Dolar
39.22
Euro
44.69
Altın
3,330.14
ETH/USDT
2,508.20
BTC/USDT
105,000.00
BIST 100
9,486.56
Politika, arşiv

Gizlilik dereceli makamlar için güvenlik soruşturması yapılır

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, "Kamuda gizlilik derecesi olan makamlara mevkilere eleman alınırken, 'güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' diye bir uygulama yapılır" dedi.

04.12.2013 - Güncelleme : 04.12.2013
Gizlilik dereceli makamlar için güvenlik soruşturması yapılır

ANKARA

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Kamuda gizlilik derecesi olan makamlara mevkilere ve bazı kurumlara eleman alınırken, 'güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' diye bir uygulama yapılır. Bu 2001 yılında DSP, MHP ve ANAP iktidarı döneminde çıkartılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'nin 7. ve 8. Maddelerine göre bu yapılır" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında,  yurt dışında açılan Türk okullarının Rusya başta olmak üzere bazı ülkelerde sorunlarla karşılaştığını belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sorunların aşılması için okullara sahip çıktığına bizzat şahit olduğunu söyledi.

Hükümet üyelerinin, Türk insanının yurt dışında kurduğu ve iftihar vesilesi olan bu okullara sahip çıkmak için birbirleriyle yarıştığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız gittikleri her ülkede bu okulları bizzat ziyaret etmiş ve bu okullar aleyhine estirilen dedikoduların da önüne geçmişlerdir. Manevi olarak destek olmuşlardır. Son dershane tartışmasıyla cemaatle uzaktan sevgisi, sempatisi olamayan başta CHP, MHP ve BDP gibi muhalifimiz olan partiler bir anda cemaati sahiplenen, hamiliğini yapan bir pozisyona geçtiler. Sanki daha önce cemaat aleyhine Meclis kürsüsünden söyledikleri yokmuş gibi, sanki cemaatin adeta yok edilmesi için seferber olduklarını unutmuşcasına beyanlarda bulundular."

"Milli Güvenlik Kurulu sivilleştirildi"

AK Parti'nin bizzat kendisinin 27 Nisan Bildirisi ile birlikte bir e-muhtıranın hedefi haline getirildiğini vurgulayan Çelik, "Tekrar altını çiziyorum, 'A' cemaatine, 'B' cemaatine yönelik devlet içerisinde devlet gücü kullanan bazı unsurların yaptığı olumsuzlukları eğer AK Parti'ye mal ederseniz, AK Parti'nin bizzat mağdur ve mazlum olduğunu nereye yerleştireceksiniz?" diye sordu.

Bakan Çelik, hükümetlerinin Milli Güvenlik Kurulu'nu sivilleştirdiğini, dini hassasiyet taşıyan gruplar, vakıflar ve cemiyetleri hedef alan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne (kırmızı kitap) son verdiğini ifade ederek, vesayetin bir uzantısı olarak gördükleri Başbakanlık Takip Kurulu'nun ortadan kaldırıldığını ve EMASYA Protokolü'ne son verildiğini de anımsattı.

"Vesayetçi güçlerin bir numaralı hedefi AK Parti"

Çelik, AK Parti'nin 2008'de kapatmayla karşı karşıya kaldığını ve partinin "tabiri caizse adeta kale direğinden döndü"ğünü ifade etti.

2010 Referandumuna kadar statükonun, vesayetçi güçlerin bir numaralı hedefinin AK Parti hükümeti ve hükümetin üyeleri olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Ben Bakan olur olmaz Sayın Başbakan bana bu dershanelerin bir hale yola koyulmasıyla ilgili bir emir verdi. Ben de o günkü şartlarda bunun nasıl yapılamayacağını anlattım, ikna ettim, uzun uzadıya bunu paylaştım. Son günlerde belli grupları 2012 ve 2013'te fişledikleri iddiaları var. Ben bunun detayına girmiyorum. Kamuda gizlilik derecesi olan makamlara mevkilere ve bazı kurumlara eleman alınırken, 'güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması' diye bir uygulama yapılır. 2001 yılında DSP, MHP ve ANAP iktidarı döneminde çıkartılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'nin 7. ve 8. Maddelerine göre bu yapılır. Kimdir bunlar genellikle askerlerle, emniyet mensuplarıyla ilgili yapılır, bakanlıklara üst düzeye atanacaklarla ilgili yapılır. Ceza ve tevkif evlerinin birinci dereceden sorumluluk alacak olanlarla ilgili yapılır. Hakimlik, savcılık ve kaymakamlık gibi önemli noktalarda görev alacaklarla ilgili bu güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır."

"Ortalık kızıştıktan sonra kenara çekilip ellerini ovuşturuyorlar"

Hüseyin Çelik, "Hizmet cemaatiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir yığın insan sosyal medyada Başbakana, AK Parti’ye, hükümete ağza alınmayacak şeyler söylüyor. Ben biliyorum ki bunların bir kısmı da tespitidir, o da hizmet cemaatiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Bizim partimizle ve hareketimizle uzaktan yakından alakası olmayan birçok kimselerin başta Fethullah Gülen Hocaefendi olmak üzere cemaate yönelik hiç de şık olmayan ağza alınmayacak, hakaret, tahkir anlamına gelecek ifadeler kullanıyorlar ve ortalık kızıştıktan sonra kenara çekilip ellerini ovuşturuyorlar" şeklinde konuştu.

"Sayın Başbakan bana 'dershaneleri kapat' gibi bir talimat vermedi" diyen Çelik,  şöyle devam etti:

"Hiçbirimiz hükümdar filan değiliz. Yani kanunlarla anayasa ve yasalar çerçevesinde kurulmuş olan müesseseleri hür teşebbüsün birçok emek ve para harcayarak kurduğu şeyleri siz 'kapatın' demenizle kapanmıyor. Bana da 'kapat' demedi. Bunların 'gereğini yapın' dedi bana."

Her kurumda yanlış yapacak insanlar vardır

Çelik, "İster MİT, ister emniyet, ister Türk Silahlı Kuvvetleri ister bir başka kurum. Her kurumda yanlış, her kurumda yanlış yapacak insanlar vardır. Tekrar söylüyorum mühim olan siyasi irade, bu ülkeyi yöneten irade o yanlış yapan insanları sahipleniyor mu? Onların bu yaptıklarını doğruluyor mu? Onların bu yaptıkları yaptıkları yanlışların arkasında duruyor mu önemli olan budur" ifadelerini kullandı.

Hüseyin Çelik, "MİT'ten belge sızdırılması" olayıyla ilgili olarak da "Araştırma vardır diyebilirim ama yazılı bir soruşturma açılmış mıdır emin değilim. Sayın MİT Müsteşarı, Sayın Başbakanla birlikte yurt dışına gitti, geldiği zaman ona sorarız" dedi.

"MİT'in veri tabanında bir araya getirilen bilgiler birileri tarafından, içeridekiler tarafından bu adı geçen gazeteye servis edilmiştir. Bu yapılırken de şu yapılmıştır: Özellikle AK Parti ile belli konularda tartışmaları olan bazı kesimlere mensup veya yakın kişiler seçilmiştir" diyen Çelik, şöyle devam etti:

"Birilerine zarar vermek, birilerini kategorizasyona tabi tutarak ötekileştirmek ve bir grup insanı makbul bir grup insanı muzır sayma adına bir ülkede eğer kendi insanınıza yönelik fişleme yapıyorsanız bu alçaklığın en büyüğüdür. Ben AK Parti'yi, AK Parti hükümetlerini, AK Parti'nin kadrolarını bundan tenzih ederim. Böyle bir şey söz konusu bile değildir ve böyle bir şey olduğu zaman bunun yanında durmamız, bunun arkasında durmamız, buna 'doğru' dememiz de mümkün değildir."


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın