Dolar
32.46
Euro
34.71
Altın
2,338.82
ETH/USDT
3,150.00
BTC/USDT
64,032.00
BIST 100
9,915.62
Gündem

Bakan Akdağ: Hastanelerde her vatandaşı özel odada yatırmak istiyoruz

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Bizim için her vatandaş özel ve her vatandaşı özel bir odada yatırmak istiyoruz. Şehir Hastaneleri böyle bir felsefenin ürünü." dedi.

26.01.2017 - Güncelleme : 26.01.2017
Bakan Akdağ: Hastanelerde her vatandaşı özel odada yatırmak istiyoruz

ANKARA

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 

Anayasa değişikliğinin kabul edildiği ve Türkiye'nin bir referanduma gideceği hatırlatılarak, "Referandumda 'evet' çıkması ve cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçmesi halinde Türk toplumunun hayatında neler değişecek? Seçmenle bir araya geldiğinizde bu sistemin gerekliliğini hangi tezlerle anlatacaksınız?" sorusu üzerine Akdağ, Türkiye'nin gündeminin iki ay içinde büyük ölçüde referandum olacağını söyledi.

Akdağ, 2002 seçiminden sonra 10 yılı aşkın süreyle Sağlık Bakanı olarak hizmet ettiğini, aradan geçen 3,5 yılın sonunda tekrar bu göreve getirildiğini anımsattı. 

Türkiye'nin hızlı değişimlere ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bakan Akdağ, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin kaybedecek bir dakikası bile yok. Aslında meclis oylamalarında da bunu bir kere daha yaşadık, muhalefetin kültürü, işleri yavaşlatmak. Bizim yaptığımız iş doğru da olsa yanlış da olsa işleri yavaşlatmak anlamında bir kültürleri var. Bu her ne kadar uzun süredir gayret ediyorsak da bürokrasinin işleyişinde de azıcık kontrolü elden bırakırsanız yavaşlamaya bir eğilim var. Başkanlık sistemi burada hızlı hareket etmeyi sağlayacak gerçekten mükemmel bir sistem. Düşünün şimdi bir bakan bir tarafta görev yapıyor, bir taraftan kendi şehrinde milletvekili, öbür taraftan bakanlık vazifesini icra ediyor."

İstikrar vurgusu

"Halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanının istikrarlı bir biçimde beş sene hizmet edeceğinin bilinmesi ve onun kendisine yol arkadaşı olarak seçtiği, icra için seçtiği bakanların da orada o cumhurbaşkanı ile beraber o süre içerisinde hizmet edeceğinin bilinmesi, gerçekten hızımızı çok artırır." ifadesini kullanan Akdağ, hayata geçirdikleri sağlıkta dönüşüm programına atıfta bulundu.

Bu programın bütün dünya tarafından takdir edildiğini ve aradan 14 yıl geçtiğini anımsatan Akdağ, "Şimdi yeni bir dönüşüm programı hazırlıyoruz. '14 yıl önce hazırlamıştınız şimdi niye bir daha hazırlıyorsunuz?' Hazırlamamız gerekiyor. İhtiyaçlarımız değişti." değerlendirmesini yaptı.

Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vatandaşın beklentisi değişti. Bundan 14 yıl öncesi Danimarka'ya, Finlandiya'ya, Almanya'ya gidin orada çok az şey değişti. Ama Türkiye'de çok fazla şey değişti. Çünkü biz gelişen bir ülkeyiz. Biz yarışa çok geriden başladık. Onlar biraz hızlı yürüdüğü zaman bizim koşmamız lazım. Bizi koşar adım hedeflerimize götürecek sistem başkanlık sistemidir. Ben bunu çok önemsiyorum. Tabii burada demokrasinin zedelendiğinden bahsedenler var, buna da hayretle bakıyorum. Bugünkü parlamenter sistemde Meclisi seçiyoruz, iktidar partisi kendi içinden genel başkanını başbakanlığa taşıyor. O genel başkanın parti üzerindeki yetkileri malum. O genel başkanın bakanlar kurulunu oluştururken yetkileri malum, o genel başkanın kanun götürürken yetkileri malum. Bu normal oluyor da biz başkanlık sistemine geçince cumhurbaşkanının bir bakanlar kurulu seçmesi, onun icraya hakim olması anormal sayılıyor."

'Bir rejim değişikliği olmadığını herkes biliyor'

Bu durumu anlamanın mümkün olmadığını ifade eden Akdağ, "Aslında ortada teknik bir tartışma yok bence. Ortada politik bir tartışma var." dedi. 

Bir rejim değişikliği olmadığını herkesin bildiğini aktaran Sağlık Bakanı Akdağ, şunları kaydetti:

"Cumhuriyet Halk Partisi de çok iyi biliyor. Onların bir tek endişesi var; 'Biz CHP olarak bir başkan, bir cumhurbaşkanı, partili cumhurbaşkanı seçtiremeyiz', bunu biliyorlar. Seçtiremiyorlar çünkü milletle davaları var. 1940'lı yıllardan itibaren milletle bir problemleri var. Onlara göre millet dönüştürülmesi gereken bir kitle, bize göre ise millet kendisinden emir alınması, talimat alınması, onun iradesinin yönetime yansıtılması, ona hizmet edilmesi gereken bir kitle. Aramızda böyle bir fark var. Milletin feraseti bunu görüyor. Milletin feraseti rahmetli Menderes döneminde gördü, rahmetli Özal döneminde gördü, rahmetli Erbakan döneminde gördü, şimdi AK Parti döneminde Recep Tayyip Erdoğan döneminde görüyor. Onlar da biliyorlar ama bunu itiraf edemiyorlar. Şunu söyleseler, çıksalar deseler ki 'Biz biliyoruz ki artık biz başkan seçtiremeyiz' deseler bunu anlayacağız. Söylemeleri de mümkün değil. 

Halbuki çalışsalar, gayret etseler, milletle barışsalar, milletle mücadele etmekten vazgeçseler, milleti dönüştürmek için toplum mühendisliğinden vazgeçseler onlar da seçtirebilir, neden olmasın. ABD'de bir müddet Cumhuriyetçiler, bir müddet Demokratlar yapıyor. 14 yıldır AK Parti'yi iktidarda tutan sebepler ne ise bir başkanlık seçiminde de AK Parti'nin bir adayının başkan olma ihtimalini o kadar yüksek görüyorlar, dertleri davaları bu. Ama Allah'ın izniyle, milletin ferasetiyle biz bu referandumu muvaffakiyetle sonuçlandıracağımıza inanıyoruz."

'Her vatandaşı özel odada yatırmak istiyoruz'

Mersin Şehir Hastanesi

Şehir hastaneleri projesinde bazı illerde sona gelindiğinin belirtilmesi, Yozgat Şehir Hastanesi'nde hasta kabulüne başlandığının, Mersin Şehir Hastanesi'nin açılışının ise önümüzdeki günlerde yapılacağının anımsatılması ve "Şehir hastanelerinin felsefesi, mantığı, hedefi nedir? Şehir hastanelerinde son durum nedir? Bu hastaneler tamamlandığında ilave hekim ihtiyacı yaşanacak mı? Şehir hastanelerinin faaliyete geçmesinin ardından mevcut hastanelerin bir kısmının kapatılması gündeme gelecek mi?" şeklindeki soru üzerine Akdağ, şehir hastanelerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok önem verdiğini, kendisinin de 2005'ten bu yana bütün teknik detaylarını yoğun çalıştığını belitti.

Şehir hastaneleriyle Türkiye'nin yaklaşık 41 bin yatağa kavuşacağını anlatan Bakan Akdağ, hastanelerin büyük kısmının büyük ölçekli olacağını ancak çok daha küçüklerin de bulunduğunu ifade etti.

Şehir hastanelerinin daha mükemmel hastaneciliği getirdiğini belirten Akdağ, AK Parti iktidarı döneminde, sağlıkta dönüşüm kapsamında eski, depreme dayanıksız, koğuş sistemi yataklara sahip hastaneleri sürekli yenilediklerini anımsattı.

Otellerde koğuş sisteminin kabul edilemediğini, ancak hastaneye sıra geldiğinde durumun farklı olduğuna işaret eden Sağlık Bakanı Akdağ, "2002'ye kadar hastanelerin yüzde 90'ı koğuş tipi ve hastalar da o koğuşlarda yatıyordu. Bir insanın en fazla mahremiyete ihtiyaç duyduğu anlardan biri de hasta olduğu andır. O zaman onu ayrı bir odaya koyacaksınız. O odaların adı eskiden 'özel oda' idi. Şimdi bizim için her vatandaş özel ve her vatandaşı özel bir odada yatırmak istiyoruz. Şehir hastaneleri böyle bir felsefenin ürünü. Yani bunlar, hastanın çok daha rahat edeceği, çalışanların fonksiyonel açıdan rahat çalışacağı, işimizi kolaylaştıracak hastaneler." diye konuştu. 

'Avrupa'nın en iyi, en güzel hastanelerini yapmış oluyoruz'

Mersin'de bin 300 yataklı şehir hastanesini açacaklarını aktaran Akdağ, bu hastaneye gidildiğinde, vatandaşların hastalarını alıp içeri gireceğini, araçlarının otoparka valeler aracılığıyla çekileceğini ve bundan ücret alınmayacağını kaydetti.

Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mesela Ankara'da aşağı yukarı 500 dönümlük bir alanda 7 bin yatak var. Sıhhiye ve çevresinde. Birbirinden ayrı bina ve hastanelerde. Şimdi mesela Bilkent'te 3 bin 500 yatağı, şöyle yapıyoruz, 8 ayrı hastane var, özelliği hastanelerin birinden diğerine kapalı bir caddeyle ya da sokakla geçebiliyorsunuz. Çok güzel ışık alan, rahat mekanlar. Cumhurbaşkanımız bunu o kadar güzel ifade ediyor ki 'Artık bir binadan öteki binaya sedyeyle vatandaşı taşımak olmayacak' diyor. Olmayacak da Allah'ın izniyle. Şehir hastaneleriyle şunu yapıyoruz, çok daha modern Avrupa'nın en iyi, en güzel hastanelerini yapmış oluyoruz. 41 bin yatak bizim toplam yatak kapasitemizin aşağı yukarı yüzde 20'sini oluşturuyor. 

Bir taraftan diğer hastaneleri yeniliyoruz. Hedefimiz şudur, 2023'e vardığımızda Türkiye'de artık, eski, eskimiş binalar, depreme dayanıklı olmayan hastane falan kalmayacak. Hep söylediğimiz bu hastanelere dönüşmüş olacak."

'Bu yıl 6-7 hastane açarız'

Önümüzdeki dönem için yeni projelerin sorulması üzerine Akdağ, bu ay Mersin ve Yozgat, gelecek ay ise Isparta, sonra Ankara Bilkent hastanelerinin açılacağını bildirdi.

Bakan Akdağ, "Bu yıl zannediyorum 6-7 hastane açarız. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde hepsini bitireceğiz. Şu anda 21 projeye başladık. Bunlar toplamda 28-29 proje. Buna muhtemelen birkaç proje daha eklenecek." dedi.

'Aile hekimleri belli günlerde telefonda vatandaşlarla görüşecek'

Acil durumu olmayan vatandaşların aile hekimlerine gitmesinin önemine işaret eden Akdağ, "Bu kapsamda bazı tedbirler alacağız. Aile hekimlerimizi, belli günler için telefonla vatandaşlarla görüşebilecek hale getireceğiz. Bir aile hekimi her akşam telefonla vatandaşla görüşürse, onun hayatı için zor." diye konuştu.

Danimarka'nın bunu başarılı bir biçimde uyguladığını anlatan Bakan Akdağ, Türkiye için öngörülen sistem hakkında şu bilgileri verdi: 

"Bir hat olacak aynı 112 hattı gibi ya da bizim 184 hattı gibi ama bu sadece hastalık durumunuz için. Sizin karşınıza bir aile hekimi çıkacak. Sizin kendi aile hekiminiz değil o gün nöbetçi olan bir aile hekimi çıkacak. Ona danışabileceksiniz. Size bir anlamda rehberlik yapacak. Eğer ufak bir risk varsa, acile gitmenizi gerektiren sizi acile yönlendirecek değilse bazı tavsiyeleri olacak. 'Sabah aile hekiminize başvurun' diyecek size. Tabii vatandaşlarımızın bu hususta göstereceği uyum acil servislerin yükünü çok ciddi ölçüde azaltabilir. Bizim acil servislere başvuran vatandaşlarımızın önemli bir kısmı aslında 'acil servise gitmeseydi de olur' şeklindeki hastalar." 

Mersin Şehir Hastanesi

'Tanı testi yapılmadan antibiyotik yazılamayacak'

Antibiyotik kullanımında yeni bir döneme geçildiği, artık tanı testi yapılmadan antibiyotik yazılamayacağı belirtilerek, "Fakat Türkiye, antibiyotik kullanımında belki de dünyada en ileri ülkelerden beri. Türkiye'deki bu gerçeklik penceresinden yaklaştığımızda antibiyotik kullanmamayı becerebilecek miyiz? Bir de antibiyotiğe karşı dirençli yeni bir virüsten bahsediliyor. Bu iddialar doğru mu? Antibiyotik kullanmama alışkanlığını nasıl yerleştireceksiniz?" soruları üzerine Akdağ, Türkiye'de antibiyotik kullanımının gelenek haline geldiğini söyledi.

Antibiyotik kullanımına ilişkin yeni bir program başlattıklarını açıklayan Akdağ, kamu spotları, gazete ilanları, afişler, internet aracılığıyla vatandaşı bu konuda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını anlattı. Bakan Akdağ, "Lütfen doktorunuz size antibiyotik vermediği sürece antibiyotik kullanmayın. Lütfen doktorunuzu antibiyotik yazmaya zorlamayın." dedi.

Doktorun işini kolaylaştırmak, vatandaşı ikna etmek için doktorlara hızlı beta tanı testleri temin ettiklerini belirten Akdağ, bunların, beta mikrobunu hemen hastanın başında, boğazından sürüntü alıp 3-5 dakikada tespit eden testler olduğunu kaydetti. 

Doktorun, test sonucuna göre hareket edeceğini aktaran Akdağ, "Bir yasaklama yapmıyoruz. Doktorlarımızı bilgilendirdik, bir kılavuz verdik, bu hızlı testleri verdik. Vatandaşımızın farkındalığını artırıyoruz. Ama doktor 'İlla antibiyotik yazacağım' diyorsa, işin başlangıcında, şu anda 'Yazamazsın' demiyoruz. Fakat bunu takip edeceğiz. Yani gereksiz yere aşırı yazılmaya devam ediliyorsa bütün bu imkana rağmen farklı uygulamalarımız mutlaka olacak." ifadelerini kullandı.

'Allah Amerika'da kimseyi hasta etmesin'

ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk icraatlarından birinin önceki Başkan Barack Obama’nın büyük önem verdiği "Obamacare" olarak anılan sağlık reformunu, çok maliyetli olduğu gerekçesiyle geri çekmek olduğu belirtilerek, "Siz, sağlıkta büyük bir dönüşümlere imza atmış, deneyimli bir bakanımızsınız, yeni başkanın bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz? İki ülkeyi sağlık hizmetleri açısından karşılaştıracak olursak önümüzde nasıl bir tablo var?" sorusu üzerine Akdağ, ABD'de her yıl kişi başına 9 bin 500 dolar ile 10 bin dolar arasında sağlık harcaması yapıldığını, bu rakamın Türkiye'de 500 dolar olduğunu, Avrupa'da ise 2 bin ile 5 bin dolar arasında değiştiğini, bazı ülkelerde 6 bin dolara kadar çıktığını bildirdi.

AK Parti döneminde Türkiye'de çok akılcı, verimli bir sağlık sistemi kurulduğunu dile getiren Akdağ, ABD'de Obamacare'den dolayı bütçe problemi yaşandığını, kongrenin kararı nedeniyle Obama'nın bu konuda geri adım attığını, Trump'ın ise tamamen kaldırdığını anlattı.

Bakan Akdağ, "Obama, bizim eski yeşil karta benzer bir biçimde yoksulların sağlık hizmeti almasını kolaylaştıracak, birtakım tedbirler almıştı. Şimdi onu da ortadan kaldırdılar. Allah, Amerika'da kimseyi hasta etmesin, gerçekten inanılmaz bir felakettir." dedi.

'Amerika'da yoksulsanız hiçbir hakkınız yok'

Akdağ, şunları kaydetti:

"Trump, bunu neden yaptı? Cumhuriyetçiler başından beri böyle düşünüyorlar. Amerika'da yoksulsanız hiçbir hakkınız yok. AK Parti'yi, Türkiye'yi, Türk milletini farklı yapan bu. Amerika'da bu tartışma uzun zamandan beri sürüyor. Şöyle söyleyebiliyor insanların büyük çoğunluğu: 'Sağlık da gıda gibi alınan, satılan bir metadır. Eğer devlet bütün yoksulların sağlık ihtiyaçlarını görecekse o zaman marketleri de açsın yoksullara. Marketten parayla alışveriş yapılmıyor mu? Sağlık da parayla alınan husus olmalıdır.' Kaldı ki doğru, insan yiyecek bulamıyorsa marketten de ona yiyecek vermek lazım. İnsanlık, sosyal devlet olmak bunu gerektirir. Bu bir Amerikalı felsefesi. Tabii Amerikalıların hepsi bu felsefeye sahip değil. Ama Amerika'da rahatça insanların büyük bir kısmı, 'Bana ne insanların sağlığından. Benim verdiğim vergilerde falancaların niye sağlık harcamaları ödenecekmiş.' diyebiliyorlar. Türkiye'de bunu kimse söylemez. Türkiye'de herkes, bir insan yoksulsa o yoksul insana yardım edilmesi gerektiğine inanır. Hatta biz devlet olarak bu yardımı yapamıyorsak da bize kızar. Trump'ın yaptığı bana göre yanlış. Başka doğruları inşallah olacaktır ama bu konuda bence Cumhuriyetçiler yanlış yapıyorlar."

Muhabir: Barış Gündoğan, Yıldız Aktaş, Ferdi Türkten,Duygu Yener,Sefa Şahin

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.