❮❯

Almanya'da seçmenler sandık başında

Almanya'da yaklaşık 60,4 milyon seçmenin bulunduğu ve Başbakan Angela Merkel'in aday olmadığı genel seçimlerde oy kullanma işlemi yerel saatle 18.00'de sona erdi.

• Almanya'da seçmenler sandık başında
• Çalkantılı dönemde uzlaşmacı kişiliği ile iz bırakan lider: Merkel 

Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin yerel saat ile 19.59'da yayınladığı sandık çıkış anketine göre Sosyal Demokrat Parti (SPD) seçimlerde oyların yüzde 25,5'ini alarak birinci sırada bulunuyor.

SPD böylelikle 2017’de yapılan seçimlere göre oylarını 5 puan artırdı.

Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ise yüzde 24,5'lik oy oranıyla ile ikinci sırada yer alıyor.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ve Bavyera eyaletinde teşkilatlanmış kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisinden (CSU) oluşan CDU/CSU'nun oy oranı 2017'deki seçimlere göre 8,5 puan azaldı.

CDU/CSU, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan genel seçimlerde en düşük oy oranını almış oldu.

Yeşiller Partisi ise 4 yıl önceki seçimlere göre oy oranını 4,9 puan yükselterek yüzde 13,8'e çıkardı.

Böylelikle Yeşiller Partisi, şimdiye kadarki genel seçimlerde en yüksek oy oranını yakalamış oldu.

Hür Demokrat Parti (FDP) ise bir önceki seçimlere göre oy oranını 1 puan artırdı ve yüzde 11,7 ile dördüncü sırada yer aldı.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin aldığı oy 2017 seçimlerine göre 1,7 puan azaldı ve AfD yüzde 10,9 oy oranıyla beşinci oldu.

Sol Partinin ise 4 yıl öncesine göre oyları 4,2 puan düşerek yüzde 5'te kaldı. Sol Partinin meclise girebilmesi için yüzde 5'lik barajı geçip geçmeyeceği henüz bilinmiyor.

Sandık çıkış anketine göre, Almanya Federal Meclis'te milletvekili dağılımı şu şekilde:

CDU/CSU 197, SPD 202, Yeşiller 110, FDP 93, AfD 87, Sol Parti 40.

Ayrıca Danimarkalı azınlığın kurduğu ve özel düzenlemeyle seçim barajından muaf tutulan Güney Schleswig Seçmen Birliğinin (SSW) de 1 milletvekili ile mecliste yer alacağı aktarıldı.

Laschet yeni hükümeti kurmak istiyor

CDU/CSU partilerinin başbakan adayı Armin Laschet, CDU/CSU'nun öncülüğünde bir koalisyon kurmak için elinden geleni yapacağını belirtti.

Laschet, ilk sandık çıkış anketlerinin açıklanmasının ardından başkent Berlin'de, CDU Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.

Bu seçim akşamının çok özel olduğunu belirten Laschet, 16 yıl sonra Başbakan Angela Merkel’in genel seçimde yeniden aday olmadığını ifade etti.

Laschet, bu 16 senenin Almanya için iyi yıllar olduğunu vurgulayarak, Merkel'e teşekkür etti.

Anketlere göre, seçimlerin başa baş geçtiğine işaret eden Laschet, "Bu seçim akşamı istisnai bir durum. Henüz elimizde güvenilir rakamlar yok. Ancak bu sonuçtan memnun olmadığımızı şimdiden söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Laschet, bu seçim gecesinin uzun geçeceğini ve nasıl sonuçlanacağının şimdiden söylenemeyeceğini, muhtemelen Almanya'da ilk kez gelecek hükümetin 3 partiyle kurulacağını kaydetti.

Hükümet kurma görevinin CDU/CSU'da olduğunu belirten Laschet, "Hristiyan Birlik partilerinin öncülüğünde bir koalisyon kurmak için elimizden geleni yapacağız." ifadesini kullandı.

Almanya'nın şimdi geleceği şekillendiren bir koalisyona ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Laschet, "Zıtlıkları aşmak ve Almanya’nın birliğini sağlamak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.

Laschet, CDU/CSU'ya verilen her oyun ülkede sol hükümetin kurulmasına karşı verildiğini kaydetti.

Scholz, Alman halkının kendisini başbakan görmek istediğini söyledi

SPD'nin başbakan adayı Olaf Scholz, seçim sonuçlarından memnun olduğunu belirterek Alman halkının başbakan olarak kendisini görmek istediğini ifade etti.

Scholz, ilk seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından partililere hitaben yaptığı konuşmada, "Halkımız, başbakan olarak Olaf Scholz'u görmek istiyor." dedi.

SPD'nin şansölye adayı Scholz, seçim sonuçlarını "büyük bir başarı" olarak nitelendirerek, seçmenlerin seçim sonucuyla açıkça "hükümet değişikliği" istediklerini kaydetti.

400 bin SPD üyesine son birkaç haftadaki yüksek destekleri için teşekkür eden Scholz, seçimde nihai sonucu bekleyeceklerini vurguladı.

Alman iş dünyasından "Hükümet hızlıca kurulsun" çağrısı

Öte yandan, Almanya Dış Ticaret Birliği (BGA), Alman Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Birliği (BVMW) ve Aile İşletmeleri Birliği, ülkede yapılan genel seçim sonuçlarının Alman ekonomisine etkisini değerlendirdi.

BGA Başkanı Anton Börner, yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarının "ülkede sol ittifaka karşı açık bir işaret" olduğunu belirtti.

Börner, "Şimdi seçilmişlerin bir uzlaşı bularak, gecikmiş kararların üstesinden kararlılıkla gelen bir ittifak kurmaları gerekiyor." ifadesini kullandı.

Almanya'da kurumsal vergi reformuna, bürokrasinin azaltılmasına ve daha fazla dijitalleşmeye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Börner, "Serbest piyasaya, küresel serbest ticarete ve AB’nin güçlendirilmesine kararlı şekilde bağlı bir federal hükümete ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.

BVMW Genel Sekreteri Markus Jerger de "zor bir seçim sonucunun" ardından odağın, reforma yoğunlaşan bir hükümet kurmak olması gerektiğini bildirdi.

Her şeyden önce şirketlerin gelecekleriyle ilgili "güvenli bir planlamaya" ihtiyacı olduğunu belirten Jerger, "Bir ekonomi merkezi olarak Almanya, aylarca süren bir hükümet kurmayı göze alamaz." ifadesini kullandı.

Aile İşletmeleri Birliği Başkanı Reinhold von Eben-Worlee ise Alman federal hükümeti kuracak partilerden ekonomide "doğru bir yönü" belirlemesini istedi.

Alman şirketlerinin ekonomide doğru planla istihdam oluşturacaklarını ve vergi ödeyeceklerini belirten Eben-Worlee, "İklimi koruma ve dijitalleştirme gibi konularda da ancak Alman şirketleri yeniden uluslararası rekabette daha rekabetçi hale gelirse başarılı olunur." değerlendirmesinde bulundu.

Ülkede olası vergi artışlarının şirketlerin yatırımlarını, istihdamlarını olumsuz etkileyeceğini ifade eden Eben-Worlee, kurulacak hükümetten vergi artışlarından kaçınmasını istedi.

Almanya'da 2017'de yapılan genel seçimden sonra koalisyon görüşmeleri yaklaşık 6 ay sürmüştü.