Dolar
39.24
Euro
44.59
Altın
3,282.49
ETH/USDT
2,606.00
BTC/USDT
105,565.00
BIST 100
9,013.14
Analiz

Türkiye-Azerbaycan-Pakistan: Coğrafyaları aşan güvenlik ittifakı

Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan; yalnızca bölgesel güvenlik denklemini değil, aynı zamanda yeni bir jeoekonomik yükseliş paradigmasını da birlikte inşa ediyor.

Doç. Dr. Furkan Kaya  | 29.05.2025 - Güncelleme : 29.05.2025
Türkiye-Azerbaycan-Pakistan: Coğrafyaları aşan güvenlik ittifakı

İstanbul

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Furkan Kaya, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında oluşturulan üçlü ittifakın ne ifade ettiğini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan tarih boyunca kültürel ve dini bağlarla birbirleriyle yakın ilişkiler kurmuş ülkelerdir. Ancak son dönemde genişleyen çok yönlü işbirliği alanları, ilişkileri sadece manevi düzlemde değil, aynı zamanda enerji platformu, savunma sanayi ve jeopolitik olarak da stratejik düzlemde gelişmeye itti. Günümüzde bölgesel ittifaklar kısa vadeli koalisyonlar üzerinden şekillenirken ve "Doğu merkezli" jeopolitik fay hatları kaymalar yaşarken bu üç önemli bölgesel aktör arasındaki yakınlaşma barış temelli ekonomik kalkınma modelleri için büyük fırsatlar sunuyor. Anadolu Yarımadası, Azerbaycan, Güney Asya ve Pakistan'ın oluşturacağı jeopolitik üçgen blok hem yeni bir bölgesel güvenlik doktrinin inşası için uygun zemin hazırlayacak, hem de refah ve kalkınmanın önünü açacak.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Yeni jeopolitik güç ekseni: Türkiye-Azerbaycan-Pakistan

Bu stratejik üçgenin en önemli özelliklerinden biri Türk dünyası ile Güney Asya İslam dünyası arasında çok yönlü diyaloğun direkt olarak kurulacak olmasıdır. Milli Mücadele döneminde Asya ülkeleri Müslümanlarından gelen hatırı sayılır destek sayesinde sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu için önemli katkılar sağlanmamış, aynı zamanda Anadolu'nun kurtarılmasıyla Türkistan ve Asya Müslümanlarının öncelikli güvenlikleri tesis edilmişti.

Ardından Türk dünyası ile atılan sağlam temeller sayesinde de yükselen stratejik kolonlar bölge barışı için umut oldu. Karabağ zaferinde, Türkiye-Azerbaycan-Pakistan üçlü diplomatik ve askeri işbirliği önemli bir pay sahibiydi. Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında oluşan güç bloğu sadece askeri manada bir meydan okuma değil, aynı zamanda bir arada olma zorunluluğunu ortaya koyan önemli bir bağlayıcı rol üstleniyor. Bu noktada üç ülke, 2021'de Bakü'de gerçekleştirilen Üç Kardeş Tatbikatı'nda bir araya gelerek ayrı coğrafyalarda bulunmalarına rağmen ortak güvenlik ve milli değerler kapsamında bir blok oluşturma potansiyeli gösterdi. Bu durum, aynı zamanda bölgeselleşme adına oluşacak yeni güvenlik işbirliklerinin ne kadar hayati olduğunu ortaya koydu.

Ortak tatbikatlardan kalıcı entegrasyona: Yeni güç dengesi

Türkiye ile Pakistan arasında savunma sanayi alanında beraberliğin kökleri derinleşmeye devam ediyor. 2018'de Milli Gemi (MİLGEM) projesi kapsamında Pakistan ile imzalanan 1,5 milyar dolarlık anlaşmanın karşılığında verilen Babür sınıfı korvetler, iki ülke arasındaki en kapsamlı savunma anlaşmalarından biri oldu. Diğer taraftan Türkiye ve Azerbaycan'ın gerçekleştirdiği ortak tatbikatlar, iki kardeş ülkenin stratejik ittifakının göstergesi olmakla beraber hem askeri hem de politik işbirliği dahilinde yüksek katmanlı stratejik ortaklık anlayışı oluşturdu. Örneğin, 15 Haziran 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev arasında Karabağ'ın sembol şehri olan Şuşa'da imzalanan beyannameyle iki ülke arasındaki ilişkiler resmi olarak "stratejik müttefiklik" seviyesine taşındı. 2023'te ise Nahcivan'da gerçekleştirilen Mustafa Kemal Atatürk tatbikatında iki ülke ortak askeri kabiliyetlerini ortaya koyarak, bölgede istikrarı bozmaya çalışanlara karşı askeri entegrasyonun kalıcı olduğu mesajını verdi. Bu bağlamda, Zengezur Koridoru'nun gündeme gelmesiyle beraber ikili koordinasyon ve Türkiye'nin Güney Kafkasya jeopolitiğinde kurumsal etkinliğinin artması bölgede özellikle Rusya-İran etkisine karşı bir direnç oluşturdu.

TANAP'tan Hint Okyanusu'na

Söz konusu stratejik üçgenin bir başka önemli kazanım alanı, enerji koridorları ve jeoekonomik vizyon çerçevesinde oluşacak çıkar alanlarıdır. Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan; Avrasya enerji jeopolitiğinin merkezinde yer alıyor. Doğu-Batı ve Kuzey-Güney güzergahlarında kurulan eksen Çin, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya için endişe kaynağı oluşturuyor çünkü bu eksen hiçbir bloğa mutlak bağlı olmadan kendi stratejik önceliklerini yansıtabilir. Örneğin, TANAP ve Güney Gaz Koridoru özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'nın akıbeti hala belirsizken, Avrupa'nın Rus gazına alternatif olarak değerlendirebileceği önemli güzergahlar arasında. Aynı zamanda Türkiye, bu koridor sayesinde hem geçiş güzergahı hem de enerji terminali olma avantajını elinde tutuyor.

Kalkınma koridorları: Gwadar'dan TANAP'a jeoekonomik hatlar

Pakistan'ın coğrafi konumu ise Çin'in Yeni İpek Yolu projesi kapsamında oldukça kritik. Bilhassa Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (ÇPEK), Çin'in Sincan yani Doğu Türkistan bölgesinden başlayarak Pakistan'ın Gwadar Limanı'na ulaşan devasa bir proje. Altyapı, enerji, kara ve demir yolu ile yaklaşık 62 milyar dolarlık olan ekonomik koridor Çin'in "Deniz İpek Yolu" projesinin en kritik aşamasıdır. Dolayısıyla, bu proje bölge açısından adeta bir "kalkınma motoru" konumunda. Projenin verimli ve güvenli çalışabilmesi için Türkiye-Azerbaycan-Pakistan stratejik üçgenini merkez alması gerekiyor. TANAP, Hazar Koridorları ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru tam kapasiteyle çalıştığında Avrasya'nın çok merkezli güç vizyonuna yönelik büyük jeopolitik katkılar sunacaktır. Bu sayede üçlü ittifak ekseninde yükselen jeoekonomik imkanların kapıları aralanacaktır.

Türkiye’nin Pakistan'a stratejik desteği

Türkiye, Pakistan ile Hindistan arasında yıllardır süregelen ve dondurulmuş sorun halini alan Keşmir'e karşı açık şekilde Pakistan tezlerine destek vermeye devam ediyor. Pakistan, 22 Nisan 2025'te Hindistan'ın Pahalgam kasabasına düzenlenen saldırının sorumlusu olarak kendilerini gösteren Hindistan yönetimine karşı bunun "sahte bayrak operasyonu" olduğu karşılığını vermişti. Nükleer kıyametin gölgesinde 1947'den beri devam eden Keşmir sorunu bugün "su kartı" üzerinden boyut değiştirdi. Bu noktada, Pakistan istikrarsızlaştırılarak savaşa sokulmak isteniyor ve özellikle Türkiye-Azerbaycan aksıyla olan ortaklığının önüne geçilmeye çalışılıyor. Türkiye ise her koşulda Pakistan halkının yanında olduğunu ifade ediyor.

Köprü devlet Türkiye: NATO'dan Avrasya’ya stratejik geçiş

NATO üyesi Türkiye'nin coğrafi ve stratejik konumunun da katkısıyla uyguladığı bağımsız dış politikası, Avrasya'nın önemli aktörleri olan Rusya, Çin ve İran ile diyalog kurma avantajını sağlıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başladığı ilk günden itibaren tarafların Türkiye'ye olan güveni, çatışmanın küresel boyutlara ulaşmasını önledi. Bu küresel itibar Türkiye'yi giderek güvensiz hale gelen dünya düzeninde diğer dondurulmuş sorunların çözümünde anahtar konuma getirdi. Dolayısıyla Türkiye, Batı'dan Doğu'ya köprü kurabilen ve Rusya-Çin-ABD hattında tesis ettiği denge siyasetiyle bölgeselleşme politikalarına sahada ruh verebilen güçlü bir kaldıraç görevi görüyor.

Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan; yalnızca bölgesel güvenlik denklemini değil, aynı zamanda yeni bir jeoekonomik yükseliş paradigmasını da birlikte inşa ediyor. Bu yükseliş, Batı merkezli uluslararası düzenin sınırlarını Doğu'dan zorlayan yeni bir jeopolitik hakikat olarak karşımıza çıkıyor.

[Doç. Dr. Furkan Kaya, Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.