Kentte yaşayan Emine ve Berat Kaya çiftinin 4'üncü çocukları olan Melek Ecrin, Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dünyaya geldi.

Hamileliğin 36'ncı haftasında sezaryenle 2 kilo 400 gram olarak doğan bebek, anne karnında akciğer ve kalbi gelişmediği için solunum sıkıntısı yaşadı.

Hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde kuvözde 132 gün boyunca burnundan midesine geçen beslenme tüpü ile yaşama tutunmaya çalışan Melek Ecrin'in, hayati tehlikesinin artması üzerine endoskopik işlemle midesine beslenme tüpü takıldı.

DÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Halil Kocamaz ve ekibince, gerçekleştirilen işlem sayesinde bebek, 5 günde 400 gram alarak 2 kilo 800 grama ulaştı.

Melek Ecrin, kuvözde hemşireler tarafından midesinden beslenmesi sağlanarak yaşama tutunmaya çalışıyor.

İşlem, 10 kilonun altındaki çocuklarda nadir uygulanıyor

Doç. Dr. Halil Kocamaz, AA muhabirine, bebeğin doğuştan akciğer, kalp, beyin problemleri olduğunu, 132 gün boyunca hiç kilo alamadığı ve beslenme sorunu yaşadığını söyledi.

Bebeğin midesine endoskopi işlemiyle beslenme tüpü yerleştirdiklerini kaydeden Kocamaz, şunları kaydetti:

"Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sebahattin Ertuğrul hocamızla hastamızı değerlendirdiğimizde bu çocuğu daha uygun bir şekilde beslememiz gerektiğine karar verdik. Burnundan midesine beslenme tüpü taktık ancak takılan tüpün bebeğin solunum sıkıntısını daha da arttırdığını gördük bu nedenle hastamızın midesine doğrudan besleme yapmamız, midesini delerek beslenme tüpünü doğrudan mideye takmak gerekiyordu. Bu işlem için dünyada iki yöntem vardır, biri cerrahi diğeri de endoskopi. Hastamızın oksijen düzeyleri de düşük olduğu için cerrahi olarak midesine tüp takılma işlemi mümkün gözükmüyordu. Endoskopi ile başarılı bir şekilde çocuğun midesine herhangi bir kesi yapmadan besleme tüpünü yerleştirdik."

Doğumundan itibaren kilo alamayan bebeğin işlem sayesinde 5 günde 400 gram aldığını vurgulayan Kocamaz, bebeğin beslenme problemlerinin ortadan kalktığını bildirdi.

Bu işlemin dünyada 10 kilonun altındaki çocuklarda çok nadir uygulandığına işaret eden Kocamaz, "Bebeğin kilosu 2 bin 400 gram olmasına rağmen bu işlemi başarıyla gerçekleştirebildik. Literatüre baktığımızda, dünya çapında bu işlemin en düşük 3 bin 300 gramlık çocuklara yapıldığını gördük dolayısıyla hastamız bu konuda bir ilk oldu." ifadelerini kullandı.

"Kilo alımıyla birlikte günden güne daha iyiye gideceğini umut ediyoruz"

Üniversitede son teknolojik cihazlara sahip oldukları için bu işlemi başarıyla gerçekleştirebildiklerine dikkati çeken Kocamaz, şöyle konuştu:

"Hastamızın doğuştan başka sorunları da olduğu için onlar da yaşam kalitesini veya yaşam süresini belirleyecek ancak besleme ile ilgili sorunları ortadan kaldırdık. Böyle hastaları burnundan da uzun süre besleyemiyoruz, doğrudan kaşıkla da beslediğimizde yediklerinin büyük kısmını akciğerine kaçırdıkları için maalesef bir süre sonra kaybedebiliyoruz. Bebeğin, kilo alımıyla birlikte günden güne daha iyiye gideceğini umut ediyoruz. Bu işlemi özellikle beyninde ciddi sorun olan, kilo alamayan ve yutma bozukluğu olan çocuklara yapıyoruz."