
ANKARA
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Dersim olaylarıyla ilgili CHP adına özür dileyen açıklaması parti içinde sert tartışmalara ve eleştirilere neden oldu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'deki konuşmasında, "Dersim'de yaşananlar keşke yaşanmasaydı" diyerek şunları kaydetti:
"Dersim, Türkiye için bir acıdır. Olmaması gereken işler olmuştur. Devlet elbette bir kalkışma halinde belli tedbirleri alır. Bunu içinde askeri tedbiri de alır ama ben daha 6 ay önce bu kürsüde insanların isyan etme özgürlüğünün olduğunu ve devletin isyan eden insanlara da şefkatli elini göstermesi gerektiğini söyledim. Kaldı ki Dersim'in CHP ile ilgili hiç ilgisi yoktur. Dersim'in CHP ile ilgili ne kadar ilgisi varsa Ak Parti'nin MHP'nin HDP'nin ilglisi de o kadardır. O günlerde o katı tedbirleri uygulayanların hepsi sonra DP'den gitmişlerdir. Bu konuyla ilgili komisyon kuruldu, o komisyon niye çalışmıyor? Tarihi tarihçilere bırakmak gerekir. Tarihteki olayları siyasi manivela gibi kullanmaya çalışmak yakışmaz. Olmamalıydı yaşanmamalıydı.
"Özür dileme noktasında değiliz"
Her olayı yaşandığı koşullar içinde değerlendirmek lazım. Dersim'de o gün için yeni kurulan yeni otoriteye kabullenmemeleri normal görülebilirdi, rehabilitasyon mekanizması işletilebilirdi. İnsanlık normlarında kabul edilemeyecek acı olaylar yaşandı. Ama bu olaylardan dolayı Dersim ahalisinden özür dileyecek merci CHP değildir. CHP özür dileme noktasında değildir. O acıları yaşatan Türkiye Cumhuriyeti devletidir ve yanlış yapılmıştır. Sezgin Tanrıkulu kendi adına özür dilemiştir olsa olsa. Çünkü hiçbir siyasi partinin özür dilemesi gerekmez, özür dileyecek olan devlettir. Dersim'in sorumlusu CHP olsaydı bugün oradan sizin milletvekiliniz olurdu. Dersim'in iki milletvekili de CHP sıralarında oturuyor."
"Devleti ilgilendiren bir mesele"
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz da düzenlediği basın toplantısında, Tanrıkulu'nun, "Dersim konusunda özür dilemesinin" sorulması üzerine, "Dersim olaylarının sorumlusu olarak CHP'yi göstermeye çalışan bir grubun olduğunu görüyoruz. Bu konu devleti ilgilendiren bir meseledir. Bunun ikide bir ısıtılıp ısıtılıp kamuoyunun önüne getirilmesinin siyasi amaçlı olduğunu düşünüyorum" dedi.
"Hakkı yok"
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Dersim olayları üzerinden Atatürk'e, Cumhuriyet'e ve CHP'ye saldırıların yoğunlaştığını belirterek, bunları şiddetle kınadıklarını ve kabul etmediklerini söyledi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Dersim olayları için "zulümdür, modern Kerbela'dır, CHP özür dilemelidir" dediğini ifade eden Yılmaz, "Bunu asla kabul etmiyoruz. Ancak Davutoğlu'nun asıl bahsetmesi gereken ve çağımızın Kerbelası olan şeyler, Maraş ve Çorum'da yaşanan katliamlardır. Bu katliam henüz hafızamızdan silinmemiştir. Sivas'ta sadece Alevi olduğu için yakılan insanlara yönelik saldırılar asla AKP iktidarı tarafından kınanmamıştır. Davutoğlu'nun ne kadar iki yüzlü tavır içine girdiğini dikkatinize sunmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Dersim olayıyla ilgili bazı uluslararası belgelerde "çağdaş, laik, demokratik, devrimci genç Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı emperyalistlerin kışkırtmasıyla çıkan olayların bastırılmak durumunda kalındığının" ifade edildiğini kaydeden Yılmaz, belgelerin bazılarında geçen ifadeleri okudu. "1938 olayları, Hatay sorunu nedeniyle bütün dünyanın gözü üzerimizde olması nedeniyle orada yapılan bütün askeri manevralar askeri ateşeler ve uluslararası basının gözü önünde yapılıyor" diyen Yılmaz, olaylara Dersim bölgesinde bulunan 91 aşiretten 6'sının katıldığını, yörenin tüm insanlarının isyana kalkışmadığını söyledi.
HDP Grubu temsilcileri ve milletvekillerinin Dersim ile ilgili sözlerini hatırlatan Yılmaz, "PKK tarafından öldürülen binlerce insanla ilgili en ufak özürlerini duymadıklarını" söyledi. Yılmaz, "Bugün de aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı terör eylemleriyle isyana kalkışan PKK ile o dönemdeki Seyid Rıza başkanlığında yürütülen isyanın aynı şey olduğunu görüyoruz. Ben soruyorum; Sayın Davutoğu, PKK tarafından yürütülen isyan, kalkışma ve terör eylemlerine karşı da PKK'dan özür mü dileyeceksiniz? Bunu mu demek istiyorsunuz? Aslında bu isyan ve bastırılması sürecinde Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik üniter yapısına düşman iki parti, bu isyanının değerlendirilmesiyle ilgili birleşmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı düşmanlık duygusuyla beslenen AKP ve HDP birleşmişlerdir. Hem AKP hem HDP, ABD'nin gözetiminde Türkiye Cumuhuriyeti'ni yıkmak için birleşmişlerdir. Bunu içimiz yanarak izliyoruz" diye konuştu.
"Sezgin Tanrıkulu'nun Türkiye Cumhuriyeti düşmanı mı olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz?" sorusuna Yılmaz, "Tanrıkulu'nun CHP adına böylesi bir özrü dilemeye hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Sezgin Tanrıkulu, HDP temsilcisi gibi davranmaktadır. O nedenle öyle bir özrünün anlamı yoktur. Ben CHP'liyim, 88'den beri partinin her kademesinde görev yaptım. CHP emektarıyım. Bu parti bizim yuvamızdır, evimizdir. Bu partiden ayrılmayı asla düşünmem. Ama hata yapanlar, yanlış yapanlar olabilir. Bunlar zaman içerisinde ya yanlışlarını anlayacak ya bu partinin ilkelerine uymadıkları için partiden ayrılıp gideceklerdir" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklama yapmasını beklemek gerektiğini kaydeden Yılmaz, "Tanrıkulu, televizyon programının Genel Başkan'ın bilgisi dahilinde olduğunu söyledi. Bu özür de bilgisi dahilinde midir?" sorusuna, "Ben ona hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü Genel Başkan'ın daha önce açıklamaları da var. Dersim meselesinin bu şekilde Türkiye'nin kara lekesi olarak anılamayacağını, böylesi bir tavır içine girilmeyeceğini belirten 2008'den beri açıklamaları var. Öyle bir ihtimalin olduğunu bile düşünmek istemiyorum" karşılığını verdi.
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın CHP kuruluş felsefesine, program ve ilkelerine sonuna kadar bağlı olduğunu, partiden ayrılmasını büyük üzüntüyle karşıladığını, geri dönmesi için çaba da sarfettiğini anlatan Yılmaz, parti içinde yaşanan tartışmalardan yıprandığını ve ayrılmayı uygun gördüğünü kaydetti. Tarhan'ın kuracağı Anadolu Partisi'nin CHP'de kırılmaya yol açıp açmayacağı sorusuna karşı Yılmaz, " Hayır, beklemiyorum. Her siyasi partinin hitap edebileceği kitleler vardır. CHP'de kırılmaya yol açacağını sanmıyorum. Ayrıca CHP'den yeni istifaların geleceğini de düşünmüyorum" dedi.
"Gördevden alınmıştım"
Eski CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer ise yaptığı yazılı açıklamada, 2011'de Dersim'de yaşanan olaylar gündeme geldiğinde CHP Diyarbakır İl Başkanı olarak, "Dersim'de hayatını kaybedenlerin yakınlarından ve Dersim halkından özür diliyorum, acılarını paylaşıyorum" şeklinde yaptığı basın açıklamasının ardından parti genel merkezince görevden alındığını hatırlattı.
"Genel başkan yardımcısının açıklaması önemli bir adımdır"
Tanrıkulu'nun "Ben de Dersim'de yaşanan olaylardan özür diliyorum. Bu programa katılmam ve konuşmam genel başkanın bilgisi dahilindedir" dediğine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Dersim'de yaşanan olaylardan özür dilemeyi genel başkanın bilgisi ve izni dahilinde genel başkan yardımcısının açıklaması önemli bir adımdır. Görevden alınma gerekçem Dersim'dir. CHP Genel Başkanımızdan iadeiitibarımı talep ediyorum. İadeiitibarımın sağlanarak CHP Diyarbakır il başkanı olarak görevlendirilmeyi bekliyorum. Sayın CHP Genel Başkanımızın da bu görevlendirmeyi yapacağından kuşkumuz yoktur."
CHP'nin teamülünde çifte standart uygulaması söz konusu olmadığına yer verilen açıklamada, "CHP Genel Merkezinden, CHP Diyarbakır il başkanı olarak görevlendirmeyi beklediğimizi kamuoyu ile paylaşmaktayız" denildi.
Öte yandan, CHP İl Başkanı Muzaffer Sayın ise yaptığı açıklamada, Eski CHP Milletvekili Şahin Mengü’nün sosyal medyada Tanrıkulu ile ilgili kullandığı ifadeleri şiddetle kınadıklarını ve özür beklediklerini belirtti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.