Akran zorbalığını engellemenin yolu okul-aile-öğrenci işbirliğinden geçiyor
ÇOMÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerife Gonca Zeren, akran zorbalığının okul, aile ve öğrenci işbirliğiyle engellenebileceğini söyledi.

Çanakkale
Zeren, AA muhabirine, akran zorbalığının nedenleri, çocuklar üzerindeki etkileri ve çözüm önerilerine ilişkin bilgi verdi.
Fiziksel, duygusal ya da sözlü olarak birinin, bir diğerinin canını yakacak hal ve hakaretlerinin şiddet olarak tanımlandığını belirten Zeren, akran zorbalığının ise bu şiddetin sistematik bir biçimde bir çocuk tarafından başka bir çocuğa yapılan şiddet davranışları olarak düşünülebileceğini anlattı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Zeren, yapılan araştırmaların, zorbaların yıllar içinde özellikle ceza almadıklarında daha da profesyonelleştiğini ortaya koyduğunu dile getirerek, "Zorbanın dışında onun ekibi olan genellikle bir kaç kişi daha vardır. Genellikle kendilerine bir kurban grubu seçerler ve onun üzerinde şiddet uygulama eğilimindedirler." bilgisini paylaştı.
Siber zorbalık konusuna da değinen Zeren, "Çünkü akran zorbalığı bir okulda gerçekleşiyorsa, çocuk okuldan eve gittiğinde güvenli ortamındadır. Rahatlayabilir, stresini azaltabilir, sakin düşünebilir ama siber zorbalık söz konusuysa eve de gitse okulda da olsa sokakta da olsa her an zorbalık devam ediyordur. Dolayısıyla çocuk için çok daha büyük bir sıkıntıdır siber zorbalık." değerlendirmesinde bulundu.
Zeren, öfkeyi sağlıklı bir biçimde ifade etmenin mümkün olduğunu, bunun da küçük yaşlarda öğrenildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Annesi eğer vurmasını hoş karşılıyorsa ya da küfür ettiğinde herkes gülüyorsa, birinin canını yaktığında hoş görülüyorsa çocuk öfkeyi şiddetle ifade etmesini normalleştiriyor. Kabul etmediğinde durum farklılaşıyor. Çocuğa model olarak 'Ben de sana kızdım ama vurmuyorum' diyebilirsiniz, öfkelendiği için zaman tanıyabilirsiniz, kendisini ifade etmesi için kelimeler öğretebilirsiniz. Kendini ifade etmek, bir alan açmak çocuklar için çok kolaylaştırıcı. Bir sanat dalı ya da bir spor ummadığınız kadar etkili olabiliyor. Öfkeyi kontrol etmeyi öğreten spor dalları da var."
"Zorbanın geçmişinde de bir kurban rolü var"
Zorbalığa maruz kalan çocukların umutsuzluğa doğru giden bir endişe ve kendilerini içinde bulundukları çemberin içinden çıkaramamanın çaresizliğin içinde olduklarını dile getiren Zeren, şöyle konuştu:
"Bu çocukların, özellikle yaşları küçükse mutlaka yetişkinler tarafından desteklenmesi gerekir ama baktığımızda zorbalığa uğrayan çocuklar yetişkinlerden yardım istemezler çünkü hiçbir kişi, hiçbir ergen, hiçbir genç grubun dışında kalmak istemez. Zorbalığı şaka gibi algılayıp orada kalmayı bile tercih edebilir çünkü grubun dışına itilmelerini sağlayan en temel durum ne yazık ki bir çocuğun diğerini yetişkin birine şikayet etmesidir. Söylemeseler de siz yine de bir çocuğun zorbalığa uğradığını gösteren ipuçlarını yakalayabilirsiniz. Nedir bu ipuçları? Yüzündeki umutsuzluk, endişe, korku. Okulda zorbalığa uğruyorsa okula gitmek istememe, geç gitme, karın ağrısı, fiziksel rahatsızlıklar, ödevini yapamama, dikkatini toplayamama, notlarındaki düşüş, heyecan, korku. Bütün bunlar bir çocuğun zorbalığa maruz kaldığının işaretleri olabilir."
Zeren, çocukların zorbalık davranışlarını sergileme nedenlerine de değinerek, şunları kaydetti:
"Zorbalıkla ilgili bazı çalışmalar bize şunu gösteriyor. Zorbanın geçmişinde de bir kurban rolü var. Yani o da daha önce zorbalığa uğramış. Çocukların bu durumu normalleştirmesi söz konusu. Yaptığı hareketin zorbalık olduğunu bilmiyor. Okullarda, evlerde bazı tanımların üzerinde durmamız gerekir. Bir okulda akran zorbalığı önlenmek isteniyorsa bu, okulun tamamının birlikte çalışabileceği bir iştir. Okulun müdürü, müdür yardımcıları, idari personel, kantinci, servis ablası, öğretmenler, öğrenciler, herkesin bilinçli olması gerekir. İyi tanımlarsak, 'Bunun adına zorba' denir dediğinizde, bazı çocuklar fark edip zorba olmak istemiyor. Zorbalıkla karşılaştıklarında aileler, öğretmenler, arkanlar neler yapmalı? Bununla ilgili de ayrı ayrı eğitimler planlanabilir. Burada okul psikolojik danışmanlarına çok rol düşüyor."
Bebekler "sanal bakıcılara" emanet ediliyor
Günümüzde küçük çocukların tabletler, telefonlar eşliğinde yemek yediğine, bebeklerin "sanal bakıcılara" emanet edildiğine dikkati çeken Zeren, "Bu çocuğu hayatından bu sanal dünyadaki gerçeklikleri nasıl çıkaracaksınız daha sonra çünkü orası onun için gerçek dünya gibi ve ayrılmaz bir parçası gibi." dedi.
Prof. Dr. Şerife Gonca Zeren, siber zorbalıkla ilgili yapılan bazı çalışmalarda, internet kullanımında ya da çevrim içi ortamdaki bilinç düzeyiyle bağlantılar bulunduğunu vurgulayarak, "Ailelerinin interneti kullanma becerilerinin yüksek olduğunu düşünen çocukların siber zorba ve kurban olma ihtimali daha düşük bulunmuş çünkü anne ya da babasının kendisini, evdeki bilgisayarı, cep telefonunu kontrol edebileceğini düşünen çocuklar bunlar ama yine de anne babanın kontrolü, sınırları iyi çizmesi, çocuğun 'hayır' demeyi öğrenebilmesi ya da hangi durumun yetişkinlerle paylaşılması gerektiğini defalarca anlatmamız gerekli." şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.