Dolar
32.38
Euro
34.93
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,549.30
BTC/USDT
70,654.00
BIST 100
9,079.97
Gündem, Asrın felaketi

Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 48 bin 448 kişi hayatını kaybetti

İçişleri Bakanı Soylu, "Deprem nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının 48 bin 448 olduğunu belirtmek isterim. Bunların içerisinde yabancı uyruklu sayısı ise 6 bin 660 ve bunların büyük bir bölümü Suriyeli kardeşlerimiz." dedi.

Kemal Ceylan  | 13.03.2023 - Güncelleme : 13.03.2023
Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 48 bin 448 kişi hayatını kaybetti

Malatya

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Malatya Afet Koordinasyon Merkezi'nde yaptığı açıklamada, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği Malatya'da, ilk günden itibaren koordinasyonu sağlayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un başkanlığında bir değerlendirme yaptıklarını söyledi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşların sayısıyla ilgili bilgi veren Soylu, "6 Şubat'tan bu yana kadar Nüfus İdaresi'nin tescil ettiği, deprem nedeniyle hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısının 48 bin 448 olduğunu belirtmek isterim. Bunların içerisinde yabancı uyruklu sayısı ise 6 bin 660 ve bunların büyük bir bölümü Suriyeli kardeşlerimiz. Şu anda nüfusa tescil olmayan ve kimliklendirmesi Adli Tıp Kurumu marifetiyle devam eden vatandaşın sayısı ise 1615, bunların bir kısmı yine yabancı uyruklu bir kısmı ise Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Dört vatandaşın da kimliklendirme çalışması Malatya'da devam etmektedir." diye konuştu.

Depremzede vatandaşlara nakdi yardımların hız kesmeden devam ettiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Nakdi yardım konusunda bugüne kadar 1 milyon 508 bin 108 hane, az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı, yıkık veya acil yıkılacak olarak müracaat etti. Bunun 1 milyon 376 bin 947 hanesine, 10'ar bin liralık ödemeler gerçekleştirildi. Artı bir ödeme daha vardı taşınma yardımı, devletimiz tarafından verilecek. 356 bin 602 hane var taşınma yardımına başvuran, bunun da 232 bin 894 hanesine 15 bin liralık ödemeler yapıldı, yapılmaya devam edecek. Şu ana kadar 512 bin vatandaşımız kira yardımına başvurdu, değerlendirmeler yapılıyor bunlar da diğer yardımlar gibi hesaplarına aktarılmış olacak."

"Şu ana kadar kurulumu biten konteyner sayısı 21 bin"

Vatandaşların barınma sorunuyla ilgili çalışmaları sürdürdüklerini anlatan Soylu, şu bilgileri paylaştı:

"Şu ana kadar deprem bölgesindeki vilayetlerimizde ve ilçelerimizde planlanan konteyner alanı 239, planlanan konteyner sayısı ise 115 bin 585, yani 115 bin 585 aile buralarda barındırılabilecek. Şu an kurulumu biten konteyner alan sayısı 23, şu ana kadar kurulumu biten konteyner sayısı ise 21 bin, konteynerde barınmaya başlayan kişi sayısı ise 85 bin. Şu ana kadar, AFAD ve STK'ler tarafından dağıtımı yapılan ve kurulan çadır sayısı 433 bin 536 ve çadır kent sayısı ise 354. Günlük sıcak yemek dağıtımı ise Malatya'da 481 bin sıcak yemek, tüm bölgede ise 3 milyon 882 bin sıcak yemek dağıtılıyor. Yine bölgede 4 milyon ekmek dağıtılıyor, Malatya'da ise 260 bin ekmek dağıtılıyor. "

AFAD'ın kontrolündeki vinçler için ailelerden para alındığına göz yumulduğu iddiaları

Soyl, afet bölgesindeki geçici barınma merkezlerine 13 bin 808 mobil tuvalet ile 5 bin 399 mobil duş kurulduğunu ve her birinin temizlik işlerinin sahiplendirildiğini, 1854 çamaşır makinesi dağıtıldığını söyledi.

Bölgede en çok önem verdikleri konulardan birinin enkaz kaldırma çalışmaları olduğunu belirten Soylu, "Enkaz kaldırmada şu ana kadar yıkık bina sayımız 36 bin 257 idi. Enkazı kalkan ise 5 bin 321. Yaklaşık acil yıkılacak bina 18 bin 219'du, yıkımı tamamlanan ve enkazı kalkan ise 6 bin. Rakam şu; hem yıkılmış, hem acil yıkılacak olan toplam 56 bin binanın 10 bini, yaklaşık yüzde 20 civarı şu anda yıkılmış ve enkazı kalkmış durumdadır. Bunun bir kısmını kamu eli ile yapıyoruz, bir kısmını da özel sektöre yapılan ihaleler çerçevesinde bunları gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Malatya'da geçici iş yerlerinin yapımının devam ettiğini dile getiren Soylu, gerekli planlamaları yaptıklarını, 10 güne kadar esnafa yerlerin verilmeye başlanacağını bildirdi.

Soylu, sosyal medyada dezenformasyon ile yalan haberlerin tekrarlandığına dikkati çekerek, şunları aktardı:

"Buradan bunları yapmaya çalışan, yapan kötücül kişilere tekrar sesleniyorum. Milletimiz, devletimiz büyük bir gayret içerisinde, el birliğiyle, tam milletimizin karakterine uygun iyilik melekelerine uygun şekilde mücadele etmektedir. Sahada binlerce tanımadığımız insanlarla karşılaşıyoruz ve herkes bir tarafından tutmuş, bu afetin oluşturduğu sonuçları ortadan kaldırabilmek için, yaraları sarabilmek için çaba sarf etmektedir. Bunda bireysel vatandaşlarımız var, sivil toplum kuruluşlarımız var, herkes var, biz buradayız. Birçok yalanla hem insanlarımızın moralini bozmaya, hem depremzedelerin moralini bozmaya, hem de deprem bölgesinin dışındaki insanlara 'hiçbir şey yapılmıyormuş' anlayışı oluşturmak, herhalde doğru bir yaklaşım değildir. Hele buna siyasi kişilerin yapmadıklarını yapıyormuş gibi göstermesi, bazı insanların yapmadıklarını yapıyormuş gibi göstermesi de eklenince, hakikaten sahada yaşayan insanlar her şeyi görüyorlar. Kimin ne yaptığını, kimin ne gayret gösterdiğini, kimin ne mücadele ettiğini, yapılanı, yapılmayanı, hepsini görüyorlar ama bunun üzerinden sosyal medyayı bir platform olarak değerlendirip, bir kötülük hanesi oluşturmaya gerek olmadığını bir kez daha söyleyeyim. Biz bunların peşindeyiz."

Devletin kurumlarının görevlerini sürdürdüklerinin altını çizen Soylu, "Özellikle biz buralardayız ama terörle mücadele eden arkadaşımız terörle mücadele ediyor, siber suçlarla mücadele eden arkadaşlarımız siber suçlarla mücadele ediyor, uyuşturucuyla mücadele eden arkadaşlarımız uyuşturucuyla mücadele ediyor. Yani devlet çalışıyor ve tıkır tıkır işliyor." ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları kaydetti:

"Bu bölgenin dışında da bu bölgeye yaptığı destek ve mücadele işliyor, bu bölgenin dışında da işliyor. Yani vatandaş Adıyaman'da yaşıyor, Hatay'da başka türlü bir dezenformasyonun içerisinde oluyor. Orada değil, orada oluyor. Veya bugün yine adı kötülükle maruf olan bir gazetede 'AFAD şu vatandaştan vinç parası aldı, kiraladı.' Nasıl almış, nasıl etmiş, nasıl vinç kiralamış, AFAD'ın hangi vinci varmış? Bunlar kamuysa kamu bedava çalışıyor zaten. Özel sektör de kiralama yöntemiyle ihale yöntemiyle çalışıyor. Vatandaşımıza 'sen evini yık' diye bir talimatımız da yok veya vatandaşımızdan böyle bir talebimiz de yok. Böyle bir durum da söz konusu değil. Böyle bir süreç gelmişse, burada bir istismar vardır. Aynen kira fiyatlarındaki fahiş artış gibi bir istismar, aynen taşıma paralarındaki istismar. Elbette ki görevimiz bunun üzerine gitmektir ama bunu AFAD'a bocalamak, devlete bocalamak elbette ki ayrı bir kötülüğün maharetidir. Allah milletimizi de bizi de herkesi de bu kötülüklerden sakındırsın."

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi

Devlet olarak görevlerinin güvenliği sağlamak, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararlarına uymak, aynı zamanda da vatandaşın oy kullanmasındaki yükümlülükleri yerine getirebilmek olduğunu belirten Soylu, şöyle devam etti

"Bunun için de bölge bölge bakan yardımcımızın başkanlığında geçmişte bizim yaptığımız ama bugün deprem bölgesinde olmamız hasebiyle bütün güvenlik birimlerimiz bölgelere ayırdılar. İlgili güvenlik birimlerimiz de ilgili kurullarımız da yani okulların güvenliğinin sağlanmasından seçim döneminde kameraların tekrar kontrol edilmesine kadar, seçim sandıklarının okullardan ilçe seçim kurullarına, oradan diğer seçim kurullarının taşımasına kadar, Yüksek Seçim Kurulunun basacağı oy pusulalarının güvenliğine kadar yüzlerce görevimiz var. Bakanlık olarak da yüzlerce görevimiz var. Bu görevlerin hepsini diğer seçimlerde olduğu gibi takip edeceğiz, gerçekleştireceğiz. Seçime hem vatandaşlarımızın katılması, demokratik seçimlerin bütün unsurlarının ortaya konulması, güvenliğinin sağlanması hususunda adımlarımızı gerçekleştireceğiz."

Deprem bölgesine ait özel bir durum olduğunu dile getiren Soylu, "Buradan başka illere giden vatandaşlarımız, bunlar seçim döneminde belki orada kalacaklar, doğal olarak da oyu orada kullanacaklar. Eğer orada kalacak, orada oy kullanacaksa Yüksek Seçim Kuruluyla da istişare yaparak ayın 17’si 23.59’a kadar onların kendi vilayetlerine, bulundukları yere, otelse otel, yurtsa yurt, eğer seçim döneminde orada kalacaklarsa veya bir başkasının evine geçmişlerse veya bir başkası kendilerine ev vermişse ve orada kalıyorlarsa oraya e-Devlet üzerinden, nüfus idarelerimiz üzerinden ve nüfusmatikler üzerinden, nüfus idarelerinde veya başka alanlarda bulunan nüfusmatikler üzerinden kayıtlarını yerleşim yeri adreslerine alabilecekler. Böylece 17’si 23.59’a kadar bunu sağlayacaklar." diye konuştu.

"354 çadır kent tespit edildi"

Soylu, kendi il ve ilçelerinde yaşayan vatandaşların durumu hakkında da bilgi vererek şunları kaydetti:

"Kendi evlerinde yaşayan vatandaşlarımız var. Kendi evlerinde yaşayan vatandaşlarımızın adreslerini almalarına herhangi bir gerek yok. Orada oylarını kullanacaklar. Belki okullarında hasar vardır ama Yüksek Seçim Kuruluyla beraber valilerimiz güvenliğini sağlayabileceği alanlarda onların oy kullanmalarını temin eden, kendi bölgelerindeki yerlerini oluşturacağız veya onların oy kullanabilecekleri bir adresi göstereceğiz. Bu birincisi. İkincisi; evleri yıkılan, ağır hasarlı olan, evlerine giremeyecek olan, orta hasarlı olan vatandaşlarımız da eğer çadır kentlerde yaşıyorlarsa, eğer konteyner kentlerde yaşıyorlarsa onlar için de bir çözümümüz var. Onlar için çözümümüz şu; Çadır kentleri şimdi nüfus idaresinin mekansal adrese kayıt sistemine işliyoruz. Zaten kanunlarımızda bu açıktır ve sarihtir. Kanunlar diyor ki çadır kentlerde, konteyner kentlerde bu tip geçici alanlarda afet zamanlarında kaydınızı yerleşim yeri adresinize alabilirsiniz. Kanunun ortaya koyduğu bu çerçeve içerisinde bizim yapmamız gereken de çadır kentleri ve konteyner kentleri diğer alanlar gibi mekansal adrese dayalı kayıt sistemine, yani MERNİS'e, nüfus idaresine işlemektir.

354 çadır kent tespit edildi. 23 kurulumu biten konteyner kentler vardı, bunlar tespit edildi. Buraya giren vatandaşlarımız eğer isterlerse, çünkü bu ildedirler veya ilçededirler, onların zaten seçmen kayıtları alsalar da almasalar da kendi adreslerinde vakidir. Ama 'Ben çadır kente almak istiyorum, konteyner kente almak istiyorum, zaten burada kalacağım, adresim de burada olsun, eğer sandığı buraya getirirlerse oyumuzu da burada kullanırız.' Yüksek Seçim Kurulunun bazı konteyner kentlerde sandık kurulabilmesi, çadır kentlerde sandık kurulabilmesine dair alabileceği karardan sonra, ona kendileri karar verecekler, orada oylarını kullanabilirler. Yani vatandaşlarımızın oylarını kullanabilmesi için her türlü kolaylığı ortaya koyduğumuzu, kolaylaştırıcı unsuru ortaya koyduğumuzu bir kez daha burada ifade etmek istiyorum."

"YSK'nin gözetimi, denetimi ve talimatları çerçevesinde gerçekleştirilecektir"

Yıkılan binalardan adreslerini almak istemeyenler için de adreslerin kapatılmayacağını, orada oy hakkının olabileceğini dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani o adresini kapatmıyoruz, orada da oy hakkının olabileceğini ama alırsa da çadır kentlerde kurulabileceğini, o adreste de muhakkak ki bir okul tanımlanacağını, muhakkak ki bir oy kullanabilecek bir alan tanımlanabileceğini buradaki vatandaşlarımıza söylemek istiyoruz. Bu ne zamana kadar, 17’si akşamı 23.59’a kadar. Daha sonraki süreç Yüksek Seçim Kuruluna geçmektedir. Yüksek Seçim Kuruluna geçtiği zaman da oradaki süreç de şöyle işler. Yüksek Seçim Kurullarına müracaat eder vatandaşlarımız, der ki 'Ben şu çadır kente almak istiyorum', der ki 'Ben bu konteyner kente almak istiyorum', der ki 'Ben başka bir ile taşındım, bu adrese almak istiyorum' o da her dönem olduğu gibi bütün vatandaşlarımıza açık olduğu gibi sadece depremzedelere değil bir önceki tanımım sadece depremzedelere açık ama ikinci tanımım yani Yüksek Seçim Kuruluyla ilgili süreç askı süreci başladığı andan itibaren adres nakli süreci tamamen Yüksek Seçim Kurulunun gözetimi, denetimi ve talimatları çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Ve onlar da bu talimatların ortaya koyduğu çerçevede bütün kamu bunun gereğini yerine getirecektir.

Elbette burada denetimsiz midir, hayır denetimlidir. Yani bu süreçlerin tamamı kanunun verdiği ölçüler, kanunun ortaya koyduğu çerçeve içerisinde de denetime tabidir ve açıktır. Bunun da altını çizmek istiyorum. Şu anda toplam 377 bizim tespit ettiğimiz alan var, çadır kent artı kurulumu biten konteyner kent. Bunlar bu gece yarısına kadar, yani geçtiğimiz gece yarısına kadar 51 tanesi mekansal adrese dayalı kayıt sistemine kaydedilmiştir. Her çadır numarasıyla, her konteyner numarasıyla aynen bir mahalle gibi, aynen bir ev adresinin numaratajı gibi kaydedilmiştir. Diğerleri de bu akşama kadar kaydedilecektir. Arkadaşlarımız çalışmayı gece yarılarına, sabaha kadar sürdürmektedir."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın