Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Cüneyd, Türkiye-Pakistan kardeşliğini anlattı
Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, "Biz sadece iki dost ülke değiliz, dünyadaki diğer ülkeler gibi değiliz. Biz kardeş olan iki ülkeyiz." dedi.
İstanbul
Uluslararası Türkiye-Pakistan İlişkileri Sempozyumunun açılışı, Bağcılar Belediyesi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla düzenlenen sempozyumun açılış programına Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Bağcılar Belediye Başkan Yardımcısı Volkan Çakmak, Pakistan'ın İstanbul Başkonsolosu Numan Aslam, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Başkan Yardımcısı Abdullah Kutalmış Yalçın, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Sevtap Kadıoğlu, Kaid-i Azam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sajid Mahmood Awan, akademisyenler, öğrenciler ve diğer davetliler katıldı.
Konferans salonu girişindeki antrede düzenlenen Pakistan Siyalkot Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin hazırladığı karakalem resim sergisinin açılışıyla başlayan programda, saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı ve Pakistan milli marşı okundu, ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
Büyükelçi Cüneyd, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, "Türkiye ve Pakistan iki normal ülke değildir. Biz sadece iki dost ülke değiliz. Biz dünyadaki diğer ülkeler gibi değiliz. Biz kardeş olan iki ülkeyiz." ifadelerini kullandı.
İstanbul'da uzun süre görev yaptığını ve bu yılların hayatının en değerli zamanları olduğunu söyleyen Cüneyd, o yıllarda katıldığı bir televizyon programında Türkiye ile Pakistan arasındaki dostluğu iki anısıyla açıkladığını aktardı.
Cüneyd, ilk anısının büyükannesiyle alakalı olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Çok küçüktüm, 5 ya da 6 yaşındaydım. Ona şunu sordum, büyükanne, sağ kulağında bir kesik var, nasıl oldu bu? Cevap vermedi ama ben meraklı ve ısrarcı bir çocuk olarak bir cevaba ihtiyacım olduğu konusunda ısrar ettim. Dedi ki 'Ben gençken Türkiye'ye yardım toplayan bir grup insan evimizin önünden geçiyordu. Zengin bir kız değildim, zengin bir aileden gelmiyordum ama bir şeyler yapmak istedim. Onlara küpelerimi vermek aklıma geldi.' Soldakinin kolayca çıktığını ama sağdakinin takılı kaldığını söyledi. 'Ben de insanların sokaktan uzaklaştığını görünce onu çektim ve neticede kulağım yırtıldı.' dedi."
O zaman büyükannesinin bunu neden yaptığını anlayamadığını söyleyen Cüneyd, 60 yıla yakın bir süre aradığı cevabı İstanbul'daki ikinci yılı olan 2010'da bulduğunu kaydetti.
Cüneyd, Pakistan'daki sel felaketi sırasında emekli bir matematik öğretmeni olan yaşlı bir adamın İstanbul'daki ofisine gelerek Pakistan'a gönderilmek üzere emekli maaşını bağışlamak istediğini anlattı.
Tüm parasını Pakistan'a bağışlamak isteyen öğretmenin kendisine komşularına giderek "Ben bütün paramı Pakistan'a bağışlayacağım, bana bir ay bakabilecek misiniz?" diye sorduğunu söylediğini belirten Cüneyd, büyükannesinin davranışının nedenini de böylece anladığını söyledi.
Cüneyd, "Bizim sevgimiz İslam'ın doğuşuyla başlar. İki ülke de Müslüman ve Müslüman kimlikleriyle gurur duyuyor." dedi.
Pakistan'ın Müslümanlaşmasında Türklerin önemli katkıları olduğunu hatırlatan Cüneyd, "Konuştuğumuz dil olan Urduca, ordu kelimesinden gelmektedir. Urdu dilinde Türkçe kökenli yaklaşık 6 bin 500 kelime bulunmaktadır. Yemeklerimiz birbirine benzer, tek fark baharatlar, o da coğrafi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Duygularımız, mizaçlarımız birbirine benzer." ifadelerini kullandı.
Cüneyd, bu benzerliklerin coğrafi ve tarihi yakınlıktan kaynaklandığını, iki toplum arasındaki kardeşliğin genlere işlediğini söyledi.
Bağcılar Belediye Başkan Yardımcısı Çakmak da Gazze'de yaşananlardan sonra bir kez daha İslam dünyasının tek vücut ve tek ses olması gerektiğinin anlaşıldığını ve Türkiye-Pakistan kardeşliğinin bu noktada önemli olduğunu söyledi.
Çakmak, Pakistan ile Türkiye'nin karşılaşılan doğal afetler ve felaketler sonrasında birbirlerine büyük yardımlarda bulunduğunu hatırlattı.
Pakistan Daimi Senato Üyesi Irfan Siddiqui de gösterilen video mesajında "Türkiye'nin adı geçtiğinde her Pakistanlının kalbinde özel bir sevgi ve birliktelik duygusu canlanır." dedi.
Siddiqui, Türkiye ile Pakistan toplumları arasında dilden kültüre birçok ortak nokta bulunduğunu belirtti.
YEE Başkan Yardımcısı Yalçın, enstitünün Pakistan'daki faaliyetlerini ve Türkiye-Pakistan ilişkilerine olan katkılarını anlattı.
"İki ülke ilişkilerine katkı sağlayacağı kanaatindeyiz"
Sempozyum hakkında, AA muhabirine açıklamalarda bulunan Pakistan Mezun Ve Mensupları Derneği (PAMDER) Başkanı Halid Uğurlu, "Bizim kuruluş amacımız iki ülke arasındaki ilişkilere köprü olabilmek, ilişkileri daha ileri götürebilmek, bu sempozyum da onlardan biri. Bunun iki ülke ilişkilerine katkı sağlayacağı kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.
Uğurlu, birçok insanın birbirini tanıma fırsatı bulduğu sempozyum sayesinde Pakistan-Türkiye ilişkilerinin de tekrar gündeme geldiğini aktardı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
