Suriye yaptırımlarında dönüm noktası: Şara-Mast buluşması
Yaptırımların tamamen kaldırılması açısından, Ahmed Şara’nın ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşmeden bile daha kritik olan temas, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Brian Mast ile yaptığı görüşmedir.
İstanbul
Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkçe Araştırmaları Direktörü Ömer Özkızılcık, Suriye’ye yönelik yaptırımların hafiflemesinin yeniden inşa süreci için önemini AA Analiz için kaleme aldı.
***
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın ABD ziyareti, hiç kuşkusuz, Şam açısından önemli bir gelişme olmuştur. Beyaz Saray ziyareti, Suriye’nin DAEŞ’e karşı kurulan Uluslararası Koalisyon’a katılması çerçevesinde gerçekleşmiştir. Ancak Suriye için bundan çok daha kritik olan konu yaptırımlar meselesidir.
Nitekim ziyaret sırasında Amerikan yönetimi, Suriye’ye uygulanan Sezar Yasası yaptırımlarına yönelik altı aylık bir muafiyet kararı açıklamıştır. Bu olumlu bir adım olmakla beraber, Suriye’nin ihtiyacı geçici muafiyetler değil, kalıcı çözümlerdir. Yaptırımların tamamen kaldırılması açısından, Ahmed Şara’nın ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşmeden bile daha kritik olan temas, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Brian Mast ile yaptığı görüşmedir.
Suriye’ye yönelik yaptırımlar neden hala kalkmadı?
Trump, Riyad ziyareti sırasında Suriye’ye yönelik tüm yaptırımları kaldıracağını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından bazı yaptırımların kaldırılmasına yönelik kararlar alındığı basına yansıdı. Trump’ın talimatıyla Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de çeşitli kaldırma adımları açıkladılar. Ancak Suriye’ye yönelik tüm yaptırımlar kaldırılmadı. Zira 2004–2012 yılları arasında Suriye’ye ilişkin sekiz ayrı başkanlık kararı çıkarılmış ve farklı yaptırım türleri yürürlüğe konmuştu. Ayrıca Suriye’yi 1979’dan bu yana “terörü destekleyen ülkeler” listesinde tutan eski bir başkanlık kararı bulunuyordu. Bu yaptırımlar yalnızca ABD ve Suriye vatandaşlarını değil, üçüncü ülke vatandaşlarını da kapsıyordu. Trump yönetimi tüm bu başkanlık kararlarını kaldırdı.
Ancak ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları yalnızca başkanlık kararlarından ibaret değildir. Yasama organı tarafından çıkarılmış iki ayrı yaptırım paketi daha bulunmaktadır. Bu yaptırımları kaldırma yetkisi Amerikan başkanında değildir; yalnızca Kongre tarafından kaldırılabilir. Başkanın yetkisi yasalarla sınırlandırılmıştır ve sadece altı aylık muafiyetler tanıması mümkündür. Trump yönetimi de bu yetkiye dayanarak Suriye için altı aylık bir muafiyet kararı çıkarmıştı. Bu muafiyetin süresi dolmak üzere olduğundan, Şara’nın ABD ziyareti sırasında ikinci bir altı aylık muafiyet daha ilan edildi. Bu muafiyet, Beşar Esed ve rejimin üst düzey yöneticilerine yönelik kişisel yaptırımları kapsamamaktadır.
Sezar yaptırımları altında inleyen Suriye ekonomisi
Suriye’ye yönelik Kongre kaynaklı iki temel yaptırım yasası bulunmaktadır. Bunlardan ilki, 2012’de kabul edilen İran Tehditlerinin Azaltılması ve Suriye İnsan Hakları Yasası’dır. İkincisi ise 2019’da kabul edilen Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası’dır. Özellikle Sezar Yasası, Suriye’ye yönelik son derece geniş ve kapsamlı yaptırımlar içermektedir. Esed rejiminin sistematik işkencelerini belgeleyen ve "Sezar" kod adıyla bilinen kişinin yurt dışına çıkardığı deliller üzerine inşa edilmiş olup adını da buradan almaktadır. Yasanın amacı, rejimin işlediği insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarının önlenmesi ve bu suçlara karışanların sorumlu tutulmasıdır. Ayrıca rejimle işbirliği yapan kişi ve kurumlar da hedef alınmaktadır.
