Grand Kartal Otel yangını davasının üçüncü gününde sanıklar savunma yaptı
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına dair, aralarında otelin sahibi, belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada sanıklar savunma yaptı.

Bolu
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen davanın 3. gündeki duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katılıyor.
- Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davası sürüyor
- Kartalkaya'daki otel yangınında torununu kaybeden acılı dede adaletin tecelli etmesini istiyor
Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşma, muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun'un savunmasının alınmasıyla başladı.
Salun, yangında otelde olduğunu ve saat 03.33'te uyandığını, kapının altına ıslak havlu koyup duman girmesini engellemeye çalıştığını, karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle hastaneye gittiğini anlattı.
SGK girişinin Gazelle Otel olduğunu, Grand Kartal Otel ve Gazelle Otel'in aynı kişinin olmasından dolayı bazen personellerin değiştiğine değinen Salun, Grand Kartal Otel'de hiçbir şekilde karar alma, işe alma, işten çıkarma gibi yetkisinin bulunmadığını öne sürdü, muhasebe ve depo kısmıyla ilgilendiğini ifade etti.
Salun, resmi olarak hiçbir yerde oteli temsil etme gibi bir durumunun bulunmadığını savunarak, son zamanlarda yangın eğitimi verilip verilmediğini, yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını ve yangın müdahale ekibinin kurulup kurulmadığını hatırlamadığını iddia etti.
Müşteki avukatının, "Otel sahiplerinin erken kurtarıldığına dair bilginiz var mı?" sorusuna Salun, bilgisinin olmadığını, kendisinin yangından son anda kurtarıldığını söyledi.
Salun, sanık avukatının, "İl Özel İdaresinin denetiminde nelere bakıldı, yangına ilişkin bir şeye bakıldı mı?" sorusuna ilişkin, denetimde hijyene ve depolara bakıldığını, yangına ilişkin bir hususa bakılmadığını belirtti.
Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Salun'a, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan ek savunma hakkı verdi.
Daha sonra söz verilen otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz'ın, savunmasına başsağlığı dileyerek başlaması üzerine müşteki ve avukatları tepki gösterdi, duruşmada tartışma çıktı.
Salonda sükunet sağlanmasının ardından Yılmaz savunmasını yapmaya devam etti.
Otel müdürü Yılmaz: Patronlar kararları kendi alır
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz, 1999'dan beri Grand Kartal Otel'de çalıştığını belirterek, "Bana müdürlük ünvanı verilmişse de benim yaptığım iş resepsiyonda çalışmak oldu. Gerçek manada otelle ilgili karar alma, harcama yapma, işleyişle ilgili tasarrufta bulunma yetki ve sorumluluğum yoktur. Burası aile otelidir. Patronlar kararları kendi alır, kendi kontrol eder, bütün alınacak malzemeleri kendi belirler." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca 16 Aralık 2024'te gerçekleştirilen denetimde sadece müşteri odalarına eşlik ettiğini anlatan Yılmaz, aynı gün yapılan itfaiye denetimini ve eksikliklerin tespit edilmesini, ayrıca raporun geri çekilmesini savcılıkta öğrendiğini savundu.
Yılmaz, maaş bordrosunda ön büro personeli yazdığını aktararak, kırık sandalyesini dahi değiştiremediğini, oteldeki eksiklikleri yaptırma yetkisinin bulunmadığını söyledi.
Sorumluluğu ve kusurunun olmadığını savunan Yılmaz, tahliyesi ve beraatini talep etti.
"Yangında alarm sesi duyulmadı"
Sanık Yılmaz'ın savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi.
Mahkeme başkanı ile müşteki ve sanık avukatların sorularını yanıtlayan Yılmaz, yangında 9'uncu kattaki 9050 numaralı odada olduğunu söyledi.
Telefon aramasıyla uyandığını dile getiren Yılmaz, "Yangında alarm sesi duyulmadı. Resepsiyonda dedektörleri kontrol eden panel vardı, en son çalışıyordu. Kısa zamanda yangın tatbikatı yapılmadı. Otelde yangın tüpü var, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yok. Yangın kontrol panelinin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Resepsiyon görevlilerine yangın eğitimi verilmedi diye biliyorum. Yangın raporuyla ilgili bilgim yoktur." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını bilmediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Hacıbekiroğlu ve Aras bazen tatillerde gelirdi. Emir ve talimatları otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'tan alırdık. Merdivenden 9'uncu kattan 4'üncü kata yürüyerek indim. Elektrik o anda kesilmedi, ne zaman kesildiğini bilmiyorum. Dördüncü kata indim, mutfak bölgesine girmeye çalıştım ama duman vardı giremedim. Tekrar 5'inci kata çıkmak istedim ama dumandan çıkamadım. Üçüncü kata indim, burada 'Yangın var.' diye bağırdım, yangın ziline bastım ama alarm çalışmadı. Yangının boyutunu bilemediğim için resepsiyon görevlisine müşterileri uyandırın demedim."
Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin'in "Resepsiyondaki görevli seni aradığı anda 'Misafirlere haber ver, odaları boşaltsınlar.' deseydin can kaybı yaşanır mıydı?" sorusunu Yılmaz, "O esnada onu düşünemedim. Can kaybı yaşanır mıydı yaşanmaz mıydı bilemiyorum." şeklinde yanıtladı.
Mahkeme heyeti, "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçundan yargılanan sanık Yılmaz'a "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçlamalarına yönelik ek savunma hakkı verdi.
Hacıbekiroğlu: Hiçbir görevimiz, yetkimiz ve sorumluluğumuz yoktur
Otelin sahibi Halit Ergül'ün kızı ve şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu da savunmasında, otelin 6'ncı katında yardımcısı ve 2 çocuğuyla kaldığını, bağrış seslerine uyandığını anlattı.
İlk önce eğlence seslerinin geldiğini düşündüğünü belirten Hacıbekiroğlu, "Yardımcım beni uyandırdı. Annemi aradım, camı açıp sundurmaya çıkıp kaçmamı söyledi, bu sırada duman geliyordu. Camı açamadım çünkü çocuk kilidi vardı. Tahta çekiçle vurmaya başladım, ilk camı kırdım ama ikinci camı kıramadım. Sundurmada başka bir müşteri vardı, kendi ailesini kurtarmaya çalışıyordu, onun camı kırmasıyla önce çocuklarımı verdim, sonra kendim çıktım." diye konuştu.
Hacıbekiroğlu, araçların garajdan çıkarıldığı iddiasına ilişkin, "AFAD ya da itfaiye hangisini olduğunu bilmiyorum, yangının garaja sıçraması durumunda patlama olabileceğini ve garajın boşaltılması gerektiğini söylediğini kayak hocası bana iletti." dedi.
Eşinin geldiğini, kendisini, ablasını ve çocukları alarak Bolu'ya götürdüğünü belirten Hacıbekiroğlu, "Otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla tatil yapmak için oraya gittim. Böyle bir trajedinin yaşanması beni derinden üzüyor. Şirkette 5 kişinin bulundurulması zorunluluğu dolayısıyla babam, avukatın yönlendirmesiyle ablamı, beni ve bir kuzenimizi yönetime almış. Hiçbir görevimiz, yetkimiz ve sorumluluğumuz yoktur." açıklamasında bulundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı'nın, "Ne zaman otele geliyordunuz?" sorusuna, İstanbul'da yaşadığını ve sadece tatil zamanlarında geldiği, "İş ve işlem yapma yetkisi kimdedir, çalışanlar kimden talimat alır?" sorusuna "Babam" cevaplarını veren Hacıbekiroğlu, "Yangın eksikliklerinden ve başvuru belgesinin iptalinden haberiniz var mı?" sorusunu "Hayır" olarak yanıtladı.
Hacıbekiroğlu, "Yangın uyarı cihazlarının kapatılıp kapatılmadığını ve resepsiyon görevlisine eğitim verilip verilmediğini biliyor musunuz?" sorusuna "Bilmiyorum.", "Emine Murtezaoğlu Ergül ve Elif Aras yönetimde midir?" sorusuna "Değildir.", "İmza, talimat verme yetkiniz var mı?" sorusuna "Hayır." cevabını verdi.
"Huzur hakkı almıyordum"
Savunmasının ardından çapraz sorguda müşteki avukatlarının kendisine yönelttiği soruları yanıtlayan Hacıbekiroğlu, kaç yönetim kurulu toplantısına katıldığı yönündeki soruya ilişkin, "Bilmiyorum. Toplantı olduğunda avukata vekalet veriyordum. Ne zaman ne şekilde yapıldığını bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
Hacıbekiroğlu, tahsil durumu ve yönetim kurulundaki görevine ilişkin soruda, "İsviçre’de turizm okudum. Hissedar nedir, yönetim kurulu üyesi nedir, bunların görevi nedir bilmiyorum." açıklamasında bulundu.
"Huzur hakkı almıyordum. Maaş gibi değil, harçlık gibi diyeyim. Babam ne gönderirse. 70-90 arası." diyen Hacıbekiroğlu, bir soruya, "Aile şirketi olduğunu için babam 'Bu imzalanacak.' der ve imzalarım." cevabını verdi. Bunun üzerine, "O zaman karar defterindeki imzalar size ait?" şeklindeki sorunun yöneltilmesine karşılık Hacıbekiroğlu, "Karar defterinin ne olduğunu bilmiyorum." iddiasında bulundu.
Odadan dışarı kapı yerine neden pencereden çıktıklarının sorulması üzerine Hacıbekiroğlu, "Dumanın odaya girdiğini gördüğümde annemi aradım. Annem dumanı görmüş. Annem sakın kapıyı açma, havlu ıslatıp kapının altına koy dedi. O yüzden kapıyı açmadım." şeklinde cevap verdi.
Hacıbekiroğlu, kapının altına havlu koymak zorunda kalmasa halı kaplı yangın merdivenine yönelip yönelmeyeceğinin sorulması üzerine "Annemi aradığımda yangın merdivenine gitmemi söyleseydi giderdim." dedi.
Duruşma, Hacıbekiroğlu'nun ardından otel sahibi Halit Ergül'ün diğer kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras'ın savunmasıyla sürüyor.
Duruşmayı, TBMM KEFEK Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan ile siyasi parti temsilcileri de izliyor.
Otel sahibi Halit Ergül'ün kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Elif Aras savunma yaptı
Savunma yapan Aras, gece otelden şans eseri kurtulduğunu, fiziksel olarak yara almamasının yaralı olmadığı anlamına gelmediğini söyledi.
Aras, 7027 ve 7026 numaralı odalarda kaldığını belirterek, saat 03.30 sıralarında koridordan gelen seslere uyandığını, eşi şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ı ne olduğuna bakması için kapıya gönderdiğini kaydetti.
Eşinin yangın olduğunu söylemesi üzerine hızlıca odadan çıkıp aşağı indiklerini dile getiren Aras, "Hiç düşünmeden koridora çıktık. Eşim bu sırada 'Yangın var.' diye bağırıyordu. Hiç durmadık. Birkaç oda sonra dumanın içine girdik. Oradan sonra zaten sesimiz çıkmadı." diye konuştu.
Aras, merdivenlere yöneldiklerini, camı kırıp gitmeyi düşünmediklerini anlatarak, "Dumanların içine dalarak hızlı şekilde aşağı indik. Kızımı çekerek götürdüm. 5. ve 6. katlarda zor nefes alıyorduk. Tek başına 8-9 yaşlarında erkek çocuğu gördüm. Onu kurtardık." ifadelerini kullandı.
Otelden çıkmayı başardıklarında dışarıda çok fazla kişinin olduğunu aktaran Aras, şöyle devam etti:
"Sonra annemin ve kardeşimin de olduğu aklıma geldi. Annemin odasının olduğu tarafa gittim. Cam açıktı, onu gördüm. Çalışanlar uzun merdivenlerle 5. ve 6. kattaki misafirleri tahliye etmeye başladı. Bütün gece sahada oradaki insanlar ne yapabiliyorsa onları yaptık. Eşim gibi çatıya çıkıp camlardan giremedim. İnsanlara 'Atlamayın, sakin olun.' diye bağırıyordum. Sonra diğer otel de tahliye edilmiş ve Dorukkaya'ya geçmişler. Ben telefonumu odada unutmuştum. O yüzden yanımda gördüğüm herkese 112'ye arattırıyordum. Kardeşim zaten çıldırmış gibiydi. İtfaiye aracı geldikten sonra bizi oradan uzaklaştırdılar."
Aras, o geceyi yaşamayan kimsenin, yaşananları anlayamayacağını belirterek, "Sabah olmuştu artık. Kardeşimin eşi İstanbul'dan geldi. Çocukları, bizi alıp Gazelle Otel'e götürdü. Eşim o gün tutuklandı. Sonrasında İstanbul'a gittik. Orada çocuğumu psikolojik olarak toparlamaya çalışıyordum. O gün ben de dumana biraz daha fazla maruz kalsaydım bugün hayatta değildim." ifadelerini kullandı.
"Alarm sesini hatırlamıyorum"
Otelin, aile şirketi olduğunu aktaran Aras, "Otel yönetiminde nihai kararları babam alır. Biz emir, talimat vermeyiz, işletmeyle ilgili işlere karışmayız. Bir imza yetkimiz, karar alma yetkimiz yok. Ne kadar hissem olduğunu bile şimdi öğrendim." dedi.
Aras, otele sadece sömestr tatili ve onun dışında birkaç hafta sonu gelip gittiklerini söyleyerek, "İtfaiyenin yangınla ilgili tespit ettiği eksikliklerden haberim yok. Genelde otel işlerini eşim babama soruyor. Eşim satış, rezervasyon, fiyat gibi şeylerle ilgileniyor. Grand Kartal'ın müdürü Zeki Bey'dir. Eşimin konumu kağıt üstünde genel müdür. Kadir Özdemir muhasebe müdürü. Ahmet Demir, Gazelle Otel'in genel müdürüdür. Ahmet Demir'i Grand Kartal'da senede bir kere ya görürüm ya görmem. Aşçılardan sadece aşçı başı Reşat Bölük'ü tanıyorum." diye konuştu.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine yangın eğitimi verilip verilmediğini, tatbikat yapılıp yapılmadığını bilmediğini ileri süren Aras, "Yangın alarmı çaldı mı?" sorusuna, "Alarm sesini hatırlamıyorum." cevabını verdi.
Aras, "Yangın esnasında yangın butonuna bastınız mı?" sorusu üzerine, "Ölümle daha önce burun buruna gelmemiş insanın bunu merak etmesi çok normal. Orada yangın butonu, görebileceğim bir yerde değildi. Dumanların arasına girdikten sonraki bir yerdeydi. Butonu görmedim bile." ifadelerini kullandı.
Aylık kazancı ve ne kadar huzur hakkı aldığı sorulan Aras, "Huzur hakkının ne olduğunu bilmiyorum. 50 bin lira ile 70 bin lira arası aylık gelirim var. Ailem gönderir, annem ve babam." dedi.
Aras, "Size otelin yangın konusunda güvenli olduğunu düşündüren nedir?" sorusunu, "Ben otelin güvenli olduğunu varsayıyorum, yıllardır oraya gittiğim için. Duman dedektörlerinin olduğunu biliyorum. Yangın dolaplarını, yangın merdivenlerini görüyorum. Eşimin yangın riski olan yerde göz göre göre ne beni ne de başkalarını barındıracağını düşünmüyorum." şeklinde yanıtladı.
"Hiç suçlu olduğunuzu düşünüyor musunuz, vicdan azabı çekiyor musunuz? Kapıları çalmak, bağırmak aklınıza gelmedi mi?" sorusuna Aras, "Birçok yerde sistem hataları olduğunu görüyorum. Buna Türk adaleti karar verir. Dışarı çıkarken eşim bağırdı. Keşke elimden daha fazlası gelseydi. Keşke kapıların hepsini çalabilseydim." cevabını verdi.
Otel sahibi Halit Ergül'ün eşi ve şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül savunma yaptı
Duruşmanın üçüncü gününde kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ın ardından dinlenilen Emine Murtezaoğlu Ergül, olay gecesi otelde olduğunu ve hasbelkader kurtulduğunu söyledi.
Yangının çıktığı gece 6018 numaralı odada kaldığını belirten Ergül, sesleri duyunca yataktan fırladığını, kapıyı açınca dumanla karşılaştığını anlattı.
Ergül, doğuştan görme engeli olduğu için lens kullandığını belirterek, "Çok zorlukla lenslerimi takabildim. O sırada kızım aradı. Ne yapacağını sordu. Ben de ona 'kesinlikle kapıyı açma, altına ıslak bir havlu koy ve pencereden çık' dedim." diye konuştu.
O sırada odasının önündeki çatıya birinin atladığını ve kendisinden battaniye istediğini aktaran Ergül, "Ben de elime ne geçerse fırlattım. O sırada yine kızım aradı. 'Camları açamıyorum, çocuk kilidi var.' dedi. Ben de 'Kır o zaman, seni alırlar.' dedim." ifadesini kullandı.
Ergül, Gazelle Otel'de olan eşini arayıp yardıma gelmesini istediğini, daha sonra da hem dışarı çıkmaya hem de insanlara yardım etmeye çalıştığını söyledi.
Havanın aydınlandığı bir zamanda gelen küçük kızının eşinin, torunlarını ve kızlarını alıp gittiğini belirten Ergül, "İçeride tanıdıklarım, ahbaplarım vardı. Sürekli onların durumunu soruyordum. Çocukları yolladıktan sonra otelin yanına gitmeye çalıştım ama jandarma otele kimseyi yaklaştırmıyordu. Sonra birkaç gün Gazelle Otel'de kaldıktan sonra kızlarla İstanbul'daki eve gittik." diye konuştu.
"Otelin yönetimini eşim yapardı"
Sanık Ergül, otele tatillerde kızlarıyla geldiğini, onlar büyürken İstanbul'da yaşadığını, anne babasına ve torunlarına baktığını dile getirerek, "Bundan dolayı otelin işleyişiyle hiçbir ilgim yok. Gittiğim zamanlarda sadece çiçekleri sulayın, burayı süpürün gibi şeyleri söylerim." dedi.
Mahkeme başkanının "Otel işlerine karışır mıydınız? İmza yetkiniz var mı?" sorusuna Ergül, "Yetkim var, doğru. Eşim olmadığı zaman evrak getirirlerdi, imzalardım. Otelin yönetimini eşim yapardı. Emir Aras müdürdü ama eşime sormadan bir şey yapmazdı." yanıtını verdi.
Ergül, Zeki Yılmaz'ın işletme müdürü olduğunu, yıllardır Kartalkaya'da çalıştığını belirterek, "Elektrik teknikeri ilk başta Bayram ve Hüseyin idi. Sonrasında yenilerin hiçbirini tanımıyorum. Ahmet Demir, Gazelle Otel'in genel müdürüdür. Ahmet Demir, Grand Kartal otelin yönetimiyle ilgili işler yapmaz." ifadesini kullandı.
Çocuklarının otele hangi sıklıkla geldiği sorusuna Ergül, "Ceyda ve Elif, sadece tatillerde gelirlerdi. Zaten çocuk büyütüyorlar. Genelde İstanbul'dalar." cevabını verdi.
Ergül, yangın güvenliğiyle ilgili eksikliklerin belirtildiği rapordan ne zaman haberi olduğuna ilişkin soru üzerine, "Yangından sonra haberim oldu. Emir Aras, Kadir Özdemir, Mehmet Salun, Cemal Özer'in tek başına bu eksiklikleri giderme yetkisi yoktu, sormadan bir şey yapamazlar." diye konuştu.
"Grand Kartal Otel'de yangın eğitimi verildi mi? Yangın tatbikatı yaptınız mı?" sorusuna Ergül, "Hiçbir bilgim yok." yanıtını verdi.
Grand Kartal Otel yangını davasında mutfak çalışanları savunma yaptı
Duruşmada savunmasını yapan otelin mutfak personeli tutuksuz sanık Enver Öztürk, aşçı olarak çalıştığını söyledi.
Öztürk, otelin 4'üncü kattındaki 5 numaralı depoda kaldığını ve saat 03.35 gibi ses üzerine uyandığını, personel çıkışından dışarı çıktıklarını belirterek, bu sırada yangının büyüdüğünü, merdivenlerle kurtarma çalışmasına katıldıklarını anlattı.
Otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ve eşi yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emine Murtezaoğlu Ergül'ü tanıdığını aktaran Öztürk, kızları tutuklu sanıklar Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras'ı tanımadığını kaydetti.
Mutfak bölümünün şefinin tutuksuz sanık Reşat Bölük olduğunu, kendisinin sıcak yemek ustası olduğunu anlatan Öztürk, yangın çıkan "grill plate" isimli elektrikli cihazın kaçta açıldığını bilmediğini, cihazın daha önceki yıl ve aylarda açık bırakıldığını duymadığını ve her gün temizlendiğini belirtti.
Öztürk, mahkeme başkanının, yangın eğitimi, tatbikat, yangın müdahale ekibi, yangın alarm sistemiyle ilgili sorularına şu cevapları verdi:
"Yangın eğitimi verilmedi, tatbikat yapılmadı. Yangına müdahale ekibinin kurulup kurulmadığından haberim yok, bilmiyorum. İş güvenliği uzmanını görmedim. Mutfakta yangın tüpü vardı. Yangın alarm sistemini hiç görmedim, sprinkler (yangın söndürme sistemi) yoktu. Yangın anında kimin ne yapacağı belli değildi."
Bu sırada rahatsızlanan İl Özel İdare Ruhsat ve Denetim Müdürü tutuklu sanık Yeliz Erdoğan'a duruşma salonunun dışında sağlık ekiplerince müdahale edildi.
Sanık Faysal Yaver: Izgarayı ben açmadım
Mutfak personeli tutuklu sanık Faysal Yaver ise yangından bir ay önce otelde kahvaltı baş yardımcısı olarak işe başladığını, yangını gören ilk 4 kişiden biri olduğunu söyledi.
Kahvaltı için hazırlık yaptığı sırada Yusuf Karahanlı'nın kendisine yangını haber verdiğini anlatan Yaver, bunun üzerine "yangın var" diye bağırarak ikinci kata indiğini ve garaj kapısından dışarı çıktığını kaydetti.
Yaver, dışarı çıktıktan sonra insanlara yardımcı olmaya çalıştıklarını anlattı.
Mahkeme başkanının, mutfak şefinin kim olduğu sorusuna cevap veren Yaver, "Gece 23.00, en geç 00.00’da mutfağa girerim. O saatten gündüz 11.00-12.00’ye kadar çalışırım. Kahvaltı şefi Salih Acar’dı. Yangından 2 gün önce bir sıkıntı yaşadı, o yüzden işten çıkarıldı. Başka bir mutfak personeliyle tartışma yaşadı. Kahvaltı şefimiz yok." diye konuştu.
Yaver, yangın eğitimi almadığını ve otelde yangın tatbikatı yapılıp yapılmadığını bilmediğini ileri sürdü.
Mahkeme başkanının, "Yangın tüpü var mıydı?" şeklinde sorusu üzerine Yaver, "Aslında gözümüzün önünde, lavabonun altında yangın tüpü varmış ama biz o anda göremedik." ifadelerini kullandı.
Yaver, üzerine atılı suçlamayı reddederek, "Izgarayı ben açmadım. Bu kamera kayıtlarında da vardır." dedi.
Cumhuriyet savcısının, "Benmariyi açmak isterken yanlışlıkla elektrikli ızgarayı açmış olabilir misiniz?" sorusu üzerine Yaver, "Benim açtığım sabit benmaridir. Sabit benmari şov alanının dışındadır. Izgarayı açmak için şov alanına girmek gerekmektedir. Ben şov alanına girmedim. Sabit benmariyi 00.30 civarı açtım." şeklinde konuştu.
Faysal Yaver'in savunmasının ardından duruşmaya yarın sabah devam edilmek üzere ara verildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.