Analiz, Analiz-Irak

Süleymaniye'de "kuzen kavgası": KYB içindeki rekabet nasıl okunmalı?

KYB içindeki hesaplaşma, yalnızca bir partinin geleceğiyle ilgili değil; Kürt siyasetinin evrimi, Irak’taki güç dengeleri, Türkiye’nin güvenlik öncelikleri, İran’ın nüfuz mücadelesi ve ABD’nin bölgedeki etkisinin sınanması anlamına geliyor.

Dr. Bilgay Duman  | 24.08.2025 - Güncelleme : 24.08.2025
Süleymaniye'de "kuzen kavgası": KYB içindeki rekabet nasıl okunmalı?

İstanbul

AA Akademi Müdür Yardımcısı Dr. Bilgay Duman, Irak Kürt siyasetinde KYB içindeki iktidar mücadelesinin silahlı çatışmaya dönüşmesini ve bu gelişmenin bölgesel yansımalarını AA Analiz için kaleme aldı.

***

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) 21-22 Ağustos 2025’te yaşanan olaylar, iktidar mücadelesinin silahlı bir çatışmaya dönüşmesiyle Süleymaniye kentini adeta savaş alanına çevirdi. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Bafel Talabani ile partinin eski eş başkanı ve kuzeni Lahur Şeyh Cengi (Lahur Talabani) arasındaki rekabet, uzun süredir devam eden gerilimlerin ardından tankların ve silahlı insansız hava araçlarının da (SİHA) kullanıldığı bir çatışmaya evrildi. Çatışmaların ardından Lahur Şeyh Cengi, kardeşi Polat Şeyh Cengi ve kuzeni Aso Şeyh Cengi ile birlikte gözaltına alındı. Ayrıca Lahur’un lideri olduğu Halk Cephesi’nin önde gelenlerinden Zino Muhammed de Süleymaniye’de yakalanarak tutuklandı. Yine Lahur’a ait olan Zoom News televizyon kanalı KYB’ye bağlı silahlı komandolar tarafından basıldı. Süleymaniye merkezli kanalın yayın ekipmanları tahrip edilip el konulurken, kanal yayını tamamen durduruldu ve içerideki bazı muhabirler gözaltına alındı. Aynı saatlerde IKBY’nin en büyük yayın organı olan Rudaw’ın internet yayını da Süleymaniye’de erişilemez hale geldi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bu durum, kriz sırasında medya üzerinde yoğun bir kontrol uygulandığı şeklinde yorumlandı. Yaşanan çatışma ve tutuklamaların yasal gerekçesi olarak, Süleymaniye Mahkemesinin 21 Ağustos 2025'te Irak Ceza Kanunu’nun 56. maddesi uyarınca Lahur Şeyh Cengi hakkında “güvenlik ve istikrarı baltalamak amacıyla örgüt kurmak” suçlamasıyla çıkardığı tutuklama kararı öne sürüldü. Ancak çatışmalarda hayatını kaybeden güvenlik güçlerinin de olması nedeniyle Lahur’un ayrıca cinayetten de yargılanması bekleniyor. Öte yandan bu hamle IKBY’nin en etkili muhalefet partisi olarak ortaya çıkan Süleymaniye merkezli Yeni Nesil Hareketi lideri Şahsuvar Abdulvahid’in tutuklanmasının hemen ardından gerçekleşti. IKBY’de bütçe sorunlarının yanı sıra neredeyse 10 aydır hükümet kurulamamış ve Irak yeni bir seçim sürecine girmişken böyle bir olayın yaşanması dikkati çekici oldu. Bu gelişme, Irak’taki Kürt siyaseti açısından yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Ancak bunu anlayabilmek için meselenin arka planına bakmakta fayda var.

KYB’deki mücadelenin arka planı

KYB’nin güçlü lideri ve bölge siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Celal Talabani’nin ölümünden sonra oluşan partideki otorite boşluğu, KYB içerisinde net bir iktidar ve güç mücadelesi ortaya çıkardı. Celal Talabani’nin eşi ve KYB’nin kurucu lideri İbrahim Ahmed’in kızı olan Hero Talabani’nin desteğiyle öne çıkan Bafel Talabani, Celal Talabani’nin büyük oğlu olarak 2019’daki kongrede partinin yeni dönemdeki lider adaylarından biri haline geldi. Bafel Talabani’nin aynı zamanda İbrahim Ahmed’in diğer kızı Şanaz İbrahim Ahmed ve mevcut Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid’in kızı ile evli olması, partide daha da güçlü bir konum elde etmesini beraberinde getirdi. Uzun süre yurt dışında yaşadıktan sonra Irak’a dönen Bafel, babasının mirasına sahip çıkarak KYB’de söz sahibi oldu. Aynı dönemde Hero Talabani, yeğeni Lahur Şeyh Cengi’yi de güvenlik ve istihbarat birimlerinin başındaki konumu aracılığıyla parti liderliğinde etkili bir konuma getirdi. 2021 yılında KYB’de eş başkanlık sistemi getirildiğinde Bafel Talabani ve Lahur Şeyh Cengi partinin iki eş başkanı olarak birlikte görev yapmaya başladı. Ancak bu güç paylaşımı uzun sürmedi. Temmuz 2021’de Bafel Talabani ani bir hamleyle kuzeni Lahur’u eş başkanlıktan uzaklaştırdı. Ardından Lahur’a yakın birçok kişi partiden ve istihbarat birimlerinden tasfiye edildi.

Bafel’in iddialarına göre, Lahur Talabani yolsuzluk, usulsüz dinleme ve hatta annesi ve kendisini zehirleme gibi girişimlerle partiye zarar veriyordu. Lahur cephesi ise bunun bir “saray darbesi” olduğunu savunarak Bafel’i tüm iktidarı aile adına tek elde toplamakla suçladı. Kasım 2021’de Lahur Şeyh Cengi resmen KYB üyeliğinden ihraç edildi ve böylece Talabani ailesinin kuzenleri arasındaki ortaklık açık düşmanlığa dönüştü. Lahur Talabani, partiden tasfiye edildikten sonra tamamen kenara çekilmek yerine kendi siyasal ağını kurma yoluna gitti. KYB içindeki muhalif unsurları ve kendisine sadık kadroları etrafında toplayarak “Halk Cephesi” adı verilen bir oluşumun himayesinde faaliyet göstermeye başladı. Özellikle 2023-2024 döneminde Lahur’un KYB’ye geri dönme sinyalleri verdiği, parti içinde Bafel’den rahatsız olan diğer fraksiyonlarla temas kurduğu konuşuluyordu. Irak Cumhurbaşkanlığı makamının belirlenmesi sürecinde Lahur’un, KYB içinde Bafel’e karşı geniş bir cephe oluşturmak amacıyla partinin geleneksel isimlerinin yanı sıra Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile de üstü kapalı bir işbirliği arayışına girdiği iddia edildi. Ayrıca Lahur, Bafel’in İran’la yakın ilişkisinden dolayı özellikle Batı ile olan güçlü ilişkileri üzerinden etki üretmeye ve İran’ı bölgede dengeleyebilecek Türkiye gibi güç odaklarına yakınlaşmaya ve destek almaya çalışıyordu.

Parti savaşı mı, nüfuz savaşı mı?

Bafel ile Lahur’un mücadelesini sadece bir "iktidar savaşı" olarak görmek eksik olur. Bu, aynı zamanda bir ideolojik farklılık, bir çıkar paylaşımı ve hatta jeopolitik bir yönelim çatışması olarak da okunabilir. KYB, kuruluşundan bu yana Kürt siyasetinin görece seküler, sol eğilimli ve Bağdat’la uzlaşmacı kanadını temsil ediyordu. Ancak son yıllarda partinin çizgisi bu temel değerlerden uzaklaştı. Bafel Talabani’nin KYB’yi daha merkeziyetçi ve İran’a yakın bir çizgiye çektiği, parti içi ve Süleymaniye merkezli muhalefeti sistematik olarak tasfiye ettiği ve tekil güç haline gelmeye çalıştığı görülüyor. Buna karşılık Lahur, geçmişte partinin istihbarat birimlerinde görev yapmış bir figür olarak hem sahada hem diplomatik düzeyde alternatif bir güç olarak varlığını sürdürmeye çalıştı.

İki kanat arasındaki ekonomik çıkar kavgası da bu çekişmeyi derinleştirdi. Süleymaniye ve çevresindeki güvenlik kurumları, gümrük noktaları, petrol gelirleri ve devlet kadroları KYB’nin kontrolünde bulunuyor. Bu kaynakların kim tarafından ve nasıl kullanılacağı, sadece partinin değil, bölgedeki günlük hayatın da seyrini belirliyor. Uyuşturucu üretimi, kara para aklama ve dış bağlantılar gibi çok ciddi suçlamalar ise mücadelenin ne kadar sertleştiğini gözler önüne seriyor.

Kriz sadece KYB'yi değil, bölgeyi de sarsıyor

Bu durum, KYB’yi bir Kürt siyasi hareketinden çok, farklı dış aktörlerin etki alanı mücadelesine açılmış bir platform haline getirdi. Zira Irak’taki Kürt siyaseti sadece Irak’la sınırlı değil. Bağdat’tan Ankara’ya, Tahran’dan Washington’a uzanan geniş bir etki sahasına sahip.

