Dolar
41.70
Euro
48.62
Altın
3,980.40
ETH/USDT
4,477.50
BTC/USDT
121,483.00
BIST 100
10,814.11
Dünya, İsrail’in Gazze saldırıları

İsrail'de alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nun Türk aktivistleri yaşadıklarını anlattı

İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu'nun Türk aktivistleri, alıkonulma sonrası yaşadıklarını anlattı.

Turgut Alp Boyraz, Ahmet Furkan Mercan, Nuri Aydın  | 07.10.2025 - Güncelleme : 07.10.2025
İsrail'de alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nun Türk aktivistleri yaşadıklarını anlattı

Amman

Sinan Akılotu, AA'ya açıklamasında, önce Tunus'a daha sonra 13 Eylül'de Tunus'tan da Küresel Sumud Filosu'nda Marinette gemisiyle denize açılarak Gazze'ye doğru yola çıktıklarını kaydetti.

Yolculuğun 21 gün sürdüğünü belirten Akılotu, Gazze sahiline yaklaşık 35 mil kala İsrail tarafından alıkonulduklarını ve 5 gün İsrail zindanlarında kaldıklarını söyledi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Filonun "2 yıldır süren çaresizliğin ürünü" olarak ortaya çıktığını bildiren Akılotu, "balıkçı teknesinden hallice teknelerle" Akdeniz'in bir tarafından öbür tarafına küçük yelkenli gemilerle deniz seferi düzenlediklerini anımsattı.

Sefer esnasında yaşanan sıkıntıları "anlatmaktan haya ettiğini" kaydeden Akılotu, "Çünkü Gazze'nin yaşadığı sıkıntıların binde biri kadar değildi" dedi.

Alıkonulmaları sırasında maruz kaldıkları muameleyi hatırlatan Akılotu, o an yaşadıkları zorluklara rağmen sürekli olarak “Filistinlilere kim bilir nasıl davranıyorlar” diye düşündüklerini dile getirdi.

İsrail'de atıldıkları hücrelere köpeklerle girildiğini ve (yiyeceklerin) "hayvanların önüne atar gibi" kendilerine verildiğini kaydeden Akılotu, birlikte açlık grevi yapma kararı aldıklarını söyledi.

Bu süreçte hayatta kalmak için sadece musluktan su içtiklerini kaydeden Akılotu, temel sağlık problemi olmayan herkesin bu açlık grevine katıldığını belirterek, "Orada kaldığım süre içinde şunu hayal ettim, 30-40 yıldır bu zindanlarda bize yapılan muamelenin çok daha kötüsü yapılıyor, bu insanlar nasıl dayanıyor." dedi.

İsrail askerlerinin ilk müdahalenin bir gün sonrasında Marinette gemisini aktivistleriyle birlikte alıkoyduğunu aktaran Akılotu, Aşdod Limanı'na İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in geldiğini anımsattı.

Ben-Gvir'in burada katılımcılara hitaben "sokak ağzıyla konuşarak aşağıladığını" belirten Akılotu, alıkonulma esnasında çok sayıda "Türkçe konuşan İsrail askeri gördüklerini" belirtti.

"Allah, devletimizden razı olsun"

İsrail'in "şeytan yüzüyle muhatap olduklarını" belirten Akılotu, filonun dünya kamuoyundaki etkisine dikkati çekerek şunları söyledi:

"Allah, devletimizden razı olsun, hem İsrail'deki süreç içerisinde hem de Ürdün'e geliş sırasında hakikaten (devleti) yanımızda gördük. Araçları amaca dönüştürmemek lazım. Küresel Sumud Filosu Gazze'deki mezalimin durması için yola çıktı. Yani Sumud'u, yaşananları ön plana çıkartıp Gazze gündemini geriye itmemek lazım. Gazze'nin hele bu saatten sonra, dünya kamuoyunun Gazzelilerin kanlarıyla bedel ödemişken Siyonizmin gerçek yüzünü tam anladığı bu dönemde Gazze'ye ümmetin, devletlerin ve vicdanı olan bütün halkların artık Gazze'ye elle müdahale etmesi lazım. Gazze ile bütün kararları Gazzelilerin alması lazım."

İsrail'in soykırımı sürdürdüğü Gazze'nin "her metrekaresine bomba düşmeye devam ettiğini" kaydeden ve Filistinlilerin "kan ağladığını" belirten Akılotu, "Gazze'de ümmetin ve devletlerin somut adım atması gerekiyor. Etkisi ve yetkisi olan herkesin Gazze'ye elle müdahale edilmesi noktasında elinden geleni kesinlikle yapması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Turan: İsrail ordusunun ne kadar korkak bir ordu olduğunu gördük

Aktivist Turgay Turan da filodaki görevinin gemilerin bilişim sistemleri ile ilgilenmek olduğunu, İsrail ordusunun engellemelerine rağmen dünyaya bağlanabildiklerine işaret ederek, "Görevimizi başarıyla yaptık. Onların (İsrail'in) bütün saldırı anları kameralara yansıdı. Bizim teknelere ulaşım sağladıysanız bunlar tamamıyla işin çok doğru gitmesiyleydi." değerlendirmesinde bulundu.

Turan, "İsrail ordusunun ne kadar korkak bir ordu olduğunu gördüklerini" söyleyerek "Onlardan daha fazlasını (kötü muamele) bekledik lakin biz ayakta dimdik durduğumuz için bizden korktular. Bizlere zulüm etmek isteyenlere karşı diğer devletlerden boyun eğenler oldu ama Türklerden boyun eğmeyip dik durandan hiçbirine bir şey diyemediler. Ve tabi ki medyanın baskısı, bütün milletlerin baskısı vardı." diye konuştu.

İsrailli yetkililerin kameralar önünde kendilerine su vererek şov yaptığını belirten Turan, "(İsrailli yetkililer) Şov yaptılar, bize yalandan su vermeye kalktılar kameraların önünde, arkada tamamıyla pislik peşindeydiler." değerlendirmesinde bulundu.

Turan, gemilerin Gazze kıyılarına yaklaştıkları sırada uçak ve bombalama seslerinin duyulmaya başladığını belirterek, o anda Gazze’ye yönelik 18 bombalamayı sayabildiklerini kaydetti.

ABD ve İsrail'e karşı boykot uygulanması çağrısında bulunan Turan, süreç boyunca kendilerine yardım eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerine de teşekkür etti.

Demir: Karşı koydum

Aktivistlerden Yunus Demir de teknelerin Tunus’ta hazırlanma sürecinden itibaren filoda 45 gündür görevli olduğunu kaydetti.

"Bizim için gururdu, en nihayetinde Gazze’ye ulaşmayı çok istedik ve çok yaklaştık" diyen Demir, uluslararası sularda İsrail tarafından "her zamanki gibi kaçırıldıklarını" bildirdi.

Alıkonulma sonrası üç farklı noktada şiddete maruz kaldığını kaydeden Demir, taktığı kefiyenin çıkarılması talimatına karşı koyduğunu belirtti.

Demir, "Çıkartmayacağımı söyledim, iri yarı iki polis kollarıma girerek bir yere götürdüler ve orada şiddet uygulayıp kefiyemi çıkarttılar. Biri diziyle göğsüme vurdu, beni yere yatırdı, ayağının altıyla kafama vurdu." ifadelerini kullandı.

Filonun "şiddetsizlik" mottosuyla hareket ettiğini hatırlatan Demir, kendisine yönelik şiddete mukavemet göstermemeyi tercih ettiğini bildirdi.

Yakında "daha güçlü geleceğiz"

Demir, "İsrail’in nasıl bir terör devleti olduğunu biliyoruz, yakından bir kez daha şahit olduk. Kötü muamelelere maruz kaldık ancak bu bizim için hiç önemli değil." dedi.

47 ülkeden katılımcının yer aldığı filonun dünya kamuoyundaki etkisine dikkati çeken Demir, Gazze halkına hitaben şunları kaydetti:

"Yalnız olmadıklarını söylemek isterim. Bütün dünya onların arkasında. Terör devleti İsrail zaten bütün dünyayı Filistin yapmış durumda. Ortak amaç kardeşlerimizin yanında durmaktı. En yakın zamanda ablukayı kırıp onlara ulaşacağımızı bilmelerini isterim."

Küresel Sumud Filosu'nu "yapbozun en önemli parçalarından bir tanesi" olarak niteleyen Demir, "Ablukayı kırmakta bir amacımız vardı, kardeşlerimize kavuşmak onlara yardımcı olmak gibi. Şu an bunu başaramamış gibi görünebiliriz ancak Sumud Filosu bu yapbozun en önemli parçalarından bir tanesi olduğunu düşünüyorum ve yakın bir zamanda daha güçlü bir şekilde tekrar geleceğiz ve bu ablukayı en kısa zamanda kıracağız inşallah." diye konuştu.

Güneş: Akan kandan hepimiz sorumluyuz

Aktivistlerden Emine Güneş ise İsrail'in silahlarla ve köpeklerle yaptığı hücre baskınları dahil, alıkonuldukları zorlu süreç boyunca başlarından geçen hiçbir şeyin Gazze'de yaşananlarının yanında bir ehemmiyetinin olmadığını dile getirdi.

Gazze'de iki yıldır yoğun bir şekilde devam eden ve on binlerce çocuğun katledildiği bir soykırım olduğuna dikkati çeken Güneş, "Çocukların yakıldığı, bedenlerin paramparça edildiği ve bunu bizim canlı bir şekilde izlediğimiz korkunç bir dönem yaşadık. Bütün bunların yanında bizim atmış olduğumuz adım cüzi bir adım." dedi.

Türk aktivist Güneş, "Artık bıçak kemiğe dayandı ve sabrın son noktaya geldiği bir sürece girdik." diye konuşarak, Küresel Sumud Filosu'nda tam anlamıyla barışçıl insanların bir araya gelerek İsrail'in ablukasını delmek için harekete geçtiğini ve bunun çok kıymetli bir hareket olduğun kaydetti.

Farklı dini, ırk ve cinsiyetten insanların Gazze'deki ablukayı kırmak uğruna tek bir maksatla bir araya geldiğini kaydeden Güneş, "Dünya halkları gerçekten bilinçlenmiş durumda ve ciddi anlamda adım atmaya başlamış durumda." ifadesini kullandı.

Güneş, "Buradaki akan kandan hepimiz sorumluyuz. Oradaki yanan çocuklardan hepimiz sorumluyuz." ifadelerini kullanarak, herkesin bedel ödemeye hazır olması gerektiğini söyledi.

Fener: Son dakikaya kadar direncimizi koruduk

Küresel Sumud Filosu gemilerinden Alma gemisinin kaptanı Türk aktivist Semih Fener de Alma'nın filonun amiral gemisi olduğunu ve perşembe günü saat 21.00'de ilk alınan geminin de bu gemi olduğunu söyledi.

İsrail gemilerinin, bulundukları gemiye siber saldırılarla sinyallerini kestiğini belirten Fener, Alma gemisini İsrail gemilerinden uzaklaştırıp eski haline getirdiklerini anlattı.

Fener, İsrail botlarındaki askerlerin gemilerine çıktığını ve gemiyi alıkoyduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Uluslararası sulardan yaklaşık 75 milde, uluslararası sularda kaçırıldık ve alıkonulduk. Ondan sonraki ilk aşamada ilk gelen askerler, yaka kamerası dahil, bize güzel davranmaya çalıştılar ve yaklaşık 14 saat bir seyir yaptık. Usdud (Aşdod) Limanı'na ilk vardığımızda yaka-paça indirildik, ters kelepçelerle ortak bir alanda toplatıldık. Bu süreçte yaralanan arkadaşlarımız da oldu. Akabinde eşyalarımız alındı, bizi hapishaneye gönderdiler. O süreçte bu hapishaneye gönderdikleri sürede bize tam bir terörist muamelesi yaptılar. Ters kelepçe yapıp saatlerce yerde uyuyakalan arkadaşlarımızı ayaklarıyla uyandırdılar."

Fener, sözlerine şöyle devam etti:

"Hapishaneye vardığımızda orada ayrı bir muamele vardı. Bütün eşyalarımızı alıp, çıplak soymak dahil, tam bir terörist muamelesi gördük. Koğuşlara dağıtıldık. Yemekler için sadece tek bir tabak ve kaşık verdiler, aşağılamaya çalıştılar. Bunların tabii hiçbirisine arkadaşlarımız hepsine göğüs gerdi, hiçbirine geri adım atmadık, sesimizi hürce duyurduk. Son dakikaya kadar direncimizi koruduk, beş gün boyunca bu süreçlerden geçtik."

Şu anda evlerine dönüş yolunda oldukları bilgisini paylaşan Fener, "Kalan arkadaşlarımızın sesi olmak istiyoruz, onların seslerini duyurun. Son olarak söylemek istediğim şey de şu; bir sonraki filoda daha güçlü, daha kararlı, daha büyük bir filo kuracağız. Bu yoldan vazgeçmeyeceğiz, yolumuz doğru yol çünkü." diye konuştu.

İsrail tarafından alıkonduktan sonra Türkiye'nin girişimleriyle bırakılan aktivistlerin son grubu, sabah saatlerinde Türkiye'ye hava yoluyla dönmek üzere Ürdün'e ulaşmış, Türk yetkililer tarafından karşılanmıştı.

Arslan: Havalandırma yok, 6 gün kaldık

Aktivistlerden Alparsan Arslan da AA'ya açıklamasında, Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan ve Mayıs 2010'da İsrail'in alıkoyduğu Mavi Marmara gemisinde de katılımcı olduğunu söyledi.

Mavi Marmara'da "nefsi müdafaa hariç kuralı" uygulandığını anımsatan Arslan, bu filoda ise "nefsi müdafaa dahil hiçbir şekilde karşılık vermeme" üzerine bir strateji yürüttüklerini dile getirdi.

Arslan, İsrail'in "insanlık dışı" muamelede bulunduğuna işaret ederek, seyir ve alıkonulma boyunca "tüm tahkir ve tacizlere" rağmen İsrail unsurlarına "malzeme verecek herhangi bir şey oluşturmadıklarını" vurguladı.

İsrail'in "koz arayan davranışlarına" karşı sabırlı ve sakin kalan tüm arkadaşları tebrik etmek istediğini belirten Arslan, maruz kaldıkları tutumu şu sözlerle anlattı:

"Kafamıza ayaklarıyla bastılar. Tekneden çıktıktan sonra bir meydana topladılar. Başımızı eğiyorlar, başını çok eğmeyeni ayaklarıyla başına basıyorlar. Kafamızı betona vuruyorlar. Kefiyesi olana direkt eziyet ediyorlar. Filistin'le alakalı bir sembolü olan arkadaşlarımızı o meydanda linç ettiler. Türkçe konuşan ve Türk vatandaşı olduğunu zannettiğimiz polisler çok ağır zulmetti, küfürler ettiler ve el hareketleri yaptılar. O bizim çok ağırımıza gitti"

Tanınmamak amacıyla yüzlerini kapalı tuttuklarını kaydeden Arslan, "Bana Antalyalı olduğum için yapmadı ama yanımdaki arkadaşıma yüzünü göstererek küfürler etti. Muhtemelen (o İsrailli) Antalya'ya geliyor, orda tanımamak için bana yüzünü açmadı." dedi.

Doktora dahi "ters kelepçe" uygulandığını, cezaevindeki odalarına köpeklerle girildiğini kaydeden Arslan, bu tutum karşısında "acaba Filistinlilere nasıl davranıyorlardır" diye düşünmek zorunda kaldıklarını söyledi. Bu yapılanlara karşı "bir adım bile geri atmadıklarını" kaydeden Arslan, İsrail unsurlarının alıkonuldukları tekneden itibaren uyguladığı tahrike dikkati çekti.

Arslan, "Tekneden itibaren 'parayla mı geldiniz buraya, Greta mı çok para verdi' diyerek bizi tahrik etmeye çalışıyorlardı. Bir arkadaş fevri davranmak istedi. Onu tekneden dışarı çıkarıp denize atmakla tehdit ettiler. Cezaevinde hücrede kalmış gibi muamele gördük. Havalandırma yok, 6 gün kaldık. Bir saat duş hakkı tanındı ve onun dışında 6 gün boyunca kapalı kaldık."

"Mısır'a doğru (dümeni) kırdık"

Gazze sahiline yaklaşık 27 mil yaklaşabildiklerini belirten Arslan, alıkonuldukları günün sabahı saat 05.00 sularına kadar "yapabildikleri manevralarla" İsrail unsurlarından kaçabildiklerini söyledi. Teknenin alıkonulma aşamasına değinen Arslan, şöyle devam etti:

"Manevralarla deniz taksisi gibi neredeyse aralardan kaçtık. Her defasında bizi durdurdular. Her defasında kurtulmayı başardık. Hatta umutlandık, 27 mil kalınca oradan Mısır'a doğru (dümeni) kırdık, 'Mısır kara sularına gidelim, buraya gelemezler' diye ancak ama bize o aşamada ulaştılar ve durdurulduk. Hepimiz sabaha doğru alınmış olduk, 'Gazze'ye ulaşabilen var mı' diye umudumuz varken, baktık ki biz alınmışız, o anlamda bir üzüntü yaşadık"

Yaklaşık 500 yolcudan yüzde 10'unun Türk olduğunu anımsatan Arslan, amaçlarının "İsrail'in yalnızlaştırılması" olduğunu belirtti.

Arslan, "Şunun bilinmesi lazım; biz burada etken durumdayız, İsrail edilgen durumda. Yani bu planı, programı hazırlayan biziz. İsrail'in 2 şansı var, engel olmak ya da engel olmamak. Engel olsa da zararda ve kaybediyor, engel olmasa da kaybediyor. Biz, engel olunsak da kazanıyoruz, engel olunmasak da kazanıyoruz. Bundan sonra da Siyonist İsrail rejimine müjdelerimiz, projelerimiz var." ifadelerine yer verdi.

Küresel Sumud Filosu

İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaşmıştı.

Filoya saldıran İsrail ordusu, Küresel SumudFilosu’na ait 42 gemiye el koymuş, gemilerde bulunan yüzlerce uluslararası aktivisti gözaltına alarak ülkenin güneyindeki Ketziot Hapishanesi’ne nakletmişti.

Küresel Sumud Filosu, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın