Analiz

İsrail'in tüm iddiaları çürütüldü: UAD'nin UNRWA kararı ne söylüyor?

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşünde, İsrail'in UNRWA'ya yönelik eylemlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu tespit etti.

Selman Aksünger  | 24.10.2025 - Güncelleme : 24.10.2025
İsrail'in tüm iddiaları çürütüldü: UAD'nin UNRWA kararı ne söylüyor?

İstanbul

Maastricht Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümünden Selman Aksünger, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) UNRWA'nın İsrail tarafından kısıtlanmasına ilişkin danışma görüşünün ne anlama geldiğini AA Analiz için kaleme aldı.

****

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşünde, İsrail'in UNRWA'ya yönelik eylemlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu tespit etti.

İsrail Meclisi'nin 28 Ekim 2024'te BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025'te Doğu Kudüs'teki UNRWA operasyonlarını sonlandırması üzerine başlatılan sürecin sonunda UAD, İsrail'in yazılı beyanında dile getirdiği tüm itirazları reddederek danışma görüşünü açıkladı.

Divan, İsrail'in davanın "siyasi niteliği"nin yargı yetkisini kullanmasını engellemesi gerektiği argümanını kabul etmedi. Ayrıca Hamas'ın UNRWA'ya sızdığı ve bazı UNRWA çalışanlarının 7 Ekim'deki saldırılara katıldığını gösteren yeterli delil bulunmadığını ifade etti.

44 devletin yazılı ve sözlü beyan sunduğu süreçte İsrail bu iddiaları öne sürdü ancak Mahkeme argümanı hukuki açıdan ikna edici bulmadı. Divan, BM'nin gözetim komitesinin UNRWA'yı incelediğini ve 7 kişinin Hamas ile çalışma olasılığı nedeniyle görevden alındığını kaydetti ancak kuruluşun bir bütün olarak tarafsızlığını koruduğuna hükmetti.

Mahkemenin Hamas'ın sızma iddialarını ikna edici bulmaması, İsrail'in iddiaları üzerine UNRWA'ya yaptığı yardımı kesen Batılı ülkelerin kararlarının hukuki temelini zayıflatıyor. Divan, BM Şartı uyarınca üye ülkelerin BM organ ve kuruluşlarıyla işbirliği yapması ve işlevlerini yerine getirmelerine yardımcı olma yükümlülüğü bulunduğunu vurgulayarak, bu yükümlülüğün UNRWA'yı da kapsadığını hatırlattı.

İsrail, yeterli insani yardım sağlamıyor

UAD, işgalci güç olarak İsrail'in yerel nüfusun temel ihtiyaçlarını sağlamakla yükümlü olduğunu vurguladı. Mahkeme, İsrail'in Filistin halkı için gerekli yardımı sağlamada yetersiz kaldığını tespit ettiği için BM'nin UNRWA aracılığıyla bu yardımı sağlamasına izin vermesi gerektiğine hükmetti.

UAD, bu koşullar altında BM'nin UNRWA aracılığıyla Gazze Şeridi'nde vazgeçilmez bir insani yardım sağlayıcısı olduğu sonucuna vardı. Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 59. maddesi mucibince İsrail'in UNRWA da dahil olmak üzere BM organları tarafından sağlanan yardımları kabul etme ve kolaylaştırma yükümlülüğü altında olduğunu değerlendirdi.

UNRWA'nın kısıtlanmasının ardından İsrail'in kurduğu Gazze İnsani Yardım Vakfının (GHF) yeterli insani yardım ve gıdayı sağlamadığını tespit eden UAD, mart ayında Gazze'ye insani yardımın girişi ile GHF'nin kurulması arasında geçen sürenin uzunluğuna dikkati çekti. Bu durum, İsrail'in herhangi bir hazırlık veya alternatif oluşturmaksızın UNRWA'yı kısıtladığını ortaya çıkardı.

Açlık silah olarak kullanılıyor

Uluslararası teamül hukukuna göre açlığın silah olarak kullanılmasının yasaklandığı kaydedilen görüşte, 2 Mart itibarıyla İsrail'in Gazze'ye insani yardımların girişini engelleyerek açlığı silah olarak kullandığı tespit edildi.

Bu tespit, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde büyük önem taşıyor. UCM Ön Dava Dairesinin 21 Kasım 2024'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve görevden alınan eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında onayladığı tutuklama emirlerinde, her iki ismin yargılandığı başlıca suç "açlığın silah olarak kullanılması yoluyla savaş suçu" işlenmesiydi. UAD'nin bu tespiti, UCM'deki yargılamada Netanyahu ve Gallant aleyhine güçlü delil olarak kullanılabilecek.

İsrail'in BM ile işbirliğini sonlandırma yetkisi yok

İsrail'in Doğu Kudüs de dahil işgal ettiği Filistin topraklarında egemenliği olmadığını vurgulayan UAD, İsrail'in BM kuruluşlarıyla işbirliğini sonlandırma yetkisine sahip olmadığını belirtti. Mahkeme, "İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarında BM kuruluşlarının varlığı ve faaliyetleri hakkında tek taraflı karar vererek BM ile işbirliğini geri çekme yetkisine sahip değildir." ifadesini kullandı.

