Dolar
40.28
Euro
46.83
Altın
3,337.27
ETH/USDT
3,419.60
BTC/USDT
118,531.00
BIST 100
10,370.71
Politika

Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

TBMM Genel Kurulunda, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 4 maddesi kabul edildi.

Meriç Ürer, Ahmet Buğra Olaç  | 17.07.2025 - Güncelleme : 17.07.2025
Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

TBMM

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, milletvekillerinin kanun teklifi üzerinde sorularını yanıtladı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Türkiye'de enerji ve maden sektörünün ihtiyaçlarını giderecek şekilde bir düzenleme hazırlamaya çalıştıklarını belirten Varank, "'Bu kanun ne getiriyor?' derseniz, öncelikle bu kanun, yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılmasını getiriyor. Bunu söylerken hicap ederek söylüyorum. Türkiye'de bir yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isterseniz, izin süreçleri 4 ila 5 yıl sürüyor. Hiçbir yatırımcı, 4-5 yıl süren süreçlerle yatırım yapmaz. O yüzden bunların hızlandırılmasına dönük burada maddelerimiz var." diye konuştu.

"Bunları yaparken Çevresel Etki Değerlendirmesinin (ÇED) de hızlandırıldığına" dair iddialar olduğunu aktaran Varank, düzenlemede böyle bir hususun olmadığını, sadece ilgili kurumların görüş vermesi sürecinin hızlandırılmasının yer aldığını belirtti.

Varank, "zeytin ağaçlarının taşınması"na ilişkin eleştirilere vurgu yaparak, "Bir ziraat mühendisi profesörü getiriyoruz, diyor ki 'zeytin ağacı taşınır', buradan arkadaşlarımız diyor ki 'hayır, taşınmaz'. Ziraat profesörüne, bu sektörde bu işi yapanlara inanmayacağız, kendi heva ve hevesimize mi inanacağız? Türkiye'de 100 milyon zeytini, 200 milyona çıkartan iktidar biziz. Biz zeytin düşmanı değiliz." şeklinde konuştu.

- "O salonda da biz o çalışmayı yapabilirdik ama niyet başkaydı"

Komisyon Başkanı Varank, "kanun teklifinin komisyon görüşmelerinde çalışma ortamı bulunmadığı" iddialarının dile getirildiğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Komisyonun başlangıcında komisyon salonunun kapısında fiziki olarak durdurulmaya kalkışıldım ve maalesef arkadaşımızı zorla kapının önünden çekmek mecburiyetinde kaldık. Böyle bir ortamda 'çalışma imkanı yoktu' diye söylüyorsanız, aslında fiziki olarak önümüzü kesen arkadaşlara öncelikle söz söylemeniz gerekir. Komisyon salonunda komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımızın yerlerine komisyon üyesi olmayan arkadaşlar oturdular ve ısrarla kalkmadılar. Her biri milletvekili arkadaşımız, 3-4 danışmanını içeri sokarak, kayıt yaptırmak, telefonla video çektirmek için salonu doldurdular ondan sonra da 'burada çalışma imkanı yoktu' dediler. O salonda da biz o çalışmayı yapabilirdik ama niyet başkaydı. Siz de fiziki olarak o ortamı bozabilmek için elinizden geleni yaptınız. Onun için burada komisyon başkanının bir suçu yok. Eğer konuşacaksak, bir komisyon başkanının, TBMM üyesi bir arkadaşınızın önünün fiziki olarak kesilmesinin ne kadar yanlış olduğunu konuşmalısınız diye düşünüyorum."

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "toplumun rızasının olmadığı bir şey üzerinden kanun yapıldığını" öne sürdü.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise zeytin ağaçları kesilerek elektrik üretimi yapılmasında kamu yararı görmediklerini söyledi.

"Ülkenin kazancı ne olacak?"

Kanun teklifi üzerinde söz alan Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, teklifin maddelerinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını, çevre hakkını zayıflattığını ileri sürdü.

İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, düzenlemeyle devlet ormanlarında madencilik faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin izin süreçlerinde çevrenin tahrip edilmesi yönünde köklü bir değişikliğe gidildiğini savundu.

Kanun teklifiyle Orman Genel Müdürlüğünce ormanlık alanlara bedelsiz olarak izin verilmesinin adeta zorunlu hale getirildiğini iddia eden Kocamaz, bu izinlerin yatırımcılara devredilerek özel şirketlerin devlet ormanlarında hak sahibi olabilmesinin mümkün kılındığını öne sürdü.

MHP Yozgat Milletvekili İbrahim Ethem Sedef, düzenlemenin temel amacının, madencilik faaliyetlerinin çevreye duyarlı, insan sağlığını gözeten, hukuki güvenceye kavuşmuş, verimli ve sürdürülebilir şekilde yürütülmesini sağlamak olduğunu söyledi.

Sedef, bu doğrultuda madencilik yapılan alanların rehabilitasyonuna ilişkin hükümler getirildiğini, izin süreçlerine yönelik öngörülebilirliğin artırıldığını, arama ve işletme faaliyetlerinin daha nitelikli yöntemlerle gerçekleştirilmesinin teşvik edildiğini belirtti.

DEM Parti Tunceli Milletvekili Ayten Kordu, köylü ve çiftçilerin kanun teklifine ilişkin hiçbir önerisinin dikkate alınmadığını öne sürdü.

CHP Denizli Milletvekili Şeref Arpacı, kanun teklifinin "kimsenin içine sinemeyeceğini" savunarak, "Siz doğayı, yeşili, zeytini, arıyı, balı, kovanı, Muğla'nın su kaynaklarını, tam 26 mahalleyi, köyü, insanı ama en çok da geleceğimizi veriyorsunuz, karşılığında ne alıyorsunuz? Nedir bu kömürün iktisadi değeri? Ülkenin kazancı ne olacak? Bunları etki analizinde göremedik." ifadelerini kullandı.

"Bu zeytin ağaçları düzenleme uyarınca kesilmeyecek, taşınacak"

AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer, Türkiye'nin, enerji bağımlılığını azaltmak amacıyla son yıllarda önemli çalışmalar yaptığını belirtti.

Özer, 3 sondaj, 2 sismik araştırma gemisiyle, Karadeniz'de ilk defa 785 milyar metreküp doğal gaz keşfi yapıldığını ve çıkarılmaya başlandığını ifade ederek, "Gabar'dan günde 80 bin varil petrol çıkarıyoruz. Akkuyu Nükleer Güç Santrali tam kapasite faaliyete geçtiğinde ihtiyacımız olan elektriğin yüzde 10'unu buradan karşılamış olacağız. Ayrıca son yıllarda yapılan yatırımlar neticesinde 2024 sonu itibarıyla ülkemizin toplam kurulu gücünün yüzde 60'ı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Tüm bu çabalara rağmen Türkiye'nin enerji ithalatı 2024 sonu itibarıyla 65,5 milyar dolardır. Bir başka deyişle enerji ithalatımız olmasa, Türkiye bir o kadar dış ticaret fazlası olan bir ülke konumundadır." diye konuştu.

Kanun teklifinin zeytinliklerin taşınmasıyla ilgili hükmüne işaret eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir kere daha hatırlatmak isterim ki, iktidara geldiğimizde Türkiye'deki zeytin ağacı sayısı 100 milyon civarındayken, bugün sahip olduğumuz zeytin ağacı sayısı 205 milyonun üzerindedir. Ayrıca teklif edilen maddenin koordinatlarında bahsi geçen zeytin ağacı sayısı, Muğla'daki zeytin ağacı sayısının binde 4'ü, Türkiye'deki zeytin ağacı sayısının on binde 4'üdür. Kaldı ki bu zeytin ağaçları düzenleme uyarınca kesilmeyecek, taşınacak, taşınamayanlar için eş değer büyüklükte alan tesis edilerek, tüm bu yapılan işlerin masrafı, madencilik faaliyetinde bulunanlar tarafından karşılanacaktır. Söz konusu sahaların rehabilitasyonu için ise ruhsat sahiplerinden, ruhsat bedelinin 2 katı tahsil edilecek ve madencilik faaliyeti biten sahaya, en az aynı sayıda zeytin ağacı dikilerek, alan tekrar zeytinliğe dönüştürülecektir."

AK Parti'li Özer, söz konusu santrallerde yaklaşık 5 bin kişinin direkt istihdam edildiğini, dolaylı faaliyetlerle 15 bin kişiye iş ve aileleriyle birlikte 60 bin kişiye fayda sağlandığını kaydetti.

Genel Kurulda teklifin birinci bölümünde yer alan maddelerin görüşmelerine geçildi.

"ÇED Gerekli Değildir Kararı" ifadesinin sebep olduğu yanlış anlaşılmaların engellenmesi amaçlanıyor

Kabul edilen maddelere göre, Çevre Kanunu'nun çevresel etki değerlendirilmesini düzenleyen hükmünde değişikliğe gidilerek, "veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı" ifadesi çıkarılıyor. "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı" alınmadıkça projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyecek, proje için yatırıma başlanamayacak ve ihale edilemeyecek ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına da engel teşkil etmeyecek.

Yapılan düzenlemeyle "ÇED Gerekli Değildir Kararı" ifadesinin sebep olduğu yanlış anlaşılmaların engellenmesi amaçlanıyor.

Maden Kanunu'ndaki bazı tanımlarda değişiklik yapılıyor.

Ruhsat bedeli tanımında yer alan çevre ile uyum teminatı çıkarılarak rehabilitasyon bedeli ayrıca düzenleniyor.

Yapılan değişiklikle ruhsat bedeli tanımı, "Taban bedelinin, ruhsatın yürürlükte kaldığı takvim yılı sayısı, maden grubu, cinsi ve alan büyüklüklerine göre belirlenen katsayılarla çarpılarak, ilgili tablolarda gösterildiği şekilde hesaplanarak her yıl ocak ayının sonuna kadar; arama ruhsatlarında tamamı Genel Müdürlüğün bütçesine ve işletme ruhsatlarında ise yüzde 30'u Genel Müdürlüğün bütçesine, yüzde 70'i ise genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Genel Müdürlüğün muhasebe birimi hesabına yatırılması gereken tutar." şeklinde değiştiriliyor.

Kanun'a "Kurul", "Rehabilitasyon", "Rehabilitasyon bedeli hesabı" ve "Tahsil dairesi" tanımları da ekleniyor.

Madencilik faaliyetlerinde izin sürelerinde değişiklik

Madencilik faaliyetlerinde izinleri düzenleyen hükümde değişiklik yapılıyor.

Düzenlemeye göre, özel çevre koruma bölgeleri, Milli Parklar Kanunu'na göre korunan alanlar, sulak alanlar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, ormanlar, Turizmi Teşvik Kanunu'na göre ilan edilen kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, turizm merkezleri, Kıyı Kanunu'na göre korunması gerekli alanlar, 1'inci derece askeri yasak bölgeler, 1/5000 ölçekli imar planı onaylanmış alanlar, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında kalan sit alanları ile madencilik amacı dışında tahsis edilen ve Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından uygun görüş verilen elektrik santralleri, organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri, petrol, doğal gaz ve jeotermal boru hatları gibi yatırım alanlarına ait koordinatlar, ilgili kurumlar tarafından Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne bildirilecek.

Ormanlar hariç bu alanlarda ruhsat düzenlenmeden önce Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, ilgili kuruma proje hakkında görüşünü sorarak izin talebinde bulunacak. İlgili kurum, değerlendirmelerini tamamlayarak 3 ay içinde izin talebine cevap verecek. Bu süre içerisinde cevap verilmemesi durumunda ilgili kuruma Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce bir ay ilave süre verilecek. Bu süre sonunda da karar bildirilmezse izin verilmiş sayılacak. Verilen izin, işletme ruhsatına geçiş veya temdit değerlendirmelerinde o alanda devam edecek ancak idarenin projede veya rehabilitasyon projesinde değişiklik talep etmesi mümkün olacak.

Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine Orman Kanunu hükümlerine göre Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün talebi üzerine 3 ay içinde 24 ay süreyle bedelsiz izin verilecek. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce talep edilmesi halinde izin süresi 12 ay uzatılacak.

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce alınan bedelsiz izne ilişkin taahhüt senedi, Orman Genel Müdürlüğüne verilecek ancak verilen bedelsiz iznin işletilmesi, gerçek ve tüzel kişilere devredilmesi veya işlettirilmesi halinde alınması gereken bedeller, Orman Genel Müdürlüğünün özel bütçe hesabına yatırılarak bedelli taahhüt senedi, en geç 1 ay içerisinde Orman Genel Müdürlüğüne verilecek.

Bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce verilen izinler, ruhsat süresince devam edecek ve 6 ay içerisinde Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne devredilecek.

Arama faaliyeti için izin verilen alanlarda mücbir sebepler ve kısıtlayıcı yasal hükümler hariç işletme faaliyetine de izin verilecek. İzin süreçlerinde mevzuatı gereği alınması gereken kurum görüşleri, çevresel etki değerlendirmesi belgesi gibi belgeler Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce alınacak. Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen izin, çevresel etki değerlendirmesi yönünden uygun görüş olarak kabul edilecek.

Ruhsat düzenlendikten sonra alan izne tabi hale gelse dahi madencilik faaliyetlerine devam edilecek

Ruhsat düzenlendikten sonra alan izne tabi hale gelse dahi madencilik faaliyetlerine devam edilecek ancak ruhsat sahasında kültür varlığının tespiti halinde madencilik faaliyetlerine devam edilebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının uygun görüşü aranacak. Bakanlığın uygun görüş vermemesi durumunda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce hesaplanan yatırım giderleri tutarındaki tazminat, lehine kısıtlama kararı verilen idarenin bütçesinden ruhsat sahibine ödenecek.

Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yürütülecek. Çevresel etki değerlendirmesi sürecinde ilgili kurumlar görüşlerini en geç 3 ay içinde verecek. Kurumların ilave süre talep etmeleri halinde en fazla bir ay ek süre verilecek.

Tüm değerlendirmelerini tamamlayarak bu süreler içinde görüş bildirmeyen kurumun görüşü olumlu kabul edilecek. İzin vermiş kurumlar, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde olumsuz görüş veremeyecek. "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı" alınan madencilik faaliyetleri için ilgili kurum tarafından varsa mali yükümlülükler alınarak, en geç bir ay içinde diğer işlemler tamamlanacak.

İlgili kurum tarafından IV. Grup ile stratejik veya kritik madenlere izin verilmeyen hallerde sahanın rezerv potansiyeli, yeri, cinsi ve ekonomiye katkısı gibi hususlar dikkate alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılacak başvuru üzerine izin hakkında nihai karar, üstün kamu yararı çerçevesinde Kurul tarafından verilecek. Kurul, madencilik faaliyeti lehine karar verirse ilgili kurum bir ay içinde izin kararını Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne gönderecek ve ruhsat düzenlenecek.

"Stratejik veya kritik madenler" yeniden düzenleniyor

Maden Kanunu'nun "Stratejik veya kritik madenler" başlıklı hükmü yeniden düzenleniyor. Buna göre, arz kesintisi veya yüksek fiyat artışı halinde ciddi ekonomik sorunlar veya güvenlik zafiyeti doğabilecek, sanayi üretiminin temel girdilerinden ve yüksek arz riski taşıyan madenler, kritik maden olarak kabul edilecek.

Ulusal güvenlik ve ekonomik refah için yüksek öneme sahip ve iç veya dış etkenler nedeniyle arzı kısıtlanabilecek madenler, stratejik maden olarak kabul edilecek.

Stratejik veya kritik madenler, Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca tespit edilecek.

Stratejik veya kritik madenlere ilişkin madencilik faaliyetleri için Kamulaştırma Kanunu hükümleri doğrultusunda acele kamulaştırma yapılabilecek.

Bir önceki yıldaki üretim miktarının yüzde 10'unu geçmemek kaydıyla stratejik veya kritik madenlerin belirli bir oran veya miktarda ruhsat sahiplerince stoklanmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilecek.

Teklifin 4'üncü maddesinin kabul edilmesinin ardından TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl, birleşime ara verdi.

Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bingöl, birleşimi, saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.