Trump'ın Asya ziyaretinde çok taraflı işbirliğinden ziyade ikili ilişkiler öne çıktı
ABD Başkanı Donald Trump'ın Asya ziyareti geçen hafta piyasaların odak noktasında yer aldı. Burada en öne çıkan konu Trump'ın Güney Kore'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmeydi.
İstanbul
Asya Piyasaları Analisti Sadi Kaymaz, "ABD Başkanı Donald Trump'ın Asya ziyaretinin en dikkat çekici özelliği çok taraflı işbirliğinden ziyade ikili ilişkilere odaklanmış olmasıydı. Bu çerçevede Trump'ın gündeminin ön sıralarında tarifeler ve yatırımlar öncelikli yer tuttu." dedi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Trump, görüşmenin ardından, birçok konuda hemfikir olduklarını belirterek, Çin'in büyük miktarlarda soya fasulyesi ve diğer tarım ürünlerinden satın alacağını söyledi.
Fentanil ve öncül maddelerinin kontrolü konusunda Çin tarafının sıkı çalışmayı taahhüt ettiğini ifade eden Trump, bu nedenle Çin'e fentanil gerekçesiyle getirilen yüzde 20 ek tarifeyi, yüzde 10'a düşürdüğünü açıkladı.
Trump, nadir toprak elementleri konusunda "hiçbir engelin kalmadığını" ifade ederek, tarifeler konusunda çok yakında bir anlaşmaya varmak üzere olduklarını söyledi. Çin'in nadir toprak elementlerinin kontrolüne yönelik tedbirleri bir yıllığına askıya alacağını bildiren Trump, varılan anlaşmanın süresinin uzatılabileceğini dile getirdi.
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Japonya'nın başkenti Tokyo'ya yaptığı ziyarette, ülkenin yeni Başbakanı Takaiçi Sanae ile nadir toprak elementleri ve kritik mineraller alanında ülkeleri arasındaki işbirliğini artıracak anlaşmayı imzaladı.
"Dünyanın ağırlık noktası Uzak Doğu’ya kaydı"
Asya Piyasaları Analisti Sadi Kaymaz, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Trump’ın üç ülkeyi kapsayan Asya ziyaretinin pek çok açıdan değerlendirileceğini belirtti.
Özellikle jeopolitik rekabet ve tedarik zincirine ilişkin endişelerin zirveye çıktığı dönemde bu ziyaretin gerçekleşmesinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bir kere ABD’nin genel itibarıyla kabuğuna çekildiği bir döneme denk gelmesi açısından dikkat çekici. Diğer taraftan dünyanın ağırlık noktasının Uzak Doğu’ya kaydığını da unutmamak lazım. Bu koşullarda Trump’ın ziyaretinin en dikkat çekici özelliği çok taraflı işbirliğinden ziyade ikili ilişkilere odaklanmış olmasıydı. Bu çerçevede Trump'ın gündeminin ön sıralarında tarifeler ve yatırımlar öncelikli yer tuttu."
Malezya ve Kamboçya'nın ABD mallarına tarifeleri sıfırladığını ifade eden Kaymaz, ABD'nin Malezya’dan 70 milyar dolarlık yatırım sözü aldığını aktardı.
Kaymaz, Trump'ın bu sözleri alırken tarifelerden son derece sınırlı taviz verdiğini belirterek, söz konusu ülkelere uygulanan yüzde 19-20 tarife oranının değişmediğini, yalnızca bazı muafiyetler tanıdığını dile getirdi.
Trump’ın Tayland ile Kamboçya arasındaki anlaşmazlığın sona erdirdiğine dikkati çeken Kaymaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Trump’ın sonraki durakları küresel bakımdan çok daha büyük önem taşıdı. Bir kere Japonya durağında tam 550 milyar dolarlık yatırım sözünü cebine koydu. Üstelik bu sözü sıkı şartlara bağladı. Bu çerçevede söz konusu yatırımları ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick’in yönlendirecek olması kayda değer. ABD’nin ortak olduğu şirketlere Japonlar da fon aktaracak. Diğer taraftan kar paylaşımı konusunda ABD yönetimi istediğini aldı. Geri dönüş başladıktan sonra prensip itibarıyla karların yüzde 90’ı ABD’de kalacak. Bu çerçevede Japonların ABD ekonomisini finanse edeceğini söylemek gayet yerinde olur."
"Güney Kore, Trump ile daha dengeli bir anlaşma yaptı"
Sadi Kaymaz, ABD Başkanı Donald Trump'ın Güney Kore ile yaptığı görüşmeye değinerek, "Washington’un aynı şartlarla Güney Kore’den de yatırım talep ettiğini, buna karşın Seul yönetiminin o kadarına da 'evet' demediğini belirtmek isterim." diye konuştu.
Güney Kore'nin Trump ile daha dengeli bir anlaşma yaptığını, Güney Kore'nin ABD'ye yapacağı yıllık yatırım tutarını 20 milyar dolara bağladığını söyleyen Kaymaz, bu ülkenin ABD'ye toplam 350 milyar dolarlık yatırım sözünün 200 milyar dolarını bu şekilde 10 senede tamamlamayı taahhüt ettiğini ifade etti.
Kaymaz, kalan 150 milyar doların ise iki ülkenin geliştirmeyi planladığı gemi inşa sektöründe gerçekleşeceğini aktardı.
Bu noktada Çin tehdidi nedeniyle Güney Koreli şirketlerin son 5-6 yılda ABD pazarına yüklendiğini vurgulayan Kaymaz, şunları kaydetti:
"Örneğin Samsung, 40 milyar dolarlık yatırımla devasa bir çip fabrikası kuruyor. Hyundai’nin çelik ve otomotiv sektörüne iki senedir 25 milyar dolarlık yatırım planı var. SK ve LG gibi gruplar da bataryadan yarı iletkenlere kadar ABD’de on milyarca dolarlık yatırım yaptı ve yapmaya devam ediyordu. Dolayısıyla Güney Korelilerin halihazırda ilerledikleri rota ekseninde Trump’la anlaştığını, daha doğrusu aynı ortak paydada buluştuğunu da vurgulamak isterim. Güney Kore, nükleer denizaltı teknolojisi gibi son derece stratejik bir kazanımı da elde etti. Ayrıca kar paylaşımı konusunda çok daha dengeli koşullarda bir paylaşımda anlaştı."
Kaymaz, öte yandan Trump’ın Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) liderler toplantısını pas geçmesinin gözden kaçırılmaması gerektiğini belirterek, "Dolayısıyla dünya nüfusunun yüzde 40’ını ve küresel ticaretin yüzde 50’sini temsil eden bir liderlerle kurumsal çerçevede bir araya gelmedi. Meydanı da bir nevi Çin lideri Şi Cinping'e bırakmış oldu." ifadelerini kullandı.
"Trump’ın Asya gezisinin kritik saatlerini Çin lideriyle buluşması oluşturdu"
Kaymaz, Trump’ın Asya gezisinin kritik saatlerini Çin lideriyle buluşmasının oluşturduğunu belirterek, "Küresel piyasaların gözü zirveye çevrildi. Bu noktada evvela geçen hafta sonu iki ülkenin en üst düzey yetkilileri tarafından Kuala Lumpur’da varılan çerçeve anlaşmaya dikkat çekmek isterim. Çinliler açısından liderler buluşmasının niteliği onay amaçlıydı. Nitekim görüşme bu bağlamda yalnızca 1 saat 40 dakika sürdü." ifadelerini kullandı.
Liderlerin de onayıyla hayata geçen mutabakatın en önemli maddesinin nadir metallerle ilgili olduğunu aktaran Kaymaz, şunları kaydetti:
"Çin yönetimi, 9 Ekim’de ihracat kontrollerine ilişkin yayımladığı yeni mevzuatın yürürlüğünü 1 sene ertelediğini Ticaret Bakanlığı açıklamasıyla resmen ilan etti. Küresel tedarik zinciri bu bakımdan rahat bir nefes aldı. Buna karşın Çin’in ihracat kısıtlamalarının mevcut bazı kısıtlamalar altında devam ettiğini de belirtmek isterim. Ayrıca mevzuatın yalnızca yürürlüğünün ertelenmiş olması dikkate değer. Zira iki taraf arasında aniden yükselebilecek bir tansiyon halinde yeniden yürürlüğe sokulması söz konusu olacaktır. Öte yandan anlaşmanın Çin bakımından kazançlarının başında fentalin sevkiyatı dolayısıyla ABD’nin uyguladığı yüzde 20 tarifenin yarıya indirilmesi oldu. Bu çerçevede genel gümrük seviyesi yüzde 57’den 47’ye inmiş oldu. Çin, ayrıca yaz aylarında şiddetle karşı çıktığı liman ücretleri konusunda da taviz kopardı ve ücretlerin ertelenmesini sağladı. ABD yönetimi, deniz nakliyat sektöründe karışıklığa yol açan ücretleri bir yıllığına askıya almayı kabul etti."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
