Gezi Parkı olaylarının üzerinden 12 yıl geçti
Taksim'deki Gezi Parkı'nda 27 Mayıs 2013'te başlayıp ülke geneline yayılan eylemlerin üzerinden 12 yıl geçti.

İstanbul
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Gezi Parkı'nda Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında ağaçların başka yere taşınacağı gerekçesiyle bir grup tarafından 27 Mayıs 2013'te başlatılan eylem, kısa sürede ülke geneline yayıldı.
Emniyet güçleri, terör örgütlerinin bayraklarının açıldığı ve sloganlarının atıldığı, kamu malına zararların verildiği eylemleri, 15 Haziran'da Gezi Parkı'na girip kontrolü sağlayarak sonlandırdı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Park, 8 Temmuz'da halka açılırken eylemlerde 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi, 326 iş yeri, 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı.
Olayların hemen ardından başlatılan soruşturmalar davaya dönüşüp karara bağlanırken, yeni gelişmeler doğrultusunda Gezi Parkı odaklı eylemler dava konusu oldu.
Soruşturmalar ve davalar
Gezi Parkı eylemleriyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 14 Haziran 2013'te ilk kez, "silahlı terör örgütü üyeliği ve yardım etmek" suçu gündeme geldi ve aralarında SDP üyesi Ulaş Bayraktaroğlu'nun da bulunduğu 4 şüpheli tutuklandı.
Olaylara karıştığı gerekçesiyle gözaltına alınan Beşiktaş'ın taraftar gruplarından Çarşı üyelerinin bir kısmı da "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet" suçundan tutuklanırken, ESP ile MLKP üyelerinin de yer aldığı çok sayıda kişinin, "terör örgütü üyeliği" ve "kamu malına zarar vermek" gibi suçlardan tutuklanması kararlaştırıldı.
Taksim'deki gösterilerde eylemcilere satırla saldırdığı görüntüler kameralara yansıyan ve "Palalı Sabri" olarak anılan Sabri Çelebi de hakkında açılan dava kapsamında 11 Mayıs 2017'de "kasten yaralama" suçundan 3 yıl hapis cezası aldı, bir kadını zırhla yaraladığı gerekçesiyle de 9 bin lira adli para cezasına çarptırıldı.
Olayları organize ettikleri iddiasıyla Taksim Dayanışmasından Ali Çerkezoğlu, Mücella Yapıcı, Beyza Metin, Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu'nun da aralarında bulunduğu 26 sanık hakkında 4 Şubat 2014'te iddianame hazırlanarak, dava açıldı. Yargılama sonunda 29 Nisan 2015'te tüm sanıklar beraat etti.
Berkin Elvan'ın ölümü
Olaylar sırasında yaralanan 15 yaşındaki Berkin Elvan, kaldırıldığı hastanede 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014'te yaşamını yitirdi.
Berkin Elvan'ın hastanedeki tedavi sürecinde devam eden protestolar, ölümü üzerine daha da artarken, gösterilerde 131 kişi gözaltına alındı. Elvan'ın cenaze töreni sonrası yapılan gösteriler sırasında silahla vurulan Burak Can Karamanoğlu (22) hayatını kaybetti.
Elvan'ın ölümüyle ilgili 7 Aralık 2016'da polis memuru F.D. hakkında "olası kastla öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince 2017'de başlayan yargılamanın ardından polise 18 Haziran 2021'de "olası kastla öldürme" suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Burakcan Karamanoğlu'nun ölümüyle ilgili de 1 sanık 22 yıl 6 ay, 4 sanık ise 1 yıl ile 2 yıl 6 ay arasında hapis cezası aldı.
Çadır yakma davası
Gezi Parkı'ndaki eylemlerin başlamasına neden olarak gösterilen "çadır yakma" olayıyla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesinin zabıta ekipleri hakkında dava açıldı.
Çadırları yakma talimatı verdiği iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı Ramazan Emekli hakkında "görevi kötüye kullanma" ve "yangın çıkarmaya azmettirmek" suçlarından 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Mahkeme 23 Mart 2018'de Ramazan Emekli'yi, iki ayrı suçtan 10 ay hapis cezasına çarptırdı, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Kamuoyunda "kırmızılı kadın" olarak bilinen Ceyda Sungur'a biber gazı sıktığı gerekçesiyle "görevi kötüye kullanmak" suçundan yargılanan polis memuru da 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Bu cezayı erteleyen mahkeme, sanığa ayrıca 600 fidan dikme ve 6 ay boyunca bu fidanların bakımını üstlenme yükümlülüğü getirdi.
Camiye giren 255 kişiye dava açıldı
O günlerde tartışmaların odağında olan Dolmabahçe'deki Bezmialem Valide Sultan Camisi'ne girilmesinin de yer aldığı olaylara ilişkin 10 Aralık 2013'te 7'si yabancı uyruklu 255 kişi hakkında, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu malına zarar verme" ve "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" gibi suçlardan iddianame hazırlandı.
Mahkeme 23 Ekim 2015'te 244 sanığa, 2,5 ay ile 1 yıl 2 ay arasında değişen hapis cezası verdi. Bu kişiler arasında yer alan 4 sanığa, camiyi kirlettikleri gerekçesiyle 10 ay hapis cezası veren mahkeme, bazı sanıkların dosyasını ayırdı.
Göstericilerin sığındıkları Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'nin o dönemki müezzini Fuat Yıldırım'ın, başka bir camiye atanması kararının iptali istemiyle idare mahkemesine açtığı dava da reddedildi.
Çarşı grubunun Gezi Parkı davası süreci
Aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı mensuplarının da bulunduğu 35 kişi hakkında 11 Eylül 2014'te, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Mahkeme, 29 Aralık 2015'te 35 sanığın beraatine karar verdi.
Başsavcılıkça 12 Ocak 2016'da Yargıtay Ceza Dairesine temyiz başvurusunda bulunarak, kararın bozulması istendi.
Gezi Parkı eylemleri sırasında yaralı vatandaşlara izinsiz sağlık yardımı yapıldığı gerekçesiyle dönemin (2012-2014) İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Onur Kurulu'nun görevden alınması talebiyle İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava, 14 Kasım 2017'deki duruşmada reddedildi.
Osman Kavala'nın Gezi Parkı davası süreci
Gezi Parkı tartışmalarının odağındaki isim Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala oldu. Tertibat olduğu belirlenen Gezi Parkı olaylarının organizatörü ve finansörü olduğu iddia edilen Kavala, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık kumpasları ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 1 Kasım 2017'de tutuklandı.
Gezi Parkı soruşturması kapsamında 5 Aralık 2018'de, yurt dışında yaşayan oyuncu Mehmet Ali Alabora ve gazeteci Can Dündar hakkında Gezi Parkı eylemlerinde etkin rol aldıkları gerekçesiyle tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
Soruşturma 20 Şubat 2019'da tamamlandı ve 16 şüpheli hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Dava, 18 Şubat 2020'de karara bağlanırken, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden'in, somut ve kesin delil bulunmadığından beraatlerine, Kavala'nın tahliyesine hükmedildi. Firari sanıkların dosyası ayrıldı, savunmaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.
Kavala, 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında 19 Şubat 2020'de cezaevinden tahliye edilmeden polis ekiplerince tekrar gözaltına alındı. Adliyeye getirilen Kavala, yeniden tutuklandı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), 22 Ocak 2021'de Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada, Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında verilen beraat kararını bozdu.
Tutuklu Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Jak Barkey hakkında, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından 29 Eylül 2020'de ikinci iddianame hazırlandı.
Bu süreçte Çarşı taraftar grubu üyelerinin de içinde bulunduğu 35 sanıklı dava dosyası da bozuldu.
Yeniden görülen davada karar çıktı
Çarşı davası, firari gezi davası sanıkları ve Osman Kavala ile Mücella Yapıcı'nın aralarında bulunduğu sanıkların bozulan gezi davası ile Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Barkey'in, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin davaları tek dosyada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleşti.
Ancak devam eden yargılama sürecinde Çarşı davası ana dosyadan ayrıldı.
Mahkeme, 25 Nisan 2022'de Osman Kavala'yı, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'yi "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapis cezasına çarptırdı.
Sanıklar, haklarında verilen karar üzerine tutuklanarak cezaevine konulurken, aralarında Henri Barkey, Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora'nın da bulunduğu firari 9 sanığın dosyası ayrıldı.
İstinaf, yerel mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Kavala'nın da bulunduğu 8 sanık hakkındaki kararı, 28 Aralık 2022'de hukuka uygun buldu.
Yargıtay incelemesini tamamladı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Eylül 2023'te dosya üzerindeki incelemesini tamamladı.
Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onayan Yargıtay, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ayşe Mücella Yapıcı hakkında verilen 18'er yıl hapis cezalarını bozdu. Ayrıca, sanıklar Yapıcı ile Altınay'ın adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini kararlaştırdı.
Tutuklu avukat Can Atalay'ın genel seçimlerde Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilmesi üzerine avukatları "hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle Yargıtay'a başvuru yaptı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi talebi reddetti.
Bunun üzerine avukatları, milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan Atalay'ın, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ve "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurdu.
Bu süreçte Yargıtay 3. Ceza Dairesi Atalay'ın 18 yıllık hapis cezasını onadı.
Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla hükmeden AYM, yeniden yargılama ve tahliye için kararını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Mahkeme ise ihlal kararının, yerel mahkemenin hükmüne ilişkin olmadığı gerekçesiyle dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine iletti. Daire, milletvekili seçilen hükümlü Atalay'ın tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması istemini reddetti.
Atalay'ın hakkındaki karara uyulmaması üzerine yeniden yapılan başvuruda AYM, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma", "kişi hürriyeti ve güvenliği" ile "bireysel başvuruda bulunma" haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, AYM'nin Atalay hakkındaki ikinci ihlal kararına da uyulmasına yer olmadığına ve kararın TBMM Başkanlığına bir kez daha gönderilmesine kararlaştırdı.
Atalay'ın milletvekilliği 30 Ocak 2024'te düşürüldü. AYM, Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti için CHP'nin yaptığı başvuru ile Atalay'ın avukatlarının yaptığı yeni başvuruda, karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Yeniden başlayan Gezi Parkı olayları ve Çarşı grubu davasında beraat
Gezi Parkı olaylarına ilişkin Osman Kavala'nın da yer aldığı 9'u firari 17 sanıklı davada haklarında verilen 18'er yıllık hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan sanıklar Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin, yeniden yargılanmasına 21 Şubat 2024'te başlandı. 11 Şubat'taki duruşmada, delil yetersizliği gerekçesiyle sanıkların beraatine karar verildi.
Osman Kavala'nın avukatlarının yaptığı "yargılanmanın yenilenmesi" talebi, 15 Mayıs 2024'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince oy birliğiyle reddedildi.
Mahkeme, 24 Aralık 2024'te aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyelerinin de bulunduğu 35 sanığın yargılandığı davada 34 sanığın beraatine, yargılama sürecinde hayatını kaybeden sanık hakkındaki davanın ise düşürülmesine karar verdi.
Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu yalan tanıklıktan ceza aldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı sanatçı ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım, hakkında Taksim'deki Gezi Parkı odaklı olaylara iştirak ettiğine ilişkin yazılı ve görsel medyada çıkan iddialar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan 28 Ocak'ta tutuklandı.
Soruşturmada, oyuncular Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsur, Ceyda Düvenci, Nejat İşler, Rıza Kocaoğlu ve Nehir Erdoğan "tanık" sıfatıyla ifade verdi. Ergenç ile Kocaoğlu hakkında "yalan tanıklık" suçundan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ergenç'i "yalan tanıklık" suçundan 1 yıl 10 ay 15 gün, Kocaoğlu'nu da aynı suçtan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
Bu süreçte avukatlarının itirazı üzerine hakkında tahliye kararı verilen Barım, başsavcılığın itirazının ardından yeniden tutuklandı.
Menajer Ayşe Barım'ın 30 yıla kadar hapsi istendi
Soruşturma kapsamında Barım hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle iddianame hazırlandı.
İddianamede, Barım'ın Gezi Parkı olayları sürecinde kendisine ait ID İletişim Danışmanlık Anonim Şirketinin sosyal medya hesaplarından provokatif paylaşımlar yaptırdığı, şirketine bağlı sanatçılar aracılığıyla eylem çağrıları yapıp eylemcileri galeyana getirdiği ve şiddet olaylarının tırmanmasına zemin hazırlanmasını koordine ettiği vurgulandı.
Barım'ın, şirketine bağlı sanatçıları eylemler sırasında sık sık arayıp Gezi Parkı'na topladığı, bir plan ve organizasyon dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlamasında tüm ülke sathında sanatçılar camiası adına aktif rol üstlendiğine ilişkin değerlendirmeler de iddianamede yer aldı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederek, duruşmanın 7 Temmuz'da yapılmasına hükmetti.
Gazeteci İsmail Saymaz'a soruşturma
Gazeteci İsmail Saymaz da Gezi Parkı olaylarına ilişkin hakkında başlatılan soruşturma kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etmek" suçlamasıyla 19 Mart'ta gözaltına alındı. "Ev hapsi" tedbiri uygulanan Saymaz ile ilgili adli kontrol tedbiri bir süre sonra kaldırıldı.