Dolar
42.50
Euro
49.53
Altın
4,213.79
ETH/USDT
3,150.90
BTC/USDT
92,034.00
BIST 100
11,007.37
Ekonomi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Finansal piyasalarda genel olarak maliyetlerin düştüğü bir döneme doğru gidiyoruz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Enflasyonumuzdaki düşüş, finansal piyasalarımızdaki, güven ortamındaki güçlenmeyle beklentilerde de iyi noktaya gelerek, finansal piyasalarda genel olarak maliyetlerin düştüğü bir döneme doğru gidiyoruz." dedi

Harun Kutbe  | 05.12.2025 - Güncelleme : 05.12.2025
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Finansal piyasalarda genel olarak maliyetlerin düştüğü bir döneme doğru gidiyoruz Fotoğraf: Muhammed Abdullah Kurtar/AA

Ankara

Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleler Konferans Salonu'nda düzenlenen, TOBB Müşterek Konsey Toplantısı'na katıldı.

Burada konuşan Yılmaz, dünya ekonomisinin 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 3,5 büyürken, Türkiye'nin yıllık ortalama 5,4 büyüdüğünü söyledi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Türkiye'nin 2002'de dünyada 21'inci büyük ekonomi olduğunu, 2024'te ise 17'nci sıraya yükseldiğini aktararak, "IMF'nin tahminlerinin gerçekleşmesi halinde bu yılın sonu itibariyle 16'ncı büyük ekonomi haline geliyoruz." diye konuştu.

Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik büyüklüğünün, bu yıl ilk defa 1,5 trilyon doları aştığını belirterek, kişi başına gelirin de bu yıl 17 bin doları geçmesini beklediklerini ifade etti.

Türkiye ekonomisinin, 21 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü vurgulayan Yılmaz, "3'üncü çeyrekte özellikle sanayi sektörümüzün gösterdiği yüzde 6,5'lik büyüme performansı hepimizi çok memnun etti. İnşaat dahil, hizmetler sektörü yüzde 4,6 büyürken maalesef bu yıl şanssız, talihsiz bir dönem yaşadık tarımda. Hem don hem kuraklık. Aynı yıl ikisini de yaşadık. Dolayısıyla tarımda 12,7'lik bir küçülme gözüküyor. Tarımdaki bu küçülme hem büyüme hedeflerimizi aşağı çekti hem de enflasyon hedeflerimizi bir miktar olumsuz etkiledi." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, işsizlik oranlarının 30 aydır tek hanede bulunduğunu hatırlatarak, "Bir istikrar programı uyguluyoruz sonuçta. İstihdamımızın bu noktada olması, işsizliğin tek hanelerde devam etmesi gerçekten önemli bir performans. İş gücü ödemelerinin milli gelirdeki payının da arttığını görüyoruz. Sosyal medyada çeşitli kanallarda farklı imajlar oluşturulmaya çalışılsa da bu rakam sosyal adalet açısından çok çok kıymetli bir rakam." şeklinde konuştu.

Son Orta Vadeli Program'da (OVP) atıl işgücü konusuna özel bir bölüm ayırdıklarına işaret eden Yılmaz, şöyle devam etti:

"İşsizliği düşürüyoruz, güzel ama atıl iş gücünü de azaltmamız lazım. Bu noktada da Strateji Bütçe Başkanlığımız başta olmak üzere Çalışma Bakanlığımız birlikte önemli bir çerçeve oluşturmuş durumdayız. Atıl iş gücünü de azaltmak istiyoruz. Ne demek atıl iş gücünü azaltmak? Daha fazla insanımızı işgücü piyasalarına kazandırmak istiyoruz. Daha az süreli çalışanların, daha fazla süreli çalışmasını yine özendirmek istiyoruz. Üretim kültürünü, çalışma kültürünü güçlendirmek istiyoruz. İlkokullardan, okullardan başlayıp her ortama varıncaya kadar üretimin, emeğin, çalışmanın kıymetini toplumumuzda güçlendirmemiz lazım."

"Bilimsel geçerliliği olmayan birçok iddianın algı oluşturabildiğini görüyoruz"

Yılmaz, enflasyonun geçen yıl mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirveye ulaştığını, o tarihten bugüne 44 puanı aşan bir düşüş gerçekleştiğini anımsatarak, "Bazen karıştırılıyor, 'enflasyon düştü' derken fiyatlardaki düşüşü değil, orandaki düşüşü elbette kastediyoruz. Oranda 44 puandan fazla bir düşüş söz konusu. Son açıklanan rakamla enflasyon oranımız yüzde 31,07 seviyesine kadar indi." dedi.

Piyasadaki aktörlerin enflasyon beklentilerinin iyileştiğini, ancak tam istenilen noktada olmadığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Beklentileri iyileştireceksiniz ki piyasadaki fiyatlamalar ona göre oluşsun, enflasyon da daha fazla gerilesin. Beklentilerdeki bu yüksekliği tabii besleyen çeşitli faktörler var. Bir tanesi de bence sosyal medyadaki algılar. Bu sadece bizim için geçerli değil, tüm dünyada maalesef böyle bir eğilim var. Sosyal medyada hiçbir temeli, dayanağı olmayan, hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan birçok iddianın algı oluşturabildiğini görüyoruz. Bunlardan bir tanesi, istatistik hazırladığını iddia eden ENAG diye bir yapı var mesela. Hakikaten bu konu üzerinde durmamız gereken bir şey. Ona benzer başka şeyler de var. Metodolojisi sağlam değil. Uluslararası hiçbir geçerliliği yok. Hangi datalara baktığı belli değil. Şeffaflığı yok. 3-5 kişilik bir grup, birtakım internet ortamında bir şeyler toplayıp topluma bir algı pompalıyor ve maalesef ideolojik sebeplerle demek zorundayım. Çünkü bilimsel olarak bunu izah etmek mümkün değil. Birtakım kesimler de ideolojik nedenlerle bu rakamlar sanki gerçeği yansıtıyormuş gibi toplumda bir algı oluşturuyorlar.

Buna karşı da bilim insanları başta olmak üzere hepimizin çok daha uyanık olması lazım. Ekonomimiz üzerinde, milletimizin geleceği üzerinde algılar kullanılarak birtakım operasyonlar yapılmasına da müsaade etmememiz lazım. Aynı şey başka bazı ölçümlerde de geçerli. Bizim tek bir söylediğimiz var; bir şeyi ölçüyorsanız dünya standardı neyse onunla yapacaksınız. Birleşmiş Milletler'in yöntemi var, Eurostat'ın yöntemleri var. Burada bir eksiklik varsa teknik olarak her zaman kurumlar eleştirilebilir. Ama bunları bırakıp arkasında ne olduğu belli olmayan birtakım yapılara prim verirsek toplum olarak geleceğimizi de maalesef riske atarız."

"940 milyara yakın bir kaynağı tarım sektörümüze ayırmış durumdayız"

Yılmaz, zirai don, kuraklık, beklenti gibi unsurların enflasyonu etkilediğini belirterek, "Görünen o ki bu yılın sonunda yüzde 30'un biraz üzerinde bu enflasyonu kapatacağız. Gelecek yıl yüzde 20'nin altını hedefliyoruz. Ondan sonraki yıl, 2027'de ise hedefimiz tek haneli rakamlara ülkemizi, ekonomimizi yeniden kavuşturmak." diye konuştu.

Para politikasının yanı sıra maliye politikasıyla da enflasyonla mücadeleyi destekleyeceklerinin altını çizen Yılmaz, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Nitekim geçenlerde Hazine ve Maliye Bakanımız açıkladı. Yeniden değerleme oranı dediğimiz bir rakam var. Biz birtakım kararlar verirken bunun altında oranlarla belirlemeye gayret edeceğiz. Mali disiplin ile enflasyonla mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz. Diğer yandan arz yönlü politikalarla da enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz. Burada da gıda ve konut meselesinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bir taraftan gıdayla ilgili şunu söyleyeyim; tarım konusuna bu sene bütçemizden ayırdığımız kaynak 940 milyara yakın. Bunun bir kısmı doğrudan destek, bir kısmı kredi sübvansiyonu, bir kısmı sulama yatırımı, bir kısmı vergisel olarak vazgeçtiğimiz rakamlar ama topladığımızda 940 milyara yakın bir kaynağı tarım sektörümüze ayırmış durumdayız.

Sulamaları yatırımlarda önceliklendirmiş durumdayız. Önümüzdeki dönem su meselesi konusunda daha özel çalışmalar, hazırlıklar da yapıyoruz. Tarımsal destekleme sistemimizi tamamen suyla ilgili konularla yeniden şekillendirmiş durumdayız. Gelecek yıldan itibaren bunun etkilerini hep birlikte göreceğiz."

Yılmaz, 500 bin sosyal konut projesini hatırlatarak, daha az maliyetli, erişilebilir konutlarla, konut piyasalarında daha dengeleyici bir yaklaşım sergilediklerini söyledi.

"45 milyar doları aşan uygun koşullu finansman paketi oluşturmuş durumdayız"

Genel finansal koşullarda iyiye doğru gidildiğini anlatan Yılmaz, "Enflasyonumuzdaki düşüş, finansal piyasalarımızdaki, güven ortamındaki güçlenmeyle beklentilerde de inşallah daha iyi bir noktaya gelerek, finansal piyasalarda genel olarak maliyetlerin düştüğü bir döneme doğru gidiyoruz." diye konuştu.

Yılmaz, genel programı bozmadan, ana istikamete zarar vermeden, seçici finansal enstrümanlarla özel kesime yönelik desteklerin uygulandığını kaydetti.

Uluslararası kuruluşlardan da finans sağlamaya devam ettiklerini belirten Yılmaz, "Dünya Bankası, Asya Altyapı Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası gibi. En son Asya Kalkınma Bankası geldi biliyorsunuz. Ben de görüştüm gelen yetkililerle. 3 yılda 7 milyar dolara ulaşan bir kaynağı Türkiye'ye tahsis ettiler. Bütün bu uluslararası kuruluşların finans desteğini topladığımızda 2025-2027 döneminde 45 milyar doları aşan uygun koşullu finansman paketi de oluşturmuş durumdayız." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, emek yoğun sektörlerin oluşturduğu istihdamın, sosyal ve ekonomik açıdan kıymetli olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Geçen yıl istihdamını koruyan KOBİ'lere, istihdam başına 2 bin 500 lira destek verdik ve bununla da önemli bir başarı sağladık. Bırakın korumayı, artış olduğunu gördük bu desteği alan şirketlerde. Dolayısıyla bu programı devam ettirme kararı aldık. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz kabine sonrasında bunu ilan etti. Yeni düzenlememizle KOBİ'ler dışında büyük ölçekli şirketleri de dahil ediyoruz. Destek miktarını işçi başına 2 bin 500'den 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz ve belki başka bazı yeni faaliyet kollarıyla da bunu destekleyeceğiz. 1 milyonun üzerinde bir istihdamı bu şekilde korumayı öngörüyoruz ve reel sektörümüze yine bu şekilde destek olmaya devam edeceğiz."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.