Dolar
41.72
Euro
48.39
Altın
3,977.14
ETH/USDT
4,331.30
BTC/USDT
120,953.00
BIST 100
10,726.98
arşiv

YEREL MEDYA EĞİTİM SEMİNERİ

13.04.2006 - Güncelleme : 13.04.2006
YEREL MEDYA EĞİTİM SEMİNERİ


-AA GENEL MÜDÜRÜ DR. BENGİ: ''AA, CUMHURİYETİN KURULUŞU VE SONRASINDA TARİHİ BİR MİSYON ÜSTLENMİŞTİR''

ADANA (A.A) - 13.04.2006 - Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Büyük Önder Atatürk'ün talimatıyla kurulan kurumun, gerek kurtuluş mücadelesinde ve yeni Türkiye Devletinin temellerinin atılmasında gerekse Cumhuriyetin kuruluşu ve sonrasında tarihi bir misyon üstlendiğini ve bunu başarıyla yerine getirdiğini bildirdi.
Bengi, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen ''12. Yerel Medya Eğitim Semineri''nin ikinci bölümündeki konuşmasında, ''Ajans Haberciliği'' konusunda bilgi verdi.
Haber ajanslarının, gerçekleri gösteren ve tanımlayan aktüalite belgelerini bulup, bunları kitle iletişim araçlarına yayan, yasaların hükümlerine, ticaret kurallarına uygun, olanak verdiği ölçüde tam ve tarafsız hizmet götüren kuruluşlar olduğuna dikkati çeken Bengi, kamuoyunun ihtiyacının karşılanmasında önemli bir işlevi yerine getirdiklerini vurguladı.
Bengi, günümüz ajansçılığının artık salt haberle uğraşmadığını, fotoğraf, görüntü, ses, karikatür, resimli roman, köşe yazısı, eleştiri, dizi yazı, röportaj gibi pek çok konuda hizmet verdiğini, yerel ya da ulusal boyutta olduğu gibi uluslararası düzeyde de faaliyet gösterebildiklerini kaydetti.
Bengi, ürünlerini abonelerine belli bir bedel karşılığı ileten haber ajanslarının en önemli ''müşteri''sinin basın ve yayın kuruluşları olmakla birlikte, özel ve kamu kuruluşlarına, hatta kişilere de hizmet sunabildiğini anlattı.

-AA'NIN MİSYONU VE GELİNEN AŞAMA-

Haber ajanslarının dünya ve Türkiye'deki gelişmesi hakkında bilgi veren Bengi, milli mücadele sırasında cephede kazanılan başarıların dış dünyaya duyurulması amacıyla Büyük Önder Atatürk'ün talimatıyla 6 Nisan 1920'de Anadolu Ajansı'nın kurulduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Geçen günlerde 86'ncı kuruluş yıldönümünü kutladığımız Anadolu Ajansı, ulusal bağımsızlık mücadelesi ortamında kamuoyunu yanlış yollara sürükleyecek, milli birliği tehlikeye düşürecek iç ve dış yayınlara karşı milleti uyarmış, milli kurtuluşu sağlayacak karar ve hareketleri, Büyük Millet Meclisi'nin kararlarını günü gününe halka ulaştırarak hükümet ile halk arasında bağlantıyı sağlamıştır.
AA, gerek kurtuluş mücadelesinde ve yeni Türk Devleti'nin temellerinin atılmasında gerekse Cumhuriyetin kuruluşu ve sonrasında tarihi bir misyon üstlenmiştir.
Bugün de Anadolu Ajansı, günde ortalama 700 dolayında genel bültenden, bir o kadar il bülteninde abonelerine haber, 350 fotoğraf ve 50 görüntü ile habercilik görevini çok yönlü olarak sürdürmeye devam ediyor. Ayrıca çağımızın en hızlı yayılan iletişim aracı cep telefonlarına verdiğimiz günün önemli haberlerinden başlıklarla kişisel abonelerimizin günün gelişmelerinden anında haberdar olmalarını sağlıyoruz. Cep telefonunun kapasitesi uygunsa dileyen geniş haberleri görme imkanına da kavuşuyor.''

-HABER VE ÖNEMİ-

Haber ajansının en önemli ürününün haber olduğunu, görüntü ve fotoğrafın da destek unsurları oluşturduğunu ifade eden Bengi, gazetecinin neyi, nerede, ne zaman ve nasıl bulabileceğini bilmesi, bilgiyi alabileceği kaynağı, eldeki verileri en iyi şekilde değerlendirebilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Haberin en önemli unsurunun aydınlatıcı, doğru, gerçek ve objektif bilgi olduğunu, insanları gelişmelerden ve yeni unsurlardan haberdar etmesi gerektiğini belirten Bengi, bu açıdan da ''uzman ellerce'' kamuoyuna yansıtılmasının önemini vurguladı.
Muhabirin habere sübjektif değerlendirmelerini koymaması, görüş ve düşüncelerini yansıtmaması gerektiğini vurgulayan Bengi, ''Yorum katılmaması, haberin salt gözleme ve doğru bilgiye dayandırılması gerekir. Haberin yalın ve anlaşılır bir ifade ile yazılması da önemlidir. Haber, (5 N bir K kuralı) diye nitelediğimiz ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl ve kim sorularına cevap vermelidir'' diye konuştu.
Haberin başlığı, spotu, flaşı ile ilk paragraftan itibaren okuyanı etkileyecek haberin girişinde konunun özünü yansıtması gerektiğine dikkati çeken Bengi, özellikle ajans haberciliğinde ''en hızlı biçimde iletim''in de önemli bir unsur olduğunu vurguladı.
Günümüzün gelişen teknolojisinde hızın daha bir önem kazandığını ifade eden Bengi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Artık haber, noktayı koyduktan bir iki saniye sonra aboneye ulaşıyor. Fotoğraf ve görüntü iletimi de öyle. Ama teknolojideki baş döndürücü gelişme bir taraftan işimizi kolaylaştırırken öte yandan yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Televizyonların canlı yayınları ile rekabet etmek durumundayız. Eskiden, abonelere geçilen haber, bir gün sonraya kadar tazeliğini koruyordu. Ancak şimdi yayına verdiğinizin hemen ardından internet sitelerine düşüyor. ''

-KAÇAK HABER KULLANIMI-

Anadolu Ajansı'nın internet sitelerinin abone olmadan haber kullanımı konusunda hukuk mücadelesi başlattığını ve önemli neticeler elde ettiğini belirten Bengi, ''Ama kaçak haber kullanımının tümüyle önüne geçtiğimizi söyleyemiyorum. Maalesef (Ajans haberleri iletildikten sonra kamuoyuna mal olmuştur, istediğin gibi kullanmak mubahtır) gibi yanlış bir anlayış var. Ajanstan alınan haberi, bir iki kelimenin yerini değiştirerek kendi ürünüymüş gibi kullananlar var. Ajans haberi yağma malı ya da ganimet değildir'' diye konuştu.
Basın Kanunu'nda haber ajansı yayınının bir eser, yazanın da eser sahibi olarak kabul edildiğinin yer aldığına dikkati çeken Bengi, ayrıca yeni düzenlemeyle kaçak kullanım konusunda cezai müeyyide getirildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''Bir süreli yayında yayımlanmış haber, yazı ve resimleri kaynak göstermeksizin yeniden yayımlayanlar 5 milyar liradan 10 milyar liraya, bu eserleri, yeniden yayım hakkı saklı tutulmuş olmasına rağmen, süreli yayın sahibinin izni olmadan yeniden yayımlayanlar 20 milyar liradan 40 milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.''
Bengi, ayrıca konunun Basın İlan Kurumu boyutu bulunduğunu, bir başka aboneden, internetten, teleteks yayınlarından veya başka yollarla abone olmaksızın temin ettiği ajans haberlerini kullanan gazetenin ilan alma hakkının da iptalinin söz konusu olduğuna dikkati çekti.
Anadolu Ajansı'nın yerel basınla çok iyi bir işbirliği kurduğunu belirten Bengi, destek amacıyla çok cüzi bir abonelik ücreti ile sunulan il bültenlerinin tüm yurtta benimsendiğini sözlerine ekledi.

-YEREL MEDYA-

Yeni Adana Gazetesi Sahibi Çetin Remzi Yüreğir de ''Yerel Medyanın İşlevleri ve Günümüzde Yerel Medya'' konulu konuşmada, yerel basının, yaygın basın karşısında ''güvence'' olduğunu söyledi.
Yerel basının, ''kökten gelen onurlu geçmişine rağmen, zaman zaman ikinci sınıf muamele gördüğünü'' belirten Yüreğir, ofset baskı ve elektronik yayın gibi sıkıntılara rağmen ayakta durmaya çalıştığını ifade etti.
Yüreğir, büyük tiraj ve yüksek reytingle yayın pastasını elinde bulunduranların artık güven vermediğini belirterek, ''Bu da bize büyük sorumluluk yüklüyor'' dedi.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülrezzak Altun da ''Medyada Özdenetim ve Meslek Örgütleri'' konulu konuşmasında, basında güven bunalımı olduğunu söyledi.
İnternet arama motorunda TSK ve Anayasa Mahkemesi gibi birçok kurumun güvenirliği konusunda verilere rastlanıldığını belirten Altun, ''Demek ki basın güvenirliğini yitirmiş'' dedi.
Seminer, yarınki etkinliklerle devam edecek.

-ADANA VALİSİ KIRAÇ'IN SÖZLERİ-

Adana Valisi Cahit Kıraç da ''Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden söz etmek mümkün değildir'' dedi.
Kıraç, seminerin açılışında, tarih boyunca sansürle iletişimin engellenmeye çalışılmasının, baskıcı ve anti-demokratik rejimlerin en güçlü silahı olduğunu söyledi. Düşünce ve anlatım özgürlüğünün, bireyleri ve toplumları yaklaştıran, birbirlerini tanımalarını sağlayan temel haklar arasında yer aldığını  anlatan Kıraç, şunları kaydetti:
''Basının, kamuoyunu doğru ve eksiksiz bilgilendirme görevini yerine getirebilmesi, toplumlarda düşünceyi açıklama özgürlüğünün varlığının en önemli göstergelerindendir. Modern demokrasilerde olduğu gibi ülkemizde de basın, habere ulaşmada ve elde ettiği bilgileri kamuoyuna doğru ve eksiksiz aktarmada kendi denetim düzeneklerini kurarak, herhangi bir sansür uygulamasıyla karşı karşıya kalmadan çalışabilmektedir. Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden söz etmek mümkün değildir.''
Kıraç, Türkiye'nin, Büyük Önder Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesine ulaşmasında ve demokrasinin kökleşmesinde, ''Anadolu'nun gözü, kulağı ve sesi olan yerel medya''nın sahip olduğu yeri hiç kimsenin inkar edemeyeceğini ifade etti.

-BYEGM VEKİLİ MELEK-

Basın-Yayın Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek de seminerde Adana'nın yanı sıra Mersin, Osmaniye, Hatay ve Aksaray'dan medya mensuplarıyla bilgi ve mesleki deneyimlerin paylaşılacağını ifade etti.
Anadolu basının, teknolojik, ekonomik, kültürel ve siyasi yönlerden geleneksel bir yapı sergilediğini ifade eden Melek, ''Burada ele alınan konular, Basın-Yayın ve  Enformasyon Genel Müdürlüğü olarak ileriye yönelik çalışmalarıma ışık tutacaktır'' dedi.
Genel olarak yerel medyanın birçok sorunla karşı karşıya kaldığını bildiklerini kaydeden Melek, ekonomik ve teknolojik yetersizlik, yetişmiş işgücü eksikliği ve haber temin etmede yaşanan sıkıntıların bu sorunların başında geldiğini belirtti.
Hem haber kaynağı oluşturmak hem de bölgeler arasında haber ve bilgi akışını sağlamak amacıyla Anadolu basınına internet üzerinden destek sağladıklarını vurgulayan Melek, şöyle konuştu:
''Ayrıca, yerel televizyonlara yönelik bir çalışma başlatılmıştır. Bu projede devlet yetkililerinin faaliyetlerine ve çeşitli güncel olaylara ait kaydedilen görüntülerin internet aracılığı ile yerel televizyonların istifadesine sunulması planlanmaktadır. Her yönüyle donanımlı çalışanlar, basınımızın gerçek işlevinin layıkıyla yerine getirilmesini sağlayacaktır.''
Basın Kanunu'nda Anadolu basını lehine bazı düzenlemeler getirilmesine özen gösterdiğini anlatan Melek, şöyle devam etti:
''Süreli yayınlar ilk kez yayın alanlarına ve etkinliklerine göre yaygın, bölgesel ve yerel olmak üzere ayrılmış ve tamamlanmıştır. Basın Kanunu'na aykırılık fiillerine uygulanan para cezalarında önemli indirimler yapılmış, süreli yayınların dağıtımında tekelleşmeyi engelleyici düzenlemelere yer verilmiştir.''
Melek, Anadolu basınına yönelik düzenledikleri özendirme yarışmalarında yerel basın ve çalışanlarını teşvik ve motive ettiklerini, yerel medyanın gelişmesi ve daha nitelikli bir düzeye ulaşabilmesi için bundan sonra da desteklerinin artarak süreceğini kaydetti.

-UÇ BEYLERİ-

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Nazmi Bilgin ise yaptıkları çalışmalar sonucu ulusallığın çok önemli kavramlar içermesi nedeniyle Basın Yasası'ndaki ''Ulusal Basın'' tanımını ''yaygın basın'' olarak değiştirdiklerini söyledi.
Doğru tanımında bu olduğunu belirten Bilgin, ''Ulusallık, Toroslar'da bir vagonda, doğru zamanda, doğru yerde kurtuluş savaşına yardımcı olmak için çıkan gazetedir'' dedi.
Bilgin, şunları söyledi:
''Yalnızca 50-100 kişinin etrafında dönenen filanca kişinin sevgilisi veya eşinden bahsedip Türkiye'nin ana sorunlarını bir kenara iten bir basına ulusal demek haksızlık ve kabullenilemez. Asıl ulusal olan basın, yerel dediğimiz basındır. Çünkü, ülke çıkarlarına daha fazla sahip çıkmaktadır. Yerel yönetimleri denetlemekte ve desteklemektedir. Hepsinden önemlisi, Türkiye'nin gündemine sahip çıkmaktadır.
Yerel medyanın gündemi Türkiye'deki 100 şarkıcı ve sanatçının etrafında değil Türkiye'nin gerçekleri etrafında dönmektedir. Ulusallık rozeti takılacaksa yerel medyaya takılmalı. Yerel medyayı bu ülkenin uç beyleri olarak görüyorum.''
Bilgin, yerel medyanın kabuğuna çekilmeye mecbur bırakıldığını ifade ederek, ''Basın alanında hakça bir paylaşım yok. Çünkü, devletin ciddi imkanları, belirli kişilere uzun vadeli ucuz kredilerle verilmiş, bu paylaşımdan yerel medya yararlandırılmamış ve halen kurşun kokan bodrumlarda bu onurlu savaşı yapmaya mecbur edilmişlerdir'' dedi.
Türkiye Belediyeler Birliği ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak da sorunları en iyi bilenlerden birisinin kendisi olduğunu belirterek, yerel medyanın yıllardan beri aynı sıkıntıyı çektiğini söyledi.
Yerel medyayla ''acı-tatlı'' günlerinin olduğunu, gündem oluşturmak için zaman zaman belediyenin bir yerlerinden tutup haberler yaptıklarını ifade eden Durak, ''Belediyeler olarak tutulacak o kadar yerimiz var ki sonucunda hoş olmayan durumlar oluyor. Eleştirilere her zaman açığız. Bunun acısı da tatlısı da olacak, bundan başka çıkış yolu yok'' dedi.

ÇGC BAŞKANI ESENDEMİR

ÇGC Başkanı Cafer Esendemir de yerel basının kaynaklarının son derece kısıtlı olduğunu, yayın organlarının giderek artması ile ilan pastasının diliminin azaldığını ve kaliteyi düşürdüğünü, gazetelerin artması ile Basın İlan Kurumu'ndan alınan ilan bedellerinin de yetmez hale geldiğini söyledi.
Esendemir, yaygın gazetelerin aldığı ilanlara karşı olmadıklarını, ancak bugün gelinen noktada bu yayınların bölge ekleri ile yerel gazetelerin haksız bir rekabetle karşı karşıya bulunduklarını ifade etti.
Daha sonra, Basın-yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ''Geçmişe Bir Yolculuk'' adlı fotoğraf sergisinin açılışı yapıldı.
Seminere, Adana, Hatay, Mersin, Osmaniye ve Aksaray ile yurtdışından gelen 170'e yakın gazeteci katıldı.

 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın