Dolar
40.18
Euro
46.96
Altın
3,354.94
ETH/USDT
2,957.40
BTC/USDT
117,751.00
BIST 100
10,358.46
Gündem, arşiv

"Balyoz"da 88 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı

Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin mahkumiyet kararlarını bozduğu 88 sanığın yargılanmasına, Anadolu Adalet Sarayı Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu'nda başlandı.

24.06.2014 - Güncelleme : 24.06.2014
"Balyoz"da 88 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı

İSTANBUL

Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen Balyoz Planı davasının haklarındaki mahkumiyet kararı bozulan 88 sanığının yargılanmasına başlandı. 

Sanık sayısının fazla olması nedeniyle Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu'nda yapılan duruşmada, eski HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Ağa Yarman ve emekli Tümgeneral Halil Helvacıoğlu'nun da aralarında bulunduğu 77 tutuksuz sanık hazır bulunurken, 11 tutuksuz sanık duruşmaya katılmadı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Özlem Karaçam, salondakilere, "Yargıtay bozma ilamı herkese tebliğ edildi. Duruşmada ilamın sadece bozmaya yönelik kısmını okuyacağım. Tamamını okumamı isteyen var mı? sorusunu yöneltti. 

Aksi yönde talep gelmemesi üzerine Karaçam, ilamın bozmaya yönelik kısmını, kimlik tespitinden sonra okuyacağını bildirdi.

Duruşma, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla devam ediyor.

Ahmet Yavuz

Bu arada, duruşma salonuna gelenler arasında, Anayasa Mahkemesi'nin Balyoz Planı davasına ilişkin kararıyla serbest kalan emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da yer aldı. 

Yavuz, gazetecilere yaptığı açıklamada, çok geç gelen adaletle karşı karşıya olduklarını söyleyerek, şöyle konuştu:

"Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlalinde belirttiği iki temel konu var. Bir tanesi, dijital verilerin sahihliği konusu. 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ısrarla yapmadığı ve yaptırmadığı, Yargıtay'ın da atladığı hatta örttüğü, 11 numaralı CD'yi eğer bilirkişiye gönderir, onun gerçekte hangi tarihte üretildiği ortaya çıkarsa ki bu nettir, bilimsel olarak kanıtlanmış bir husustur, söyleyecek bir şey yok. Tertip açığa çıkmış olacak. Gerçek de açığa çıkmış olacak. Eğer adaletin, hukukun kuralları işletilirse gerçek adaletin de ortaya çıkabileceğini düşünüyorum."

Bir gazetecinin sorusu üzerine cumhurbaşkanlığı seçimleri konusuna değinen Yavuz, "Daha milli vasıfları ön plana çıkmış ve laiklik hassasiyeti olan bir aday beklerdim ama onu göremedim" ifadesini kullandı. 

Yargıtay neden bozdu?

Balyoz Planı davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 365 sanık hakkında yaptığı yargılama sonucunda 21 Eylül 2012'de kararını açıklamış, 88 sanığa "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek'' suçundan çeşitli cezalar vermişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, temyiz incelemesinin ardından 9 Ekim 2013'te açıkladığı kararında Abdullah Dalay, Ali Aydın, Halil Helvacıoğlu, Abdurrahman Başbuğ, Ahmet Necdet Doluel, Ahmet Türkmen, Bülent Akalın, Cumhur Eryüksel, Doğan Uysal, Gökhan Çiloğlu, Güllü Salkaya, Hakan Ilıca, Hüseyin Polatsoy, İlker Yunus, İsmet Kışla, Şafak Duruer, Tevfik Özkılıç, Tuncay Küçük, Adem Ceylan, Cafer Uyar, Canatan Turgut, Kenan Yüce, Murat Dülek, Ömer Faruk Ağa Yarman ve Tülay Delibaş'ın, "sanıkların cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından" beraat etmesi gerektiğini belirtmişti.

"Ceza verilmesine yer yok"

Yargıtay ayırca, sanıklar Bora Serdar, Hasan Gülkaya, Levent Görgeç, Ahmet Tuncer, Ali İhsan Çuhadaroğlu, Ali Rıza Sözen, Aytekin Candemir, Bahtiyar Ersay, Barbaros Kasar, Behcet Alper Güney, Burhan Göğce, Can Bolat, Cemal Candan, Cüneyt Sarıkaya, Doğan Fatih Küçük, Dursun Tolga Kaplama, Erdoğan Koçoğlu, Erhan Kuraner, Fatih Altun, Fatih Musa Çınar, Fuat Pakdil, Gökhan Gökay, Hakan Akkoç, Halil Yıldız, Hamdi Poyraz, Harun Özdemir, Hakan Barsi Aslan, Hasan Hakan Dereli, Hasan Nurgören, İkrami Özturan, İlkay Nerat, Kemal Dinçer, Mehmet Alper Şengezer, Mehmet Kemal Gönüldaş, Muharrem Selçuk Ünal, Murat Ataç, Mustafa Erdal Hamzaoğulları, Mustafa Yuvanç, Namık Koç, Nedim Ulusan, Nihat Özkan, Orkun Gökalp, Refik Hakan Tufan, Sami Yüksel, Sırrı Yılmaz, Soydan Görgülü, Süha Civan, Timuçin Eraslan, Veli Murat Tulga, Yaşar Dilber, Yunus Nadi Erkut, Yüksel Gamsız, Zafer Karataş, Ahmet Şentürk, Ahmet Topdağı, Gökhan Murat Üstündağ, Kasım Erdem, Levent Ergün, Mümtaz Can, Nurettin Işık, Recail Elmaz, Suat Dönmez ve Turgay Bülent Göktürk için de anlaşma suçu kapsamında kalması nedeniyle haklarında 5237 sayılı TCK'nın 316/2. ve CMK'nın 223/4-a maddeleri gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerektiğini kaydetmişti.

Bu gerekçelerle 88 sanık hakkındaki mahkumiyet kararını bozan Yargıtay, dosyayı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Yasalarda yapılan değişiklik üzerine TMK'nın 10. maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasının ardından, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, yasa gereği elindeki dosyaya bakamadı.

Balyoz Planı dava dosyası da söz konusu seminer Üsküdar'daki 1. Ordu Komutanlığı'nda hazırlandığı için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na yollandı.

Tüm sanıklarla birlikte "yeniden yargılanma" talebi

Dosyaya bakan Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahsis edilen Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu'ndaki duruşmada hazır bulunan sanıkların kimlik tespitleri yapıldı. Ardından sanıklar ve avukatlarına Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma kararı okundu.

Ses ve görüntülü kaydın başlatıldığı duruşmada konuşan mahkeme heyeti başkanı, bozma ilamına karşı beyan alınacağını belirterek, sanıkların ayrıca susma ve savunma hakları olduğunu hatırlattı. 

Savunma yapan sanıklardan emekli Tuğamiral Ahmet Türkmen de 11 Şubat 2011'de tutuklandığını ve 32 ay cezaevinde kaldığını kaydederek, "Balyoz'da sanık olarak adı geçen herkesin hukuki durumu aynıdır. Mahkemeniz kararıyla özgürlüklerine kavuşan komutanlardan hiçbir farkları yoktur. Hepimiz sözde, sahte delillerle suçlandık. Anayasa Mahkemesi'nin 18 Haziran 2014 tarihli kararından sonra ilave hiçbir söz söylemeye ihtiyaç duymuyorum" diye konuştu.

Tarafsız bir mahkemede yargılanmanın öncelikli talepleri olduğunu ve bu yolun açıldığını aktaran Türkmen, "Yeniden yargılama sonucunda haklılığımızın ortaya çıkacağından kuşku duymuyorum. Tek tek tespitler yapılmalı ve kusurlu olanlar yargı önünde hesap vermeli. Bu olmadan bu davaların sonuçlanmayacağı açıktır" dedi. 

Büyük resme bakıldığında Balyoz davasının hukuki görünen siyasi bir dava olduğunun anlaşılacağını ve davanın çok büyük bir kurgu olduğunu savunan Türkmen, şöyle konuştu:

"Bu ve benzer diğer davalarla TSK sindirilmiş ve geri çekilmesi sağlanmıştır. Daha sonra bu davalarda ismi geçen personel YAŞ kararlarıyla davayla ilgisi yokmuş görüntüsüyle tasfiye edilmiştir. Sonuçta 2010-2014 emeklilikleriyle TSK dönüştürülmüş ve amaç hasıl olmuştur. Balyoz, insanlık tarihinde görülmemiş bir hukuksuzluk manzumesidir. Evrensel hukukun bütün temel değerleri ihlal edilmiş, yok sayılmıştır. Bizler keyfi olarak tutuklandık ve tarafsız bir mahkemede kendimizi savunma hakkı tanınmadı. 2010'daki Anayasa değişikliği bunun sonucunun doğmasının temel nedenidir. Artık tarafsız bir mahkemede yargılanacağımızı biliyoruz. Karar ne olursa olsun ben yeniden yargılama talep ediyorum."

"Sizlerin gözleri adaletle bakıyor"

Sanık Kemal Dinçer, adil yargılandığına inanmadığını vurgulayarak, "Şu anda üzerimde mikrofon yok. Sizlerin gözleri adaletle bakıyor ancak biz bunlardan mahrum kaldık. Bozmanın gerekçesine katılmıyorum. Bundan sonra da devam edecek yargılamada suçsuzluğumu ve beraatimi talep ediyorum" dedi.

"Anayasa Mahkemesi, hepimizin adil yargılanmadığını tescil etmiştir. Böyle bir davadaki tüm suçlamaları reddediyorum" ifadesini kullanan sanık Gökhan Gökmen de mahkeme heyetine yönelik, "Sizden sahtelikleri ayyuka çıkmış delillerle ilgili onlarca bilirkişi raporunu dikkate alarak tüm sanıklar ve şahsım için beraat talep ediyorum" diye konuştu.

"Önünde ceketimi ilikleyebileceğim bir mahkeme buldum"

Sanık Fatih Altun, "32 ay tutuklu kaldıktan sonra önünde ceketimi ilikleyebileceğim bir mahkeme buldum" derken, isminin bir listede geçmesi nedeniyle yargılandığını ve Yargıtay'ın "eylemlerin ittifak suçu kapsamında kaldığı" tespitini şiddetle reddettiğini kaydetti. Altun, Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir yargılama yapılmasını ve beraatini talep etti. 

"Adice yargılamayla kendi yurdumuzda tutsak edildik"

Sanıklardan Ali İhsan Çuhadaroğlu da hükümet yetkililerinin, "Balyoz davasının bir kumpas olduğu ve paralel yargının bunu kurguladığı" yönünde açıklamalar yaptığını ifade ederek, şöyle devam etti: 

"Bu açıklamalar Yargıtay kararından sonra yapıldı. Neye göre bu açıklamayı yaptılar? Ellerinde MİT ve istihbarat belgeleri, kati bilgiler vardı çetelerle ilgili. Biz bu kumpaslarla kendi yurdumuzda düşman hukuku uygulanarak adice bir yargılamayla tutsak edildik. Bazı arkadaşlar şehit oldu. Bunların bedelini bu tertipçi çete ödemeden kimse huzura kavuşamayacak. Aytaç Yalman iki gün önce açıklama yaptı. 'Sadece disiplin suçu vardır' dedi. Emre uyulmamasıyla ilgili. Peki bu kişi mahkemeye gelip tanıklık yaptı mı? Hayır. Çünkü mahkeme suçun ortaya çıkacağını düşündüğü için yaptırtmadı. Deliller adaletle ortaya konmadı. Tamamı sahtedir ve sahtekarlar yönetmiştir. Sahte olduğunu bilirkişi uzmanları demiştir. Dijital delillerin tek başına delil olmayacağı tüm hukuk ve sözleşmelerde de var. Diğer ülkelerde yapılan anlaşma, sözleşmeler anayasa hükmünün de üzerindedir ve bu da dikkate alınmamıştır. Türk yargısının üzerindeki iki kurum da sahte olduğuna karar vermiştir. AYM hak ihlali olduğunu ortaya koymuştur. Şu aşamada kati beraatime karar verilmesini, bu olmazsa adil olduğuna inandığım mahkemede yeniden yargılama istiyorum." 

Muhabir: Filiz Kınık

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.