Dolar
40.83
Euro
47.79
Altın
3,335.45
ETH/USDT
4,478.50
BTC/USDT
117,652.00
BIST 100
10,870.57
Dünya

Kore Yarımadası, 72 yıldır "barış antlaşması"nı arıyor

Kuzey Kore'nin 25 Haziran 1950'de Güney Kore'yi işgaliyle başlayıp 27 Temmuz 1953'te sona eren "Kore Savaşı", birçok girişime rağmen barış antlaşması imzalanamadığı için teknik olarak devam ediyor.

Mehmet Şah Yılmaz  | 27.07.2025 - Güncelleme : 28.07.2025
Kore Yarımadası, 72 yıldır "barış antlaşması"nı arıyor

Ankara

İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımı, İran ve Lübnan'a saldırıları, Rusya-Ukrayna Savaşı, Kamboçya-Tayland gerilimi gibi dünyanın birçok bölgesinde çatışmaların sürdüğü dönemde Güney ile Kuzey Kore arasında 1953'te sonlanan Kore Savaşı, barış antlaşması imzalanmadığı için teknik olarak 72 yıldır sürüyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Kuzey Kore'nin 25 Haziran 1950'de Güney Kore'yi işgaliyle başlayıp 27 Temmuz 1953'te sona eren "Kore Savaşı", birçok girişime rağmen barış antlaşması imzalanamadığı için teknik olarak devam ediyor.

AA muhabiri, ateşkes anlaşması ile sona ermesine rağmen teknik anlamda süren Kore Savaşı ile ilgili süreci derledi.

Kore Savaşı nasıl başladı?

25 Haziran 1950'de Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi işgal etmesi üzerine Kore Savaşı başladı.

Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey Kore'ye, ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletler (BM) de Güney Kore'ye savaş boyunca destek verirken Türk Tugayı da BM gücü olarak savaşta Güney Kore'nin yanında savaştı.

BM Güvenlik Konseyinin, BM güçlerini, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için Kore'ye göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrindeki 1. Türk Tugayı, Eylül 1950'de Hatay'ın İskenderun Limanı'ndan yola çıktı ve 12 Ekim 1950'de Pusan Limanı'na vardı.

ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle 2'nci, Kanada 26 bin 791 askerle 3'üncü sırayı aldı.

Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplamda 4 tugayla katılan Türkiye, personel sayısı bakımından Kore Savaşı'na iştirak eden 16 ülke arasında 4'üncü sırada yer aldı.

Savaşta Güney Kore'de 40 bin 670'i BM askeri, 137 bin 899'u Kore askeri olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore'de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti.

Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, "en çok kayıp veren ülke" oldu. ABD'yi 1078 kayıpla İngiltere izlerken Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre, cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra vefat eden ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı'nda 900'ü aşkın şehit vererek 3'üncü sırada yer aldı.

Türk birlikleri, Çin kuvvetleri ile yaptığı 25-27 Ocak 1951'de Kumyangjang-ni Muharebesi'nde büyük başarı gösterdi. Muharebede süngü hücumu yapıldı ve bu, tarihteki son süngü taarruzlarından biri olarak görülüyor.

Kore'nin Busan kentindeki BM Kore Anıtsal Mezarlığı'nda savaşta şehit olan 462 Türk askeri yatıyor.

Kore Savaşı'na katılan birliklerin arasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu.

O zaman açılan Ankara Okulu'nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını "kan kardeşi" olarak nitelendiriyor.

Kore Savaşı için barış antlaşması girişimleri sonuçsuz kaldı

Kore Savaşı sonrası Güney Kore ile Kuzey Kore, birleşme amacıyla birçok görüşme yapsa da son yıllarda özellikle Pyongyang'ın iki ülkeyi defalarca karşı karşıya getiren nükleer silah ve füze programları kapsamındaki denemeleri, 1953'ten bu yana süren savaşın sonlanmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak değerlendiriliyor.

Kore Savaşı, 27 Temmuz 1953'te yapılan ateşkes anlaşması ile durdu lakin barış antlaşması imzalanmadığı için savaş teknik olarak devam ediyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail'in Gazze'de soykırıma devam etmesi ve savaşın bölgesel olarak yayılma riski, Rusya-ABD'nin iki Kore arasındaki farklı askeri işbirlikleri, Kuzey ile Güney arasındaki gerginliğin sıcak çatışmalara dönüşme riskini de beraberinde taşıyor.

Rusya'nın, Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana mesafe koyduğu Kuzey Kore ile yeniden yakınlaşması, Güney Kore'nin de Batı'ya yakınlaşması, Yarımada'daki gerginliği artırıcı adımlar olarak görülüyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, 19 Haziran'da Kuzey Kore'ye yaptığı resmi ziyarette taraflar arasında "kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması"nın imzalanması da söz konusu adımlardan biri olarak görülüyor.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un, Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu ile yaptığı görüşmede, Ukrayna Savaşı konusunda Rusya'ya "tam destek" verdiklerini duyurmuştu.

Güney Kore'nin bu yıl göreve gelen Devlet Başkanı Lee Jae-myung, göreve başladığı günden bu yana Kuzey Kore ile ilişkileri normalleştirmeye yönelik mesajlar verirken Kuzey Kore ile ilgili politikasında diplomatik çözüm yanlısı ifadeler kullanıyor.

İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımı, İran ve Lübnan'a saldırıları, Rusya-Ukrayna Savaşı, Kamboçya-Tayland gerilimi gibi dünyanın birçok bölgesinde çatışmaların sürdüğü dönemde Yarımada'nın küresel ve bölgesel gerginliklerden nasıl etkileneceği de merak konusu.

Kore Savaşı'nın ardından barış antlaşması arayışı devam ediyor.

Güney Koreli Büyükelçi Jeong, Kore Yarımadası'nda kalıcı barış düzeni kurmayı hedeflediklerini söyledi

Güney Kore'nin Ankara Büyükelçisi Jeong Yeondoo, Kore Savaşı'nın ateşkesle sona ermesinin 72. yıl dönümüne ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kore Yarımadası'nda iki ülkenin teknik olarak hala savaş halinde olduğunu ve Askerden Arındırılmış Bölge (DMZ) hattı boyunca Güney ile Kuzey Kore arasında askeri gerilimin devam ettiğini söyledi.

Güney Kore'nin Kore-ABD ittifakına dayanarak güçlü bir caydırıcılığı muhafaza ettiğini belirten Jeong, Kore Yarımadası'nda barış ile güvenliği sağlamak adına diplomatik çabalarını sürdürdüklerini dile getirdi.

Jeong, "Hükümetimiz, en sağlam güvenlik şeklinin savaşmaya gerek olmayan bir barış olduğuna inanmakta ve bu doğrultuda Kore Yarımadası'nda kalıcı bir barış düzeni inşa etmeyi hedeflemektedir." dedi.

Ülkesinin, Güney ile Kuzey Kore arasındaki askeri gerilimi azaltmak ve kesintiye uğrayan iletişim kanallarını yeniden açmak için çaba gösterdiğini aktaran Jeong, iki ülke arasındaki ilişkiyi "düşmanlık" ve "çatışma"dan "uzlaşı" ve "işbirliği"ne dönüştürerek kalıcı bir barış yapısı kurmayı amaçladığını vurguladı.

Jeong, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu'daki istikrarsızlık gibi küresel krizlerin yaşandığı bu dönemde, ülkesinin "ulusal çıkar öncelikli pragmatik diplomasi" yaklaşımıyla hareket ettiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"(Güney Kore) Sağlam Kore-ABD ittifakını temel alan Kore-ABD-Japonya üçlü işbirliğini güçlendirmekte ve aynı bakış açısıyla çevre ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye devam etmektedir. Kore Yarımadası'ndaki gerilimi azaltmak ve Kuzey Kore nükleer sorununda somut ilerleme sağlamak için etkin adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda, hükümetimiz Kuzey Kore'nin nükleer ve füze tehditleri ile provokasyonlarına karşı uluslararası toplumla işbirliği içinde kararlı bir şekilde karşılık verirken, kesintiye uğramış Güney-Kuzey iletişimini yeniden tesis etmeyi ve diyalog ile işbirliği yoluyla Kore Yarımadası'nda kalıcı barış ve birlikte yaşama ortamı kurmayı hedeflemektedir."

Kuzey Kore politikasına bugüne dek tutarlı destek vermiş olan Türkiye'ye özel teşekkür etmek istediğine işaret eden Jeong, Türkiye dahil uluslararası toplumla yakın işbirliğini sürdüreceklerini dile getirdi.

Jeong, Kuzey Kore'nin Rusya'ya büyük miktarda silah ve mühimmat sağlamasıyla yaklaşık 15 bin asker göndermesinin uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açtığına dikkati çekerek, ülkesinin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarını açıkça ihlal eden ve Kore Yarımadası ile bölgesel güvenlik ve barışı tehdit eden Kuzey Kore-Rusya askeri işbirliği konusunda derin endişe duyduğunu aktardı.

Kore Savaşı'nı ateşkes anlaşmasıyla kalıcı bir barış düzenine dönüştürmenin, Güney Kore'nin uzun süredir öncelik verdiği bir hedef olduğuna değinen Jeong, Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung'un Kore Yarımadası'nda kalıcı bir barış yapısı oluşturma konusundaki kararlılığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.

"Kuzey Kore'nin müzakere masasına geri dönmesi için diplomatik çabaları sürdüreceğiz"

Büyükelçi Jeong, Güney Kore'nin, barış anlaşması da dahil olmak üzere Kore Yarımadası'nda bir barış düzeni oluşturma müzakerelerini ve nükleer silahsızlanma görüşmelerini somut şekilde ilerleteceğini belirterek, "Güney ile Kuzey arasındaki askeri gerilimin azaltılması ve güven inşası, diyaloğun yeniden başlaması gibi ilişkiyi yeniden tesis etme çabalarının yanı sıra uluslararası toplumun anlayışını ve desteğini kazanmak da son derece önemlidir." diye konuştu.

Güney Kore'nin, Kuzey Kore ile diyaloğu yeniden başlatmaya hazır olduğunu ifade ettiğini vurgulayan Jeong, şunları kaydetti:

"Güney Kore, Kore-ABD ittifakını temel alarak ilgili ülkeler ve uluslararası toplumla birlikte, Kuzey Kore'nin müzakere masasına geri dönmesini sağlamak amacıyla diplomatik çabalarını kararlılıkla sürdürecektir. Hükümetimiz, kardeş ülke Türkiye'nin Kore Cumhuriyeti'nin Kuzey Kore politikasına yönelik tutarlı desteğinden duyduğu memnuniyeti içtenlikle ifade etmektedir."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın