Dolar
41.90
Euro
48.82
Altın
4,249.90
ETH/USDT
3,862.10
BTC/USDT
106,679.00
BIST 100
10,208.76
Eğitim

Üsküdar Üniversitesinin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı

Üsküdar Üniversitesi, 2025-2026 Akademik Yılı törenle açıldı.

Rüveyda Mina Meral  | 16.10.2025 - Güncelleme : 16.10.2025
Üsküdar Üniversitesinin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni yapıldı

İstanbul

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu'ndaki törenin açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, üniversitenin kısa sürede ulaştığı uluslararası başarıların takım ruhu ve sistemli yönetim anlayışıyla mümkün olduğunu söyledi.

Tarhan, Times Higher Education sıralamalarında Üsküdar Üniversitesinin Türkiye'deki vakıf üniversiteleri arasında ilk sırada, dünya genelinde ise 600-800 bandında yer aldığını dile getiren, "Bu başarı, 10-15 yıl gibi kısa bir sürede dünya üniversiteleri ligine girebilmiş olmanın göstergesidir. Hedefimiz, ilk 500 bandına ulaşmak." dedi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Üsküdar Üniversitesinin öğrenci odaklı bir vizyonla, adil ve şeffaf yönetim ilkelerini benimsediğini, üniversitenin mottosunda yer alan eleştirilebilirlik, özgürlükçülük, çoğulculuk ve katılımcılık değerlerinin kurumsal kültürün temelini oluşturduğunu belirten Tarhan, "Gelişmiş toplumların en büyük özelliği sistem toplumları olmalarıdır. Güç kişilerde değil, kurallarda olmalıdır. Biz de üniversitemizde böyle bir kurumsal yapı oluşturuyoruz, kişiler değişse de sistem işlemeye devam etmeli." ifadelerini kullandı.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör de üniversitenin "kalite" ve "takım ruhu" ilkeleriyle emin adımlarla ilerlediğini vurguladı.

Üniversitenin kalite konusunda sabit bir şekilde ilerlediğini kaydeden Güngör, "YÖKAK'a (Yükseköğretim Kalite Kurulu) başvurumuzu yaptık. Kasım ayı içerisinde kalite belgemizi almış olmanın mutluluğunu paylaşmayı umuyoruz. Çünkü bu yolda epey çalıştık, sistemimizi oluşturduk, şimdi heyecanla bekliyoruz." diye konuştu.

Prof. Dr. Güngör, "Son yıllarda TÜBİTAK projeleri ve bilimsel yayın sayılarında ciddi artış yaşandı. Son bir yılda yayın sayımızı iki katına çıkardık, onaylanan projelerimiz üç katına çıktı. Patentlerimiz, TÜBİTAK başarılarımız, öğrencilerimizin kazandığı ödüller, tüm bunlar Üsküdar Üniversitesi'nin yükselen ivmesini ortaya koyuyor." dedi.

İlk ders: Gazze'nin Psikopolitiği

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, yeni akademik yılın ilk dersini verdi.

"Gazze'nin Psikopolitiği" konulu derste, Gazze'de yaşananların derin psikolojik ve ruhsal boyutuna dikkati çekildi.

Prof. Dr. Tarhan, soykırımın arkasındaki psikolojik mekanizmaları açıklarken tarihteki örneklerle Gazze'deki durumu ilişkilendirerek, "Hitler döneminde olduğu gibi bugün de bir tür etnik narsisizmle karşı karşıyayız. 'Üstün ırk', 'seçilmiş halk' gibi inançlar kötülüğü meşrulaştırıyor. Bu anlayışla yetişen nesiller, karşı tarafı insan olarak görmüyor. Bu da zulmü normalleştiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Gazze'deki soykırıma karşı dünyadaki sessizliğe dikkati çeken Tarhan, "Bugün kötülüğün yayılmasının en büyük nedeni sessizliktir. Kötülüğe sessiz kalanlar, kötülüğün ortağı olur. Gazze'nin yaşadığı bu travma, sadece Filistin'in değil, insanlığın vicdan sınavıdır." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kaynak da Gazze'de yaşananları "planlı ve örgütlü soykırım" olarak tanımlayarak, şunları kaydetti:

"Önce bir topluluğu etnik ya da kültürel olarak sınıflandırırsınız, sonra damgalarsınız, ardından insan dışı hale getirirsiniz. Bu noktada artık onun imhası meşrulaşır. Çünkü insanlar artık karşısındakini insan olarak görmez. Gazze'de yaşananlar yalnızca insan kaybı veya fiziksel tahribat değil, aynı zamanda kolektif hafıza, kimlik ve gelecek tahayyülüne yönelik sistematik bir saldırıdır. Mekana saldırı ve yurtsuzlaştırma aslında aynı şey. Bir mekanın yıkımı, sadece insan bedeninin yok olması anlamına gelmiyor. Saldırıların hedefi yalnızca bireyi değil, ortak yaşam alanlarını da kapsıyor."

Gazze'nin Filistin için taşıdığı merkezi konuma değinen Kaynak, "Gazze'nin şöyle bir anlamı var. Filistin'in merkezidir Gazze. Bu soykırım, kolektif hafızaya yönelik bir saldırıdır. Ölüm tehdidi, açlık, daima bir yaşam tehdidi altında yaşamak 'şimdiki zamanın çökertilmesi' algısı yaratıyor. Bu bir insanlık davasıdır. Bu çapta bir soykırım, bütün dünyanın gözleri önünde naklen izlenerek yaşanıyor. İnsanlığın gözünde ben de Filistinlileri bu zaferi kazanmış ilan ediyorum, büyük bir direniş gösterdiler." şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.