Dolar
42.71
Euro
50.18
Altın
4,340.85
ETH/USDT
2,815.60
BTC/USDT
85,775.00
BIST 100
11,286.81
Dünya

Arap Baharı'nın fitilini ateşleyen Tunus'taki 17 Aralık Devrimi'nin üzerinden 15 yıl geçti

Tunus'ta, 23 yıl boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten Zeynel Abidin bin Ali'nin devrilmesiyle sonuçlanan 17 Aralık 2010'da başlayan halk hareketinin 15. yıl dönümü kutlandı.

Adel Bin Ibrahim Bin Elhady Elthabti, Ekrem Biçeroğlu, Mahmut Geldi  | 17.12.2025 - Güncelleme : 17.12.2025
Arap Baharı'nın fitilini ateşleyen Tunus'taki 17 Aralık Devrimi'nin üzerinden 15 yıl geçti

Tunus

Ülkenin orta kesiminde yer alan Sidi Buzid kentinde 17 Aralık günü kendini ateşe veren Muhammed Buazizi, Tunus'un "Yasemin Devrimi", Arap dünyasının ise "Arap Baharı" olarak adlandırdığı sürecin ilk kıvılcımını tutuşturdu.

Üniversite mezunu 26 yaşındaki seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin, meyve ve sebze sattığı tezgahına zabıta tarafından el konulması ve tokatlanması üzerine şikayette bulunmak üzere gittiği valilik binasından da kovulunca kendini ateşe vermesi, Tunus halkını sokaklara döktü.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

O gün başlayan sokak gösterileri, ülkeyi 23 yıl boyunca demir yumrukla yöneten Bin Ali'nin 14 Ocak 2011'de ailesiyle beraber ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı. Bin Ali, kaçtığı Suudi Arabistan'da 19 Eylül 2019'da hayatını kaybetti.

Tunus'ta yeni bir dönemin başlangıcı olan "Yasemin Devrimi" kutlamaları, 2021'e kadar her yıl Bin Ali'nin ülkeden kaçtığı gün olan 14 Ocak'ta yapılıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Kays Said, 2 Aralık 2021'de aldığı kararla devrimin yıl dönümü kutlamalarını 14 Ocak yerine Buazizi'nin kendini ateşe verdiği gün olan 17 Aralık'a taşıdı.

"Benzer bir durum bugün de tekrarlanabilir"

Devrimden önce muhalif bir siyasi aktivist olan ve Sidi Buzid kentindeki sebze pazarında Muhammed Buazizi ile birlikte çalışan Esad Buazizi, AA muhabirine, "Muhammed’in devrimi ateşleyen kıvılcım olduğunu, ancak o dönemde tüm koşulların yaşananlar için elverişli olduğunu ve benzer bir durumun bugün de tekrarlanabileceğini" söyledi.

Esad, 15 yıl önce bugün yaşadıklarını şöyle anlattı:

"17 Aralık 2010'da, ezilenleri destekleyen bir grup olarak, valilik binası önünde bir kişinin kendini ateşe verdiği yönünde bir telefon aldık. Sonrasında bu kişinin Muhammed olduğu ortaya çıktı ve Tunus'taki Ben Arus Hastanesi'ne kaldırıldı.

Biz yaklaşık 10 kişilik bir grup olarak çekim yapmaya çalışıyorduk ve o gün, olayın ilk yarım saatinde insanlar toplanmaya başladı. Artık korku duvarı yıkılmıştı ve insanlar bizimle birlikte protesto yürüyüşüne katıldı."

Devrime yönelik "şüphelere" ilişkin ise Esad, "Devrimi yabancı istihbaratların işi olmakla suçlamak, bir saçmalıktır, bu suçlama, herhangi bir zaferi engellemek için Mossad tarafından ortaya atılmış olabilir. Çünkü Bin Ali zamanımızın en büyük diktatörlerinden biriydi ve günlük ekmeğini kazanmak için çalışan sıradan bir adam olan Muhammed tarafından devrildikten sonra ülkeden kaçtı." ifadelerini kullandı.

"Gerçek devrimler zaferler kadar kırılmalar da yaşar"

Gerçek devrimlerin zaferler kadar kırılmalar da yaşadığını kaydeden Esad, bir devrime karşı savaşılmasının onun gerçekliğinin kanıtı olduğunu söyledi.

Esad, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar ortadan kaldırılamayan tek unsur, özgürlük alanı ve insanların içinden sökülüp atılan korkudur. Bu korku, henüz geri gelmedi. Bugün, Bin Ali döneminde korku içinde yetişenlerden farklı olarak, özgürlük ortamında büyüyen ve bunun için mücadele eden bir gençlik bulunuyor."

Devrimin kaderi konusunda iyimser olduğunu dile getiren Esad, bugüne kadar kimsenin devrimi başarısızlığa uğratamadığını, 17 Aralık'ın o dönemde hem iktidarı hem muhalefeti şaşırttığı gibi, bugün ortaya çıkacak çözümün de sürpriz olacağını söyledi.

17 Aralık Devrimi'nin sloganları

Antropoloji alanında üniversitede araştırmacı olan Emin el-Buazizi, 17 Aralık Devrimi'nin sloganlarının, olanları anlamamıza yardımcı olduğunu dile getirdi.

Devrimde öne çıkan "Ey hırsızlar çetesi, istihdam bir haktır " sloganının, ideolojik ya da partisel bir aracı olmadan doğrudan hedefe yönelen bir anlam taşıdığını belirten Emin, şunları kaydetti:

"Sidi Buzid ve Kassarin vilayetlerinde olayların merkezindeki ikinci slogan 'Dün Fransa'yı kovduk, bugün bağımsızlık için ayağa kalkıyoruz' idi. Aslında bu slogan, polislerin göstericilerin önünden çekildiği sırada zılgıt çeken kadınlar tarafından atılıyordu. O kadınlar, yönetime karşı değil, Tunuslulaştırılmış bir sömürgeci devlete karşı olduklarına dikkat çekiyorlardı."

Bugün yaşananların "devrimin rotasını düzeltmek" olduğu iddialarına ilişkin ise Emin, "10 yıldan beri devrim, devleti parçaladığı gerekçesiyle hainlikle suçlandı. Biz kaos istemiyoruz, bizi işgal eden devletin sökülmesini ve demokratik bir devletin inşa edilmesini istiyoruz." dedi.

Emin, "Devrim devleti parçaladığı için suçlandı ve bunun sonucunda, devrim adına merkezi ve ürkütücü bir ulus-devlet otoritesi geri döndü." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Said taraftarlarından "25 Temmuz 2021'de devrimin halka iade edildiği" iddiası

Cumhurbaşkanı Kays Said'e yakınlığıyla bilinen Ahrar Koalisyonu Sözcüsü Ahmed el-Hemami ise araştırmacı Emin el-Buazizi'nin sözlerine şu sözlerle yanıt verdi:

"Biz Ahrar Koalisyonu olarak, 17 Aralık'ta yaşananları tam anlamıyla bir devrim değil, halk ayaklanması olarak görüyoruz."

Tunus için 17 Aralık 2010 tarihinin büyük bir gün olduğunu ancak gençlik devriminin 14 Ocak 2011'de çalındığını öne süren Hemami, "14 Ocak 2011'den sonra devrimin cumhurbaşkanı Fuad el-Mubaza oldu. O da Bin Ali rejiminin sembollerindendi. Tunus Partisi'nin kurucusu El-Baci Kaid es-Sibsi de Burgiba ve Bin Ali dönemlerinde görev almış, eski rejimin bir başka sembolüydü." diye konuştu.

Hemami, 25 Temmuz 2021'de, Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimi devralmasıyla "devrimin yeniden kazanıldığı ve devrimin halka iade edildiğini" savundu.

Mevcut iktidarın devrim öncesi rejimi yeniden inşa ettiği yönündeki eleştirilere ilişkin ise Hemami, "Bunlar, 25 Temmuz devrim sürecini karalamaya çalışanlardır." dedi.

Said'in "25 Temmuz olağanüstü kararları"

Tunus Cumhurbaşkanı Said'in 25 Temmuz 2021'de açıkladığı olağanüstü kararlar, ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.

Meclisin çalışmalarını donduran ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.

Said'in açıkladığı "siyasi krizden çıkış yol haritası" kapsamında ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa referandumu, ardından erken genel seçimler yapıldı.

Tunus'ta bazı kesimler Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın