Dolar
32.33
Euro
34.88
Altın
2,220.89
ETH/USDT
3,571.20
BTC/USDT
70,802.00
BIST 100
9,079.97
Dünya

Ürdün ve Suriye arasındaki sınır kapısının yeniden açılması ticareti canlandıracak mı?

Ürdün ve Suriye arasındaki Cabir Sınır Kapısı'nın yeniden açılmasının ardından sınır ticaretinde hareketlilik bekleniyor.

Leys El-Cuneydi  | 07.10.2021 - Güncelleme : 07.10.2021
Ürdün ve Suriye arasındaki sınır kapısının yeniden açılması ticareti canlandıracak mı?

Amman

Suriye iç savaşı öncesinde kapanan sınır kapısının açılmasıyla, Ürdün'ün Suriye sınırındaki Ramsa kentinde halk, sınır kapısının açılmasının olumlu etkilerini görmek istiyor.

Önceki yıllarda Suriye iç savaşı nedeniyle sınır ticaretinin durduğu ve ekonomik anlamda ciddi bir durgunluk yaşayan Ramsa'da, sınır kapısının yeniden açılmasının bölgeye etkisi merak ediliyor.

Suriye'nin Dera kentinde Esed rejimi ve muhalifler arasındaki çatışmaların bölgenin yaşam koşullarına etkisinin sürdüğü görülüyor.

Bölge halkı sınır ticaretinin yeniden başlayarak Suriye'den ürünlerin gelmesini beklediğini ancak yalnızca yolcuların geçiş yapabildiğini söylüyor.

Ürdün ve Suriye sınırı

İki ülke arasındaki ana sınır kapıları olan "Ramsa (El-Cumruk el-Kadim)" ve "Nasib (Cabir)", Suriye'nin Dera kentindeki çatışmalar nedeniyle 2011 yılı itibarıyla farklı tarihlerde birçok kez kapatılıp, yeniden açıldı.

Ürdün'deki Ramsa Sınır Kapısı'nın karşısındaki El-Cumruk el-Kadim çatışmalar nedeniyle tamamen kullanılamaz hale gelirken, rejim ve destekçileri tarafından ele geçirilmeden önce 3 yıl boyunca muhaliflerin elinde kaldı.

Nasib-Cabir geçişi Ağustos 2018 ortalarında yeniden açılsa da 2020'de önce yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, 31 Temmuz'da da Dera'daki çatışmalar nedeniyle iki kez kapatıldı.

Suriye'nin güneyindeki Dera kentindeki çatışmalar nedeniyle 31 Temmuz'da kapanan sınır kapısı 29 Eylül'de yeniden açıldı.

"Eskiden Suriye'den gelen ürünlerle nefes alıyorduk"

Temizlik ürünleri satan 53 yaşındaki Ömer Ramazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sınır ticaretinin yeniden başlamasını ve bölge ekonomisine katkı sağlamasını beklediklerini belirtti.

Ramazan, "Eskiden Suriye'den gelen ürünlerle nefes alıyorduk ve her ilden insanlar mal almak için bize geliyorlardı." dedi.

"Cabir Sınır Kapısı'nın yeniden açılmasıyla önemli gelişmeler olmasını umut ediyoruz." diyen Ramazan, Ürdün ve Suriye arasındaki diğer sınır kapısı olan Ramsa Sınır Kapısı'nın açılmasını beklediklerini dile getirdi.

Sınır ticaretinin artmasıyla Suriye'den birçok ürünün gelebileceğini vurgulayan Ramazan, Suriye'den gelen ürünlerin daha ucuz olmasının önemli bir avantaj olduğunu kaydetti.

"Önemli olan yolcuların değil ürünlerin dolaşımı"

Ayakkabı ticaretiyle uğraşan Abud ez-Ziyabat ise Cabir Sınır Kapısı'nın açılmasının halkın yaşamını olumlu etkileyeceğini ifade etti.

Önemli olanın yolcuların değil ürünlerin dolaşımı olduğunu vurgulayan Ziyabat, şöyle devam etti:

"Bir hafta geçti ve herhangi bir değişiklik göremedik. Önümüzdeki günlerde değişiklik olmasını ümit ediyoruz. Henüz resmi bir şey yok. Şu anda sınır kapısı yalnızca yolcu geçişi için açık."

Dera'daki olaylar nasıl başladı?

Esed rejimi ve destekçisi Rusya, 25 Haziran'da Dera el-Beled Mahallesi'nde yaşayan halktan ve oradaki muhaliflerden, ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmelerini ve evlerin aranmasına izin vermelerini istemişti.

Dera'daki Uzlaşı Merkezi ve bölge halkının ileri gelenleri, bu isteğe, Temmuz 2018'de Rusya ara buluculuğunda Esed rejimiyle sadece ağır silahların teslim edilmesi yönünde varılan anlaşmaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı.

Bunun üzerine Esed rejim güçleri, Dera el-Beled'de yaşayan yaklaşık 40 bin sivile 25 Haziran'da abluka uygulamaya başlamıştı.

26 Temmuz'da da rejim güçleri heyeti ile Dera'daki Uzlaşı Merkezi arasında Dera el-Beled Mahallesi'nde yaşayan halkın ve oradaki askeri muhaliflerin ellerindeki hafif silahların tümünü teslim etmeleri, evlerinin aranmasına izin vermeleri ve ablukanın kaldırılması konularında anlaşmaya varılmıştı.

Ancak Esed rejiminin anlaşmanın dışına çıkarak mahalledeki hakimiyetini güçlendirmek amacıyla 29 Temmuz sabahı mahalleye kara operasyonu başlatması üzerine gerginlik Dera ilinin doğu ve batı kırsallarına da sıçramıştı.

Taraflar arasında çıkan çatışmalar sonucu Dera'daki yerel silahlı muhalifler, rejim güçlerine ait çok sayıda kontrol noktasını ele geçirip bazı rejim unsurlarını esir almıştı.

Esed rejimi güçleri heyeti ile Dera'daki Uzlaşı Merkezi arasında Rusya gözetiminde yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine rejim güçleri, mahalleyi 29 Temmuz'dan itibaren aralıklarla havan topu ve tank atışlarıyla hedef aldı.

Dera el-Beled'de bölge halkı adına müzakereler yürüten Merkezi Komite ile Esed rejimine bağlı heyet, 1 Eylül'de Rusya'nın ara buluculuğuyla, bir kez daha görüşmeler yaparak, ateşkes konusunda anlaşmaya varmıştı.

Ateşkesi bozup bölge halkını göçe zorlamak isteyen Esed rejim güçleri, il merkezinde 2,5 aydır kuşatmada tuttuğu Dera el-Beled Mahallesi'ne 5 Ekim'de yeniden şiddetli saldırı başlatmıştı.

Orta Doğu'daki "Arap Baharı" dalgasının Suriye'ye de sıçramasıyla 15 Mart 2011'de bir grup öğrencinin okul duvarına, Beşşar Esed'e hitaben, "Ey doktor (Beşşar Esed) şimdi sıra sende" yazmasıyla başlayan halk ayaklanmasının fitili Dera'da ateşlenmiş, kent yıllar içinde muhaliflerin eline geçmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın