Dolar
40.90
Euro
47.83
Altın
3,338.67
ETH/USDT
4,640.30
BTC/USDT
118,884.00
BIST 100
10,841.83
Dünya

Avrupa, Alaska zirvesinde masadan dışlanırken "transatlantik birlik" testten geçiyor

Avrupa, ABD-Rusya arasında Alaska'da yapılacak kritik zirvede masadan dışlanmanın yol açtığı tedirginlikle, varılacak olası barış anlaşmasının kendi çıkarlarını koruyup korumayacağını endişeyle takip ediyor.

Selen Valente Rasquinho  | 15.08.2025 - Güncelleme : 15.08.2025
Avrupa, Alaska zirvesinde masadan dışlanırken "transatlantik birlik" testten geçiyor

Brüksel

Ukrayna-Rusya arasında 3,5 yıldır süren savaşla ilgili önemli gelişmelere sahne olan bir hafta geride kalırken, gözler ABD-Rusya zirvesinin yapılacağı Alaska'ya çevrildi.

ABD Başkanı Trump’ın 9 Ağustos’ta Rus mevkidaşı Vladimir Putin’le görüşeceğini duyurması, özellikle Avrupa’da diplomatik kulisleri hareketlendirdi.

Görüşmeye Ukrayna ve Avrupa Birliği’nin (AB) davet edilmemesi, başkentlerde kaygı uyandırarak yoğun bir temas trafiğini tetikledi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Savaşı "varoluşsal tehdit" olarak tanımlayan AB, bir yandan masa dışı bırakılmaktan rahatsız olurken, diğer yandan varılacak bir barış anlaşmasının gelecek Rus saldırganlığını caydırıcı nitelikte olmayacağından endişe duyuyor.

Bu kaygı ilk olarak 10 Ağustos'ta AB yönetimi, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Polonya ve Finlandiya'nın ortak açıklamasında zikredildi.

Taraflar, varılacak diplomatik çözümün Ukrayna'nın ve Avrupa'nın hayati güvenlik çıkarlarını koruması gerektiği inancını paylaştıklarını vurguladı.

Ardından önce AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas olağanüstü bir Dışişleri Bakanları Toplantısı organize etti, ardından Avrupa'da başat ve Ukrayna'ya sağlanan desteğin arkasındaki itici güç olan Almanya, ABD ve NATO da dahil olmak üzere konunun muhataplarını çevrimiçi toplantıda bir araya getirdi.

Akabinde Ukrayna konusundaki "Gönüllüler Koalisyonu"nun eş başkanları Fransa, Almanya ve İngiltere öncülüğünde de bir toplantı yapıldı.

Toplantıların sonunda yapılan açıklamada, Ukrayna'da barışa giden yolun bu ülke olmadan belirlenemeyeceği belirtilerek, diplomatik çözümün, Ukrayna ile Avrupa'nın hayati güvenlik çıkarlarını koruması gerektiği bildirildi.

AA muhabiri, Alaska zirvesi öncesi Avrupa'yı hareketlendiren diplomasi trafiğini ve zirveden çıkacak olası sonuçlarla ilgili Brüksel'deki Avrupa Çalışmaları Merkezi (EPC) uzmanlarının görüşlerini aldı.

EPC'nin Rusya ve savunma uzmanı Juraj Majcin, "Bu savaş toprak meselesi değil. Ukrayna'nın bağımsız bir devlet olarak var olma hakkı ve Avrupa-Atlantik geleceğiyle ilgili. Vladimir Putin'in emelleri Donetsk veya Luhansk'ın çok ötesine uzanıyor." ifadelerini kullandı.

Zirveden çıkabilecek "toprak karşılığı barış" fikirlerinin "tehlikeli" olduğuna işaret eden Majcin, "güçlü müttefik varlığı, AB ve NATO entegrasyonu ve uzun vadeli askeri destek" formülünün kalıcı bir barış için daha işe yarar olacağını belirtti.

Majcin, "Alaska zirvesi, dün yapılan bir dizi görüşmeyle elde edildiği varsayılan transatlantik birliğin gerçek bir ilerleme sağlayıp sağlayamayacağını test edecek." tespitinde bulundu.

Trump'ın Putin'in maruz kaldığı izolasyonu kırdığına dikkati çeken Majcin, Rus liderin manipülasyonunun damga vurabileceği uyarısında bulundu.

Majcin, "Putin, Trump'a bir 'tatlandırıcı' (Arktika'ya erişim/sondaj hakları, yeni stratejik silah kontrol anlaşması) veya Trump'ın sert tepkisinden kaçınmak için başka bir anlaşma teklif edebilir ve tartışmayı Ukrayna'dan Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri iyileştirmeye kaydırabilir." değerlendirmesini yaptı.

Avrupa'nın sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret eden Majcin, şunları kaydetti:

"Ukrayna, Washington'daki değişen siyasi ruh hallerine değil, Ukrayna ve Avrupa tarafından belirlenen net bir stratejik sonuca bağlı, tutarlı ve sürekli askeri desteğe ihtiyaç duyuyor. Avrupalıların yalnızca Trump bir şey yaptığında (Putin ile bir telefon görüşmesi veya bir toplantı gibi) harekete geçtiğini görmek neredeyse 'acıklı'. Avrupa, tepkisel davranmayı bırakıp, Ukrayna'nın savunması kendi savunmasının bir parçasıymış gibi davranmalıdır."

Avrupa'nın net eylem planı olmalı

EPC'nin Ukrayna uzmanı Amanda Paul da Putin'in görüşmede tavizler isteyeceği öngörüsünde bulunarak, Trump'a en yakın Avrupalı liderlerin aynı çizgide kalmalarını sağlamak için son dakikaya kadar onunla koordinasyon ve etkileşim kurmaya devam etmesi gerektiğini belirtti.

"Avrupalılar en kötüsüne hazırlanmalı." uyarısında bulunan Paul, şimdiye kadar Trump'ın Ukrayna'ya askeri destek sağlama konusundaki isteksizliğinin, Avrupalı liderleri Kiev'i destekleme taahhütlerini yeniden teyit etmeye, kendi güvenlik ve savunmalarını güçlendirmek için önemli adımlar atmaya yönelttiğine değindi.

Paul, ABD'nin savunma duruşunu ve strateji incelemesini tamamlamasıyla birlikte on binlerce ABD askerinin Avrupa'dan çekilmesinin muhtemel olduğuna dikkati çekerek, tespitlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle, Avrupalıların net bir eylem planına sahip olmaları gerekiyor. Bu plan, ABD güçlerinin bıraktığı boşluğu nasıl dolduracaklarını ve ilerideki herhangi bir ateşkesin Ukrayna için güçlü bir denetleme sistemi ve güçlü güvenlik garantileri içermesini sağlamayı içermelidir. Ayrıca, ABD öncülüğündeki sürecin çökmesi durumunda, Ukrayna için tutarlı bir müzakere çerçevesi vizyonu hayati önem taşıyor. Gelecekteki herhangi bir barış anlaşmasının başarısı, Avrupa'daki Rus saldırganlığını caydırma konusunda güvenilir ve sürdürülebilir bir taahhüde bağlıdır ve Avrupa kendi güvenliğini güvence altına alabilmelidir."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın