Dolar
38.82
Euro
43.45
Altın
3,217.74
ETH/USDT
2,384.70
BTC/USDT
103,118.00
BIST 100
9,668.36
arşiv

Kültür Hazinesi Müzelerimiz

10.08.2009 - Güncelleme : 10.08.2009
Kültür Hazinesi Müzelerimiz




Uygarlık tarihine ait her türlü objenin bir disiplin içinde sergilendiği, kültür dağarcını zenginleştiren Güneydoğu Anadolu müzeleri, zengin tarih ve kültür birikimine ışık tutuyor. Zeugma mozaikleri Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde, Türkiye'nin tek mamut iskeleti Kahramanmaraş Müzesi'nde, dünyanın bilinen en eski heykeli Şanlıurfa Müzesi'nde ziyaretçilerini bekliyor. 
Diyarbakır'da buğdayın ilk üretildiği, insanların ilk yerleşik düzene geçtiği Ergani ilçesi yakınlarındaki Çayönü buluntularına ev sahipliği yapan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, tarihin izlerini bugüne taşıyor. 
Diyarbakır'da ilk müze, 1934 yılında Ulu Camii Külliyesi'ne ait Zinciriye Medresesi'nde açıldı. 1985 yılında Elazığ Caddesi üzerindeki modern yapıya taşınmasının ardından 1993 yılında ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Paleolitik dönemden günümüze yaklaşık 3 bin esere ev sahipliği yapıyor.
Restorasyonu süren İçkale'ye taşınmaya hazırlanan müze bir süredir izlenime kapalı. İçkale'de teşhire çıkacak eserlerin konservasyonu (koruma-bakım) ve onarımı devam eden müzede, Amid sikkeleri ile yöresel etnografik eserlerden oluşan zengin bir koleksiyon bulunuyor.

ÇAYÖNÜ BULUNTULARI
Tarihte buğdayın, arpanın ilk kez üretildiği, insanların yerleşik düzene ilk geçtikleri yer olan Çayönü'ndeki kazılarda gün ışığına çıkarılan buluntular, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi'nin en çok ilgi çeken eserlerini oluşturuyor.
Bismil ve Ergani yöresinden çıkan Neolitik, Asur ve Roma dönemlerine ait buluntular da müzenin dikkati çeken eserleri arasında.
Özellikle Çayönü'nden çıkan boynuzdan yapılmış oraklar, öğütme taşları, mimari süslenme ile ilgili boncuklar, Çayönü'nün köy evresi olarak tanımlanan MÖ 7500-6500 arası döneme ait eserler, sanat meraklılarının gözlerini kamaştırıyor.
Körtiktepe kazılarında gün ışığına çıkarılan MÖ 8000'e tarihlenen, üzeri geometrik bezemelerle süslü ince tören baltası ile ''Arı motifi mi? Cenin motifi mi?'' tartışmalarına neden olan küçük adak taşları, ilginç eserler arasında koleksiyondaki yerini alıyor.
Müzedeki restorasyonun 2010'da tamamlanması planlanıyor.

GÜVERCİN SÜRPRİZİ
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Batman, Şırnak ve Siirt'te müze bulunmazken, Mardin Müzesi, merdiven basamaklı, avlulu, içinde 6 su sarnıcı bulunan ve yöreye özgü taştan adeta oya gibi işlenmiş yöresel mimarisiyle konuklarını henüz dışarıdayken büyülemeyi başarıyor.
Mardin Müzesi, Türkiye'deki diğer müzelerinden farklı olarak ziyaretçilerini ''paçalı'' ve ''taklacı'' olarak da bilinen Mardin güvercinleriyle karşılıyor.
1895 yılında Katolik Süryani Patriklik binası olarak inşa edilen müze bir süre patriklik binası olarak hizmet verdi. Askeri kışla ve sağlık ocağı olarak da kullanılan yapı, 1995 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilerek, müze binasına dönüştürüldü. Müzede bin 500'ü teşhirde, yaklaşık 47 bin eser bulunuyor.
Müzede, geç Paleolitik döneme ait el baltaları, taş yongalar, taş aletler, Neolitik döneme ait mezar buluntuları, seramikler, tıpta kullanılmış aletler dikkati çekiyor. Asur dönemine ait yerel tanrı heykelleri ve adak kabı gibi buluntuları, bölgedeki dini inanışları tasvir etmeleri açısından ilgi topluyor. Bazalt taşından yontulmuş, Asur dönemine ait kralın tanrıya adak sahnelerinin işlendiği kaya kütlesi ise dönemin dinsel ritüellerini anlatıyor.
Müzede sergilenen Roma dönemine ait altından yapılmış keçi ile Zeus heykeli de ziyaretçilerin ilgi odağı.

ŞANLIURFA MÜZESİ'NDE 74 BİN ESER VAR
Şanlıurfa Müzesi, Atatürk Barajı kurtarma çalışmalarından elde edilen binlerce tarihi eserin yanı sıra insanlık tarihine ışık tutacak niteliğe sahip Göbeklitepe kazıları sonucu gün yüzüne çıkarılan tarihi eserlere de ev sahipliği yapıyor.


Bahçelievler semtindeki Şehitlik Caddesi'nde 40 yıl önce hizmete açılan ve her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği müzede, yaklaşık 74 bin eser yer alıyor.
Bir kısmı müzede sergilenen, bir kısmı da yer darlığı nedeniyle depolarda bekletilen eserler arasında neolitik döneme ait çakmak taşları, kesici aletler, deliciler, taştan idoller, kaplar, kalkolitik dönemde pişmiş topraktan yapılmış, boyalı ve boyasız geometrik desenli seramikler, Eski Tunç Çağına ait küp parçalarının yanı sıra etnografik eserler de bulunuyor.
Hat sanatına ait eserler ve el yazması Kur'an-ı Kerim'in de yer aldığı müzede, hayvan tasvirlerinden oluşan bir de mozaik havuzu var.

"DÜNYANIN BİLİNEN EN ESKİ HEYKELİ"
Şanlıurfa'da tarihi Balıklıgöl yakınlarında altyapı çalışması yapan belediye ekipleri tarafından bulunan ve günümüzden 13 bin 500 yıl öncesine tarihlenen erkek heykeli de müzede sergileniyor.
Bire bir insan boyunda olan heykelin bir tapınma alanının merkezine yapıldığı tahmin edilirken, iri yapılı, geniş kollara sahip heykelin, muhtemelen ön yüzden seyredilmek üzere yapıldığı belirtiliyor.
Uzmanlar, bu heykelin dünyada bilinen en eski heykel olduğunu savunuyor.

ZEUGMA'NIN TARİH HAZİNESİ GAZİANTEP MÜZESİ'NDE
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan ve tarihin her döneminde sanayi ve ticaret merkezi olan Gaziantep, bu özelliklerinin yanı sıra, tarihi ve kültürel varlıklarıyla da önemli bir kent.
Kent merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunan ve 8 bin yıllık tarihe sahip Dülük Antik Kenti'nin yanı sıra, son yıllarda Fırat Nehri kıyısında bulunan Zeugma Antik Kenti'ndeki kurtarma kazılarıyla gün ışığına çıkartılan eserler, Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.


Arkeoloji Müzesi, sahip olduğu 100 binin üzerindeki tarihi eserlerle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Kent merkezindeki modern bir binada hizmet veren Gaziantep Arkeoloji Müzesi, ziyaretçilere Gaziantep'in yanı sıra, bölge tarihi hakkında da ayrıntılı bilgiler veriyor.
Zeugma Antik Kenti'nden çıkarılan, ''Zeugma Mozaikleri'', tunçtan yapılan savaş ve barış tanrısı, ''Mars Heykeli'', insanı derinden etkileyen bakışları ile ''Çingene Kızı'' mozaiği ile kilden yapılan ve Zeugma Antik Kenti'ndeki kurtarma kazıları sırasında ortaya çıkarılan ve mühür baskıları ziyaretçilerini bekliyor.

NEMRUT'UN ZİRVESİNDEN ADIYAMAN MÜZESİ'NE
Sınırları içinde yer alan Nemrut Dağı'ndaki dev tanrı heykelleri, Perre Antik Kenti ve Kommagene Uygarlığı'nın merkezi konumunda bulunan Adıyaman, 3 bin yıllık tarihe sahip.
Kent merkezindeki Adıyaman Müzesi, özellikle Nemrut Dağı'na çıkmak için gelen yerli ve yabancı turistlere, bölgenin tarihi hakkında bilgi verebilecek 30 binin üzerinde esere ev sahipliği yapıyor.
Müzenin tarihi eser varlığı, Perre Antik Kenti'nde yapılan kurtarma kazılarından elde edilen arkeolojik buluntularla daha da arttı.
Adıyaman Müzesi'nde sergilenen eserler arasında bulunan ve 5 bin yıllık geçmişe sahip, çömlekler, 6 bin 200 yıllık olduğu tahmin edilen, mercimek fosili ve özellikle Kommagene Uygarlığı'na ait binlerce arkeolojik eser davetlilere kültürel zenginlik sunuyor.

MAMUT İSKELETİ İÇİN KAHRAMANMARAŞ MÜZESİ'NE
Kahramanmaraş, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri. Bölgenin en iyi müzelerinden biri olmaya aday Kahramanmaraş Etnografya Müzesi'nde, 30 bine yakın eser bulunuyor.
Müzede yaklaşık 40 yıl önce Gavur Gölü'nde bulunan Mamut iskeleti görülmesi gereken eserlerden biri. Türkiye'de sadece Kahramanmaraş Müzesi'nde bulunan mamut iskeleti özel bir salonda sergileniyor. Müzede ayrıca taş eserler, mozaik, stel ve sikke çeşitleri görülebilecek eserler arasında.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın