
BENGİ: ''TÜM TÜRK DÜNYASININ SESİYİZ"
KONYA - Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, ''Anadolu Ajansı, Kıbrıs davasının tüm dünyaya duyurulmasında üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışacaktır. Bu dava onurlu bir davadır, bu dava gururlu bir davadır'' dedi.
Dr. Hilmi Bengi, Konya Gazeteciler Cemiyeti ve Selçuk Üniversitesi (SÜ) İletişim Fakültesince organize edilen ve SÜ Alaaddin Keykubat Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen, ''Kıbrıs ve Yerel Medya'' konulu panele konuşmacı olarak katıldı.
Anadolu Ajansının Türkiye'nin ilk milli kurumu olduğunu ifade eden Bengi, ajansın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 6 Nisan 1920'de, daha Türkiye'yi biçimlendirme temellerini attığı, Türkiye Büyük Millet Meclisini toplama hazırlıklarını yaptığı bir dönemde, yeni kurulacak devlette bir iletişim altyapısını kurma öngörüsünün bir sonucu olarak kurulduğunu kaydetti.
Hilmi Bengi, AA'nın, Milli Mücadele döneminde iç kamuoyunun oluşmasında, mücadelenin dış dünyaya duyurulmasında ve Anadolu hareketinin dış dünyada bilinmesi konusunda çok önemli görevler yürüttüğünü vurguladı.
Anadolu Ajansının, yalnızca Türkiye'nin, Milli Mücadele'nin sesini duyurmakla kalmadığını anlatan Dr. Bengi, ''AA, Türk dünyasının sesini duyurmak gibi bir işlevi de yürütmeye çalışıyor. Böyle bir sorumluluğu hissediyor, bu sorumluluğun bir gereği olarak da Kıbrıs davasının bilinmesi, Kıbrıs davasının tüm dünyaya iletilmesi noktasında AA olarak biz ödevlerimizi biliyoruz'' diye konuştu.
AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Bengi, şunları söyledi:
''AA'nın Kıbrıs'taki ilk örgütlenmesi, 1960'lı yıllara kadar gider. 1963 yılında AA ilk olarak Kıbrıs'ta bir muhabir istihdamına gidiyor. AA Yönetim Kurulunun 26 Kasım 1963 tarihli ve 254 sayılı kararında, Kıbrıs ile ilgili haberlerin Türk basınına yanlış ve noksan aksedilmesini önlemek için Lefkoşa'ya bir muhabir gönderileceği belirtiliyor. Dışişleri Bakanı'nın da desteği alınarak, 1964 yılının ilk aylarında, İstanbul bürosundan bir muhabir, Lefkoşa'ya daimi muhabir olarak atanıyor. Aradan geçen zaman süresinde AA'ya bir büro tahsis ediliyor. Şimdi arkadaşımız Züleyha Karaman ve ona destek veren Mustafa Sağıroğlu, Kıbrıs ile ilgili haberleri tüm dünyaya iletmek için gayret gösteriyorlar. Kıbrıs'ta bizim en büyük destekçilerimiz, haber kaynaklarımız ve habercilik faaliyetlerini yürütmemizde partnerlerimiz Kıbrıslı deneyimli meslektaşlarımızdır.''
Anadolu Ajansının, Kıbrıs davasını her zaman müdafaa ettiğini anlatan Dr. Hilmi Bengi, ''AA, bundan sonra da Kıbrıs davasının tüm dünyaya duyurulmasında üzerine düşen görevi yerine getirmeye çalışacaktır. Bu dava onurlu bir davadır, bu dava gururlu bir davadır. Ne yazık ki tarafsızlığı temel edinmesi gereken bazı basın kuruluşları, uluslararası haber ajansları, batılı ajanslar ya da basın yayın kuruluşları, (sözde tarafsızlık) adı altında faaliyet göstermelerine rağmen, Kıbrıs'taki Türk halkını, Kıbrıs'taki Türk devletini görmezden gelmekte, hiçe saymaktadırlar'' şeklinde konuştu.
-TÜRK DÜNYASINA YÖNELİK İNTERNET SİTESİ HAZIRLANIYOR-
Dr. Hilmi Bengi, bu kuruluşların, haber çalışmalarında buradaki Türk varlığını yansıtmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Kıbrıs'taki o varlığın çalışmalarını duyurmamakta, görmezden gelmekte, yok saymaktadırlar. Bu sanal nesnelliği biz kabul etmiyoruz. Bu sözde tarafsızlığı biz kabul etmiyoruz. Biz Anadolu Ajansı olarak, Kıbrıs Türk halkının haklı davasını her platformda duyurmaya gayret göstereceğiz. Yalnız Türk halkının değil, Kıbrıs Türkü'nün de sesi olduğumuzu huzurlarınızda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Yalnız Kıbrıs Türkü'nün değil, tüm Türk dünyasının sesi olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu amaçla bir internet sitesi hazırlığı içerisindeyiz. İnşallah önümüzdeki ay, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün kuruluşu vesilesiyle biz bu internet sitemizi faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz. Bu internet sitesinde, Türk Dili Haber Ajansları Birliği adını verdiğimiz birliğe üye tüm ajansların etkinliklerini duyurmaya çalışacağız. Türk dünyasındaki gelişmeleri bu internet sitesinden duyurmaya çalışacağız. Sadece Türkiye'nin değil, tüm Türk dünyasının sesi olacağız. Kıbrıs Türkü'nün sesi olacağız. Azeri, Kazak, Kırgız ve Türkmen'in sesi olacağımız bir platformu hayata geçirmeye çalışıyoruz.''
Yerel medya ile ilgili olarak da Atatürk'ün yayınladığı genelgede, AA'ya yüklediği görevin sorumluluğu altında ve bu sorumluluğun bilincinde bir çalışma sergilemeye gayret ettiklerini anlatan Bengi, ''Nedir o sorumluluk? İç ve dış kamuoyunun en doğru haberlerle aydınlatılması sorumluluğu... Biz biliyoruz ki yerel basın Türk matbuatının kılcal damarlarıdır. Demokratikleşmenin bir nişanesi, bir ifadesidir. Ayrıca yerel basın, yerel idareciler ve yönetimler üzerinde bir denetleme fonksiyonunu icra eden kuruluşlardır'' ifadelerini kullandı.
Basın İlan Kurumu Genel Kurulu Anadolu Gazete Sahipleri Temsilcisi Mustafa Arslan da Konya'nın Türkiye'de yerel yayıncılık açısından okul görevini yerine getirdiğini savundu.
Konya basınının, yaygın basının kullandığı birçok imkana sahip olduğunu ifade eden Arslan, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesinin burada önemli bir görevi üstlendiğini dile getirerek, yerel basınla ilgili çalışmalarını devam ettirdikleri projeler hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Kıbrıs Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar da Kıbrıs'ın Türk basınında yeteri kadar yer almadığından yakınarak, ''Kıbrıs canımız demek, Kıbrıs'ı sevmek yeterli olmuyor. Bu konuda basının daha duyarlı olması gerekir'' dedi.
Kıbrıs'ın, Türkiye'nin kalbi olduğunu anlatan Tanpınar, Kıbrıs'ta ne olup bittiğini anlamanın bu bakımdan önemli olduğunu, Kıbrıs'ın yaygın basında yeteri kadar yer bulması durumunda, Anadolu insanının da Kıbrıs'ta olan bitenler hakkında bilgi sahibi olacağını, ''Kıbrıs'ın Türkiye'nin sırtında bir yük olarak görülmesi'' anlayışının terk edileceğini sözlerine ekledi.
Panelin sonunda, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Dinçer Bedük, katılımcılara çini tabak, Kıbrıs Dış Basın Birliği Başkanı Fevzi Tanpınar da programın düzenlenmesinde emeği geçen Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer ve Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa Özdemir'e Kıbrıs'ı yansıtan birer tablo armağan etti.
-PROF.DR. SÜMER'İN KONUŞMASI-
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Hadi Sümer de medya mesleğinin saygınlığının medyanın saygınlığıyla ilgili olduğunu belirtti.
Türkiye medyanın bazı sorunları olduğunu, bu sorunların başında iletişim Fakültelerinden mezun gençlerin bu kuruluşlarda yeterince istihdam edilememesi geldiğini, yeni iş alanları üretilemeyince iletişim fakültelerinden nitelikli eleman yetiştirmenin de çok anlamlı olmayacağını belirtti.
''Yerel medya kuruluşları, bazı kentlerde, iş bulamayan gençlerin macera için girip çıktıkları bir yer olarak görülmektedir'' diyen Sümer, şunları kaydetti:
''Yerel gazetelerde çalışanların bu işi ek iş olarak gördüğü de biliniyor. İletişim fakültesi mezunlarının istihdamı için yerel medyayı önemli görüyoruz. Bu mezunların yerel medyada çalışması, bu kurumların yayın kalitelerini artıracak, ekonomik sıkıntılarını da aşmalarına yardımcı olacaktır.
Ülkemizde televizyon sayısı arttığı halde istihdam ettiği personel sayısı azalıyor. Bunda medya gruplarının haberlerini ortak yaptırmalar, havuz sisteminde çalışmalarının da önemli rolü var. Bunun yanında deneyimli gazetecilerin bile işsiz kaldıkları görülmektedir. Medya ulusal ya da yaygın gazetelerden ibaret değildir. Anadolu'nun Osmanlı'ya kadar uzanan yerel gazetecilik geleneği vardır. Türkiye'de yerel gazetelerin sayısının bin civarında olduğu görülmektedir. Yaygın medyadaki gazetelerin sayısı ise 30'dur. Sayı itibariyle medya kuruluşu sayısı az değil ancak niteliğiyle ilgili sorunlar yaşanıyor. Yerel gazetelerin çoğunda gazete sahibi ve birkaç yakını çalışıyor. Yerel gazetelerin yüze 42,5'in çalışan sayısı 2'yi geçmemektedir. Bu gazetelerde çalışanların örgütlenme ve sendikal örgütlenmeden de yoksun olduğu biliniyor.''
Yerel gazetelerin iletişim fakültesi mezunu eleman istihdam etmede ekonomik olarak da zorlandıklarını ifade eden Sümer, yerel gazetelerin geliştiğini, bu gelişme arttıkça bu sorunun da aşılacağına, iletişim mezunlarının istihdam edilmeye başlanmasıyla şartların daha da düzeleceğine inandığını vurguladı.
-KONYA'DA YEREL MEDYADA ÇALIŞANLARIN YÜZDE 11'İ İLETİŞİM MEZUNU-
Sümer, Konya'daki yerel gazetelerde 197 kişinin çalıştığını, bunlardan yüzde 11'inin iletişim fakültesi mezunu olduğunu, diğer fakülte ve yüksek okullarından mezun olanların oranının yüzde 11.7, lise mezunlarının yüzde 56,4 olduğunu, geri kalan kesimin ise ortaokul ve ilkokul bitirenlerden oluştuğunu belirtti.
Sümer, yerel gazetelerde istihdam edilen her yeni mezunun bu kurumlara tiraj ve izlenme oranı olarak geri döneceğini, Anadolu Ajansı gibi kuruluşların da personel alımında iletişim fakültelerine öncelik vermesinin kendileri açısından son derece sevindirici olduğunu sözlerine ekledi.
-''BU ORANI ARTIRMALIYIZ''-
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek ise genel müdürlük olarak öncelikli görevlerinin ülke aleyhine yurt dışındaki propagandaları engellemek, yurt içi ve yurt dışındaki basın mensuplarına yardımcı olmak, yerel basına destek vermek olduğunu vurguladı.
Ülkedeki basın yayın kuruluşu sayısının çokluğunun kendilerine mutluluk verdiğini ifade eden Melek, şöyle konuştu:
''Ancak maalesef medya kuruluşlarımız içerik zenginliği, tiraj ve teknik yeterlilik gibi konularda beklenen yerde değil. Peki ne yapacağız, çözümü nasıl bulacağız? Biz genel müdürlük olarak buna çözüm aramaya çalışıyoruz.
Gazetecilik mesleği hassas dengeler üzerine kurulmuş, dünyanın en zor mesleklerinden biridir. Yerel gazetelerin ve burada görev yapan gazetecilerin çalışma şartları oldukça zor. Bunun yanında gazetecilik itibarlı bir meslektir. Bilindiği gibi gazetecilik mesleğini yapmak için İletişim Fakültesi mezunu olması şartı yok, başka meslek dallarında eğitim alanlar da gazetecilik yapıyor. Ancak gazeteci, Basın Kanunu'nu iyi bilecek, kişilerin kişilik haklarını kendi hakkıymış gibi koruyacak, her konuda dürüst kalmasını bilecek, bu değerler üzerine yetişecektir.
Türkiye'de gazeteci yetiştiren 40 tane iletişim fakültesi var. Her yıl bu okullara 7 bin civarında öğrenci giriyor. Ülkemiz medyasında istihdam edilen iletişim fakültesi mezunlarının oranı yüzde 10-15 civarındadır. Bu oranı artırmalıyız. Biz de kurum olarak bu konuda elimizden geleni yapacağız.''
-İLETİŞİM MEZUNLARI DİL ÖĞRENMELİ-
Konya Gazeteciler Cemiyetinin teklif üzerine bu kentteki yerel medyada iletişim fakültesi mezunlarının istihdam edilmesi için bir proje üzerinde çalıştıklarını bildiren Melek, ''Mezun öğrencilerin, finansmanını da sağlayarak, asgari ücret ödeyerek bir yıl süreyle çalışmalarını öngörüyoruz. Taraflar bu konuda olumlu görüş bildirilerse, bu projeyi kısa süre içinde uygulamaya sokmak istiyoruz.
Ayrıca biz yurt dışı bürolarımızda istihdam edecek niteliklere sahip, yani dil bilen İletişim Fakültesi mezunu bulmakta zorlanıyoruz. Halen 22 olan yurt dışı bürolarımızın sayısını önümüzdeki dönem yeni yapılanma çerçevesinde daha da artıracağız. Bu bürolar için iletişim fakültesi mezunlarına ihtiyaç duyacağız. Bu konuda İletişim Fakültelerimizin de bu alanda eksiklerini bir an önce gidermeleri gerekiyor. İletişim fakültesinden muzun olan bir kişi en az bir dil, mümkünse ikinci bir dil bilmelidir''diye konuştu.
Melek, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün imkanlarından tüm iletişim fakültesi öğrencilerinin yararlanması gerektiğini dile getirerek, kurumun zengin haber arşivi ve diğer birikimlerini çeşitli şekillerde öğrencilere sunmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.