Milli Mücadele'de direnişin sembolü Yörük Ali Efe'nin ölümünün üzerinden 73 yıl geçti
Milli Mücadele döneminde gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla "Efelerin Efesi" olarak anılan Yörük Ali Efe, vefatının 73. yılında anılıyor.
Aydın
Kurtuluş Savaşı'nda Milli Mücadele saflarına ilk katılanlardan Yörük Ali Efe, yaptıklarıyla yöre halkına umut ve cesaret vererek direnişin önemli simgelerinden biri oldu.
İzmir, Aydın ve Nazilli'nin düşman işgalinden kurtarılması için Milli Mücadele'de yer alan Yörük Ali Efe, arkadaşlarıyla 16 Haziran 1919'da Malgaç Demiryolu Köprüsü yanındaki tam teçhizatlı düşman karakoluna baskın gerçekleştirdi.
Bu baskın, Batı ve Güney Anadolu'da düzenli, bilinçli ve milli şuurla düşmana yapılan ilk baskın olarak tarihe geçti.
Yörük Ali Efe ve arkadaşları, bu baskınla düşmanı büyük zarara uğrattı. Yörük Ali Efe, bu baskınla sadece bir başarı elde etmedi, umudunu yitirmekte olan yöre halkının da cesaretini artırdı.
Düzenli ordunun kurulmasıyla emrindeki grubu orduyla bütünleştirdi, kendisi de Milli Aydın Cephesi Komutanı oldu.
Adına şiirler ve türküler yazılan Yörük Ali Efe, Ege'de direnişin sembolü haline geldi.
Milli Mücadele'deki başarılarından dolayı TBMM tarafından İstiklal Madalyası verilen ve Cumhuriyet döneminde Yörük soyadını alan Ali Efe, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra bir süre İzmir'de yaşadı.
İzmir'de 1951'de geçirdiği tramvay kazasında bacaklarını kaybeden Yörük Ali Efe, tedavi için gittiği Bursa'da 23 Eylül 1951'de hayatını kaybetti.
Yörük Ali Efe'nin mezarı, bir dönem karargah olarak da kullandığı Aydın'ın Yenipazar ilçesinde bulunuyor. Mezarın bulunduğu bölgede ise Yörük Ali Efe'nin kıyafetleri, silahları ve o döneme ait eşyaların sergilendiği müze yer alıyor.
Yörük Ali'nin ismi Aydın'da bazı okullar ile cadde ve sokaklara verilirken, bazı ilçe meydanlarında da anıtı bulunuyor.
"Kuşkuyu ve tedirginliği ortadan kaldırıyor"
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Günver Güneş, AA muhabirine, o dönemde Yunan güçlerinin masum insanları acımasızca öldürdüğünü söyledi.
Yunan askerlerinin gasp ve hırsızlığı da çok fazla yaptığını kaydeden Güneş, "Yunan ordusunun işgal siyaseti içerisinde en önemli aktörlerinden birisidir gasp ve hırsızlık. Yolda gördükleri Türkleri soymayı marifet zannediyorlardı." dedi.
Güneş, Yunan ordusunun bugün Efeler ilçesine bağlı mahalle olan Gözpınarı'nda katliam yaptığı anlatarak, "Bölgedeki Yunan işgali komutanının canı bal istiyor. Bu köyde de yoğun bir bal üretimi var. Köylüler itiraz ediyorlar. Hem bal verilmediği için hem de Kuvayımilliye ile işbirliği yaşandığı için köye geliyor. Önce 12 kişiyi öldürüyor, sonra 44 kişiyi bağlayıp köyün güneyindeki mezarlığa götürüyor, iplerle, zincirlerle bağlayıp orada kurşuna diziyorlar. Büyük bir katliam yaşanıyor." ifadelerini kullandı.
Güneş, Yunan güçlerinin halkın besin ihtiyacını karşılamalarını engellemek için zeytin ve incir ağaçlarını yaktığını, hayvanları öldürüp su kuyularına zehir attığını belirtti.
Yörük Ali Efe'nin Yunanların korkulu rüyası olduğunu vurgulayan Güneş, şöyle devam etti:
"Yörük Ali Efe hikayeden çok bir tarihsel mit. Yörük Ali Efe'yi doğru olarak anlatabilmek ve anlayabilmek için tarihsel süreci doğru yerleştirmek gerekiyor. İlk eylemleri Malgaç Baskını, Yörük Ali Efe'nin ulusal mücadelede adının duyulduğu ilk eylem. Batı Anadolu ve Güney Anadolu bölgesinde düzenli ve bilinçli bir şekilde gerçekleştirilen ve sivil kuvvetler tarafından gerçekleştirilen ilk baskın. Yani Milli Mücadele tarihinde bir ilk bu kentte gerçekleşiyor. Yunan ordusunun yenilemeyeceği, bu ilerlemenin durdurulamayacağı gibi bir kuşku vardı. Bu baskın o kuşkuyu ve tedirginliği ortadan kaldırıyor."
Yörük Ali Efe'nin Aydın dışında da etkili bir isim olduğunu kaydeden Güneş, "Bölgede Kuvayımilliye'ye, daha sonra da düzenli ordu birliklerine savaşçı kazandırmıştır. Savaşacak unsurları yetiştirip göndermiştir, asayiş ve güvenliği sağlamıştır. Yani bir hükümet gibi çalışmıştır Yörük Ali Efe. Örneğin Muğla bölgesinde bir problem çıktığında Yörük Ali Efe'ye müracaat edilmiştir." dedi.
Güneş, düzenli ordunun Büyük Taarruz sonrasında İzmir'e doğru ilerlediği sürece ilişkin şunları söyledi:
"Bu süreçte akıncı müfrezelerine de görev, sorumluluk veriliyor. Yörük Ali Efe müfrezesiyle birlikte önce Küçük Menderes Havzası'na dalıyor. Kiraz, Ödemiş, Tire, Bayındır o havzayı süpürüp geçiyor. Ordu birliklerinden önce Torbalı'ya geliyor. Ha dese İzmir'e girecek, efe ve zeybeklerle birlikte. Torbalı'da duruyor. 'İzmir'e girme onuru şerefli Türk askerinin olmalıdır.' diyor. Bunu söyleyen 21 yaşında dağlarda gezmiş, eline silahı almış, Kuvayımilliye'de önderlik yapmış gencecik bir Yörük çocuğu."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.