Sezar yaptırımları, enerji, inşaat, ticaret, finans, tarım ve diğer birçok alanda Suriye ile her türlü işbirliğini yasaklamaktadır. Bu yasak yalnızca ABD vatandaşlarını değil, üçüncü ülke vatandaşlarını da kapsamaktadır. Ayrıca yaptırımları delen kişi, kurum ve devletlere yönelik ikincil yaptırım mekanizmaları da öngörülmektedir. Yasa beş yıllığına çıkarılmış, 2024’te Esed rejiminin düşmesinin ardından yenilenerek beş yıl daha uzatılmıştır. Yeni bir yasa çıkmadıkça 2029 yılına kadar yürürlükte kalacaktır. 2029’da yeniden oylamaya sunulması gerekecektir.
Bu ağır yaptırımlar nedeniyle, ABD başkanının aldığı kaldırma kararlarına ve muafiyetlere rağmen Suriye ekonomisi toparlanamamakta ve ülke yatırım çekememektedir. Muafiyetlerin yalnızca altı aylık olması, Suriye’nin uluslararası finans sistemine fiilen entegre olmasını imkânsız hale getirmektedir. Yatırımcılar, muafiyetlerin uzatılmama riskinden ötürü Suriye’ye yatırım yapmaktan kaçınmaktadır. Böylece Suriye halkını koruma iddiasıyla çıkarılan Sezar Yasası, fiiliyatta Suriye’nin yeniden inşasını engelleyen ve rejim sonrası halkı cezalandıran bir düzenlemeye dönüşmüştür.
Mast ile görüşme, Trump ile görüşmeden daha önemliydi
Caesar yaptırımlarının Suriye’ye bu ölçüde zarar vermesi nedeniyle ABD’deki Suriye diasporası yoğun bir lobi faaliyeti yürüttü. Amerikan ve Suriye yönetimleriyle koordineli şekilde, yaptırımların kaldırılmasına yönelik bir yasa tasarısını Senato’dan geçirmeyi başardılar. Söz konusu tasarı, Sezar yaptırımlarının yürürlükten kaldırılmasını öngörmektedir. 2019’da bu yasayı çıkarmak için çabalayan diaspora, beş yıl sonra aynı yasayı kaldırmak için çalışmış ve tasarı Temsilciler Meclisi’ne ulaşmıştı.
Ancak Temsilciler Meclisi’nin iç işleyişi nedeniyle süreç tıkanmıştı. Dışişleri Komitesi Başkanı Brian Mast, yasa tasarısının oylamaya sunulmasını engelliyordu. Böylece kabul edilmesi beklenen tasarı oylamaya dahi geçemiyordu. Ayrıca oylamaya sunulsa bile, yaptırımların kaldırılmasını belirli şartlara bağlayan ve yaptırımları geri getirme mekanizmaları içeren bir versiyonun gündeme alınabileceği konuşuluyordu.
Mast’ın bu tavrının iki ana nedeni olduğu değerlendiriliyordu. İlk olarak, Mast’ın İsrail ile yakın ilişkileri olduğu bilinmekte ve İsrail’in Suriye karşıtı lobi faaliyetlerinin bu tavırda etkili olduğu iddia edilmekteydi. İkinci olarak ise Mast’ın bir Amerikan askeri olarak Afganistan’da iki bacağını kaybetmiş olması ve Şara’nın geçmişi nedeniyle Suriye yönetimini kabullenmekte zorlanması dile getiriliyordu. Ancak hem Trump yönetiminin baskısı hem de Suriye diasporasının yoğun girişimleri sonucunda Şara ile Mast arasında bir görüşme gerçekleşti. Görüşmede Mast’ın Şara’ya yönelttiği soru dikkat çekiciydi: "Sen ve ben, iki eski asker ve iki eski düşmanız. Neden artık düşman değiliz?"
Şara’nın verdiği yanıt ve görüşmenin genel atmosferinin Mast’ı tatmin etmesi üzerine, Mast’ın Temsilciler Meclisi’ndeki blokajı kaldıracağı ve Sezar Yasası yaptırımlarını kaldıran yasa tasarısını oylamaya sunacağı aktarılıyor. Bu gerçekleşirse, Suriye açısından Şara-Trump görüşmesinden çok Şara-Mast görüşmesi daha büyük bir kazanım olacaktır.
[Ömer Özkızılcık, Ümran Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkçe Araştırmaları Direktörüdür.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
