IAEE MECA Konferansı'nda karbonsuzlaştırma sürecinin petrokimya ürünlerine talebi artıracağı vurgulandı
Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneğinin (IAEE) Orta Doğu ve Orta Asya (MECA) Konferansı'nda, karbonsuzlaştırma sürecinin petrolün akaryakıt kısmında talebi azaltırken petrokimya ürünlerinde artıracağı vurgulandı.
Antalya
Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu MECA Konferansı'nda Karbonsuzlaştırma Yolları ve Fosil Yakıtların Geleceği Oturumu, Belek Turizm Merkezi'ndeki Sirene Belek Hotel'de gerçekleştirildi.
- IAEE MECA Konferansı'nda elektrikli araç piyasasının gelişimine yönelik sınamalar ve öneriler öne çıktı
- Yapay zeka ve veri merkezleri elektriğe olan talebi hızla artırıyor
- IAEE MECA 2025 Konferansı'nda enerji dönüşümü politikaları masaya yatırıldı
- IAEE MECA 2025 Konferansı Antalya'da başladı
Oturumda konuşan SOCAR Türkiye AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Elçin İbadov küresel alanda gündemde olan karbonsuzlaştırma sürecinde elektrikli araçların motorin, benzin ve LPG gibi yakıtların tüketimini azaltsa da petrokimya ürünlerinin kullanımını artırdığını belirterek, bu süreçte petrokimya tesislerinin üretim kapasitelerini artırmasını öngördüklerini söyledi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İbadov, "Bugün dünyada 700'den fazla rafineri, 3 binden fazla petrokimya tesisi bulunuyor. En başarılı olanlar petrokimyanın entegre çalıştığı rafineler. Eğer birbirlerinden ayrı, bağlantısız iseler maalesef verimlilik çok ciddi şekilde düşüyor." dedi.

Fotoğraf: İsmail Aslandağ/AA
Bu sebeplerden dolayı SOCAR'ın Türkiye'de motorin, benzin gibi akaryakıt üretimini azaltarak, petrokimya üretim kapasitesini artırmaya odaklandığını anlatan İbadov, "Rafineriler giderek daha fazla petrokimya ham maddesi, daha az yakıt üretmeye yönelecek. Çünkü piyasası daha uzun ömürlü olan taraf petrokimyadır. Petrokimya, diğer piyasalar arasında 2024-2035 arasında bile büyüme dinamizmi gösteren tek alandır." değerlendirmesinde bulundu.
İbadov, bu bağlamda Türkiye'de yapılacak 4-5 milyar dolarlık yeni bir yatırımı duyurduklarını anımsatarak, her şeyin planlandığı gibi gitmesi durumunda kapasite artışının 2031'de devreye gireceğini ifade etti.

Petrol, enerji dönüşümünde vazgeçilmez olmayı sürdürüyor
Kuveyt Bilimsel Araştırma Enstitüsü (KISR) Araştırmacısı Dr. Osamah Alsayegh ise petrol rafinajının enerji dönüşümünde geri planda kalmayacağına işaret ederek, "Rafineri ve petrokimya sektörü ekonominin ana sütunu olmaya devam edecek ve karbon azaltımının parçası olacak." ifadesini kullandı.
Geçen yıl 180 bin teravatsaate ulaşan küresel enerji talebinin 2060'ta 280 bin teravatsaate çıkmasının beklendiğini aktaran Alsayegh, net sıfır hedeflerinin, ulaşımda elektriklenmenin ve yenilenebilir enerjideki artışın, rafinajı petrokimya odaklı yapıya yönelttiğini aktardı.

Alsayegh, enerji dönüşümünün, fosil yakıtların enerji dışı kullanımına hızla bağımlı hale geldiğini ve yeni teknolojilerin, petrol türevlerine ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak,"Elektrikli araçlardan rüzgar türbinlerine, bataryalardan güneş panellerine kadar plastik, polimer, sentetik kauçuk, köpük ve izolasyon petrokimyasala bağımlı." ifadesini kullandı.
Sektörde biyoyakıtlar, sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF) ve döngüsel ham maddeler gibi yeni modellerin öne çıktığını anlatan Alsayegh, "Ürün gamı artık enerji dışı kullanım ürünlerine kayıyor ve bu değişime rafineriler esneklik, verimlilik ve petrokimya entegrasyonu ile yanıt veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Alsayegh, küresel ulaşım yakıtı ve petrokimyasal ham madde ihtiyacının devam ettiğine dikkati çekerek, "Rafinaj hala küresel enerji ve petrokimya talebini karşılamada vazgeçilmez bir rol oynuyor." dedi.

Fosil yakıtlara bağımlı ekonomiler enerji dönüşümünde yüksek risk altında
Şili Katolik Üniversitesinden Prof. Dr. Ricardo Raineri, fosil yakıtlara bağımlı ekonomilerin enerji dönüşümünde yüksek mali risk altında olduğunu dile getirerek, "Kuveyt ve Irak’ta devlet gelirlerinin yüzde 90'ı petrolden geliyor, talep yavaşladığında kamu bütçeleri zorlanacak." ifadesini kullandı.
Enerji dönüşümünün küresel güç dengelerini değiştirdiğini ifade eden Raineri, Çin'in 2000-2023 döneminde küresel petrol talep büyümesinin yaklaşık yarısını yönlendirdiğini, ancak 2030'a kadar talep artışının Hindistan ve Güneydoğu Asya'dan geleceğini dile getirdi.

Raineri ayrıca enerji odaklı ekonomilerin temiz enerjiye geçişte hem ekonomik hem kurumsal hem de teknolojik yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Fosil yakıt ekonomileri artık ham madde ihracatından ziyade katma değerli ve döngüsel modellerle rekabet edebilir. Yenilik ve güçlü kurumlar riskleri azaltır, sermayeyi harekete geçirir ve dönüşümü hızlandırır." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
