Gündem, arşiv

Biden bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer Biden bu tür ifadeler kullandıysa, Biden benim için tarih olur. Asla benim böyle ifadelerim olmamıştır" dedi.

04.10.2014 - Güncelleme : 04.10.2014
Biden bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur

İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sınırların şu anda adeta tehdit altında olduğunu ifade ederek, "Şu anda Kobani'de olan, yarın belki Haseki'de olacak, belki daha farklı sınırımıza yakın bölgelerde olacak. Dolayısıyla tüm bu gelişmelere karşı tabii ki Türkiye Cumhuriyeti olarak da bizler tedbirlerimizi azami ölçüde almış bulunuyoruz" dedi.

Bayram namazını Sultanahmet Camisi'nde kılan Erdoğan, çıkışta basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Erdoğan, herkesin Kurban Bayramı'nı tebrik ettiğini belirterek, "Bu vesileyle bütün milletimin, İslam dünyasının, tüm insanlığın bayramını tebrik ediyor, barışa ve insanlığın şu anda içinde bulunduğu sıkıntıların aşılmasına vesile olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.

Özellikle son dönemlerde bölgede, Suriye'de ve Irak'taki gelimeler nedeniyle hassasiyetlerinin ve bölgenin sıkıntılarının çok açık ve net ortada olduğunu dile getiren Erdoğan, bu bayramı bayram gibi yaşamayı Allah'tan niyaz ettiğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne yazık ki son yıllarda İslam dünyasında İslam'ın asli kimliğiyle uyuşmayan bir tablo yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Öldüren Müslüman, öldürülen Müslüman böyle bir tabloyu yaşıyor. Allahu ekber nidalarıyla insanların öldürülmesi ve ölmesi, tahammül edilir, katlanılır bir şey değildir. Bunun bizim dinimizde katiyen bir yeri de yok. Şu anda sınırlarımız malum adeta tehdit altında, bunları görüyoruz. Şu anda Kobani'de olan, yarın belki Haseki'de olacak, belki daha farklı sınırımıza yakın bölgelerde olacak. Dolayısıyla tüm bu gelişmelere karşı tabii ki Türkiye Cumhuriyeti olarak da bizler tedbirlerimizi azami ölçüde almış bulunuyoruz. Bunlarla ilgili olarak da atılması gereken adımları, ulusal ve uluslararası bazda da hazırlıklarımızı yaptık, yapıyoruz. Bildiğiniz gibi en son Cumhurbaşkanlığı makamında da bir üst düzey Ulusal Güvenlik Toplantımızı da yaptık. Buna göre bir yol haritasını da takip ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Harvard'taki konuşmasında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bölgedeki ABD müttefiklerinin IŞİD'e yardım yaptığını söyledi. Sizin Suriye'ye ilişkin olarak kendisine 'Siz haklıydınız' dediğinizi ifade etti. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Bu konuda eğer Biden, bu tür ifadeler kullandıysa, Biden benim için tarih olmuştur. Asla benden böyle bir ifade sadır olmamıştır, bir. İki, bir defa Türkiye, ki o dönemhükümetteyiz, ben başbakanım ve bu dönemde de yine kesinlikle başta IŞİD olmak üzere hiçbir terör örgütüne, bakın terör örgütü diyorum, bizim en ufak bir yardımımız olmamıştır. Bunu kimse ispatlayamaz. Yabancı savaşçılar asla bizim ülkemizden Suriye'ye girmemiştir. Turist pasaportuyla bizim ülkemizden gelip Suriye'ye geçer ama silahlı olarak geçtiğini kimse söyleyemez. Bu konuda hassasiyetimiz aynen devam etmektedir. Biz şu ana kadar 6 bin kişinin Türkiye'ye girişini yasakladık, bin kişiyi deport ettik. Bunları yapan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'dir, Türkiye Cumhuriyeti Devletidir."

Fransa'nın "Bin savaşçı orada", İngiltere'nin BM Güvenlik Konseyi'nde "600 savaşçı orada" açıklaması yaptığını dile getiren Erdoğan, "Bunları kendileri söylediği halde Türkiye'yi bu tür bir suçlamayla karşı karşıya bırakmak çok yanlış bir şey. Esefle karşıladım. En son ABD'de, bu son gidişimde yaptığımız görüşmede de asla kendilerine bu noktada 'Biz yanlış yaptık. Bizim böyle bir duruşumuz oldu. Orada siz haklıydınız' asla böyle bir şey olmamıştır. Sayın Biden eğer Harvard'ta böyle bir şey söylediyse, bizden özür dilemesi lazım. Bakın bunu da açıkça söylüyorum. Öyle ufak tefek çevresinden dolaşarak yapılacak açıklamalar bizim kabulümüz değildir" diye konuştu.

Erdoğan, "Kobani'de dün çok ciddi çatışmalar yaşandı. HDP kanadından bir açıklama geldi. Kobaniyle ilgili olarak 'çözüm süreci sekteye uğrayabilir' şeklinde bir açıklama vardı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"O onların sorunu. Bizim için çözüm sürecinin sona ermesi diye bir şey yok. O onların sorunu. Çözüm sürecinin sona erdirme gayreti içerisinde olanlar bunun bedelini ağır öderler. Kaldı ki Kobani sizin için çok önemli de Güneydoğu Anadolusu, Doğu Anadolusu önemli değil mi? Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni, Doğu Anadolu Bölgesi'ni  bu kadar sıkıntı içine sokanlar bunlar değil mi? Kendi halkını, kendi vatandaşını dağlara kaçıranlar bunlar değil mi? Bunları artık dillendirmek gerekiyor. Artık benim Cumhurbaşkanı olarak bu noktada çok da objektif olarak bunları konuşma imkanım var, hakkım var. Bunları konuşacağım."

Cumhurbaşkanı olarak dağlara kaçırılan gençleri kendi başına bırakamayacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hükümet zaten bu konuyla ilgili her türlü adımı attı. O da atmaya devam edecektir. Ama çözüm sürecini engellemek isteyenler de bunun bedelini ödeyecektir. Dolayısıyla siz bir taraftan dağlara kaçıracaksınız insanları, affedersiniz bu ülkede yatırım yapan müteahhit firmaların iş makinelerini, her şeyini yakacaksınız, yıkacaksınız, yatırımları engelleyeceksiniz. Düşünün yani Güneydoğu'da bu kadar havalimanları yaptık, yapıyoruz, kime karşı? Bunlara karşı, çok enteresan. Bunlar yakıyorlar, yıkıyorlar, biz onları ısrarla yapmaya devam ediyoruz. Bakın Hakkari'de hala  biz havalimanını bitiremiyoruz. Niye biliyor musunuz? Bunlarla olan mücadeleden sebebiyle. Bakıyorsun bir müteahhit işe başlıyor, onu tehdit ediyorlar, o gidiyor başkası geliyor, onu tehdit ediyorlar. Bunlar Kobani'yi bu kadar ısrarla savunuyorlar da peki buraları niye savunmuyorlar? Buralarla ilgili hassasiyetleri nerede? Bu bölgenin milletvekili olan HDP'liler nerede? Bir de bununla ilgili konuşsunlar. O illerin milletvekili olduğu halde, o illerindeki yatırımlara bile bunlar sahip çıkmıyor. Bunlardan birinci derecede onlar istifade edecek."

Suriye'de bu olaylar yaşanırken, Suruç'ta, Şırnak'ta molotoflarla, bütün el bombalarıyla yakılıp, yıkıldığını, yolların, devletin, kamunun her türlü menkul, gayrimenkullerinesaldırılar olduğunu belirten Erdoğan, "Bunlarla ne elde edecekler? Bunlara karşı bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Çok daha enteresanı önce bizim Mehmetçiğimizi taşlayan bir milletvekilinin, bir zihniyetin olduğu ülkede yaşıyoruz. Bunu bir kenara koymak mümkün değil. Bunlara karşı da hiç bir şey bir intikam hırsıyla değildir. Bir durum tespitidir. Bunu da özellikle bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Sınırların ötesinde Süleyman Şah türbesi var. Orada Türk askeri görev yapıyor. Onlara bayram mesajınız ne olacak?" sorusu üzerine, "Yayınladığım bayram mesajımda da var. Ama bu vesileyle tekrar söyleyeyim. Her şeyden önce Süleyman Şah bizim vatan topraklarımız. Orada bizim şu anda bizim 40 Mehmedimiz var,Mehmetçiğimiz var. Onların kılına herhangi bir şeyin gelmesi halinde, Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere orada atacağımız adımlar malumdur. Yani orada herhangi bir şeyde asla tereddüt etmeyiz, edemeyiz. Ve o andan itibaren her şey değişir" diye konuştu. 

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de Genel Kurul'da da yaptığı konuşmada bir şeyin üzerinde ısrarla durdurduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Üç şey yerine gelmedikçe biz tabii bu tür bir koalisyonun içerisinde yer almayız dedik. Bunların birincisi, uçuşa yasak bölge konusunun hallolması gerekir dedik. Bu konuda koalisyon güçleri olarak başta Amerika, yaptığımız görüşmelerde buna olumlu baktıklarını söylediler. İkincisi aynen onun paralelinde güvenli bölge. Bakın tampon bölge demiyorum, güvenli bölge diyorum. Güvenli bölgenin tesis edilmesi. Çünkü biz şu anda kadar 1,5 milyonu aşkın insanı, mülteciyi kabul etmiş vaziyetteyiz. Tabii bunu nereye kadar kabul edeceğiz? Dolayısıyla bu insanlara bir güvenli bölge tesis edilmesi lazım. Bu insanların kendi topraklarına dönmesini sağlamamız gerekiyor. Bu tabii güvenli bölge içerisindeki onlara uygun yerlerde, bu iskanın temini aynı zamanda gerekiyor. Ki bu güvenli bölge içerisinde aynı şekilde Süleyman Şah Saygı Karakolu da var. Bunu da özellikle ifade edeyim. Üçüncüsü ise eğit-donat prensibi var. Bu eğit-donatla da bildiğiniz gibi gerek Irak gerek Suriye'deki oranın kendi askerini, onları hem eğitmek hem donatmak noktasında da koalisyon güçleriyle de mutabık kalınan bir maddedir bu. Burada zaten mutabakat var. Dolayısıyla bunu da halletmek suretiyle o andan itibaren bizim buradaki görünümümüz tabii ki çok daha farklı olacaktır, etkinliğimiz çok daha farklı olacaktır."

"Bizim için IŞİD neyse PKK odur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Meclis müzakerelerinde de görüldüğünü, bu işe muhalefet edenlerin, olumsuz yaklaşanların yaklaşım tarzının çok önemli olduğunu aktardı.

Bir müddet önce Türkiye'nin, Irak'a veya Suriye'ye niçin girmediğini söyleyenlerin bugün olumsuz bir yaklaşım sergilediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yani akşam farklı, sabah farklı olmaz. Devlette idarecinin bir defa sorumluluğu çok çok farklıdır, anlamlıdır. Ve siz bir büyük devlet olarak eğer sınırlarınız tehdit altındayken bunlara göz yumarsanız, sessiz kalırsanız, sizi tarih affetmez. Burada bir bedel ödemekle karşı karşıya kalacaksınız. Şu anda Kobani'deki gelişmelerde, bir taraftan gidipKobani'yi ziyaret edeceksin, Kobani'den döneceksin ondan sonra da diyeceksin ki, 'Kobani tehdit altında Türkiye ses çıkarmıyor.' Tamam da Kobani'den gelenler şu anda nereye gidiyor? Kobani'den gelenler şu anda nereye sığınıyor? Türkiye'ye sığınıyor. Türkiye kapılarını açıp onları misafir ediyor mu ediyor? Tüm bunlar da ortada. Bütün bunlar da ortada olduğu halde Türkiye'de özellikle PKK terörünün içinde olanlar şu anda bu işi sahiplenmenin gayreti içerisindeler. Bizim bunlara da tabii olumlu bakmamız mümkün değil. Bizim için IŞİD neyse PKK odur. Dolayısıyla bunları ayrı telakki etmek, ayrı değerlendirmek yanlıştır. Bunların dışında ayrıca terör örgütleri var. Bütün bunları bizim ortak ele almamız, ortak değerlendirmemiz, dünyanın da bunu aynı şekilde paylaşması lazım."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada bir şeyin çok önemli olduğuna dikkati çekerek, "Bir defa karşı güçleri, düşmanı teşhiste eğer yanlış yapılırsa, ki bu yığınaktaki biliyorsunuz yanlış zaferi olumsuz etkiler. Onun için bunu baştan bir defa sağlam yapmak, doğru teşhis yapmak, bu doğru teşhisle beraber de buradaki atılacak adımları ona göre atmak önem arz ediyor. Bu konuyu da biz aslında dostlarımızla filan paylaştık. Bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğiz. Şu anda bu konuda ilgili bakan ve ilgili kurumlarımız başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere, istihbarat teşkilatımız olmak üzere, tabii Dışişleri Bakanlığımız koordinatör olma noktasında bu işin içinde hassasiyetle duruyoruz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine, Kurban Bayramı'nda İstanbul'da olacağını söyledi.

Bayram namazını Sultanahmet Camisi'nde kıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sabah saatlerinde Üsküdar Kısıklı'daki konutundan ayrılarak, Sultanahmet Camisi'ne geldi. 

A kapısından camiye giren ve bayram namazını kılan Erdoğan, vatandaşlarla bayramlaştı. Vatandaşlar Erdoğan'a sevgi gösterisinde bulundu ve fotoğrafını çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, AK Parti genel başkan yardımcıları Süleyman Soylu ve Ekrem Erdem, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Selami Altınok ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir eşlik etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.