Dolar
41.29
Euro
48.56
Altın
3,631.80
ETH/USDT
4,414.50
BTC/USDT
114,196.00
BIST 100
10,382.89
Ekonomi

Uzmanlar TCMB'nin faiz kararını değerlendirdi

Uzmanlar, TCMB'nin ekim ve aralıkta faiz indirimlerine devam edebileceğini belirterek, karar metninde enflasyon görünümünün ara hedeflerden sapması halinde para politikasında sıkılaşmaya gidilebileceğine yönelik vurgunun dikkati çektiğini ifade etti.

Ali Canberk Özbuğutu  | 11.09.2025 - Güncelleme : 11.09.2025
Uzmanlar TCMB'nin faiz kararını değerlendirdi

İstanbul

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan düşürerek yüzde 40,5'e çekti.

Kurul ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46'dan yüzde 43,5'e, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41,5'ten yüzde 39'a indirdi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

AA Finans analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, karar öncesi gerçekleştirilen çeşitli anketlerde medyan beklentinin, politika faizi ve faiz koridoru üst sınırı olan borç verme faizinin 200 baz puan indirileceği yani koridor asimetrisinin korunacağı yönünde olduğunu aktardı.

Ancak TCMB Başkanı Karahan'ın açıklamaları sonrası yenilenen anketlerde medyan indirim beklentisinin 250 baz puana yükseldiğinin görüldüğünü ifade eden Bürümcekçi, "Dolayısıyla, TCMB'nin risklere karşı koridor üst sınırını genişliğini asimetrik olarak yüksek tutmaya devam ettiği görülürken, beklentilere ve fiyatlamalara paralel bir adım ile devam etmesi Türk lirası açısından nötr bir gelişme oldu." dedi.

Ağustos ayında yayımlanan son Enflasyon Raporu'nda TCMB orta vadeli tahmin iletişimi çerçevesinde değişikliğe giderek tahmin patikasının yanı sıra, her yıl için yıl sonu odaklı bir ara hedef tanımladığını söyleyen Bürümcekçi, yeni stratejinin kağıt üstünde olumlu görünürken, uygulama ile birlikte daha da sağlıklı değerlendirilebileceğini kaydetti.

Bürümcekçi, öte yandan, son dönem ortalaması yüzde 2 civarında seyreden enflasyon ana eğiliminin, yıl sonu tahmin aralığı içinde kalma anlamında yeterli olduğunun söylenebileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Buna karşılık gelecek yılın ara hedefi açısından yeni aşağı yönlü kırılmalara gerek olduğu açıktır. Buna ek olarak, milli gelir kapsamlı revizyonu ile birlikte TCMB'nin çıktı açığı tahminlerinin de yukarı yönde güncellenebileceği ve talep koşullarının öngörülenden daha sınırlı dezenflasyonist katkıya işaret ettiği bir görünümün ortaya çıkacağı da söylenebilir. Bütün bu gelişmeler, Bankanın piyasalarda fiyatlanan faiz indirim patikasına göre daha temkinli hareket etmesi gereğinin arttığını düşündürmektedir.

Karar metninde politika faizi adımlarının büyüklüğünün verilere bağlı ve toplantı bazında belirleneceği vurgusunun devam etmesi, enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı mesajının verilmesi, takip eden faiz indirim kararlarının büyüklüğünün gelişmelere göre farklı olabileceğini düşündürmüştür. Bu doğrultuda, ekim ve aralık toplantılarında faiz indiriminin boyutuna ilişkin belirsizliğin devam ettiğini düşünürken, yıl sonu politika faizinin büyük olasılıkla yüzde 35,50-36,50 aralığında oluşacağını düşünüyoruz."

"En önemli yeni mesaj, ara hedeflerden sapma halinde ek sıkılaştırma ihtimalinin net biçimde belirtilmesi"

İntegral Yatırım Ekonomik Araştırmalar Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, ay başında beklenti üzerinde gelen enflasyon verisinin bir ara 200 baz puan yönündeki beklentiyi güçlendirdiğine işaret etti.

Özer, "Ancak TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın açıklamaları sonrası konsensüs 250 baz puana revize edilmişti. Karar bu beklentiyi karşıladı, diyebiliriz. Karar metnindeki enflasyon paragrafı belirgin biçimde güncellendi. Ağustosta ana eğilimin yavaşladığı vurgulanırken, dezenflasyon sürecini yurt içi talepteki zayıf seyir ve talep koşullarının desteklediği belirtildi. Buna karşın gıda fiyatları ve hizmetlerdeki fiyat ataleti enflasyon üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor. Küresel gelişmeler de yukarı yönlü riskler arasında sayılıyor. Özetle, bu ayki metin içsel risklere (gıda/hizmet) daha fazla vurgu yapıyor." ifadelerini kullandı.

Özer, politika duruşu tarafında kararlılığın korunduğuna dikkati çekerek, sıkı para politikasının talep, kur ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyonu destekleyeceğinin ifade edildiğini anımsattı.

İlk kez OVP'ye açık atıf yapıldığını vurgulayan Özer, "En önemli yeni mesaj, ara hedeflerden sapma halinde ek sıkılaştırma ihtimalinin net biçimde belirtilmesi. Bu çerçeve, para politikasının OVP ile uyumlu ve gerektiğinde daha kısıtlayıcı olabileceğine işaret ediyor." dedi.

Özer, temmuzdaki karar metninde dış faktörlerden kaynaklı risk unsurlarının ifade edildiğini, bu ayki toplantının karar metninin daha çok içsel olan gıda ve hizmet sektörü beklentilerine yönelik faktörlere odaklandığını söyledi.

Bununla birlikte temmuzda maliye politikaları ile koordinasyonun ön plana çıktığını anımsatan, bu toplantıdaki karar metninde OVP’ye ve ek sıkılaşma potansiyeline odaklanıldığını aktaran Özer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Piyasadaki ilk reaksiyona baktığımızda, BİST100 ve bankacılık endeksindeki hız bir miktar geri çekilmiş görünüyor. Bu geri çekilme değişebilir. Ancak ilk tepki olarak enflasyondaki içsel risk faktörlerine odaklanılması ve gerektiğinde tekrar sıkılaştırma yapılabileceği uyarısı, yatırımcıların temkinli kalmasına yol açmış görünüyor. Piyasadaki karar sonrası oluşan geri çekilmeyi kısa vadeli temkinli fiyatlama olarak değerlendiriyoruz."

"TCMB'nin ekim ve aralıkta da 200 baz puanlık faiz indirimi yapmasını bekliyoruz"

Societe Generale Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika Stratejisti Marek Drimal ise TCMB'nin, genel beklentilerden 50 baz puan daha yüksek bir faiz indirimi yaptığını belirterek, "Türk lirasının, döviz piyasasının istikrara kavuşması, muhtemelen Para Politikası Kurulunun bu kararı almasına neden oldu." dedi.

Para Politikası Kurulu'nun enflasyon ve büyüme gelişmelerine ilişkin değerlendirmesine katıldıklarını ifade eden Drimal, "Nitekim ağustos ayı enflasyonu tamamen gıda fiyatlarından (sıcak hava dalgaları/kuraklık etkisi nedeniyle) kaynaklanmış olup, kira gibi bazı kalemlerde enflasyon ataleti sorunu hala büyük bir sorun teşkil etmektedir." diye konuştu.

Drimal, öte yandan temel mallarda ve bazı hizmetlerde enflasyon aslında oldukça düşük seviyede olduğunu aktararak, büyüme açısından bakıldığında ise 2025'in ikinci çeyreğinde hane halkı tüketiminde bir yumuşama yaşandığını dile getirdi.

Para Politikası Kurulunun, Türk lirasının değer kazanmasına ilişkin ifadeyi politika metninden kaldırdığını, pratikte döviz piyasası gelişmelerinde büyük bir değişiklik beklemediklerini kaydeden Drimal, "Türk lirasının dolara karşı nominal olarak değer kaybının aylık bazda yaklaşık yüzde 1,5 olmasını bekliyoruz, aylık enflasyonun da Eylül-Aralık 2025'te ortalama bu civarda seyretmesi bekleniyor." ifadelerini kullandı.

Faiz oranlarının yüksek seyretmeye devam etmesi nedeniyle gelecek aylarda yatırımcılar için toplam lira getirisinin pozitif kalmasının öngörüldüğünü aktaran Drimal, "TCMB'nin ekim ve aralık aylarında da 200 baz puanlık faiz indirimi yapmasını bekliyoruz." dedi.​​​​​​​

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.