Dolar
32.54
Euro
34.95
Altın
2,332.17
ETH/USDT
3,156.60
BTC/USDT
64,690.00
BIST 100
9,716.77
Dünya

Filistinliler Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesine tepkili

Netanyahu ile Bin Zayid'in Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmesine karşı çıkan Filistinliler, iki liderin de savaş suçlusu olduğuna, barışla adlarının yan yana anılmaması gerektiğine vurgu yapıyor.

Esat Fırat  | 26.11.2020 - Güncelleme : 26.11.2020
Filistinliler Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesine tepkili

Kudüs

Filistin ve Yemen başta olmak üzere bölgede yol açtıkları saldırı ve neden oldukları krizler nedeniyle birçok sivilin ölümünden sorumlu tutulan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al-Nahyan'ın, 2021 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilmesi Filistinlilerin tepkisiyle karşılandı.

Bin Zayid ve Netanyahu, 24 Kasım’da, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşme anlaşmasına vesile olmaları dolayısıyla 2021 Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterildi.

İrlanda'daki barış anlaşmasında üstlendiği rol nedeniyle 1998'de Nobel ödülü alan Lord David Trimble'nin Netanyahu ile Bin Zayid'i aday gösterdiği aktarıldı.

Her iki lider barış ödülüne aday gösterilse de onlar, başta Filistin olmak üzere Yemen, Suriye ve Libya'daki birçok sivilin ölümüne sebebiyet veren çatışma ve iç savaşların baş aktörleri arasında.

AA muhabiri, içinde Mescid-i Aksa ile Kıyamet Kilisesi’nin bulunduğu işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinin en önemli kapısı olan Şam Kapısı’nda Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel’e aday gösterilmesini Filistinlilere sordu.

Bin Zayid ile Netanyahu’nun savaş suçluları olduğunu ifade eden Filistinliler, her iki liderin de idamla yargılanmaları gerektiğini belirtiyor.

“Bunlar suçlu insanlar”

Kudüslü esnaf Habib El-Hurub, Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel’i hakketmediğine vurgu yaparak, “Öncelikle siz elleri Filistinlilerin kanlarına bulaşmış kişilerden bahsediyorsunuz. Bunlar suçlu insanlar. Kesinlikle bunlara Nobel Barış Ödülü verilmesini reddediyoruz. Aslında bunların uluslararası mahkemelerde yargılanmaları ve kesinlikle idama çarptırılmaları gerekiyor.” dedi.

Hurub, Nobel Barış Ödülü’nü onu kelimenin gerçek anlamıyla hakkedenin alması gerektiğine vurgu yaparak, çocukları öldüren veya Müslümanların kanlarını heder edenlerin böyle bir ödülü hakketmediğini belirtti.

Muhammed Bin Zayid'in, İsrail'le imzaladığı normalleşme anlaşmasına dikkati çeken Hurub, “Bin Zayid aslında halkının yüzünü karartmıştır ve bu rüyadan uyandığında neler göreceğini hayal bile edemez.” ifadelerini kullandı.

“Bunlara savaş ödülü verilmeli”

Filistinli işçi Muhammed Hudeyb de, Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel’i hakketmediğini belirterek, “Nobel’i hakkediyorlar ancak barış ödülü olarak değil, alçak oldukları için hakkediyorlar. Bunlara savaş, insanları zorunlu göçe tabi tutma ve yıkım ödülü verilmeli. İkisi de savaş suçlusu.” diye konuştu.

Hudeyb, şöyle devam etti:

“Muhammed Bin Zayid ve diğerleri hep beraber Yemen’i yok ettiler. Bu yaptıklarının onlara siyasi getirisi var ama İslam’a ve Müslümanlara zararı var. Bunların ABD ve Avrupa ajandaları var, onlara hizmet ediyorlar. Allah bizden uzak tutsun onları.”

“Nobel’le kendilerini şımartıyorlar”

Filistinli Sadi El-Hicabi (Ebu Süleyman), bu iki liderin Nobel’e aday gösterilmesinin şımarıklık olduğunu kaydederek, “Şimdi Nobel’le kendilerini şımartıyorlar. Hakketmedikleri kesin de. Körfez ülkelerinin İsrail ile normalleşmesinin başı da Suudi Arabistan’dır. Suudi Arabistan’a danıştılar, Suudi Arabistan da onlara buyurun yapın dedi. Ne Bin Zayid ne de Netanyahu bu ödülü hakkediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Ebu Süleyman, şunları söyledi:

“Filistin davası 10 yıllardır süren bir dava ve bu Körfez ülkeleri başta olmak üzere Arap ülkelerinin tamamı bu davanın sorumlularıdır. Davayı sattılar. Vatanımız yerle bir oldu. Benim evimi bile iki defa yıktılar. Bin Zayid ile Suudi Arabistan da Yemen’i yerle bir ettiler. Ama şu kesin, kurtuluşumuz Yemen’den olacaktır. Çünkü Yemen Arapların ana yurdudur. Bu iki ülke Yemen’in masum halkını yok ettiler.”

“İkisi de savaş suçlusu”

Filistinli öğrenci Muhammed Ebu Garbiye, Netanayhu’nun barış ile bir alakasının olmadığına vurgu yaparak, “Netanyahu’ya gelecek olursak onun zaten barışla bir alakası yok. Geçmişi Filistin halkına yönelik savaşlarına ve soykırımlarına şahitlik ediyor zaten. Onun barış ödülü alacaklar arasından bir seçenek olacağını düşünmüyorum. Yani aslında adı bile konulmamalıydı bu listeye.” dedi.

Ebu Garbiye, iki liderin de Nobel’e aday gösterilmesini reddettiğini vurgulayarak, “Muhammed Bin Zayid de Yemen’de masum insanları öldürmekten sorumlu. Dolayısıyla ikisi de aslında savaş suçlusu sayılıyorlar. Bunların barışla bir alakaları yok.” şeklinde konuştu.

“Hep beraber Müslümanlara karşı hareket ediyorlar”

Mescid-i Aksa Murabıtası (gönüllü hizmetçi) olan Lemiya Akıl Ebu Rumeyle (Umm Muhammed) ise Netanyahu ile Bin Zayid’in Nobel’e aday gösterilmesine tepkisini dile getirdi.

Umm Muhammed, iki liderin de Nobel ile anılmaması gerektiğini ifade ederek, “Ne barışından bahsediyorlar ki? Aslında bunların adları dahi bu Nobel Barış Ödülü ile anılmamalıydı. Bunların ikisi de topraklarımızı, halklarımız ve mukaddesatımızı gasp etmiş kişilerdir. Ne barışı? Haklarımızdan ne verdiler ki bir de barış için çalıştılar, barış için uğraştılar denilsin? Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’yı kirletmesi için çalıştılar. Hürmetini her gün biraz daha ihlal ediyorlar. Tüm Kudüs ve Filistin topraklarının hürmetini ihlal ettiler.” dedi.

BAE, Bahreyn ve diğerlerinin İsrail ile birlikte Müslümanlara karşı hareket ettiğine dikkati çeken Umm Muhammed, “Suriye’de, Yemen’de ve diğer yerlerde savaşa neden oldular. Hem düşmanları saldırttılar hem de Müslümanları birbirlerine kırdırttılar. Vatana, toprağa ve insana yönelik yapılan tüm bu savaşlarla bütün bir insanlığı hedef alıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.