Dolar
34.24
Euro
37.84
Altın
2,657.26
ETH/USDT
2,347.30
BTC/USDT
60,654.00
BIST 100
8,898.23
Röportaj

JESDER Başkanı Şentürk: Yenilenebilir enerjide mücbir sebep kararı bekliyoruz

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Şentürk, "Kovid-19 salgınının önce Çin’de, bugün de Avrupa’da yayılımı halihazırdaki küresel tedarik zincirini maalesef olumsuz etkiledi." dedi.

Ebru Şengül Cevrioğlu, Gülşen Çağatay  | 09.04.2020 - Güncelleme : 09.04.2020
JESDER Başkanı Şentürk: Yenilenebilir enerjide mücbir sebep kararı bekliyoruz

İzmir

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, koronavirüs (Kovid-19) salgınının Çin ve Avrupa’da yayılımının hali hazırdaki küresel tedarik zincirini olumsuz etkilediğini belirterek, "Jeotermalde 7 tane elektrik enerjisi yatırımımız var. Üyelerimizden sık sık geri bildirimler alıyoruz. Yatırımlarımızın tamamı şu anda durmuş vaziyette. Maalesef jeotermal elektrik santrallerinde olmayan tek makine dahi süreci durduruyor." dedi.

"Yenilenebilir enerji yatırımcıları olarak devletimizin bir mücbir sebep kararı almasını bekliyoruz." diyen Şentürk, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sektöre etkisi ve Türkiye'de jeotermal enerjideki sektöründeki son gelişmelere ilişkin AA muhabirinin soruları yanıtladı.

Kovid-19 salgını etkisiyle dünyada ve Türkiye’de hizmet sektörü, hava yolu taşımacılığı, turizm, konaklama gibi çok sayıda sektör zor bir dönemden geçiyor. Peki salgın yenilenebilir enerji sektörünü nasıl etkiliyor?

Enerji dünyasına baktığımızda, Kovid-19 salgınından dolayı çok sayıda dünya devi şirketin başlangıçta Çin, daha sonra da Avrupa ülkeleri olmak üzere etkilendiğini görüyoruz. Çin, dünyanın en büyük enerji ihracatçısı olarak tek başına küresel talebin yüzde 20’sini teşkil etmekte. Dolayısıyla Çin’in petrol talebi yaklaşık yüzde 20 azaldı ve bu durum küresel piyasayı derinden etkiledi. Petrol fiyatlarında son günlerde dikey bir düşüş gözlemledik. Petrol fiyatlarının düşmesi ise şu anda Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerin lehine gözükmektedir. Bu sebeple Orta Doğu ülkeleri gibi petrol ihracatçısı konumundaki ülkelerde ekonomilerin yavaşlaması, Türkiye’nin ihracatının ve turizmini negatif etkileyebilir. Petrol piyasasına benzer bir durumun doğal gaz piyasasında da yaşanacağını düşünüyoruz. Bir süreliğine kapanan okullar, eğlence yerleri, küçük işletmeler ve daha büyük ve global çaptaki sanayi kuruluşlarının üretimlerinde azalma bekliyoruz. Bunun sonucu da gaz talebindeki azalma ihtimallerini de hesaba katmak gerekir.

Önümüzdeki dönemde bu nedenle küresel ekonominin, iklim değişikliğinden Kovid-19 benzeri bir salgına kadar tüm olası kriz risklerine karşı koyabilmesi için sadece petrol ve doğal gaza bağlı olmayan, yenilenebilir enerji gibi alternatiflere yönelmesinin gerekeceği gözlemleniyor.

Jeotermal enerji sektöründe salgın başladığından bu yana neler tecrübe ettiniz? Türkiye'nin jeotermal enerji sektörü mevcut durumdan nasıl etkilendi?

Jeotermal elektrik üreticileri olarak bizler, birçok başlık altındaki tedariklerimizi Çin ve Avrupa ülkelerinden temin ediyoruz. Kovid-19 salgınının önce Çin’de, bugün de Avrupa’da yayılımı hali hazırdaki küresel tedarik zincirini maalesef olumsuz etkiledi. Hem tedarik zincirimizin kendisinden kaynaklı hem de ülkelerinde Kovid-19 yayılımını engellemek üzere uygulanan önlemler nedeniyle gecikmeler bu yılbaşında, yani 31 Aralık 2020 sonunda hayata geçirilmesi planlanan, çalışmaları devam eden projelerimizi neredeyse durma noktasına getirdi. Biz de bu durumu hala belirsizlik içinde takip etmekteyiz.

Jeotermal enerji sektöründe bu yıl devreye alınması planlanan hangi projelerde gecikme öngörülüyor?

Şu anda devam eden 7 tane elektrik enerjisi yatırımımız var. 7 üyemiz yatırımlarına devam etmek istiyor ancak hepsinden sık sık geri bildirimler alıyoruz. Yatırımlarımızın tamamı şu anda durmuş vaziyette. Maalesef jeotermal elektrik santrallerinde olmayan tek makine dahi süreci durduruyor. Önümüzdeki sürece göre karar verilecek. Ama görülüyor ki bu takvim yıl sonuna yetişmeyecek gibi.

Avrupa ve Çin’in Türkiye’deki jeotermal enerji sektörünün tedarik zincirinin bir parçası olduğundan bahsettiniz. Burada ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Yabancı ve yerli tedarikçilerimiz hem makine hem de malzeme temin sürelerini belirsiz bir tarihe erteledi. Ancak finansmanı Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasına (YEKDEM) girecek şekilde başlanan santrallerimizin mekanizmaya göre en son Aralık 2020’de devreye girmesi gerekiyor. Oluşan bu mücbir sebep nedeniyle santrallerin özellikle yatırım finansmanı, fizibilitesi ve devreye alınamaması nedeniyle büyük yatırım mağduriyetleriyle karşı karşıya olacağımızı düşünüyoruz. Çünkü bildiğiniz üzere jeotermal yatırımlar megavat maliyeti 3 ila 4 milyon dolar olan büyük kapasiteli yatırımlar. Bunun için şu anda zaten yatırıma devam eden şirketler finansman zorluklarıyla karşı karşıya gelmek üzereler. Çünkü Aralık 2020’ye yetişmeyecek santrallerin ödemesinin maalesef 2021’in başından itibaren başlaması gerekir. Burada yatırımcılarımızın mağdur olduğunu ve olacağını ifade etmek istiyorum.

Yaşanan etkilerin ne kadar sürmesini bekliyorsunuz? Tedarik zincirinde yaşanan ve yaşanacak aksamalara karşı ne tür önlemler alıp ne tür hazırlıklar yapıyorsunuz?

Türkiye jeotermal sektörü olarak, maalesef maruz kaldığımız tarihi belirsiz tedarikçi ertelemeleri nedeniyle projelerimizi YEKDEM mekanizmasına yetiştirme şansımız ortadan kalkmış oluyor. Bu da 7 santralimizin yetişemeyeceği manasına geliyor. 7 santralimizin toplam gücü 100 megavat civarında. 100 megavatlık bir yetişmeyen santral demek yaklaşık 3 milyar dolarlık bir finansmanın sekteye uğraması demektir ki bu sadece jeotermal sektörü özelinde bakarsak ciddi bir risk. Bu belirsizliğin ne zaman ortadan kalkacağını şimdiden kestirmek maalesef çok güç. Ama göstergeler zorlu bir sürecin bizi beklediğine işaret ediyor. Yaşadığımız aksamalara bir başka örnek de şu, santralleri inşa etmek için belli yasal süreçlerden geçmek zorundayız. Bunların en başında da imar, ÇED ve oturum ruhsatları geliyor. Maalesef devletimiz de yarı personel çalışmaya geçtikten sonra, bu imar ve ÇED süreçleri ve ÇED süreçlerindeki halkın katılım toplantılarını gerçekleştiremiyoruz.

Bu nedenle de sadece yatırımcılar ve tedarik açısından değil, yasal işleyiş açısından da projelerimiz neredeyse durma noktasına gelmiş vaziyette. Mevcut durum geçene ve imalatçılar eski düzenlerine kavuşana kadar şu anda göründüğü kadarıyla en az bir yıl, mevcut YEKDEM sürecinin uzatılması gerekiyor. Önümüzdeki zamana göre de bu bir yıllık süreci tekrar gerek devlet gerekse biz yatırımcılar gözden geçirmek zorundayız. Onun için yenilenebilir enerji yatırımcıları olarak devletimizin bir mücbir sebep kararı almasını bekliyoruz.

Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında uzaktan çalışma sürecini nasıl yönetiyorsunuz?

Üretimi durdurulan hiçbir jeotermal elektrik santralimiz şu anda yok. Çalışma koşullarımızı Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği başlıklara göre hazırladık. Santrallerimizde Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı rehberler ve şirket doktorlarımızın liderliğinde gerekli tüm hijyen ve mesafe tedbirlerini aldık. Yine Sağlık Bakanlığının yayınladığı 14 kural doğrultusunda çalışanlarımızı bilgilendirdik, eğittik, en ufak bir sağlık şikayeti durumunda şirket doktorlarımız, Sağlık Bakanlığı vaka takip protokolüne uygun olarak gerekli kontrolleri sağlıyorlar.

Bu doğrultuda santrallerimiz enerji arzına halen devam etmektedir. Bununla birlikte vardiyalarda yaptığımız düzenlemelerle aynı anda çalışan personel sayımızı azaltma yoluna gittik ve mesafe kurallarını da kapsayacak şekilde üretimin devamlılığı konusunda tüm önlemlerimizi aldık. Personellerimizi yarıya indirdik. Minimum personelle santrallerimizi aksatmadan çalıştırıyoruz. Bu süreçte en kritik insan kaynakları politikamız hiçbir çalışanımızı işten çıkarmamak üzerine kuruludur. Hiçbir çalışanımız bu süreçte mağdur edilmeyecektir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.