Yapay zeka kullanımında "özel bilgi" uyarısı
Yapay zeka eğitimden sağlığa kadar pek çok alanda hayatı kolaylaştırırken beraberinde risklerde barındırıyor. Bu platformlarda paylaşılan kişisel ve kurumsal verilerin güvenliği tartışılırken, bazı siber saldırılar yapay zeka kullanılarak yapılıyor.
Ankara
Oxford Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Ömer Güneş, yapay zeka platformlarını kullanırken dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Dünyada yapay zeka platformları geliştirmede ABD ve Çin'in öne çıktığını bildiren Güneş, yerli yapay zeka platformlarının üretilmesinin dijital bağımsızlık ve ulusal egemenlik açısından çok önemli olduğunu söyledi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Güneş, hizmet alınan bazı alanlarda yapay zeka kullanıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Okullar bazı yapay zeka araçları kullanıyor, öğrenciler kendi bilgilerini, öğrenme süreçlerinde yapay zekayla paylaşıyor. Sağlık süreçlerinde regülasyon gereği hasta bilgilerini buluta çıkaramıyoruz. İyi ki de çıkaramıyoruz ama bir anne çocuğunun hastalığıyla ilgili yapay zekaya sorular sorup özel verileri uygulamayla paylaşabiliyor. Ben kendi çocuğumla ilgili bir sorunun cevabını ararken çocuğumdan bahsetmek zorunda değilim. Sorularımızı anonim olarak sormamız gerekiyor. Kendinizin ve ailenizin özel bilgilerini, yapay zekayla paylaşmayın. Bunun gibi alanlarda hassas verilerin dışarı çıkmaması gerekir. Veriler, yapay zeka yurt dışında olduğu için oradaki sunuculara gidiyor. Bunun nasıl bir tehlike oluşturacağını düşünmeliyiz. Biz kendi ülkemizden çıkan bir çözüme, yurt dışındaki bir çözüme göre daha çok güvenmeliyiz."
İnsanların yapay zekadan yatırım tavsiyesi de aldığını bildiren Güneş, "Yapay zekaya finansal durumuyla ilgili sorular sorup yapay zekanın söylediği öneriyi doğru kabul etmemek gerekir. Finans danışmanları bile bir öneride bulunurken 'yatırım tavsiyesi değildir' diyerek sorumluluğu üzerinden atıyor." dedi.
"Sadece bir modele bağlı kalmak zorunda değiliz"
Güneş, yapay zekanın bazen uyumlu bazen de uyumsuz yanıtlar verebildiğini belirterek "Bazen çok olumlu konuşuyor. Biz bu modellerden bizi mutlu eden bilgiyi vermesini değil, doğru bilgiyi vermesini istiyoruz. O yüzden modelimizi seçerken sadece bir modele bağlı kalmak zorunda değiliz. Birden fazla yapay zeka modelini farklı amaçlar için kullanabiliriz. Günlük hayatımızda bize kolaylık sağlama yeteneğine sahip ama yapay zekanın karakteri ve kimliği yoktur." değerlendirmesini yaptı.
Ömer Güneş, yapay zeka alanında ABD'li şirketlerin baskın gibi gözükse de Çin’in son dönemde önemli bir varlık oluşturduğuna dikkati çekti.
Yapay zekanın bilince sahip olmadığını, ancak bilinçliymiş gibi davrandığını dile getiren Güneş, yapay zekanın bilinçlilik konusunu büyük şirketlerin, kurumların kullandığı ve insanlardan aldığı veriyle öğrendiğini anlattı.
Güneş, kullanılan yapay zeka modellerinin güvenlik seviyelerinin sürekli kontrol edilmesi ve Türkiye’de yapay zeka okur-yazarlığının artırılmasını gerektiğini söyledi.
Kurumlarda yapay zeka kullanan personelin çok iyi eğitilmesi gerektiğini vurgulayan Güneş, "Kurumlarda kötü senaryoların çalışılması gerekiyor. Mesela sızma operasyonları olabilir." uyarısında bulundu.
Güneş, yerli bir yapay zeka üretmede Türkiye’nin bir yol haritası olduğunu anımsatarak bunu en kısa sürede gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de yerli yapay zeka modeli üretmek için çok fazla faaliyet olduğunu bildiren Güneş, "Bunların bir kısmı Türkçe duyarlı modeller, bir kısmı da alan spesifik modeller. Örneğin sağlıkla ilgili klinik süreçlere yönelik güvenilir, kendi hekimlerimiz tarafından test edilmiş ve veri sızması olmayan kullanıcı verilerinin Türkiye'de tutulduğu bir çözüm geliştirilebilir." diye konuştu.
Güneş, "Yerli yapay zeka, sadece dijital egemenlik için değil, aynı zamanda kültürel egemenlik için de çok önemli." dedi.
"Dijitalleşmede güvenliği kim yönetirse caydırıcı güç o olacak"
S4E Kurucusu Dr. Onur Aktaş da milli güvenlik, dijital egemenlik ve kritik altyapılarda güvenlik ilişkisine dikkati çekerek modern çatışmalarda siber istihbaratın kritik rolünün olduğunu vurguladı.
Lübnan'da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarının İsrail tarafından patlatıldığını anımsatan Aktaş, "Bu saldırının insanları öldürmeyeceği belli çünkü içindeki patlayıcı çok küçük ama patladığı zaman insanların elini kullanma becerisini aldı. Bu, bir operasyonun habercisiydi. Yoksa insanların elini yaralamak için niye böyle bir operasyon yapsın. Konvansiyonel bütün savaşlarda, dijital varlıklardan istihbarat alabiliyoruz. Mesela Ukrayna'nın kamyonet kasasında Rusya’ya sürü dron sokması. Bazı dijital varlıklarda örneğin sim kartlarda konum bularak hedef kişilerin yatak odasında vurulması. Bunların hepsinde siber istihbarat var. Dijital anlamda istihbarat operasyonu olduğu çok belli." değerlendirmesinde bulundu.
Aktaş, kritik altyapılarda dijitalleşmenin her geçen gün arttığını belirterek sağlık, ulaşım, otomotiv gibi birçok alanda kullanılan araçların yapay zeka ve makine öğrenmesiyle dijitalleştiğini anlattı.
"Dijitalleşmede güvenliği kim yönetirse caydırıcı güç o olacak." diyen Aktaş, şunları kaydetti:
"Bütün ülkeler hem regülasyonlar yayınlıyor hem de Siber Güvenlik Eylem Planları hazırlıyorlar. Neden? Herkesin tek bir derdi var. Kimse kolay hedef olmak istemiyor. 'Dijitalleşmeyi durduramayacağız, bari güvenli olalım' diyorlar. Dijital istihbaratı sağlayamayan ülkeler, dünya tarihinden silinecektir. Bizim de Türkiye olarak kolay hedef olmamamız lazım."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
