Sürgün dergisi, genç yazarları edebiyat dünyasına kazandırıyor
Edebiyat dünyasına yeni şairler, hikayeciler ve deneme yazarları kazandırma amacıyla kurulan "Sürgün" dergisi, yazar Akif Emre'nin hatırasını yaşatıyor.

İstanbul
İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH) adına Kemal Özden'in imtiyaz sahibi olduğu, iki ayda bir yayınlanan kültür ve edebiyat dergisinin "Güneş" temalı yeni sayısı okuyucuyla buluştu.
Sürgün Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Bulayır, derginin kuruluş sürecini ve genç yazarlara sağladığı katkıyı AA muhabirine anlattı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İMH'de genel sekreter olarak göreve başladığı 2013'ten itibaren gençlik dergisi çıkarmayı düşündüğünü dile getiren Bulayır, "Göreve başladığım zaman Allah rahmet eylesin Akif Emre ağabey, 'Gençlere miras bırakabileceğin bir iş yapsan ve bu hayrın devam etse.' diye bir tavsiyede bulunmuştu." dedi.
Bulayır, kadim gelenekte de sonraki nesillere bırakılan maddi ve manevi mirasların önemli yerinin bulunduğuna işaret ederek, "Akif Emre ağabeyin sözleri kulağıma küpe oldu. Bir edebiyat dergisi çıkartayım ve bu dergide yeni kalemler olsun istiyordum. Edebiyat dünyasına yeni şairler, hikayeciler ve deneme yazarları kazandırma amacıyla Sürgün Dergisi yayın hayatına başladı." diye konuştu.
"Taze filizlere sürgün verilmesine işaret ediyor"
"Sürgün" kelimesinin iki anlamı olduğunu belirten Bulayır, "Birincisi yaygın, herkesin ilk aklına gelen anlamı, gönüllü veya zorunlu olarak bir yerden başka bir yere gitmeyi ifade ediyor. İkinci anlamı ise ışkın vermek diye tabir edilen, bitkilerin veya ağaçların taze filizlerine sürgün vermesi. Sürgün dergisi bu ikinci anlama daha çok işaret ediyor." değerlendirmesini yaptı.
Mehmet Bulayır, sadece 35 yaş altı genç yazarlardan yazı aldıklarının altını çizerek, "Bu gençlerin büyük çoğunluğu ilk defa eser vermiş oluyor. Burada yazdıkça tecrübe kazanacaklar ve bizim hayalimiz inşallah gerçek olacak. Buradan yeni şairler, hikayeciler, yeni edebiyatçılar çıkacak." ifadesini kullandı.
Yazar Akif Emre'nin hatırasını yaşatmak için de dergiyi önemsediklerini söyleyen Bulayır, gündeminde her daim İslam coğrafyası olan, gazetecilik ve yayıncılık alanındaki faaliyetleriyle yerli düşüncenin gelişimine katkılarda bulunan ve 23 Mayıs 2017'de vefat eden Emre'nin de kendisi gibi mühendislik okumasına rağmen yayın dünyasının farklı kademelerinde görev yaptığını anlattı.
"Gençlere teşvik anlamında telif ödüyoruz"
Bulayır, genç yazarların eserlerinin ilk defa bir dergide yer almış olmasının onlar için aynı zamanda manevi bir tatmin de olduğunu vurgulayarak, "Tabii ki gençlere teşvik anlamında telif de ödüyoruz. Bu, onları çok mutlu ediyor. Mütevazı da olsa bir telif ödeyerek onları ödüllendirmiş oluyoruz, onlar için de bir harçlık olmuş oluyor." dedi.
İMH Kültür Sanat ve Yayınlar Komisyonunun faaliyetlerine de değinen Mehmet Bulayır, İnsicam dergisinin 4 yıldır her ay dijital olarak yayınlandığını, "Gazze", "Rasim Özdenören" ve "Cahit Zarifoğlu" gibi temalı özel sayılar yaptıklarını ve derginin 50. sayıya ulaştığını aktardı.
Bulayır, şimdiye kadar 300'e yakın yazarın İnsicam dergisinde eserinin yayınlandığı bilgisini vererek, "Web sayfası ayda 3 bin kadar izleme alıyor ve bu oldukça iyi bir rakam. Dijital olmanın bir diğer avantajı da dünyanın her yerine ulaşması. İzleme verilerine baktığımızda Avusturya, Almanya, Yeni Zelanda, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, ABD ve dünyanın farklı ülkelerinden dergiye ulaşıldığını görüyoruz. Bu, bizi mutlu ediyor. Basılı bir şeyi oralara ulaştırmak çok zor hatta imkansız ama dijital olarak dünyanın her yerine ulaşabiliyor." görüşünü paylaştı.
Sürgün dergisinin de dijital olarak yayınlandığını, aylık 2 bin civarında izleme aldığını, yazarlara ve sponsorlara göndermek üzere çok az sayıda basıldığını belirten Bulayır, komisyonun bir diğer çalışma alanının da kitap yayıncılığı olduğunu, geçen yıl yayına başlayan Şecere Yayınlarının 6 eseri okuyucuyla buluşturduğunu kaydetti.
"Genç arkadaşların kalemleri çok güçlü"
Sürgün dergisi editörü Amine Kübra Coşkun, 9. sayıdan itibaren ekibe katıldığını dile getirerek, "Genç yazar arkadaşların kalemleri çok kuvvetli. Bir yazıyı okuduğumda, yazarın ismini görmeden kimin kalemi olduğunu anlayabiliyorum." dedi.
Coşkun, dergide belirli bir yazar havuzu bulunmadığını, isteyen her genç yazarın yazı gönderebileceğini belirterek, "Genç arkadaşlarımız heyecanlılar, yeni sayımızın temasını paylaştığımızda özellikle öykü yazarlarımız hemen 'Şunu mu yapsak, bunu mu yapsak?' diyorlar. Bir öyküyü kurgulamak, bir de sınırlı sayıda kelimeye onu hapsetmek çok zor bir süreç. Yazar arkadaşlarımızdan çok memnunum. Yeni gelecek arkadaşlara da kapımız sonuna kadar açık." şeklinde konuştu.
Gençlerden karamsar değil, umut dolu eserler beklediklerini ifade eden Coşkun, "Gençlere güzel kapı açmak istiyoruz çünkü aydınlık gelecek bu gençlerin elinde olacak." görüşünü paylaştı.
"Mayıs'ta 12. sayımızla 'Güneş' açsın istedik"
Coşkun, derginin mayıs-haziran için yayınlanan 12. sayı temasının "Güneş" olduğunu, tema seçim sürecinin yazarlarla yapılan samimi sohbetlerde belirlendiğini söyledi.
Derginin tasarımcısı Hanne Nur Özden'in çalışmalarını da anlatan Coşkun, "Tasarımcı arkadaşımızı tasarım konusunda özgür bırakıyoruz. Eserleri veriyoruz, okuyor ve sanatını konuşturuyor. Sanat, en kuvvetli araç. Gençlerin sesini sanatla duyurması çok kıymetli." değerlendirmesini yaptı.
"Sürgün'de yazmak beni geliştirdi ve dönüştürdü"
Derginin yazarlarından Gözde Çimen ise "Sürgün ile tanışmam Bahariye Yazarlık Atölyesi derslerine katıldığım dönemde oldu. Genç yazarlara yönelik yeni edebiyat dergisinin çıkartılacağı, dergide yer almak isteyenlerin yazılarını gönderebileceklerine dair duyuru yapıldı. Ben de bunun üzerine derginin ilk konusu olan Sürgün dosyası için 'İstanbul'dan Sürgün' adlı öykümü gönderdim ve kabul aldı." dedi.
Çimen, yazım sürecinin kendisine çok büyük katkılar sağladığını söyleyerek, "Sürgün'de yazar olmak benim için çok geliştiren ve dönüştüren bir süreç oldu. Öykü ve denemelerimde benim de henüz keşfetmediğim taraflarım ve duygularım ortaya çıktı. Bu anlamda Sürgün'e çok şey borçluyum." ifadelerini kullandı.
Dergiye gönderilen yazıları beğendiğini dile getiren Çimen, "Genç yazarlarda dikkatimi çeken şeyler birçok arkadaşımın ismini görmesem dahi kimin yazdığını anlamak oldu. Artık herkesin öne çıktığı bir tarz, bir alan oluşmaya başladı ve bazen başlığı görür görmez bu yazıyı bu arkadaşım yazmıştır diyebiliyorum. Her bir arkadaşım zamanla ilerlemek istedikleri alanda kökleşmeye ve kendini bulmaya başladı." diye konuştu.
Genç yazarların seslerini duyurabilmeleri için bir edebiyat platformu sunan Sürgün dergisi, "www.surgun.net" web sayfasında ve sosyal medya hesaplarında okuyucuyla paylaşılıyor.
Şehnaz Fındık İnan'ın yazı işleri müdürlüğünü, Musa Yaşaroğlu, Ebubekir Dilekçi ve Ceyhun Balcı'nın alan editörlüğünü yaptığı, iki ayda bir yayınlanan derginin her sayısında görseller eşliğinde 20 civarında eser yer alıyor.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.