PKK'nın Süleymaniye'de elde ettiği alan ve KYB’nin özellikle YPG ile ilişkileri, Ankara'nın sert tepkisini çekiyor. Aslında Türk hava sahasının 2023’ten bu yana Süleymaniye uçuşlarına kapalı olması ve zaman zaman Türkiye’nin Süleymaniye’ye yönelik yaptığı operasyonlar Türkiye’nin KYB’ye karşı duruşunu da gösteriyor. Buna rağmen terörsüz Türkiye süreci ile terörle mücadele konusunda atılan adımlar, Türkiye’nin Süleymaniye’ye karşı tutumunda da yumuşama beklentilerine yol açmıştı. Ancak Bafel Talabani’nin sadece Lahur Şeyh Cengi’ye yönelik operasyon öncesinde Irak’taki Kürt hareketinin yeni ve etkin muhalif gücü olarak ortaya çıkan Yeni Nesil Hareketi’nin lideri Şahsuvar Abdulvahid’e yönelik tutuklama kararları ve sonrasında Süleymaniye’de yaşananlar, Bafel Talabani’nin tutumu ile birlikte düşünüldüğünde Türkiye ile olası diyaloğun sağlıklı yürütülüp yürütülemeyeceği konusunda bazı endişelere yol açıyor. Zira Türkiye daha önce 6 aylık periyodlar halinde uzattığı Süleymaniye’ye yönelik uçuş yasağını son kararda 3 aylık olarak uzatmış ve bu durum Türkiye’nin politikasında yumuşama olarak okunmuştu. Ancak Bafel Talabani’nin Lahur’a yönelik bu hamlesinden sonra Türkiye’nin yeni bir hesaplama içerisine girmesini beklemek yanlış olmaz.

İran ise bu krizden en çok fayda sağlayan aktör konumunda. Zira Tahran’ın yıllardır süregelen stratejik önceliği Süleymaniye'deki nüfuzunu korumak. Özellikle İran’ın Suriye ve Lübnan’daki etkisini yitirmesi, Bağdat’ın dengeli bir dış politikaya yönelmesi, İsrail’in İran’a yönelik saldırısı sonrası artan baskılar ve terörsüz Türkiye süreci ile birlikte Türkiye’nin Irak’taki etki alanını genişletme ihtimalini artırması, İran açısından Süleymaniye’yi vazgeçilmez kılıyor. Bafel Talabani de bu hedef için en uygun figür olarak görülüyor. KYB’ye ve KYB içinde de Bafel’e rakip olabilecek aktörlerin devre dışı bırakılması, İran’ın Süleymaniye'de rakipsiz kalmasının önünü açıyor. Operasyon sırasında İran’dan gelen sessizlik ve diplomatik destek izlenimi, bu senaryoyu güçlendiriyor.

Öte yandan ABD ise temkinli. Bir yandan KYB içindeki bölünmenin DEAŞ sonrası güvenlik dengesini zedeleyebileceğini düşünüyor, diğer yandan İran’ın nüfuzunun artmasından endişe duyuyor. Washington, Bafel’e insan haklarına riayet etmesi ve siyasi muhalefeti bastırmaktan kaçınması yönünde baskı yapıyor. Ancak bu baskının ne derece etkili olacağı belirsiz.

KDP ise süreci hem tehdit hem fırsat olarak okuyor. KYB içindeki zayıflama, KDP’nin IKBY içindeki hakimiyetini pekiştirme fırsatı sunarken, iç savaş benzeri bir durumun tekrarlanmasından da kaygı duyuluyor. Geçmişte yaşanan KDP-KYB iç savaşının acıları hala hafızalardayken, Erbil yönetimi krize mesafeli bir tutum takınıyor. Ancak bu mesafe, her an stratejik hamlelere dönüşebilir.

KYB içindeki bu hesaplaşma, sadece bir siyasi partinin geleceğiyle ilgili değil. Bu, aynı zamanda Kürt siyasetinin evrimi, Irak içindeki güç dengeleri, Türkiye’nin güvenlik öncelikleri, İran’ın nüfuz mücadelesi ve ABD’nin bölgedeki etkisinin sınanması anlamına geliyor.

Lahur’un gözaltına alınması, belki bir dönemin fiilen sona erdiğini gösteriyor. Ancak bu, yeni dönemin daha istikrarlı ve kapsayıcı olacağı anlamına gelmiyor. Aksine KYB içindeki bu iç savaşın uzun vadeli sonuçları zamanla şekillenecek. Bafel Talabani elindeki gücü konsolide etse bile bu gücün meşruiyeti ve istikrarı, ancak toplumun tamamını kucaklayabilen bir vizyon oluşturup oluşturamayacağı şüpheli. Bafel’in KYB’yi bir korku aracına dönüştürmesi, çatışmanın sadece Süleymaniye’nin sokaklarında değil, Kürt siyasetinin tüm satıhlarında yeni fay hatları ortaya çıkarmasına yol açabilir.

[Dr. Bilgay Duman, AA Akademi Müdür Yardımcısıdır.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.