, "Vatandaşlarımıza her zaman olduğu gibi sahip çıktık. İsrail'den gidip aktivistleri alabilen tek ülke olduğumuzu da burada vurgulamak istiyorum. Sumud Filosu'nun bu girişimi hem Gazze'de yaşanan insanlık dışı muameleye dair uluslararası toplumun farkındalığını artırmak hem Gazze halkının yalnız olmadığını dünyaya göstermek bakımından önemli bir misyon ifa etmiştir." diye konuştu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kulaklıkaya, bugünkü tahliye uçuşunda yer almayan vatandaşların da ailelerine bir an önce kavuşmaları için çabaları yoğun şekilde sürdürdüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
"İsrail makamlarınca, filo aktivistlerinden hemen sınır dışı edilmeye onay verdiklerine dair belge imzalamaları talep ediliyor. Bunu imzalayanları ilk fırsatta gönderiyorlar. İmzalamayanların ise sınır dışı kararı için hakim karşısına çıkarılmaları gerekiyor. Şu anda orada bulunan ve gelemeyen vatandaşlarımızın bu prosedürleri tamamlanmadığı için gelemedikleri bilgisini sizlerle paylaşmak istiyorum."
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İsrail'in saldırarak alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu’ndaki Türk ve yabancı aktivistler İstanbul'a ulaştı
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) October 4, 2025
AA Muhabiri Rabia Aydoğdu, İstanbul Havalimanı'ndan detayları aktardı https://t.co/Ahl2uqkM4n pic.twitter.com/Mh47nQCbvE
Aktivistlerin ifadelerine başvurulacak
İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısının ardından Türk vatandaşlarının uluslararası sularda alıkonulmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul'a gelen aktivistlerin ifadelerine başvurulacak.
Uçaktaki aktivistlerin, Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda sağlık kontrolünden geçirileceği öğrenildi.
Ayrıca aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülecek.
Dışişleri Bakanlığı'nın açıkladığı bilgilere göre, aktivistler için tahsis edilen THY uçağı ile 36 Tük vatandaşının İstanbul'a götürüleceği aktarılmıştı.
Ayrıca Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türk vatandaşlarının yanı sıra, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, İtalya, Kuveyt, Libya, Malezya, Moritanya, İsviçre, Tunus ve Ürdün vatandaşlarının da söz konusu uçakla İstanbul'a götürüleceğini bildirmişti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan açıklama
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından "Global Sumud Flotilla" etiketiyle yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
"Küresel Sumud Filosu'nda yer aldıkları için siyonist İsrail tarafından alıkonulan vatandaşlarımız sağ salim ülkemize döndü. Gazze'nin masum ve mazlum halkının yanında yer alan insanlık cephesinin korkusuz kahramanları bu değerli kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Milletimiz, dünyanın neresinde olursa olsun, mazlum ve masumların yanında olmaya devam edecektir. Filoda yer alan her bir kahramana selam olsun."
Dışişleri Bakanı Fidan'dan Sumud Filosu katılımcılarına "hoş geldiniz" mesajı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail güçlerince el konulan Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan Türk vatandaşlarını ve çeşitli ülkelerden filo katılımcılarını taşıyan Türk Hava Yolları (THY) uçağının İstanbul’a ulaştığını hatırlattı.
Paylaşımda "Kalan vatandaşlarımızın da en kısa sürede yurda dönüşleri için çalışmalarımız sürüyor." diyen Fidan, "İnsanlığın vicdanına ses olan yürekli insanlar, cesaretleri ve kararlılıklarıyla zulme karşı onurlu bir duruş sergilediler, adalet ve insani değerler adına verdikleri mücadele ile mazlumların sesi oldular. Hoş geldiniz!" ifadelerine yer verdi.
İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısı
İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaştı.
Filoya saldıran İsrail ordusu, onlarca tekne ve gemiyi yasa dışı şekilde ele geçirerek yüzlerce yolcusunu alıkoydu.
Küresel Sumud Filosu, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.