BM Şartı'nın 105. maddesi uyarınca UNRWA'nın dokunulmazlık ve ayrıcalıklara sahip olduğu vurgulanan görüşte, bu ayrıcalıkların işgal altındaki topraklarda da geçerli olduğu ve silahlı çatışmaların bu dokunulmazlıkların ihlali için gerekçe olamayacağı vurgulandı.

UAD'nin bu kararı ayrıca kritik bir sistemik boyut taşıyor. İsrail'in UNRWA'ya yönelik kısıtlamaları, yalnızca tek bir ajansa değil, BM sisteminin tamamına yönelik bir saldırı anlamına geliyor. UNRWA'nın ayrıcalıklarının olmadığını söylemek, aynı zamanda diğer tüm BM organlarının da dokunulmazlık ve imtiyazlarının sorgulanması anlamına gelecekti. Bu nedenle Mahkeme, UNRWA'nın dokunulmazlığını teyit ederek BM sisteminin bütününü koruma altına aldı.

Filistinlilerin işgal altındaki topraklardan sürülmesinin yasak olduğuna işaret eden UAD, yerlerinden edilen kişilerin evlerine geri dönme hakkı bulunduğunu aktardı. Mahkeme ayrıca, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının gerçekleşmesinin önemine dikkati çekti. Filistin ve İsrail devletlerinin güvenli ve tanınmış sınırlar içinde yan yana barış içinde yaşamasının bölgesel istikrara katkıda bulunacağını kaydetti. Alışılmışın dışında bir alana giren Divan, İsrail'in ihlallerinin yanı sıra bölgesel barışa nasıl ulaşılacağı konusunda da görüş bildirmiş oldu.

58 yıllık işgal vurgusu: "Sorun 7 Ekim'de başlamadı"

Mahkemenin belki de en dikkati çeken yorumu 218. paragraftaydı. Divan, danışma görüşü talebinin izolasyonda ortaya çıkmadığını, aksine İsrail'in 58 yıldan uzun süredir devam eden işgali ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının sürekli reddedilmesi üzerine değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Böylelikle UAD, İsrail'in hem UNRWA'ya yönelik suçlamalarını hem de tüm sorunu 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısıyla başlatma çabalarını boşa çıkardı. Divan, meselenin kökeninin yarım asrı aşkın işgal ve Filistin halkının haklarının sistematik olarak inkar edilmesi olduğunu tescil etti.

Danışma görüşünün yasal etkileri

Kural olarak UAD'nin danışma görüşleri bağlayıcı olmamakla birlikte 1946 tarihli BM Ayrıcalık ve Muafiyetlerine Dair Sözleşme'nin 8. maddesi, bu görüşün İsrail için bağlayıcı etki doğurabileceği yönünde yorumlanıyordu. Ancak Divan, görüşün bağlayıcı olup olmadığı hususunda herhangi bir tespit yapmadı. Türkiye dahil bazı ülkelerin sözlü sunumlarında bu konuyu dile getirmesine karşın Divanın bu hususa değinmemesi görüşün dikkat çeken eksikliklerinden biri.

Bu karar, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Soykırım Sözleşmesi ihlalleri nedeniyle açtığı davada İsrail aleyhine kullanılabilir. İsrail'in öne sürdüğü "güvenlik" argümanının Mahkeme tarafından reddedilmesi, soykırım davasında İsrail'in pozisyonunu zayıflatıyor.

Kararı kim uygulayacak?

UAD'nin bu kapsamlı kararının ardından kritik soru, kararın kim tarafından uygulanacağı. BM'nin yargı organı, UNRWA'ya yönelik saldırıların mahiyetini tespit etti ve İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerini tescil etti.

Şimdi top BM'nin icra organı olan Güvenlik Konseyi'nde. Güvenlik Konseyi, kendi kuruluşunu korumak için harekete geçmek durumunda ancak Konsey, ABD vetosu nedeniyle etkili adımlar atamaz ve İsrail'e yaptırım uygulayamazsa, bir anlamda kendi acizliğini itiraf etmiş olacak.

UAD, Temmuz 2024'te işgalin hukuka aykırılığını ele alan danışma görüşünde İsrail'e işgali derhal sonlandırma yükümlülüğü getirmişti. Ardından BM Genel Kurulu, eylül ayında İsrail'e işgali sona erdirmesi için 1 yıllık süre vermişti. Ancak İsrail, Eylül 2025'e kadar olan sürede işgali durdurmak bir yana, ihlalleri ve yasa dışı yerleşim faaliyetlerini artırdı. Benzer şekilde bu danışma görüşü de Genel Kurula taşınıp, UNRWA üzerindeki kısıtlamaları kaldırması için kesin bir süre verilebilir.

[Selman Aksünger, Maastricht Üniversitesi Uluslararası Hukuk Bölümü]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.