Dolar
42.51
Euro
49.21
Altın
4,176.99
ETH/USDT
3,048.70
BTC/USDT
91,475.00
BIST 100
10,941.09
Analiz

7. Afrika - AB Zirvesi ve Türkiye

Türkiye sadece Asya ve Avrupa arasında bir köprü değil, aynı zamanda Afrika-AB ilişkilerinde de hem ekonomik hem siyasi hem ticari hem de güvenilirlik anlamında önemli köprü vazifesini haiz konumdadır.

Ömer Faruk Doğan  | 28.11.2025 - Güncelleme : 28.11.2025
7. Afrika - AB Zirvesi ve Türkiye

İstanbul

Büyükelçi Ömer Faruk Doğan, 7. Afrika Birliği-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi'nin iki kıta arasındaki işbirliği çerçevesinde önemini AA Analiz için kaleme aldı.

***

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

17-18 Şubat 2022 tarihinde Brüksel’de toplanan Afrika Birliği-Avrupa Birliği Zirvesi, yaklaşık 4 yıl aradan sonra 24-25 Kasım 2025 tarihleri arasında Angola’nın başkenti Luanda’da, Afrika Birliği Başkanı ve Angola Cumhurbaşkanı J. Manuel Gocalves Lourenço ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa eş başkanlığında toplandı.

İlki 2000 yılında Kahire’de düzenlenen AB-Afrika Birliği Zirvesi'nin 25. yıldönümüne denk gelen 7. Zirvesi'ne hem Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf hem de AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen iştirak etti.

21 Mayıs 2025’te Brüksel’de düzenlenen 3. AB-Afrika Birliği Ortak Bakanlar Kurulu toplantısına atıfla, 2030 Ortak Vizyon metnine ve bu çerçevede kaydedilen karşılıklı ilerlemelere yer verilen 7. Zirve sonunda kapsamlı bir ortak bildiri yayımlandı.

Ortak bildiri metni ne söylüyor?

Bu çerçevede yayımlanan ortak bildiri metninde, iki kıta arasındaki olağanüstü güçlü kurumsal, ticaret ve yatırım ile toplumsal ilişkilere de yansıyan, kapsamı, anlamı ve siyasi önemi giderek derinleşen benzersiz stratejik ortaklık anlayışının artırılarak devam ettirilmesi taahhüt edilmiştir. Afrika Birliği 2063 Projeksiyon gündemi çerçevesinde Afrika’nın kalkınma önceliklerine AB’nin doğrudan katkı ve desteğinin devam ettirileceği bildirilmiştir.

Birleşmiş Milletler Şartı'nın kurallarını ve ilkelerini, egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlık dahil olmak üzere koruma yönündeki karşılıklı kararlılık anlayışına atıfla, bu ilkelerin müzakere edilemez veya tavizsiz bir yaklaşımla tüm devletlerin uluslararası ilişkilerinde güç tehdidi veya kullanımından kaçınma yükümlülüğünün hatırlanması vurgulanmıştır. Bu kurallar ve ilkeler doğrultusunda, işgal altındaki Filistin ve Ukrayna'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışa sarsılmaz ortak destek verilmesi kararlaştırılmıştır.

Sudan, Güney Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sahel, Somali ve dünya genelindeki diğer savaş ve çatışmaların bir an önce sonlandırılması yönünde ortak irade ortaya konmuştur. Afrika ve Avrupa için refaha dayalı ve sürdürülebilir bir geleceğin şekillendirilmesi hedeflenmiştir. Ortak sürdürülebilir kalkınmaya dayalı kamu ve özel fonları kullanarak yatırımları teşvik etmek ve iş ortamını iyileştirme yönünde ortak gayret gösterilmesi öngörülmüştür.

Tüm Afrika ülkelerinin gelişmesi, sanayileşmesi, ihracatın çeşitlendirilmesi ve bölgesel pazarlara entegre olması için destek olunmaya devam edilmesi taahhüt edilmiştir. Afrika Kıta Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) uygulamasının hızlandırılması, buna dayalı yerel endüstrilerin bölgesel ve küresel pazarlara katılma kapasitelerinin artırılması ve stratejik/kritik mineraller alanında küresel tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi amaçlanmıştır. Ticareti kolaylaştırmak için, ticaretle ilgili çevresel önlemler dahil olmak üzere açık, şeffaf ve kapsayıcı diyalog kanallarının sürdürülmesi benimsenmiştir.

Afrika ülkelerinin karbondan arındırılması ve doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi yönünde işbirliği güçlendirilmiştir. İklim değişikliğiyle mücadele ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etme çabalarının ilerletilmesi; AB–Afrika ve Afrika–Afrika ihracatçıları arasında doğal kaynaklar ve biyoçeşitlilik temelli ihracatlar dahil olmak üzere sürdürülebilir yönetim konusundaki zorlukların birlikte aşılması taahhüt edilmiştir.

Ticaret politikalarındaki artan belirsizliğin ve küresel ticaretteki tarife dalgalanmalarının dünya ekonomisi için bir zorluk oluşturduğu yönündeki ortak yaklaşım teyit edilmiştir. Afrika ülkelerinin borç yükümlülüklerini ve likidite sorunlarını karşılamak için gösterdiği mali çabaların desteklenmesi kararlaştırılmıştır. Bu bağlamda, G20 Ortak Çerçevesi'nin uygulanmasında elde edilen ilerlemenin memnuniyetle karşılandığı ve G20'nin Borç Hizmetleri Askıya Alma Girişimi'nin ötesinde Borç Uygulamaları için Ortak Çerçeve'nin güçlendirilmesi çabasına destek verilmesi ifade edilmiştir.

Afrika Altyapı Geliştirme Programı (PIDA), Ajanda 2063 ve Global Gateway ile uyumlu olarak Afrika ile Avrupa içinde ve iki kıta arasında güvenli, ekonomik ve istikrarlı bağlantının sağlanmasına katkıda bulunulması öngörülmüştür. Afrika Birliği 2063 Ajandası çerçevesinde öngörülen on iki koridorun ötesinde, AB’nin Afrika'nın ulaşım sektörünün özel ihtiyaçlarına uygun şekilde Trans-Avrupa Ulaşım Ağı’ndan ilham alan güçlü bir koridor gelişimi için yasal ve kurumsal çerçevenin geliştirilmesini desteklemesi taahhüt edilmiştir.

Afrika–AB Yeşil Enerji Girişimi aracılığıyla enerji sektöründeki stratejik işbirliğinin sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Afrika'da en az 100 milyon insana 2030 yılına kadar temiz elektriğe erişim sağlanması; Afrika Tek Elektrik Pazarı (AfSEM), Kıta Enerji Sistemleri Ana Planı (CMP) ve Afrika Enerji Verimliliği Stratejisi (AfEES) dikkate alınarak adil ve sürdürülebilir bir temiz enerji geçişinin ilerletilmesi için ortak gayret gösterilmesi benimsenmiştir. Kırsal elektrifikasyon, sürdürülebilir sanayileşme ve temiz yemek pişirme çözümleri için Afrika'nın yenilenebilir enerji potansiyelinin geliştirilmesine katkı sağlanması hedeflenmiştir.

Küresel Enerji Geçiş Forumu aracılığıyla Afrika Birliği ve AB arasında güçlü siyasi ivmenin korunması, stratejik uyumun teşvik edilmesi ve kamu ile özel finansmanın harekete geçirilerek uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye evrensel erişimin desteklenmesi öngörülmüştür.

Bugün 1,5 milyar nüfusa yaklaşan Afrika’da toplumların karşı karşıya bulunduğu sorunlara yer verilen bu bildiride, Afrika ülkelerinin dünyanın diğer gelişmiş bölgelerindeki gibi daha refah yaşam seviyesine ulaşabilmesi için muhtelif alanlardaki işbirliği arzusuna yer verilmiştir.

Türkiye'nin sürdürülebilir Afrika stratejisi

Aslında çözüm aranan konulardaki önemli sorunların geçmişte Afrika’daki yaşanmışlıklardan kaynaklandığı bilinmektedir. Bu yönüyle, Afrika’da Türkiye’nin konumu; AB ile Gümrük Birliği Anlaşması'nın varlığı ve bunun ekonomik ile ticari açıdan her üç taraf için taşıdığı önem; ayrıca Afrika’nın 54 ülkesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde sürdürülen özel Afrika stratejisi dikkate alındığında, AB–Afrika Birliği ilişkileri Türkiye açısından da büyük önem taşımaktadır.

Johannesburg’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında ısrarla vurguladığı; gelişmekte olan ülkelere insani kalkınma yardımlarının artırılması, bu ülkelerin kabul edilebilir bir refah seviyesine ulaşması ve anlaşmazlıkların çözülerek sürdürülebilir kalkınmaya öncelik verilmesi yönündeki çağrının, AB–Afrika Birliği 7. Zirvesi sonuç bildirgesine de yansımış olması dikkat çekicidir. Bu durum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 Zirvesi’ndeki yaklaşımının ne denli isabetli bir hatırlatma olduğunu açıkça göstermektedir.

Türkiye’nin 54 Afrika ülkesiyle yaygın biçimde sürdürdüğü insani, barış odaklı ve sürdürülebilir kalkınmayı esas alan dış politika yaklaşımı; Türkiye’nin kıtadaki varlığını ve önemini güçlendirmekte, ayrıca bölgesel sorunların çözümüne yönelik katkıları sayesinde çok taraflı bölgesel ilişkilerin gelişmesine özel bir potansiyel sunmaktadır.

Türkiye’nin sürdürmekte olduğu dış politika yaklaşımı; Afrika-AB ilişkileri açısından da fayda sağlayıcı niteliktedir. Buradan hareketle, Türkiye-AB ilişkileri ile özellikle Türkiye, AB ve Afrika arasındaki üçlü ortaklık, Afrika’da barış, istikrar ve sürdürülebilir kalkınma açısından yeni, önemli ve stratejik bir işbirliği alanı olarak kendiliğinden gündeme gelmesine yol açmakta ve bu durum her üç tarafın da önemle üzerinde durması gereken bir olgu niteliği taşımaktadır.

Bir başka ifadeyle Türkiye sadece Asya ve Avrupa arasında bir köprü değil, aynı zamanda Afrika-AB ilişkilerinde de hem ekonomik hem siyasi hem ticari hem de güvenilirlik anlamında önemli köprü vazifesini haiz konumdadır.

[Ömer Faruk Doğan, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın