Dolar
40.28
Euro
46.82
Altın
3,317.10
ETH/USDT
3,408.10
BTC/USDT
117,891.00
BIST 100
10,342.06
Gündem, Kurumsal Haberler, arşiv

AA çalışanlarına kuruluş yıl dönümünde avans ve zam müjdesi

Anadolu Ajansı Genel Müdürü Öztürk, AA çalışanlarına 93. kuruluş yıl dönümünde avans ve zam müjdesi verdi.

06.04.2013 - Güncelleme : 06.04.2013
AA çalışanlarına kuruluş yıl dönümünde avans ve zam müjdesi

ANKARA

Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, Anadolu Ajansının 2020 yılında dünyanın ilk 5 ajansı arasında olma hedefi bulunduğunu belirterek, ''Eğer dünyada 5 tane büyük ajans varsa bir tanesi Anadolu Ajansı olacaktır, olmamız gerekir'' dedi.

Öztürk, AA'nın 93. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla AA Konferans Salonu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kurumun kuruluş sürecini anlattı.

Hikayenin başlangıcının 1920 yılının 6 Nisan'ında Mustafa Kemal'in telgrafla Anadolu Ajansının kuruluşunu ilan etmesiyle 93 yıl önce başladığını kaydeden Öztürk, Ankara Tren Garı'nda milli mücadeleyi yönetmek için Atatürk'e tahsis edilen odada, İstanbul'dan Ankara'ya trenle gelen Halide Edip ve Yunus Nadi gibi milli mücadelenin kahramanlarının kafalarındaki ajans kurma fikrinin olgunlaştırılıp hayata geçirildiğini anlattı.

Anadolu Ajansının kuruluş ilanındaki telgrafta "Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak için kurulduğu"nun ifade edildiğini hatırlatan Öztürk, "Milli mücadeleyi ve Anadolu'daki büyük mücadeleyi duyurmak için Anadolu Ajansı kuruldu ve ilk kuruluşunda İngilizce ve Fransızca bültenler çıkartıldı" dedi.

Hikayenin sonraki dönemlerde biraz hüzünlü devam ettiğini, bu hüznün sebebinin İngilizce ve Fransızca yayın yapan ajansken tek dilli yayına düşülmesi, fotoğraf ve görüntülü servisin olmamasından kaynaklandığını belirten Öztürk, içine kapanan, sadece Türkiye'ye yayın yapan lokal ajans şeklinde kalındığını ifade etti. 

Dünyadaki haber ajansları sıralamasına dikkati çeken Öztürk, şunları belirtti:

''Anadolu Ajansının 100. yıl vizyonunu başlattıktan sonra 5 dilde yayın yapmamız ve ürün sayımızı artırmamızdan sonra kategoriye ancak girebildik ve şu andaki tablomuz dünyanın ilk 10 ajansından biri olmamızdır. Üretimimiz, eleman, ofis sayımız, yayın dili sayımız açısından hesap edildiğinde Anadolu Ajansı toplam üretim bandında 10. sıraya yerleşmiş oldu. 2013 hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizde bu ürün kategorisi sıralamasında ajansın bir üst basamağa çıkacağını düşünüyoruz. Hedeflerimiz bu sene bir basamak daha yükselmek. 2020 yılına geldiğimizde beşinci sırada olmamız gerekir. Yani eğer dünyada bir haber ajansı logoları ve markaları sıralanacaksa bu şekilde sıralanması gerekir. Bu şekilde yapmamız gerekir. Bize yakışan sıralamanın böyle olduğunu düşünüyoruz. Eğer dünyada 5 tane büyük varsa bir tanesi Anadolu Ajansı olacaktır,olmamız gerekir.''

Öztürk, bir yıllık süre içinde yaşanan gelişmelerin, AA'nın dünyadaki ilk beş ajans arasına gireceği fikrini daha da güçlendirdiğini ifade etti.

''Dünya sıralamasında hiç kategoride yer almazken bugün ilk 10'a girebilen bir ajans önündeki 7 yılı daha fazla daha güçlü bir şekilde değerlendirirse ilk 5'e çok rahatlıkla girecektir'' diyen Öztürk, ancak yukarılara tırmandıkça orada durmanın daha zor olduğuna dikkati çekti.

Öztürk, ''Oraya tırmanmak daha kolaydır ama orada durmak, oradaki sert rüzgarlara karşı direnmek, oradaki güçlüklere karşı mücadele etmek daha zordur'' diye konuştu.

Arap baharından önceki rejimin gazete ve televizyonlarında AA'yı eleştiren yayınlar yer aldığını belirten Öztürk, ''Neden? Zirveye çıkıyorsunuz çünkü. Rüzgar esmeye başladı'' dedi.

AA'nın Kuzey Afrika'daki etkinliğinin artmasının o bölgenin en önemli ajansı olan AFP'yi büyük bir endişeye sevk ettiğini ve ajansla ilgili yoğun bir bilgi toplama çabası içinde olduğunu kaydeden Öztürk, şunları kaydetti:

''Yani sert rüzgarlarla henüz karşılaşmadık. Aslında o çarpışma esnasında göreceğiz, gücümüzü kuvvetimizi. Direnç o zaman ortaya çıkacak. Şu anda Türkiye'de rakipsisiz. Türkiye'de kolay birinci sırada olmak ama dünyada öyle değil. Sahada habere kim hakimse güçlü de odur. Siz bakmayın 10 milyar dolar, 100 milyar dolar bütçeleri olanlara. Bunlar önemli değil. Kahire Meydanı'nda Ahmedinejad'a ayakkabı fırlatma görüntüsünü çeken tek ajans kimse o bölgenin güçlü ajansı da odur ve o Anadolu Ajansı idi. Yani sahaya hakimseniz habere hakimsiniz demektir. Habere hakimseniz gücünüz yüksektir.''

Dünyanın haber merkezinin Ortadoğu olduğunu, bunun kendilerinin stratejisi olduğunu vurgulayan Öztürk, ''Ortadoğu'ya hakim olan dünyadaki haber akışına hakim olur. Bu tartışmasız bir şey. Çin'den, Yeni Zelanda'dan, Papua Yeni Gine'den gelecek haberlerin kıymeti o kadar önemli değil. Ortadoğu'da habere hakimseniz, dünyadaki sirkülasyona hakimsinizdir. O yüzden satranç tahtasındaki ilk hamlemiz Ortadoğu'ya yöneliktir. Öyle oldu ve oraya güçlü bir hamle yaparak sadece bir yıl içerisinde o bölgenin en güçlü haber ajansları arasında ilk beşe girdik. Ama bana söz verdiler, bu yılın sonunda Allah'ın da izniyle ve yardımıyla Ortadoğu'nun bir numarası AA Arapça servisi olacaktır" diye konuştu.

Bugün devreye alınan HAS sisteminin Arapçanın önünü açan, güçlendiren, hızlandıran bir sistem olduğunu dile getiren Öztürk, emeği geçenlere teşekkür etti. Bu teknolojiyle 1,5 yıldır çok uğraştıklarını, emek sarf ettiklerini kaydeden Öztürk, ''Göreve başlarken zorluklar listesinde en alt sıradaydı teknoloji. Parayı verecektim, teknolojiyi alacaktım, öyle düşünüyordum. Parayı verdim, teknolojiyi alamadım. En büyük sıkıntı çektiğim alanlardan biri oldu maalesef. Olayın o kadar çok kolay olmadığın işin içine girdiğimizde anladık ama çok şükür Boşnakça servisimiz başarılı uyguluyor şu anda. HAS sistemini Arapça servisimiz de başarıyla uygulayacak'' dedi.

''Logo bir algı değişikliği''

Konuşmasına, AA'da göreve başladığı ilk günlerdeki ve sonrasında çekilen fotoğrafları göstererek devam eden Öztürk, Editör Masası'nın artık dünyanın her tarafıyla online şekilde, teknolojik olarak her sabah görüşebildiğini, grafikler ve haritalar üzerinden haberleri tartışabildiğini söyledi. 

AA'nın değişen logosuna değinen Öztürk, ''Bu sakın aklınıza küçük bir değişiklik olarak gelmesin. Logo değiştirmek bir algı değiştirmektir. Kategorik olarak başka bir tarafa geçmek demektir. Eski logomuzdaki izleri buraya da taşıdık ama yeni bir şey yaptık. Yani geleneğin üzerine inşa ettiğimiz yeni bir bina gibi düşünün. Temelleri sağlam ama yenisi gökdelen kadar güçlü, yüksek olacak bir logo'' dedi.

Logo değişikliğinin bir biçim değişikliği olduğunu, hayata ve habere bakış açısını değiştirdiğini ifade eden Öztürk, logonun geleneğini sürdüren ama yeni Türkiye'nin yeni ajansı olacak bir logo olduğunu kaydetti.

Ekranda, Haber Akademisinin ilk mezunlarının yer aldığı fotoğrafı gösteren Öztürk, şunları kaydetti:

''Bu fotoğrafı çektirdiğimizde ajans muhabiri olan arkadaşlarımız çok büyük bir heyecan içindeydi, birincilerin konuşmalarını halen hatırlıyorum. Takdir edersiniz ki ilk göz ağrılarımız. İlk göz ağrısı unutulmazmış diye bir kampanya yaptılar hatta. Onları da burada anmak istedim. Akademi bizim çok kıymet verdiğimiz bir projemizdir ve çok şükür ki bugüne kadar yaptığımız bütün çalışmalar, faaliyetler, eğitimlerin hiçbirinin boşa gitmediğini gördük. Birinci dönem mezunlarından son derece mezunuz. Onların geçirdiği süreçten de son derece memnunuz. Onlara da yaş gününde bir müjde vermek istiyorum. Önümüzdeki hafta kariyerde yükselme komisyonu toplanacak ve yardımcı muhabirlikten, muhabirliğe terfi edecek arkadaşlarımız seçilecek. İnşallah arkadaşlarımızın büyük birçoğunluğu bu geçirmiş oldukları 8 aylık süre içerisinde yardımcı muhabirlikte gösterdiği bütün performanslar kaydediliyor, bunların sonucunda muhabirliğe yükselirler. Bunun da müjdesini şimdiden vermiş olayım.''

''Balkanların en büyük haber ajansı''

Dünyada merkezi ağırlıkların olduğunu belirten Öztürk, dünya haritası göz önüne alındığında Türkiye'nin ajansı olarak kafalarında beliren bazı merkezlerin olduğunu söyledi.

Bunlardan bir tanesinin Ortadoğu'nun merkezi Kahire olduğunu ifade eden Öztürk, Türkiye'nin en güçlü müttefikinin, en yakın ilişkilerde bulunduğu ülkelerden birisinin Mısır olduğunu, bu ülkenin bütün Ortadoğu'nun, kültür ve haber merkezi olduğunu kaydetti.

AA'nın güçlü durabilmesi için ayağını bastığı önemli noktaların bulunduğunu anlatan Öztürk, şunları kaydetti:

''Bunlardan bir tanesi Ortadoğu'dur. Bizim kadim toprağımız. Akrabalarımızın yaşadığı yer, bir zamanlar beraber yaşadığımız coğrafya. Dünyanın en eski uygarlıklarının yaşadığı, imparatorlukların, devletlerin ve dünyaya yön veren insanların yetiştiği yerler. Ortadoğu, bizim de ait olduğumuz büyük kültürlerin ve medeniyetlerin parçasıdır. O nedenle en önemli ağırlıklarımızdan bir tanesini oraya koyduk ajansın. İkincisi Saraybosna. Balkanlar bizim hala türkülerini söylediğimiz, hala çocuklarıyla, eşleriyle babalarıyla akraba olduğumuz, hala kız alıp verdiğimiz ve içimizde dipdiri yaşayan bir coğrafya. Bu coğrafya Osmanlı'yı hem yaşatan hem bitiren bir coğrafya oldu ve şu anda Balkanların en güçlü ve en büyük haber ajansı Anadolu Ajansıdır. Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça yayınımızla dünyanın en önemli kriz merkezlerinde ve en önemli kültürel merkezlerinden birinde varız, güçlüyüz, bir aradayız.''

Bu coğrafyanın üçüncü ayağının ise Kafkaslar olduğunu belirten Öztürk, AA'nın Bakü'de büyük bir ofisinin olduğunu, bölgenin tamamında ofisler açılacağını kaydetti.

''HAS en güçlü silahlarımızdan biri olacak''

Anadolu Ajansının Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar'da kurulmuş üçlü ayağının bulunduğunu ifade eden Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Üçlü sandalyeler hiçbir zaman yıkılmaz. Biz bunun üzerine büyüyeceğiz, bunun üzerine büyüyoruz, bunun üzerine güçleniyoruz. Tıpkı Türkiye gibi. Bu coğrafyanın insanları imparatorluk kurdular, imparatorlukları yıkıldığında da kül olmuş ocaklardan Cumhuriyet çıkardılar. Bu dünyada iddiası olan bir ülkeyiz, iddiası olan topraklarız ve bugün yine dünyaya söyleyecek sözü olan bir devletin mensuplarıyız. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisiyiz, dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Halen büyüyoruz ve büyümeye de devam edeceğiz. İşte buna yakışan bir ajans olması gerekir. Sözünüz varsa bunu taşıyacak birinin olması lazım, sesiniz varsa bunu duyuracak bir enstrümanınızın olması lazım. Anadolu Ajansı dünyaya söyleyecek sözü olan herkesin ajansıdır. Herkese kapımız açıktır. Bütün mağdurların ve mazlumların hiç kimse haberini yapmazsa biz yapacağız. Myanmar'daki katliamları, açlığı sefaleti dünyaya ısrarla biz duyuruyoruz. Mali'de ısrarla biz olduk, Suriye'de ısrarla biz varız. Hiçbir zaman da susmayacağız. Ta ki o mağduriyet bitene kadar.''

Dünyadaki ağırlık merkezlerinin, inşa edecekleri büyük ajansın ayakları olduğunu ifade eden Öztürk, Haber Akış Sistemi'nin (HAS) ajansın en güçlü silahlarından biri olacağını, sistemin dünyada eşine az rastlanan çok güçlü bir yazılım olduğunu söyledi.

Sistemin, haberin, fotoğrafın, videonun aynı anda servis yapılmasını, gösterilmesini ve denemesinin yapılmasını sağladığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:

''Bütün yayın dillerine destek vermektedir. Şu anda Bosna'daki arkadaşlarımız Boşnakça, Kahire'deki arkadaşlarımız Arapça olarak kullanıyorlar. Yarın İngilizcedeki arkadaşlarımız İngilizce olarak kullanacaklar, Rusçadakiler Rusça. Yani dünyadaki bütün dilleri destekleyen bir sistem. Türkiye'de de mayıs ayında devreye sokacağız bu sistemi. Abonelerimizin tamamı çok hızlı bir şekilde fotoğrafı, videoyu ve görüntüyü alabilecekler artık. Daha hızlı ve güvenilir bir sistemle bunu devreye sokacağız. Daha kullanışlı ve dünyayla entegre olmuş bir sistem. Avrupa'daki yazılım sistemleri, dünyadaki yazılım sistemleriyle uyumlu kotları var ve bizim açımızdan büyük bir güç. İnşallah sıkıntısız sorunsuz bir şekilde de bunu devreye sokarız.''

Öztürk, çok dilli yayının sadece çeviriyle yapılmasının yeterli olmayacağını belirterek, farklı dillerde yayının, Anadolu Ajansının uluslararası olabilmesindeki önemine işaret etti.

Kahire'deki AA muhabirlerinin Türkiye'deki bir liderin Türkçe konuşmasını doğrudan Arapça'ya çevirebilecek yeteneğe sahip olduğunu ve bunu gerçekleştirdiğini dile getiren Öztürk, Bosna Hersek'te de aynı şekilde Türkçe bir konuşmayı anında Boşnakça'ya çevirecek güce sahip olunduğunu anlattı. 

Öztürk, "Burada mezun olan çocuklarımız kısa bir süre sonra Türkçe dinledikleri bir haberi doğrudan İngilizce yazabilecekler. Bu çok büyük bir güç, bu çok önemli bir güç aynı zamanda" dedi.

Dünyadaki haber ajanslarının genelde tercüme şeklinde çalıştığını, bunun zaman kaybına neden olduğunu ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:

"Biz öyle yapmayacağız. Bu çocuklar gelecekte İngilizce dinleyip Türkçe yazan, Türkçe dinleyip İngilizce yazabilen bir ekip olacaklar. Öyle yetiştireceğiz onları. Bu güç herkeste yoktur. Bizim doğrudan İngilizce haberden kastımız budur, doğrudan Arapça haberden kastımız budur. İnşallah yakın bir vadede, bu ülkenin liderlerinin karşısına 5 tane ajans muhabiri oturacak, hepsi Türkçe dinledikleri bir haberi başka dillerde anında yayına verecekler. İşte o zaman inşallah 100. yılımızı kutlamış olacağız ve dünyanın en büyük ajanslarında biri olmanın gururunu yaşayacağız."

"En büyük gücümüz aile olmamızdan geliyor"

AA'nın 93. yaşında tüm çalışanların büyük katkıları olduğunu dile getiren Öztürk, Türkiye'nin dört bir yanı ve yurt dışındaki müdürlüklerde de bu heyecanı paylaşan çok sayıda çalışan bulunduğunu kaydetti.

Onlara teşekkür borçlu olduklarını belirten Öztürk, "Geçtiğimiz bir yıl çok yüksek bir performans gösterdiler. Ben kendimi çok şanslı hissediyorum. Böyle bir ekip, böyle bir insan kalitesiyle ve böyle bir aileyle çalışmak herkese nasip olmaz, her genel müdüre nasip olmaz. O yüzden kendimi çok kıymetli ekiple çalışan biri olarak şanslı görüyorum" dedi.


"Bizim en büyük gücümüz aile olmamızdan geliyor" diyen Öztürk, herkesin güleryüzlü olmasının Ajansa ilk defa gelenlerin dikkatini çektiğini söyledi.

Öztürk, "Gerçekten öyleyiz. Hepimiz içten gülüyoruz, sahte gülen olduğunu zannetmiyorum. Bunu içimizde çok hissediyoruz. Çünkü burada kendimizi çok mutlu hissediyoruz. İşimizi yapıyoruz, koşturuyoruz, onun karşılığını alıyoruz, emeğimizi alıyoruz ve mutlu bir çalışma ortamı olduğunu düşünüyoruz" dedi.

AFP Arapça servisinin 1969 yılında kurulduğunu anımsatan Öztürk, 45 yıl geriden gelen bir ekibin önündeki rakiplerine yetişmesi için ekstra güçlere sahip olması gerektiğini vurguladı. AA'nın ekstra gücünün ekip ruhundan geldiğini ifade eden Öztürk, servislerin her başarıda birbirini tebrik ettiğini anlattı.

"Çünkü ailenin öbür çocuğunun başarısı kardeşini mutlu eder. Böyle hissettiğimiz için birbirimizle mücadele etmiyoruz, birbirimizle kavga etmiyoruz" ifadesini kullanan Öztürk, "Bizim ajansımızda ekipler yoktur, gruplar yoktur, klikler yoktur, derebeylikler yoktur. Tek bir ekip vardır, onun adı da 100. yıl ekibidir. Bugün bu hikayeyi yazan ekibin adı 100. yıl ekibidir. Gelecekte de 100. yıl ekibi olarak anılacaktır, inşallah. O yüzden onların başarısını, sizlerin başarısını tarih bir yerde not ediyor ve gelecekte de hepiniz tek tek anılacaksınız 100. yıl ekibi olarak" diye konuştu.

"Zam yapmak istiyorum sendika engel oluyor"

Çalışanların emeğini çabuk vermekten yana olduğunu belirten Öztürk, bu konuda bazı sıkıntılar yaşandığını söyledi.

AA'da sendikalı çalışma yaşamı olduğunu, bundan memnuniyet duyduğunu ifade eden Öztürk, üye sayısı fazla olan Medya-İş sendikasının yetki almasına karşın TGS'nin mahkemeye başvurması nedeniyle toplu iş sözleşmesinin imzalanamadığını kaydetti.

Öztürk, "Tahmin ediyorum çalışma hayatında çok az rastlanan bir şeydir bu. Ben işveren olarak toplu iş sözleşmesi yapmak istiyorum fakat işçi sendikası bunu engelliyor. Burada garip bir durum var" dedi.

Sendikanın tutumu nedeniyle çalışanların emeklerini veremediklerini belirten Öztürk, "Zam yapmak istiyorum sendika engel oluyor. Böyle bir ters durum var" ifadesini kulandı.

AA Yönetim Kurulu'nun çalışanların mağduriyetlerini engellemek üzere bir çalışma yaptığını anlatan Öztürk, "1 Mayıs İşçi Bayramı'nda sendikalı kadrolu arkadaşlarımızın tamamına bin Türk Lirası avans vermeye karar verdik. Bu avans daha sonra toplu iş sözleşmesinden mahsub edilecektir, oradaki rakamlardan. İhtiyaç oluşursa daha sonraki ayda tekrar avans vermeye devam edeceğiz. Ümit ediyorum ki mahkeme süreci bir an önce sonuçlanır ve toplu iş sözleşmesine bir an önce oturmak isteyen bir işveren var burada" diye konuştu.

Toplu iş sözleşmesini pasta keserek yapmak istediğini dile getiren Öztürk, "Çünkü ben de bir işçiyim. Ben de muhabirlikten bu mesleğe başladım. Bütün zorluklarını bilirim. İddia ediyorum ki sendika başkanı da burada, benim kadar işçi arkadaşlarımın haklarını savunamayacaklar. Ben onlardan daha önde olacağım" dedi. Alkışlar üzerine Öztürk'ün, esprili şekilde "Biraz fazla gittim galiba" sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

İki sendikadan herhangi birinin çalışanlara "Iphone hediye edelim" demediğini ama kendilerinin bunu yaptıklarını anlatan Öztürk, bu sene de bilgisayar vereceklerini bildirdi.
Öztürk, "Çalışan arkadaşlarımızın emekleri, bizim dinimizin bir kuralıdır, teri kurumadan hakkını ödemek lazım. Bunun hesabını biz vereceğiz, bunu biliriz. O yüzden de arkadaşlarımın haklarını, emeklerini aksatmadan, eksiltmeden, geciktirmeden bir an önce ödemek istiyoruz" dedi.

Sözleşmelilere yüzde 10 zam

Sözleşmeli çalışanlara da 1 Mayıs İşçi Bayramı'ndan geçerli olmak üzere yüzde 10 oranında zam yapmaya karar verdiklerini belirten Öztürk'ün, "Bu kadar bol keseden atıyorum. Pazarlama ve idari işlerden sorumlu arkadaşlarım gereğini yapın. Artık nereden bulacaksınız bu paraları bilmiyorum" sözleri gülüşmelere neden oldu.

Kemal Öztürk, Arapça Servisi'ndeki çalışanların da kendilerinden destek istediklerini anımsatarak, Haber Akış Sistemi'nin (HAS) devreye girdiğini, bu birimde çalışanların maaşlarına yüzde 10 zam yapılacağını ve Arapça Servisi'ne 25 ek kadro verileceğini dile getirdi.

''Emeklerini unutmamamız gerekir''

Bugün gazetelerin çoğunda ve televizyonlarda Anadolu Ajansı ile ilgili çok güzel haberler bulunduğunu anımsatarak, sosyal medyada ajansa destek veren gazetecilere teşekkürlerini iletti.

Milliyet gazetesinde bugün elle not tutan ve telefondan bilgi alarak daktiloda haberini yazan AA muhabirlerinin fotoğraflarının yer aldığını anlatan Öztürk, şunları kaydetti:

"O elle yazan muhabir arkadaşlarımızın emekleridir bugün bizi buraya getiren. Gerçekten teybin ve videonun olmadığı bir dönemde elleriyle not tutan, ki bugün akademideki çocukları da öyle yetiştiriyoruz, ilk önce elle not tutulur, o muhabire minnettarız. Onlar bu kurumun ilk temellerini atan insanlar. Onların emeklerini unutmamamız gerekir. Bu kadirşinaslık bize yakışır.

Sanmayın ki bugün elde ettiğimiz başarılar, sadece bizim başarımızdır. O gün o arkadaşımız elle not tutmasaydı ajans devam etmeyecekti, onun kültürü oluşmayacaktı. Bugün gururla sunduğumuz, konuştuğumuz bu Anadolu Ajansı geleneği ve kültürü oluşmayacaktı. O elle not tutan muhabirlere teşekkür ediyorum.

AA'nın, eski yöneticilerine de teşekkür borçlu olduğunu belirten Öztürk, ''Onları zaman zaman Ajansa davet ediyorum. Elimizden geldiğince onları hatırlamaya çalışıyoruz. Onlar sayesinde Ajans bugünlere geldi, 93. yılımızı kutlayabiliyoruz. Onlara bir teşekkür borcumuz var. Bunu da sakın unutmayınız. Sizden öncekileri hatırlayınız ki sizden sonrakiler de sizi hatırlasın. Bu insani bir görevimizdir."

''Güçlü Türkiye'nin güçlü ajansı''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da teşekkür eden Öztürk, "Gerçekten 100. yıl projemizi, vizyonumuzu anlattığımızda bizim kadar heyecan duydu, destek verdi. Her fırsatta da arayıp, programlarımıza katılarak desteklerini ifade ediyorlar. Ona da ayrıca bir teşekkür borcumuz var" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a büyük bir vefa borcu olduğunu dile getiren Öztürk, ''Ajansta göreve başladığımız günden beri bütün projelerimizin arkasında yer aldı, destek verdi. Heyecanla hem de... Gittiği her yerde bizi takdirle andı. Çok büyük vefa gösterdi. Her seferinde yüreklendirdi. Sadece Genel Müdürü değil muhabiri de foto muhabirini de hayırla anarak, takdir ederek, çalışmalarını gözeterek bize destek verdi. Sayın Bülent Arınç'a minnettarlığımızı buradan ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Öztürk, dünyada büyük ajans olmanın, bir ülkeye ne katacağını anlayarak, AA'nın önündeki mali engelleri aşmasına yardımcı olan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a da teşekkürlerini sundu.  

AA Editör Masası'na katılan, AA Haber Akademisi'ne gelen bakanlara, 93. kuruluş yıl dönümünü kutlayan herkese teşekkür eden Öztürk, "Bu kurum herkesin kurumudur, Türkiye'nin kurumudur, güçlü Türkiye'nin güçlü ajansıdır. Sizler de 100. yıl ekibisiniz. İnşallah 100. yıla birçoğunuz ulaşırsınız ve o gün bugünlerimizi hayırla ve gülümseyerek anarız. Hepinize emekleriniz, tebessümünüz için teşekkür ediyorum" dedi.

AA Diplomasi ve Finans Haberciliği Sertifika Programı'nı başarıyla tamamlayanlara sertifikalarının verilmesinin ardından, öğrenciler türkü söyledi.
Genel Müdür Öztürk, AA Haber Akademisi mezunlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi ve kuruluş yıl dönümü pastasını kesti. 

Düzenlenen kokteylin ardından Ankara Orman Bölge Müdürlüğünce AA çalışanlarına dağıtılan fidanlardan bazıları, AA Genel Müdürü Öztürk, genel müdür yardımcıları Ahmet Tek, Çağatay Çulçuoğlu ve Ebubekir Şahin tarafından Genel Müdürlük bahçesine dikildi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın